-
- Üyelik Tarihi
- 14 Ocak 2014
-
- Mesajlar
- 1,409
-
- MFC Puanı
- 354
İzmir'in Konak ilçesinde adını verdiği Milli Kütüphane Caddesindeki tarihi binada hizmet veren kütüphanedir, Türkiye'nin Milli adını taşıyan ilk kütüphanesidir.
23 Nisan 1912 tarihinde, daha sonra İzmir Milli Kütüphane Cemiyeti adını alacak olan sivil bir örgüt çatısında toplanan bir grup aydının girişimi ile Beyler Sokağında, Salepçizade Konağı'nın selamlık bölümünde hizmet vermeye başladı. Kütüphaneye gelir sağlaması için 1926 yılında Elhamra Sinemasının açılmasından sonra bu işletmeden elde edilen gelirle bir kütüphane binası inşa ettirildi. Ülkede
33 tarihinden beri Mimar Tahsin Sermet Beyin yaptığı neo-klasik binada hizmetini sürdürür. Halen, Türkiyenin altı derleme kütüphanesinden birisidir. Milli Kütüphane Vakfının malıdır ve onun yönetimindedir
Koleksiyon
Kütüphanede 2009 yılı itibariyle kütüphanede 670.000 adet kitap, 4800 adet dergi, 7400 adet gazete bulunur.
Değerli Yazma Eserler
İzmir Milli Kütüphanede Arapça, Türkçe, Farsça dillerinde yaklaşık 4000 eser içeren bir yazma eserler koleksiyonu mevcuttur. Koleksiyondaki eserler arasında yer alan Enverinin Düsturnamesi(1464-1465) özellikle önemlidir. Katip Çelebi, Cihannüma adlı eserinin İbrahim Müteferrika tarafından basılmış ilk baskısı, Aristonun 1531 tarihli Gutenberg basımı eseri, çok değerli 72 adet Kuran bu koleksiyon içinde yer alır.
Derleme Kütüphanesi
İzmir Milli Kütüphane, Basın Yayın ve Resim Derleme Kanununda yer alan altı derleme kütüphanesinden birisidir (Diğerleri: Milli Kütüphane, Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi ve T.B.M.M. Kütüphanesidir). Kanun gereği, Derleme Müdürlüğü tarafından bir araya getirilen tüm yayınlar İzmir Milli Kütüphaneye gönderilir.
2008de hazırlanan "Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu Tasarısı"nda bütçe, bina ve personel sorunları nedeniyle İstanbul Devlet Üniversitesi kütüphanesi ile birlikte İzmir Milli Kütüphanesi, derleme nüshası gönderilecek kütüphaneler arasından çıkarılmıştır. Tasarının yasalaşması halinde İzmir Milli Kütüphanesi, derleme kütüphanesi olma özeliğini yitirecektir.
Kütüphane Binası
Kütüphane binası, Neo-Klasik Türk Mimarisi tarzına uygun olarak yapılmış iki katlı bir yapıdır ve Elhamra Sineması ile birlikte bu mimari ekolün İzmir'deki en önemli simgesidir. Türkiye'de kütüphane olarak planlanmış az sayıda binadan birisidir. Tarihi eser olarak değerlendirilebilecek bir eserdir. Birinci katta; yönetim odaları, bir depo, bir genel okuma salonu, ödünç verme servisi, fotokopi odası, özel okuma odası, cilt onarım odası, ikinci katta ise; iki kitap deposu, konferans salonu, çocuk kitaplığı bulunur.
Tarihçe
Kütüphanenin Kuruluşu
İzmirde Milli Kütüphanenin kuruluşu için ilk defa 1911 yılında İzmirli avukat Kadızade İbrahim Beyin öncülük etmiş ancak mali yetersizlikler nedeni ile bu proje hayata geçememişti. Kütüphane, ertesi sene matematik öğretmeni Mehmed Celaleddin Bey öncülüğünde hizmete girdi. Celal Hoca adıyla bilinen Mehmet Celaleddin Bey, zamanın İzmir Eytam (Yetimler) Müdürü Abidin Beye ve Maksudoğlu Edhem Bey'e bu düşüncesini açmıştı.
Kurucular, oluşturacakları kütüphaneyi yaşatacak geliri sağlamak üzere bir sinema kurmayı; kütüphanenin yerini temin için hayırsever Salepçioğulları ailesine başvurmayı kararlaştırdı. Böylece Beyler Sokakta bulunan Salepçioğulları Konağının selamlık bölümü ücretsiz olarak kütüphane için tahsis edildi. Kitaplığın oymalı dolapları Sanatlar Mektebi'nde Girit'li oymacı İbrahim Bey tarafından yapıldı. Kütüphane, 1911 yılında İbrahim Kadızadenin isteğiyle oluşturulan İlm-ü İrfan Encümeni tarafından (sonradan "İzmir Milli Kütüphane Cemiyeti" adını aldı) 23 Nisan 1912de hizmete sokuldu.
Gelir amaçlı düşünülen açık hava sineması kütüphane kurucularının gerekli malzemeleri temin etmesinden sonra İbrahim Kadızadenin kefaleti ile kiralanan bir arsa üzerinde hizmete girdi. 19121914 yılları arasında kütüphaneye 4.000 eser sağlandı.
Ittihat ve Terakki
Salepçizade Konağının harem kısmında siyasi çalışmalarını sürdüren İzmir İttihat ve Terakki Cemiyetinin kütüphaneyi fırkanın bir organı haline getirmek istemesi üzerine, bunu kabul etmeyen Celeleddin Bey Kütüphane İdare Heyetinden ayrıldı; işgal yıllarına kadar sadece ilmi heyet reisliği yaptı. Bu dönemde Sanatlar Okulunda görevli Sezai (Söker) Bey İdare Heyeti Başkanlığı yaptı, heyete bazı İttihatçılar katıldı[9];kütüphane İttihat ve Terakkinin bir kolu olarak çalıştırıldı.
1. Dünya Savaşı Yılları
1914-1918 arasında İzmir Valisi Rahmi Bey, kütüphane ile yakından ilgilendi. Üzerinde kütüphane binası ve kütüphaneye gelir sağlayacak tesisler inşa edilmesi için arsa tahsis etti. Binaların proje ve planları Kolordu Mimarı Tahsin Sermet Bey'e yaptırıldı[9]. Halkın desteği için kampanya açıldı ve inşaat başlatıldı. Patinaj ve eğlence yeri ile sinema binasının duvarları tamamlanıp kütüphanenin temelleri yükseldiği sırada I. Dünya Savaşı yenilgi ile sona erdi. Vali Rahmi Beyin İzmirden ayrılıp İstanbula gitmesi ile üç yapının da inşaatı yarım kaldı.
Mütareke Yılları
I. Dünya Savaşının sonlandığı dönemde Sezai Beyden kütüphane başkanlığını alan Celaleddin Bey, yeni bir yönetim kurulu oluşturdu. Mütarekeden sonra İzmiri işgal eden Yunan kuvvetleri kütüphaneye el koyarak Milli sözcüğünü değiştirmek istedi. Vali Nurettin Paşanın kurdurduğu Cemaat-i İslamiye adlı dernek de, kütüphanenin adının İslam Kütüphanesi olarak değiştirilmesi için uğraştı. Polise götürülüp sorgulanan Celal Hoca, milli sıfatında ısrar edince tutuklandı. Genel Vali Steryadisin kitaplara el koyacağını ve kütüphanenin kapatılacağını kesin bir dille ihtar etmesi üzerine Celal Hoca ve İdare Heyeti, "Milli sıfatını kaldırarak Şehir adını koymayı kabul etti.
Kurtuluş Savaşı Sonrası
İzmirin Yunan işgalinden kurtulmasından sonra kütüphanenin levhası değiştirildi, yeniden Milli adlı ile hizmet vermeye başladı. Bitişiğindeki sinemadan ve sinemanın jeneratörü ile yakın çevreye sağlanan elektrikten kütüphane için gelir elde ediliyor, kitap sayısı arttırılıyordu.
Artan kitaplarla birlikte kütüphanenin yeni bir binaya geçme ihtiyacı büyüdü. Öncelikle sinemanın inşası üzerinde duruldu ve İpekçi Kardeşler Film Şirketinin 6 yıllık kira karşılığı sinemanın inşaat masraflarının büyük bölümünü üstlenmesi sonucu 1926da sinema hizmete girdi. Başlangıçta adının Milli Sinema olması düşünülürken, işletmecinin isteği ile Elhamra adı kullanıldı.
Sinema inşaatından sonra kütüphane binası inşaatı üzerinde çalışma başladı. Temeli yarım kalmış olan kütüphane binası belediye tarafından istimlak edilmiş olduğundan, kütüphane inşaatı için sinemanın yanındaki arsa satın alındı ve üzerinde bugünkü kütüphane binasının inşaatı başladı . Kütüphane, Cumhuriyetin 10. Yıl kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933de yeni binasına taşındı.
Atatürkün Ziyaretleri
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, İzmir Milli Kütüphanesini 1931 ve 3 Şubat 1933te henüz inşaat halinde iken ziyaret etmişti. Üçüncü ziyaretini konuğu İran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte 23 Haziran 1934 tarihinde yaptı ve kütüphanenin tamamlanmış halini Şaha da gösterdi.
Derleme Kanununun Kabülü
21 Haziran 1934 tarihinde 2527 sayılı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Yasası TBMMde kabul edildi. Yasanın 8 nci maddesi uyarınca Türkiyede her türlü baskı usulleriyle basılıp neşredilen eserlerden birer nüshası yasada belirtilmiş derleme kütüphanelerine gönderilecekti; yasada belirtilen kütüphanelerden birisi de İzmir Milli Kütüphane oldu.
"Milli" Ünvanının Resmi Olarak Verilmesi
Kütüphaneye Milli Ünvanının resmi olarak verilmesi, 23 Eylül 1939 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleşti.
Vakıf Haline Dönüşmesi
Milli Kütüphane Derneği, 15 Şubat 1978de vakıf haline dönüştü ve tüm malları vakfa devredildi.
Kurucular
İzmir Eytam Müdürü Abidin Bey
Vilâyet Meclisi Üyesi Salih (Akalan) Bey
Eski İzmir Milletvekili Osmanzade Hamdi (Aksoy) Bey
İttihak ve Terakki Fırkası İzmir Sekreteri Celâl (Bayar) Bey
Katibi Mesulu Şükrü (Cevahirci) Bey
Tüccar S. Ferit (Eczacıbaşı) Bey
Şifa Eczanesi Sahibi Faik (Ener) Bey
Mahmut Tahir Bey
Mahmutzade Etem Bey
Küçük Talât (Muşkara)
Emekli Albay Salâhattin Saip
M. Celâl (Saygın) Bey
Sezai (Söker) Bey
Süleyman (Tuser) Bey
(Alıntıdır)
23 Nisan 1912 tarihinde, daha sonra İzmir Milli Kütüphane Cemiyeti adını alacak olan sivil bir örgüt çatısında toplanan bir grup aydının girişimi ile Beyler Sokağında, Salepçizade Konağı'nın selamlık bölümünde hizmet vermeye başladı. Kütüphaneye gelir sağlaması için 1926 yılında Elhamra Sinemasının açılmasından sonra bu işletmeden elde edilen gelirle bir kütüphane binası inşa ettirildi. Ülkede
33 tarihinden beri Mimar Tahsin Sermet Beyin yaptığı neo-klasik binada hizmetini sürdürür. Halen, Türkiyenin altı derleme kütüphanesinden birisidir. Milli Kütüphane Vakfının malıdır ve onun yönetimindedir
Koleksiyon
Kütüphanede 2009 yılı itibariyle kütüphanede 670.000 adet kitap, 4800 adet dergi, 7400 adet gazete bulunur.
Değerli Yazma Eserler
İzmir Milli Kütüphanede Arapça, Türkçe, Farsça dillerinde yaklaşık 4000 eser içeren bir yazma eserler koleksiyonu mevcuttur. Koleksiyondaki eserler arasında yer alan Enverinin Düsturnamesi(1464-1465) özellikle önemlidir. Katip Çelebi, Cihannüma adlı eserinin İbrahim Müteferrika tarafından basılmış ilk baskısı, Aristonun 1531 tarihli Gutenberg basımı eseri, çok değerli 72 adet Kuran bu koleksiyon içinde yer alır.
Derleme Kütüphanesi
İzmir Milli Kütüphane, Basın Yayın ve Resim Derleme Kanununda yer alan altı derleme kütüphanesinden birisidir (Diğerleri: Milli Kütüphane, Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi ve T.B.M.M. Kütüphanesidir). Kanun gereği, Derleme Müdürlüğü tarafından bir araya getirilen tüm yayınlar İzmir Milli Kütüphaneye gönderilir.
2008de hazırlanan "Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu Tasarısı"nda bütçe, bina ve personel sorunları nedeniyle İstanbul Devlet Üniversitesi kütüphanesi ile birlikte İzmir Milli Kütüphanesi, derleme nüshası gönderilecek kütüphaneler arasından çıkarılmıştır. Tasarının yasalaşması halinde İzmir Milli Kütüphanesi, derleme kütüphanesi olma özeliğini yitirecektir.
Kütüphane Binası
Kütüphane binası, Neo-Klasik Türk Mimarisi tarzına uygun olarak yapılmış iki katlı bir yapıdır ve Elhamra Sineması ile birlikte bu mimari ekolün İzmir'deki en önemli simgesidir. Türkiye'de kütüphane olarak planlanmış az sayıda binadan birisidir. Tarihi eser olarak değerlendirilebilecek bir eserdir. Birinci katta; yönetim odaları, bir depo, bir genel okuma salonu, ödünç verme servisi, fotokopi odası, özel okuma odası, cilt onarım odası, ikinci katta ise; iki kitap deposu, konferans salonu, çocuk kitaplığı bulunur.
Tarihçe
Kütüphanenin Kuruluşu
İzmirde Milli Kütüphanenin kuruluşu için ilk defa 1911 yılında İzmirli avukat Kadızade İbrahim Beyin öncülük etmiş ancak mali yetersizlikler nedeni ile bu proje hayata geçememişti. Kütüphane, ertesi sene matematik öğretmeni Mehmed Celaleddin Bey öncülüğünde hizmete girdi. Celal Hoca adıyla bilinen Mehmet Celaleddin Bey, zamanın İzmir Eytam (Yetimler) Müdürü Abidin Beye ve Maksudoğlu Edhem Bey'e bu düşüncesini açmıştı.
Kurucular, oluşturacakları kütüphaneyi yaşatacak geliri sağlamak üzere bir sinema kurmayı; kütüphanenin yerini temin için hayırsever Salepçioğulları ailesine başvurmayı kararlaştırdı. Böylece Beyler Sokakta bulunan Salepçioğulları Konağının selamlık bölümü ücretsiz olarak kütüphane için tahsis edildi. Kitaplığın oymalı dolapları Sanatlar Mektebi'nde Girit'li oymacı İbrahim Bey tarafından yapıldı. Kütüphane, 1911 yılında İbrahim Kadızadenin isteğiyle oluşturulan İlm-ü İrfan Encümeni tarafından (sonradan "İzmir Milli Kütüphane Cemiyeti" adını aldı) 23 Nisan 1912de hizmete sokuldu.
Gelir amaçlı düşünülen açık hava sineması kütüphane kurucularının gerekli malzemeleri temin etmesinden sonra İbrahim Kadızadenin kefaleti ile kiralanan bir arsa üzerinde hizmete girdi. 19121914 yılları arasında kütüphaneye 4.000 eser sağlandı.
Ittihat ve Terakki
Salepçizade Konağının harem kısmında siyasi çalışmalarını sürdüren İzmir İttihat ve Terakki Cemiyetinin kütüphaneyi fırkanın bir organı haline getirmek istemesi üzerine, bunu kabul etmeyen Celeleddin Bey Kütüphane İdare Heyetinden ayrıldı; işgal yıllarına kadar sadece ilmi heyet reisliği yaptı. Bu dönemde Sanatlar Okulunda görevli Sezai (Söker) Bey İdare Heyeti Başkanlığı yaptı, heyete bazı İttihatçılar katıldı[9];kütüphane İttihat ve Terakkinin bir kolu olarak çalıştırıldı.
1. Dünya Savaşı Yılları
1914-1918 arasında İzmir Valisi Rahmi Bey, kütüphane ile yakından ilgilendi. Üzerinde kütüphane binası ve kütüphaneye gelir sağlayacak tesisler inşa edilmesi için arsa tahsis etti. Binaların proje ve planları Kolordu Mimarı Tahsin Sermet Bey'e yaptırıldı[9]. Halkın desteği için kampanya açıldı ve inşaat başlatıldı. Patinaj ve eğlence yeri ile sinema binasının duvarları tamamlanıp kütüphanenin temelleri yükseldiği sırada I. Dünya Savaşı yenilgi ile sona erdi. Vali Rahmi Beyin İzmirden ayrılıp İstanbula gitmesi ile üç yapının da inşaatı yarım kaldı.
Mütareke Yılları
I. Dünya Savaşının sonlandığı dönemde Sezai Beyden kütüphane başkanlığını alan Celaleddin Bey, yeni bir yönetim kurulu oluşturdu. Mütarekeden sonra İzmiri işgal eden Yunan kuvvetleri kütüphaneye el koyarak Milli sözcüğünü değiştirmek istedi. Vali Nurettin Paşanın kurdurduğu Cemaat-i İslamiye adlı dernek de, kütüphanenin adının İslam Kütüphanesi olarak değiştirilmesi için uğraştı. Polise götürülüp sorgulanan Celal Hoca, milli sıfatında ısrar edince tutuklandı. Genel Vali Steryadisin kitaplara el koyacağını ve kütüphanenin kapatılacağını kesin bir dille ihtar etmesi üzerine Celal Hoca ve İdare Heyeti, "Milli sıfatını kaldırarak Şehir adını koymayı kabul etti.
Kurtuluş Savaşı Sonrası
İzmirin Yunan işgalinden kurtulmasından sonra kütüphanenin levhası değiştirildi, yeniden Milli adlı ile hizmet vermeye başladı. Bitişiğindeki sinemadan ve sinemanın jeneratörü ile yakın çevreye sağlanan elektrikten kütüphane için gelir elde ediliyor, kitap sayısı arttırılıyordu.
Artan kitaplarla birlikte kütüphanenin yeni bir binaya geçme ihtiyacı büyüdü. Öncelikle sinemanın inşası üzerinde duruldu ve İpekçi Kardeşler Film Şirketinin 6 yıllık kira karşılığı sinemanın inşaat masraflarının büyük bölümünü üstlenmesi sonucu 1926da sinema hizmete girdi. Başlangıçta adının Milli Sinema olması düşünülürken, işletmecinin isteği ile Elhamra adı kullanıldı.
Sinema inşaatından sonra kütüphane binası inşaatı üzerinde çalışma başladı. Temeli yarım kalmış olan kütüphane binası belediye tarafından istimlak edilmiş olduğundan, kütüphane inşaatı için sinemanın yanındaki arsa satın alındı ve üzerinde bugünkü kütüphane binasının inşaatı başladı . Kütüphane, Cumhuriyetin 10. Yıl kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933de yeni binasına taşındı.
Atatürkün Ziyaretleri
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, İzmir Milli Kütüphanesini 1931 ve 3 Şubat 1933te henüz inşaat halinde iken ziyaret etmişti. Üçüncü ziyaretini konuğu İran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte 23 Haziran 1934 tarihinde yaptı ve kütüphanenin tamamlanmış halini Şaha da gösterdi.
Derleme Kanununun Kabülü
21 Haziran 1934 tarihinde 2527 sayılı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Yasası TBMMde kabul edildi. Yasanın 8 nci maddesi uyarınca Türkiyede her türlü baskı usulleriyle basılıp neşredilen eserlerden birer nüshası yasada belirtilmiş derleme kütüphanelerine gönderilecekti; yasada belirtilen kütüphanelerden birisi de İzmir Milli Kütüphane oldu.
"Milli" Ünvanının Resmi Olarak Verilmesi
Kütüphaneye Milli Ünvanının resmi olarak verilmesi, 23 Eylül 1939 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleşti.
Vakıf Haline Dönüşmesi
Milli Kütüphane Derneği, 15 Şubat 1978de vakıf haline dönüştü ve tüm malları vakfa devredildi.
Kurucular
İzmir Eytam Müdürü Abidin Bey
Vilâyet Meclisi Üyesi Salih (Akalan) Bey
Eski İzmir Milletvekili Osmanzade Hamdi (Aksoy) Bey
İttihak ve Terakki Fırkası İzmir Sekreteri Celâl (Bayar) Bey
Katibi Mesulu Şükrü (Cevahirci) Bey
Tüccar S. Ferit (Eczacıbaşı) Bey
Şifa Eczanesi Sahibi Faik (Ener) Bey
Mahmut Tahir Bey
Mahmutzade Etem Bey
Küçük Talât (Muşkara)
Emekli Albay Salâhattin Saip
M. Celâl (Saygın) Bey
Sezai (Söker) Bey
Süleyman (Tuser) Bey
(Alıntıdır)