09.Mart.1964
Paris, Fransa
Sinema Oyuncusu
Fransız aktris. Ülkesi Fransanın en iyi aktrislerinden biri olmasının dışında akademi ve Golden Globe tarafından da ödüllendirilmiş olan Binoche, dramadan romantik komediye birçok farklı filmde rol almış ve Milan Kunderanın ünlü romanı The Unbearable Lightness of Beingin sinema uyarlamasıyla 23 yaşında tüm dünyanın tanıdığı bir oyuncu olmuştur. The English Patient, Krzysztof Kieslowskinin üçlemesi, Damage ve Chocolat oyuncunun önemli filmlerindendir. Başarısının yanında güzelliğiyle de adından söz ettiren Binoche ünlü kozmetik firmalarının da modeli olmuştur.
Biyografi
9 Mart 1964te tiyatro yönetmeni ve heykeltıraş bir baba ile oyuncu bir annenin kızı olarak Paris, Fransada dünyaya geldi. Henüz dört yaşındayken anne ve babası boşanan Binoche, kızkardeşi Marion Binochela birlikte yatılı bir okula gönderildi. Öğrenciyken Eugene Ionesconun oyunu Le Roi se meurtu sahneye koyup oynadığında 17 yaşında olan Binoche, bir yıl sonra National Conservatory of Dramatic Arts of Pariste oyunculuk eğitimi almaya başladı. Juliette Adrienne takma adıyla katıldığı tiyatro grubu ile birlikte Fransa, Belçika ve İsviçrede oyunlar sergileyen Binoche, mezun olduktan sonra da annesinin izinden giderek oyuncu olmaya karar verdi.
Beyazperdedeki ilk rolü TV filmi Dorothée, danseuse de cordeydu. Ancak ilk büyük performansı Pascal Kané'in yönetimindeki Liberty Belle ile oldu. Filmin başarısından sonra tiyatro yerine sinemada kariyer yapmaya karar veren Binoche, Les Nanas (1984) ve Adieu blaireauda küçük rollerde göründükten sonra Jean-Luc Godard'ın Je Vous Salue, Marie ve Jacques Doillon'ın La Vie de Famille filmlerinde daha önemli rollerde izleyiciyle buluştu.
Aynı yıl Cannes film festivalinde André Téchiné'e en iyi yönetmen ödülünü kazandıran Rendez-vousda önemli bir performans gösterdikten sonra tanınmaya başladı. Zira bu filmdeki rolüyle 1986da César Awardın sahibi oldu. Bir sonraki filmi Jacques Rouffionun yönetmenliğindeki Mon beau-frère a tué ma sur du ve vizyonda hayal kırıklığı yarattı. Ancak Aids konulu ilk film olma özelliği taşıyan Mauvais sangda gösterdiği performansla eleştirmenlerden büyük övgü aldı.
Binoche yine 1986da ona ikinci César ödülünü kazandıracak olan Michel Piccolinin Léos Carax's Mauvais Sangında rol aldıktan sonra, ilk kez İngilizce konuşacağı bir karakterle izleyiciyle buluşacağı The Unbearable Lightness of Beingde oynadı. Milan Kunderanın aynı adlı romanından Philip Kaufmanın beyazperdeye uyarladığı filmdeki Tereza rolüyle artık tüm dünya tarafından bir aktris olmuştu.
Bu dönemde Léos Carax ile tanışan Binoche, yedi yıl sürecek uzun bir birlikteliğin ilk adımını atmış oldu.
Filmin getirdiği uluslararası başarıya rağmen Fransaya geri dönen ve Fransız yönetmenlerle çalışmaya devam eden Binoche, Pierre Pradinas'un Un tour de manège ve Léos Carax'ın Les Amants du Pont-Neuf filmlerinde kamera karşısındaydı. Filmin finanse edilmesi için Fransa başbakanı François Mitterranda mektup yazan, ancak olumlu cevap alamayan Binoche, 2 yıl sonra Mitterranddan gelecek yemek teklifini de reddetti. Gazetecilerin neden Binochea yemek teklif ettiği sorusu üzerine:
Onu rüyamda gördüm ve öpüyordum.
yanıtını veren Mitterrandla daha sonra bir markette karşılaşan Binoche başbakanla kavga etmişti.
Binochea European Film Award ödülünü kazandıran Les Amants du Pont-Neuf aynı zamanda aktrisin Césarda en iyi kadın oyuncu ödülüne aday olmasını sağladı. Filmin başarısından sonra Emily Brontenin romanından beyaz perdeye uyarlanan Wuthering Heights için seçilen oyuncu 1992de rol aldığı Damagele dördüncü kez César ödülüne aday gösteriliyordu. Ardından tüm dünyada başarı kazanan Krzysztof Kieslowskinin üçlemesinin tüm filmlerinde izleyiciyle buluşan Binoche, Trois couleurs: Bleudaki rolüyle César Awardun sahibi oldu ve Golden Globeda en iyi kadın oyuncu ödülüne aday gösterildi. O yıl Steven Spielbergden jurassic-park için de teklif almış olan Binoche, tercihini Kieslowskiden yana kullanmış ve Spielberge teklifiyle ilgili ne düşündüğünü şu sözlerle açıklamıştı:
Teklifinizi eğer dinazoru oynayacaksam kabul ederim.
Oyuncu, oğlu Raphael dünyaya geldikten sonra film çalışmalarına bir süre ara verdi.
1995te 35 milyon bütçeyle Fransada tüm zamanların en pahalı filmi olan Le Hussard sur le toit için kadın bir kahramanı canlandıran Binoche, César Awarda beşinci kez aday oldu.
Özellikle drama filmlerinde zor rolleri başarıyla canlandıran Binoche, Anthony Minghellanın yönetmenliğinde çekilen ve tam dokuz dalda oskarı kucaklayan The English Patientteki Hana rolüyle en iyi kadın oyuncu dalında oskarın sahibi oldu. Kazandığı uluslar arası başarılara, ödüllere ve oskarlı bir oyuncu olmasına rağmen Amerikaya yerleşmeyen ve ağırlıklı olarak Fransız yönetmenlerle çalışmayı tercih eden oyuncu 1999da ikinci çocuğu Hanayı dünyaya getirdi.
90lı yıllarda rol aldığı filmlerde birbirinden farklı karakterlere bürünen Binoche, 2000 yılında Lasse Hallstromun yönettiği ve Johnny Depple başrolleri paylaştıkları Chocolat filmindeki rolüyle BAFTAda ve akademide en iyi kadın oyuncu ödülüne aday oldu ve European Film Awardı kazandı.
2002de Jean Renoyla birlikte romantik komedi filmi Décalage horaire için kamera arkasına geçen Binoche, Fransada büyük hasılat elde eden filmdeki başarısıyla César Awarda aday oldu.
2004te John Boorman'ın In My Country isimli filmi için Güney Amerikaya giden Binoche, Samuel L. Jacksonla başrolleri paylaştı. Bir yıl sonra yönetmeni Michael Hanekeye Cannes Film Festivalinde en iyi yönetmen ödülünü kazandıran Caché ile uluslararası başarısını katlayan Binoche, daha sonra yine bir Hollywood yapımı olan Bee Seasonda Richard Gerele başrolleri paylaştı.
Binoche son olarak Dan in Real Life isimli yapımda rol almıştır.