- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
İyi Arkadaş
Evvel zaman içinde Jan diye bir çocuk varmış. Bu çocuğun babası hastaymış. Ölümünün yakın olduğunu düşünen adam, başucundaki oğluna:
Oğlum, ben ölmek üzereyim. Sana hiç doğruluktan ayrıl-(Terbiyeden-Yoksunum)-mamanı vasiyet ediyorum, demiş.
Bir süre sonra ölmüş. Jan, babasından kalan elli altını ala-(Terbiyeden-Yoksunum)-rak, bir dünya gezisine çıkmış. Bir akşam bir ibadethaneye uğ-(Terbiyeden-Yoksunum)-ramış. Geceyi orada geçirmiş. O gece rüyasında babasını gör-(Terbiyeden-Yoksunum)-müş. Babası, elini tuttuğu güzel bir prenses ile yanına gelerek:
-Oğlum, sen bu kızla evleneceksin, demiş.
Sabah olduğunda Jan uyanmış. İbadethânede iki kişinin ol-(Terbiyeden-Yoksunum)-duğunu görmüş. Bu adamları izlemiş. Siyah giysili iki adam, bir tabutu açmaya çalışıyormuş. Jan, seslenmiş:
-Bırakın onu, size ne zararı var?
İkisi birden çocuğu azarlamış. Jan:
-Tabuttaki adam size yaptı ki? diye sormuş.
-Bize kırk altın borcunu ödemedi, karşılığını vermiş adamlar.
Jan:
-İşte size kırk altın. Tabuttaki ölüyle uğraşmaktan vazge-(Terbiyeden-Yoksunum)-çin, demiş.
Adamlar, altınları alarak gitmişler. Jan, yeniden yollara düşmüş. Yolda bir adamla karşılaşmış. Biraz konuşmuşlar. Adam da dünya gezisine çıktığını söylemiş. Beraberce yola de-(Terbiyeden-Yoksunum)-vam etmişler. Büyük bir ormana girmişler. Bir ihtiyar adam görmüşler. Sırtında odun taşıyan adam topallayarak yürüyor- muş. Jan'ın arkadaşı, yaşlı oduncunun ayağına ilaç sürmüş. Acısı dinen ihtiyar:
-Allah işlerinizi kolaylaştırsın! diyerek evine gitmiş.
Jan ve arkadaşı, bir akşam bir şehre varmışlar. Kukla izlemeye gitmişler. Bir süs köpeği, kuklayı kırmış. Jan'ın arkadaşı, sürdüğü merhemle kuklayı iyileştirmiş. Kuklacı, çok memnun olmuş ve bir ihti-(Terbiyeden-Yoksunum)-yaçlarını karşılamak istediğini söylemiş. Jan'ın arkadaşı, bir kılıç istemiş. Adam, bir kı-(Terbiyeden-Yoksunum)-lıç satın alarak Jan'ın arkadaşına vermiş.
İki arkadaş, yeniden yola düşmüş. Bir ovadan geçerlerken, ölü bir kartal görmüşler. Jan'ın arkadaşı, kartalın kanatlarını kesmiş ve çantasına koymuş. Bir şehre varmışlar. Bir handa konaklamışlar. Hancıdan ülkenin kralının ve halkının iyi insan-(Terbiyeden-Yoksunum)-lar olduklarını ama, prensesin çok kötü olduğunu öğrenmişler. Nedenini sormuşlar. Hancı:
-Çünkü güzel prensesimiz, aklından geçen üç şeyi bilen le evleneceğini ilan etti. Onunla evlenmek isteyenler, prense-(Terbiyeden-Yoksunum)-sin aklından geçen üç şeyden hiç birini bilemediler. Prenses de onları cezalandırdı.
Prensesi çok merak eden Jan ve arkadaşı, onu görmek amacıyla şehri dolaşmaya çıkmışlar. Prensesi, bir parkta ha-(Terbiyeden-Yoksunum)-vuz başında otururken gören Jan şaşırmış. Çünkü bu, rüyâsında gördüğü kızmış. Arkadaşına, bu kızın aklından geçen üç şe-(Terbiyeden-Yoksunum)-yi bilmeye çalışacağını ve böylece evleneceğini söylemiş. Hiç kimse Jan'ı bu fikrinden vazgeçirememiş. O gece, Jan ile arka-(Terbiyeden-Yoksunum)-daşı han odasında uykuya yatmışlar. Fakat, Jan'ın arkadaşı uyumamış. Kartalın kanatlarına yapıştırıcı sürerek kendi göv-(Terbiyeden-Yoksunum)-desine takmış. Sonra uçarak prensesin penceresine konmuş. O sırada bir büyücü prensese gelmiş:
- Bu gün, ayakkabılarını düşüneceksin, demiş.
Arkadaşı, derhal geri dönmüş. Jan'a:
- Prenses, aklından geçenin ne olduğunu sorar- ı, ayakkabılarını düşünüyorsun, diyeceksin, demiş.
Ertesi gün Jan, prensesin huzuruna çıkmış. Onun, "Aklımdan geçen nedir?" sorusuna, "Ayakkabılarını düşünü-(Terbiyeden-Yoksunum)-yorsun" diye cevap vermiş. Güzel prenses çok şaşırmış. Jan, prensesin sorduğu diğer soruları da arkadaşının yardımıyla bilmiş.
Jan, arkadaşına çok teşekkür etmiş. Kendisine nasıl bir iyi-(Terbiyeden-Yoksunum)-likte bulunabileceğini sormuş. Arkadaşı:
- O tabuttaki ölü bendim. Borcumu verdin, bundan dolayı ben de Allah'ın izniyle sana bir iyilikte bulunmak istedim, de-(Terbiyeden-Yoksunum)-miş.
Sonra da uçup gitmiş ...
(İngiliz Masalı)
Evvel zaman içinde Jan diye bir çocuk varmış. Bu çocuğun babası hastaymış. Ölümünün yakın olduğunu düşünen adam, başucundaki oğluna:
Oğlum, ben ölmek üzereyim. Sana hiç doğruluktan ayrıl-(Terbiyeden-Yoksunum)-mamanı vasiyet ediyorum, demiş.
Bir süre sonra ölmüş. Jan, babasından kalan elli altını ala-(Terbiyeden-Yoksunum)-rak, bir dünya gezisine çıkmış. Bir akşam bir ibadethaneye uğ-(Terbiyeden-Yoksunum)-ramış. Geceyi orada geçirmiş. O gece rüyasında babasını gör-(Terbiyeden-Yoksunum)-müş. Babası, elini tuttuğu güzel bir prenses ile yanına gelerek:
-Oğlum, sen bu kızla evleneceksin, demiş.
Sabah olduğunda Jan uyanmış. İbadethânede iki kişinin ol-(Terbiyeden-Yoksunum)-duğunu görmüş. Bu adamları izlemiş. Siyah giysili iki adam, bir tabutu açmaya çalışıyormuş. Jan, seslenmiş:
-Bırakın onu, size ne zararı var?
İkisi birden çocuğu azarlamış. Jan:
-Tabuttaki adam size yaptı ki? diye sormuş.
-Bize kırk altın borcunu ödemedi, karşılığını vermiş adamlar.
Jan:
-İşte size kırk altın. Tabuttaki ölüyle uğraşmaktan vazge-(Terbiyeden-Yoksunum)-çin, demiş.
Adamlar, altınları alarak gitmişler. Jan, yeniden yollara düşmüş. Yolda bir adamla karşılaşmış. Biraz konuşmuşlar. Adam da dünya gezisine çıktığını söylemiş. Beraberce yola de-(Terbiyeden-Yoksunum)-vam etmişler. Büyük bir ormana girmişler. Bir ihtiyar adam görmüşler. Sırtında odun taşıyan adam topallayarak yürüyor- muş. Jan'ın arkadaşı, yaşlı oduncunun ayağına ilaç sürmüş. Acısı dinen ihtiyar:
-Allah işlerinizi kolaylaştırsın! diyerek evine gitmiş.
Jan ve arkadaşı, bir akşam bir şehre varmışlar. Kukla izlemeye gitmişler. Bir süs köpeği, kuklayı kırmış. Jan'ın arkadaşı, sürdüğü merhemle kuklayı iyileştirmiş. Kuklacı, çok memnun olmuş ve bir ihti-(Terbiyeden-Yoksunum)-yaçlarını karşılamak istediğini söylemiş. Jan'ın arkadaşı, bir kılıç istemiş. Adam, bir kı-(Terbiyeden-Yoksunum)-lıç satın alarak Jan'ın arkadaşına vermiş.
İki arkadaş, yeniden yola düşmüş. Bir ovadan geçerlerken, ölü bir kartal görmüşler. Jan'ın arkadaşı, kartalın kanatlarını kesmiş ve çantasına koymuş. Bir şehre varmışlar. Bir handa konaklamışlar. Hancıdan ülkenin kralının ve halkının iyi insan-(Terbiyeden-Yoksunum)-lar olduklarını ama, prensesin çok kötü olduğunu öğrenmişler. Nedenini sormuşlar. Hancı:
-Çünkü güzel prensesimiz, aklından geçen üç şeyi bilen le evleneceğini ilan etti. Onunla evlenmek isteyenler, prense-(Terbiyeden-Yoksunum)-sin aklından geçen üç şeyden hiç birini bilemediler. Prenses de onları cezalandırdı.
Prensesi çok merak eden Jan ve arkadaşı, onu görmek amacıyla şehri dolaşmaya çıkmışlar. Prensesi, bir parkta ha-(Terbiyeden-Yoksunum)-vuz başında otururken gören Jan şaşırmış. Çünkü bu, rüyâsında gördüğü kızmış. Arkadaşına, bu kızın aklından geçen üç şe-(Terbiyeden-Yoksunum)-yi bilmeye çalışacağını ve böylece evleneceğini söylemiş. Hiç kimse Jan'ı bu fikrinden vazgeçirememiş. O gece, Jan ile arka-(Terbiyeden-Yoksunum)-daşı han odasında uykuya yatmışlar. Fakat, Jan'ın arkadaşı uyumamış. Kartalın kanatlarına yapıştırıcı sürerek kendi göv-(Terbiyeden-Yoksunum)-desine takmış. Sonra uçarak prensesin penceresine konmuş. O sırada bir büyücü prensese gelmiş:
- Bu gün, ayakkabılarını düşüneceksin, demiş.
Arkadaşı, derhal geri dönmüş. Jan'a:
- Prenses, aklından geçenin ne olduğunu sorar- ı, ayakkabılarını düşünüyorsun, diyeceksin, demiş.
Ertesi gün Jan, prensesin huzuruna çıkmış. Onun, "Aklımdan geçen nedir?" sorusuna, "Ayakkabılarını düşünü-(Terbiyeden-Yoksunum)-yorsun" diye cevap vermiş. Güzel prenses çok şaşırmış. Jan, prensesin sorduğu diğer soruları da arkadaşının yardımıyla bilmiş.
Jan, arkadaşına çok teşekkür etmiş. Kendisine nasıl bir iyi-(Terbiyeden-Yoksunum)-likte bulunabileceğini sormuş. Arkadaşı:
- O tabuttaki ölü bendim. Borcumu verdin, bundan dolayı ben de Allah'ın izniyle sana bir iyilikte bulunmak istedim, de-(Terbiyeden-Yoksunum)-miş.
Sonra da uçup gitmiş ...
(İngiliz Masalı)