Kader ve Akıl
"Nous ve Moira, Akıl ve Kader, Adaletin sahibini tartışırlar ve Yaratıcı karar verir: onların arasındaki gerilimden adalet ortaya çıkar. Bu sözler Leyden müzesinde saklanan bir Papirüs üzerindeki el yazmasından alınmıştır. Moira "Ölüm Kararı"nı sembolize etmektedir. O kaderin ve ölümün perisidir, isminin ifadesi "paylaşma" veya "pay"dır. Bazen üç kız kardeş olarak tanıtılmıştır. Epiminede'lerde Kronos ve VVeuonym; Moiralar, Aphrodit ve Erinys'lerin ailesidirler. Biz Zeus'un hükümdarlığından önceki, köhne tanrısallığın huzurundayız. Onlar adaletin koruyucularıdır. Başlangıç ve son, doğum ve ölüm Moira'larm en büyük iki anıdır. Düğünler bir üçüncüsünü oluşturur. Böylece bu üçü kavrayış anlarını, doğumu ve ölümü belirtirler. "Onlar insanlara doğduklarında iyileri ve kötüleri verirler". Onlar yeni doğan kişinin kaderini "doldururlar". Demek ki onlar üç Parka'nın yakınlarıdırlar; iplikçiler; Kloto diye adlandırılan, insani kaderlerin doldurulduğu çarkı tutan yeni yetme; Lakhesis, iği çeviren genç kadın ve; yaşlı Atropos, altın makaslarla varolmanın ipini kesendir. Siyah yün kısa ve kötü bir kaderi, beyaz ip açık ve uzun günleri gösterirdi. Üç Moira bize Yunanistan'daki üç yüzlü ayın sembolünü hatırlatmaktadır. Kronos, -Zamanın Efendisi olduğuna göre hayatın devirlerinin Efendisi olacağı gibi; yeni yetme, genç kadın ve yaşlı kadın da süreleri sona erdiğinde kabul edilmesi gereken belirli sınırlar içinde cereyan edecek devirlerdir. Onların hareketleri bize Kozmik Kuralların katılığını hissettirir. Bu kaçınılmazın baskısı dışarıdan ezici ve saçma bir "Kader" şeklinde bizim hayatımız üzerinde o kadar uzun sürede kendini gösterecek ki hayatın bize dağıttığı acı ve yakınmayı bilinçli bir şekilde kaldırmakta başarılı olamayacağız. Anlamamız gereken kaçınılmaz olanın bizim gücümüze karşı değil, bizim gücümüzün emrinde olduğudur. Bundan kaçamayız. Bunun bizi ittiği yere bilinçli olarak gitmeyi istemek ve hatta bunun için de kendi kendimizi tanımak doyurucu başarının şartlarıdır. Ama "kendimiz", kainatta yerleştirilmiş olduğumuz yerin insanlarının çoğunun bunu hissetmediği çok daha içten bir sekile bağlıdır. Bu yeri tanımayı ve tanımlamayı öğrenen artık kaçınılmazdan kaçmaz. Zira bir anlam ihtiva eden her şey güzelliktir." (P. Metman) işte o zaman kader, kendisiyle karşılaşmaya neşe ile gittiğimizde bir yakınma kaynağı olmak yerine Gerçekleştirmenin Yolu olur. Kaçınılmazın üstündeki bu zafer onu tamamen kabul etmiş olmanın çıkışı, efsanede Zeus'un ölüm üstündeki zaferi olarak görülür. Zeus, Kronos'un zafercisi, bu aşınmanın ve zamanın üstüne zaferdir. O dünyanın ve Moiragete'nin Ulusu Moira'ların sürücüsü, yol göstericisi olur. Ölümsüzlüğe yönelen kişi ölümden sonraki hayata yönelir. Böylesi, kahramanların kaderi; yarı tanrı, Zeus'un oğlu, yiğitlikleri ile ölümlülüklerini yenenler ve ölümsüzlük nektarını içenler, latum" (kader) üzerinde zaferin ***gesi, kendi ölümünden sonra yeniden doğmaya yatkın hayatın kaynağıdır.
Yunan MİTOLOJİSİ
"Nous ve Moira, Akıl ve Kader, Adaletin sahibini tartışırlar ve Yaratıcı karar verir: onların arasındaki gerilimden adalet ortaya çıkar. Bu sözler Leyden müzesinde saklanan bir Papirüs üzerindeki el yazmasından alınmıştır. Moira "Ölüm Kararı"nı sembolize etmektedir. O kaderin ve ölümün perisidir, isminin ifadesi "paylaşma" veya "pay"dır. Bazen üç kız kardeş olarak tanıtılmıştır. Epiminede'lerde Kronos ve VVeuonym; Moiralar, Aphrodit ve Erinys'lerin ailesidirler. Biz Zeus'un hükümdarlığından önceki, köhne tanrısallığın huzurundayız. Onlar adaletin koruyucularıdır. Başlangıç ve son, doğum ve ölüm Moira'larm en büyük iki anıdır. Düğünler bir üçüncüsünü oluşturur. Böylece bu üçü kavrayış anlarını, doğumu ve ölümü belirtirler. "Onlar insanlara doğduklarında iyileri ve kötüleri verirler". Onlar yeni doğan kişinin kaderini "doldururlar". Demek ki onlar üç Parka'nın yakınlarıdırlar; iplikçiler; Kloto diye adlandırılan, insani kaderlerin doldurulduğu çarkı tutan yeni yetme; Lakhesis, iği çeviren genç kadın ve; yaşlı Atropos, altın makaslarla varolmanın ipini kesendir. Siyah yün kısa ve kötü bir kaderi, beyaz ip açık ve uzun günleri gösterirdi. Üç Moira bize Yunanistan'daki üç yüzlü ayın sembolünü hatırlatmaktadır. Kronos, -Zamanın Efendisi olduğuna göre hayatın devirlerinin Efendisi olacağı gibi; yeni yetme, genç kadın ve yaşlı kadın da süreleri sona erdiğinde kabul edilmesi gereken belirli sınırlar içinde cereyan edecek devirlerdir. Onların hareketleri bize Kozmik Kuralların katılığını hissettirir. Bu kaçınılmazın baskısı dışarıdan ezici ve saçma bir "Kader" şeklinde bizim hayatımız üzerinde o kadar uzun sürede kendini gösterecek ki hayatın bize dağıttığı acı ve yakınmayı bilinçli bir şekilde kaldırmakta başarılı olamayacağız. Anlamamız gereken kaçınılmaz olanın bizim gücümüze karşı değil, bizim gücümüzün emrinde olduğudur. Bundan kaçamayız. Bunun bizi ittiği yere bilinçli olarak gitmeyi istemek ve hatta bunun için de kendi kendimizi tanımak doyurucu başarının şartlarıdır. Ama "kendimiz", kainatta yerleştirilmiş olduğumuz yerin insanlarının çoğunun bunu hissetmediği çok daha içten bir sekile bağlıdır. Bu yeri tanımayı ve tanımlamayı öğrenen artık kaçınılmazdan kaçmaz. Zira bir anlam ihtiva eden her şey güzelliktir." (P. Metman) işte o zaman kader, kendisiyle karşılaşmaya neşe ile gittiğimizde bir yakınma kaynağı olmak yerine Gerçekleştirmenin Yolu olur. Kaçınılmazın üstündeki bu zafer onu tamamen kabul etmiş olmanın çıkışı, efsanede Zeus'un ölüm üstündeki zaferi olarak görülür. Zeus, Kronos'un zafercisi, bu aşınmanın ve zamanın üstüne zaferdir. O dünyanın ve Moiragete'nin Ulusu Moira'ların sürücüsü, yol göstericisi olur. Ölümsüzlüğe yönelen kişi ölümden sonraki hayata yönelir. Böylesi, kahramanların kaderi; yarı tanrı, Zeus'un oğlu, yiğitlikleri ile ölümlülüklerini yenenler ve ölümsüzlük nektarını içenler, latum" (kader) üzerinde zaferin ***gesi, kendi ölümünden sonra yeniden doğmaya yatkın hayatın kaynağıdır.
Yunan MİTOLOJİSİ