s3rdar
MFC Üyesi
- Konum
- Bodrum Muğla
-
- Üyelik Tarihi
- 10 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 768
-
- MFC Puanı
- 54
Mayıs 1453 tarihinde Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun başkenti Konstantinopolisin, II. Mehmed (Fâtih)önderliğindeki Osmanlı ordusu tarafından alınmasıdır. Daha sonra şehirOsmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmıştır. İstanbulun fethi ile 1058 yıllık Doğu Roma İmparatorluğu sona ermiş, Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ süreci başlamıştır.
Savaş Öncesi
II. Mehmed, Konstantinopolisi ele geçirmek için öncelikle deniz yardımının kesilmesi gerektiğini düşünmekteydi. Bu gerekçe ile büyük dedesi Yıldırım Bayezidin yaptırmış olduğu Anadolu Hisarının karşısında Rumeli Hisarını yaptırdı. Bu hisar, Tuna Nehri ile Karadenizden gelecek yardımı önlemenin yanında, Osmanlı Donanması için bir üs konumu üstlenecekti. İstanbulu kuşatacak ordunun arkasını korumak amacı ile Avrupada bir çok stratejik noktaya birlikler gönderildi. Mora Yarımadası kuşatıldı. İstanbulun yüksek ve kalın surlarını yıkmak amacı ileEdirnede, devrin önemli mühendisleri Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlılara sığınan MacarUrbana toplar döktürüldü. Edirne ve Konstantinopolis arasındaki yol düzenlendi ve toplarıngeçebileceği kaliteye yükseltildi. II. Mehmedin tasarlamış olduğu aşırtma gülleleri, günümüz ismi ile havan topları yapıldı.
Rumeli Hisarının İnşası
Hisarın inşaatına 15 Nisan 1452de başlanmıştır. İş bölümü yapılarak her bölümün inşaası bir paşanın denetimine verilmiş, deniz tarafına düşen bölümün inşaasını da II. Mehmed bizzat kendisi üstlenmiştir. Denizden bakıldığında sağ taraftaki kulenin yapımına Saruca Paşa, sol taraftakinin yapımına Zağanos Paşa, kıyıdaki kulenin yapımına da Çandarlı Halil Paşa nezaret etmiştir. Buralardaki kuleler de bu paşaların adlarını taşımaktadır. Hisarın inşası 31 Ağustos 1452de tamamlanmıştır. Hisarın yapımında kullanılan keresteler İznik veKaradeniz Ereğlisinden, taşlar ve kireçAnadolunun değişik yerlerinden ve spoliler (devşirme parça taş) çevredeki harap Bizans İmparatorluğu yapılarından temin edilmiştir. Hisarın yapımında yaklaşık 300 usta, 700-800 işçi, 200 arabacı, kayıkçı, nakliyeci ve diğer tayfa çalışmıştır.
Doğu Romaya Savaş İlanı
1452 yılında II. Mehmed, Bizans İmparatorluğuna savaş ilan etti. 28 Haziran 1452de Rumeli Hisarından 50.000 kişilik ordu ile hareket etti.İstanbul Surları karşısında çadırlar kuruldu. 31 Ağustosa kadar ordu İstanbulda kaldı. Ancak 31 Ağustosta Edirneye gidildi.
dirnede eski Bizans esiri olan Macar asıllı Urban ve diğer Osmanlı top dökümcüleri Şahitoplarını icat etti. Ünlü tarihçi Joseph von Hammer-Purgstalla göre Urban, topu yapma konusunda şu sözleri söylemiştir:
Kostantiniyye ve hatta Babil surlarını hak ile yeksan edilecek top imal edebilirim. Ben sanatımdan eminim, fakat topun ne kadar mesafeye gideceğini evvelden tahmin edemem.
Dîvân-ı Hümâyûnun Toplanması
1452 yılının sonlarına doğru, II. Mehmed Dîvân-ı Hümâyûnu topladı. Toplantıya Akşemseddinde katılmıştı. Toplantıda ilk sözü Vezir-î Azam Çandarlı Halil Paşa aldı. Eğer fetih gerçekleşirse, Haçlı seferi başlayacağını belirtti. Ancak Zağanos Paşa, Şahabeddin Paşa, Akşemseddin ve çoğu vezir Çandarlı Halil Paşanın görüşüne katılmadı. Sonuç olarak da İstanbul kuşatması gerçekleşti.
Doğu Romanın Durumu
Papa V. Nicholasın bir resmi
Doğu Roma İmparatoru XI. Konstantin Palaiologos, Papa V. Nikolaya iki büyük Hıristiyan mezhebini (Ortodoksluk ve Katolik) birleştirmek için başvurdu. Konstantinopolisin nüfusu da hızla azalıyordu. 1450 yılında 70.000 ile 80.000 arasında olduğu tahmin edilen nüfus henüz kuşatmadan önce 36.000 oluyordu. Papa V. Nikola ise aslen Rum olan ve eskiden Rusya Başpiskoposu olan PolonyaKardinali İzidor adındaki zatı gönderdi. İzidor, Ayasofyada Katolik usulüne uygun bir ayin düzenledi. İstanbul halkının bir kısmı ise bu durumu kabullenemeyerek:
Konstantinopoliste Latin serpuşu görmektense Türk sarığı görmeyi tercih ederim!
diyorlardı. Papa V. Nikoladan Bizansa 3 kadırga ve 200 asker, savaş gereçleri ve gıda maddeleri geldi. 30 geminin de vaadi bildirildi.Sakız Adasında bulunan Cenevizlilerden 2 gemi ile 700 asker, Galatadaki Cenevizlilerden de 2 gemi ve 300 asker, İspanya ve adalardan da bazı kuvvetler gelmişti. Cenovadan da Cenevizlilerin teklifi üzerine 500 asker ile 1 gemi gelmişti. Ücretli Türk askeri ise nadiren bulunuyordu. En önemlisi ise Cenevizdeki Giustiniani ailesinden Giovanni Giustiniani 700 askeri ile yardım ediyordu. Eğer,Osmanlılar yenilirse Limni Adasına düka tayin edebilme hakkına sahip olacaktı. Toplamında ise 20.000 asker Bizansı koruyordu. Gıda durumu ise genellikle Mora Despotluğu ve Sakız Adasından karşılanıyordu. Bizans, ayrıca İstanbul Surlarına ve GalatadanSarayburnuna çekilen zincirlere çok güveniyorlardı.
Edirneden Konstantinopolise Hareket
Avrupa Cizimi II.mehmed
II. Mehmed, Şubat 1453de, dökülen iri topların İstanbul önlerine götürülmesini emretti. 60 mandanın çektiği topun iki tarafında ikiyüzer asker yürüyor; kaymaması için çaba sarfediliyordu. Karaca Paşa komutasındaki 10.000 kişilik ordu İstanbul yakınındaki Vize,Silivri ve Ayestefanos kalelerini kuşattı. Nisan ayına gelindiğinde II. Mehmed, eyalet ve sancaklara orduya katılmaları için haber gönderdi. 5 Nisan 1453de Osmanlı Ordusu, II. Mehmedin komutasında İstanbula hareket etti. Asker sayısı 150.000 ile 200.000 arasında değişiyordu. Ayrıca, önemli hocalardan Akşemseddin, Akbıyık ve Molla Gürani de orduda bulunuyordu. 6 Nisan 1453de 10.000 sipahi Maltepe civarını tuttu. II. Mehmed de Anadolu ve Haliçi tutmuştu. Zağanos Paşa da Beyoğlunu fethetti, Galata üzerine yürüdü. Aynı gün padişah, Veli Mahmud Paşayı elçi olarak imparatora gönderdi. Ama barış teklifi kabul edilmedi.
Kuşatma Süreci
Fausto Zonaronun II. Mehmed komutasındaki Osmanlı Ordusunu İstanbulu kuşatmaya giderken resmettiği bir eseri.
Fausto Zonaronun II. Mehmed komutasındaki Osmanlı Ordusunu İstanbulu kuşatmaya giderken resmettiği bir eseri.
II. Mehmet hazırlıklarını tamamladıktan sonra Bizans kralına elçi göndererek şehrin teslim edilmesini istedi. Red cevabı üzerine 6 Nisan 1453 tarihinde İstanbul kuşatmasına başlandı. Osmanlı Ordusu kenti karadan ve denizden kuşatma altına aldı. Osmanlı Ordusu surlarda gedikler açtıkça Bizanslılarsurları yeniliyor, Türklerin şehre girişine izin vermiyordu. Osmanlı Donanmasının da Bizansa yardıma gelen Ceneviz ve Venedik gemilerine engel olamaması savaşın seyrini değiştirmeye başladı. Haliç ile Karaköy arasına çekilen zincirden ötürü Osmanlı donanmasının Haliçe girememesi savaşın seyrini Osmanlı aleyhine çeviriyordu. Bu gelişmeleri üzerine Fatih Sultan Mehmet 21 Nisanı 22 Nisana bağlayan gece 72 parça kadırganın karadan yürütülerek Haliçe indirilmesi emrini verdi. Dolmabahçe üzerinden Haliçe indirilen gemilerle savaşın seyri değişmeye başladı.
Kuşatmanın Başlaması
Fausto Zonaronun Osmanlı Donanmasının Haliçe indirilmesi adlı tablosu. Günümüzde Dolmabahçe Sarayında sergilenmektedir.
6 Nisan 1453de barış şartları kabul edilmeyince kuşatma, Topkapıdan (Sen Rumen) başladı.12 Nisanda sürekli bombardıman başladı. 17-18 Nisanda ise Prens Adaları Baltaoğlu Süleyman Paşa tarafından fethedildi. 20 Nisanda Bizansa yardıma gelen 5 tane Rum ve Latin gemisi Osmanlı donanmasını geçerek Haliçe girdi. Bu olay, Baltaoğlu Süleyman Paşanın azline sebep oldu. Kaptan-ı Derya Hamza Bey oldu. (1456ya kadar) Sultan Mehmet ve kumandanlar tarafından donanmanın nasıl Haliçi aşabileceği görüşülmeye başlandı. Osmanlı ordusu kuşatmanın uzaması ve surların bir türlü aşılamamış olması ile birlikte çelişkiye düştüler. II. Mehmed bu olay üzerine Akşemsettin Hocayı çagırttı. Akşemsettin Hoca 3 gün fetih için iştihareye yattıgını belirtti ve rüyasına Şeyda Sultannin teşfik ettiğini, fetih müjdesini kısmen verdiğini ve II. Mehmed Hanın Kabrine gelmesini istediğini belirtti. Bunun üzerine II. Mehmed tekrar orduyu toplayarak fetihin gerçekleşeceğini sabırlı olmaları gerektiğini beyan etmiştir.
Gemilerin Karadan Haliçe İndirilmesi
Gemiler Karadan Yürütülmesi
II. Mehmed, donanmanın karadan yürütülüp Haliçe indirilebileceğni belirtti. Birçok vezir ve paşa bu duruma tepki gösterdi. Sultan görüşlere tepki göstererek:
iz Peygamber müjdesini gerçekleştirmeye geldik. Biz Sultan Murad Han oğlu Mehmed Hanız. Allahın izni ve yardımı ile imkansızı mümkün yaparız. Davranın, amele bulun, usta bulun! Dolmabahçeden Beyoğlu sırtlarına doğru geniş bir yol açın. Yol boyunca kızakları döşeyin. Cenevizlilerden yağ alıp kızakları yağlayın. Amma çok gizli tutun. Bizans bu durumu fark etmemeli.
dedi.
Bunun üzerine 67 (veya 72) parçalık donanmanın Haliçe indirilmesi kararlaştırıldı. Dolmabahçeden Beyoğlu sırtlarına uzanan bir yol yapıldı. Kızaklar döşenip, yağlandı. Gemilerin altına konacak arabalar hazırlandı. Çok sayıda manda ve öküz sağlandı. Cenevizli casuslar ise yoğun çalışmayı görüyor, ama kestiremiyorlardı. Bu sırada Molla Gürani, yanında talebeleriyle geldi. Molla Gürani, fethin Sultan Mehmete gerçekleşeceğini belirterek:
Hünkarım, fetih size nasip olacaktır. Sakın vazgeçmeyin. Müritlerimle geldim. Kefenlerimiz boynumuzdadır. Ölene kadar fetih yolunda yürümeye andımız var.
dedi.
Bir gece içerisinde donanma Haliçe indirildi. 22 Nisanda donanma Haliçten ateşe başladı. Bizans Başkumandanı olan Giovanni Giustiniani ise, donanmanın Haliçe indirilmesine inanamıyordu. Ayrıca, bu sırada İstanbula padişahın emri ile Zağanos Paşa tarafından köprü yapıldı.
Şahi Toplarının Yapımı
İngilterede sergilenen Şahi topları
II. Mehmed, Konstantinopolisi almak istiyordu, fakat bu hiç de kolay olmayacaktı. Ancak II. Mehmedin tutkusu büyüktü ve bu tutku dehası ve zekasıyla birleşince Şahin toplarını döktürdü. Topların icadını gerçekleştirecek olan Macar asıllı Urban usta öncesinde top dökme sanatını bıraktıgını söylese de üvey kızının ısrarı üzerine topların dökümüne başlamıştır Şahi toplarının projesi daha öncesinden Urban usta tarafından hazırlanmış vaziyette idi. Bu top kuşatma esnasında Bizans Surlarında gedikler açmıştır.
Bizans Elçileriyle Görüşme
II. Mehmede Bizans İmparatoru tarafından elçiler gönderildi. İmparator teklifte bulunarak:
Kuşatma kaldırılırsa padişahın istediği kadar vergi vermeye hazırım. Konstantinopolis surlarına kadar olan bütün topraklar da kendilerinin olsun. Ayrıca şehrin güvenliğinden sorumlu, padişah tarafından tayinine hazırım.
dedi.
Ancak Sultan bu teklifi kabul etmeyerek:
Efendinize söyleyin, direnmeyi bırakıp şehri teslim etsin. Bunu yaparsa Moranın hakimiyetini kendisine ihsan edeceğiz. Razı olmazsa şehre zorla gireceğiz! Biz Sultan Murad Han oğlu Mehmed Han olarak peygamber müjdesi peşindeyiz.
dedi.
Meryem Tasvirinin Yere Düşmesi
Konstantinopolisi koruduğuna inanılan Meryemin Ayasofyadaki bir tasviri
25 Mayıs günü, Meryemin tasvirinin Konstantinopoliste dolaştırılacağı bildirildi. 26 Mayıs Cumartesi günü de Meryemin tasviri şehir boyu dolaştırılmaya başladı. Eğrikapıya girerken tasvir yüz üstü yere düştü. Hıristiyanlar korkuya kapıldı. O sırada ani bir fırtına koptu, sağanak yağmur başladı. Halk bu olayı kötüye yorarak:
Meryem Ana da Osmanlılardan yana! Artık şehrimizi korumuyor.
dediler.
Fetih Sonlanıyor
Osmanlı Donanmasının Haliçe indirilmesi ile birlikte savaşın seyri Osmanlılara döndü. İstanbula 19 Nisan, 6 Mayıs ve 12 Mayısta büyük hücumlar düzenlendi fakat şehir ele geçirilmedi. Kuşatma oldukça uzun sürmüş, Osmanlı askerleri moral ve fizikî açıdan kötü duruma düşmüştü. Bu gelişmeler üzerine II. Mehmed, 29 Mayısta büyük taaruz için emir verdi. 29 Mayısta günün ilk ışıkları ile başlayan taaruz sonucu, Ulubatlı Hasanın Bizans surlarına çıkarak Osmanlı sancağını dikmesi ile Osmanlı ordusu moral kazandı ve savaşa topyekün karşılık verdi. Açılan gediklerin kapatılamaması ve Osmanlı ordusunun topyekün saldırısı karşısında Konstantinopolis, 29 Mayıs 1453 Salı günü II. Mehmedin önderliğindeki Osmanlı birliklerine teslim oldu. Konstantinopolisin alınması ile birlikte topların deldiği surlardan içeri giren II. Mehmed, halkın sevgi gösterisi ile karşılandı. Bu fetihten sonra II. Mehmed, Fatih unvanını aldı ve Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başladı.
Son Gece ve Fetih
II. Mehmed, 28 Mayısı 29 Mayısa bağlayan gece Akşemseddine Konstantinopolis hakkındaki görüşlerini öğrenmek için Ahmet Paşayı gönderdi. Akşemseddin ise şehrin yarın fethedileceğini söyledi. Konstantinopoliste ise XI. Konstantin, Ayasofyadan çıkınca, atına binip askeri mevkileri dolaştı. Halkı ve askerleri heyecandıracak konuşmalar yaptı. Osmanlı tarafının kesin hücuma kalkacağı GalatadakiCenevizliler ile Osmanlı Rumları tarafından XI. Konstantine bildirilmişti. II. Mehmed ise 29 Mayıs günü şehrin fethedileceğini belirterek:
Ya ben Bizansı alırım, ya da Bizans beni!
demişti.
29 Mayıs sabahı, namazını kıldıktan sonra atına binen II. Mehmed, maiyetiyle birlikte ön safa geldi. Verilen emirle toplar ateşlendi. Osmanlı Ordusu hücuma başladı. Lağımcılar kaleyi patlatmaya çalışırken, Bizans askeri de kaynar katranları surların üzerinden Osmanlı askerlerine döküyordu. Padişah ise Topkapı önlerinde demir topuz ile savaşıyordu. bu sıradaGiovanni Giustiniani ağır yaralandı. Konstantinden tedavi için izin istediği zaman Konstantin:
Yaranız ağır değildir; bununla beraber, buradan nasıl çıkacaksınız?
diye sordu. Giovanni ise:
Cenab-ı Hakkın Türklere açmış olduğu yolu takip edeceğim.
dedi. Ardından da Galataya sığındı ve orada öldü.
700 kişilik birliğiyle gelen Giovanni, bölgeyi terk edince Bizans ordusu iyice bozulmaya başladı. Ulubatlı Hasan adlı bir yeniçeri ise 30 arkadaşı ile kaleye tırmanıyordu. Bizanslılar sekizini ok ve top atışlarıyla vurmuş ise de 22 kişi surlara tırmandı ama kısa sürede ok ve top atışlarında yaralandı. Ulubatlı Hasan ise sancağı kaleye dikti. Ancak ok darbeleri ve açılan ateşlerle orada vefat etti. Söylediği son söz ise:
Allahım bu sancağı buradan indirme!
idi.
Bir Yeniçeri müfrezesi Ulubatlı Hasanın naaşını II. Mehmedin huzuruna getirir. Padişah, cenazeyi gözlerinden öperek:
Eğer Sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isterdim!
demiştir.
Bu sırada imparator öldü. İmparatorun ölümü ile ilgili çeşitli rivayetler vardır. Aynı zamanda veliahtlardan Kantakuzen de ölmüştü. Şehzade Orhan ise intihar etmişti. Bu sırada II. Mehmed, Topkapıdan şehre girdi. Böylece şehir fethedildi. II. Mehmed, Fatih ünvanını aldı. Bu sırada Giritli askerler bahçede halen çatışma içindeydi. Fatih bunları görünce, silahlarıyla beraber Girite dönmelerine izin vermiştir. Daha sonra Bizans Patriğini telkin ederek:
Ben Sultan Mehmed, sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki, bugünden itibaren ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız.
dedi ve sancağı burçlarda gördüğüne sevinerek:
Aciz, fakir kulun Mehmede bu günleri gösterdiğin için sana şükürler olsun Rabbim!
dedi. Konstantinopolis halkının bir kısmı ise hala umutluydu. Çünkü Çemberlitaş Sütunu inançlarına göre Türklerin şehre girmesini önleyecekti. Ancak Çemberlitaş da geçildi ve Ayasofyaya varıldı. Camiye çevrilmesi emri verdi
Çandarlı Halil Paşanın İdamı
Çandarlı ailesi öteden beri Osmanlı İmparatorluğuna büyük hizmetler vermişti. Ancak, Çandarlı Halil Paşanın Bizans ile uzlaştığı söylentileri yayılıyordu. Ayrıca Çandarlı Halil Paşanın kuşatma sırasında Kuşatmanın Kaldırılması yolunda teklifleri de olmuştu. Fatih, o zaman için olayın üzerine yürümemişti. Bizansın son megadükü Lukas Notarasa niye bu kadar direndiklerini sorduklarında da:
Çandarlı imparatorumuzdan gizlice dayanmasını istemişti.
demesi üzerine soruşturma büyüdü. Ve Çandarlı önce tutuklanıp, sonra da 10 Temmuz 1453te idam edildi. Edirnedeki idamına kadar,Yedikule Zindanlarına kapatıldı. Çandarlı Halil Paşa, ilk günler bir başvezirin ağırlığına yakışır şekilde zindandaki hücresinde ağırlandı. Son ana kadar idam edileceğine inanmamakta direndi, çünkü kendisinden önce idam edilmiş başka bir vezir yoktu. Üstelik ailesi, kısa aralıklarla tam 154 yıldır iktidardaydı.
İdamından önce gözlerine mil çekilirken, cellat:
Padişahın yüzüne dik bakanların akıbeti işte budur.
dediğinde,
Zağanosun bayramı olsun, ahrette iki elim yakasındadır.
diye mukabele etmeyi başardı.
Gerçekten de zindanda bulunduğu bir buçuk ay boyunca, Zağanos Paşa, aleni olarak Çandarlı ve etrafındaki tüm Türk beylerinin hain oldukları propagandasını başarıyla yaymış, kilit noktalardaki diğer Türk paşaları ve beylerini de benzer akıbetlere sürüklemişti.Çandarlının 120.000 dükalık hazinesi ve tüm mal varlığı müsadere edildi. Böylelikle, Osmanlı devletinde devşirmelerin hakimiyet kuracağı dönem açılmış oldu. Sadrazamlığa Zağanos Paşa getirildi.
Fethin Avrupadaki Yankıları
İstanbulun fethi Avrupada büyük yankı uyandırdı. Başta Vatikan ve Sırbistan Prensliği sıranın kendilerine geldiğini düşünmekteydi. Papanın önderliğinde bir Haçlı Ordusu toplanmak istendiyse de, Avrupanın o dönemki iç siyaset karışıklıklarından ötürü bu gerçekleştirilemedi. Yunanlar, Doğu Romanın mirasçısı olduklarını iddia ettiler, bu iddialar üzerine Doğu Romanın yaşayan son prensleriMora Yarımadasında, Fatihin emri ile öldürüldü. İstanbulun fethi ile birçok bilim adamının İstanbuldan Avrupaya kaçarak Rönesans hareketini başlatmışlardır.
Savaş Öncesi
II. Mehmed, Konstantinopolisi ele geçirmek için öncelikle deniz yardımının kesilmesi gerektiğini düşünmekteydi. Bu gerekçe ile büyük dedesi Yıldırım Bayezidin yaptırmış olduğu Anadolu Hisarının karşısında Rumeli Hisarını yaptırdı. Bu hisar, Tuna Nehri ile Karadenizden gelecek yardımı önlemenin yanında, Osmanlı Donanması için bir üs konumu üstlenecekti. İstanbulu kuşatacak ordunun arkasını korumak amacı ile Avrupada bir çok stratejik noktaya birlikler gönderildi. Mora Yarımadası kuşatıldı. İstanbulun yüksek ve kalın surlarını yıkmak amacı ileEdirnede, devrin önemli mühendisleri Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlılara sığınan MacarUrbana toplar döktürüldü. Edirne ve Konstantinopolis arasındaki yol düzenlendi ve toplarıngeçebileceği kaliteye yükseltildi. II. Mehmedin tasarlamış olduğu aşırtma gülleleri, günümüz ismi ile havan topları yapıldı.
Rumeli Hisarının İnşası
Hisarın inşaatına 15 Nisan 1452de başlanmıştır. İş bölümü yapılarak her bölümün inşaası bir paşanın denetimine verilmiş, deniz tarafına düşen bölümün inşaasını da II. Mehmed bizzat kendisi üstlenmiştir. Denizden bakıldığında sağ taraftaki kulenin yapımına Saruca Paşa, sol taraftakinin yapımına Zağanos Paşa, kıyıdaki kulenin yapımına da Çandarlı Halil Paşa nezaret etmiştir. Buralardaki kuleler de bu paşaların adlarını taşımaktadır. Hisarın inşası 31 Ağustos 1452de tamamlanmıştır. Hisarın yapımında kullanılan keresteler İznik veKaradeniz Ereğlisinden, taşlar ve kireçAnadolunun değişik yerlerinden ve spoliler (devşirme parça taş) çevredeki harap Bizans İmparatorluğu yapılarından temin edilmiştir. Hisarın yapımında yaklaşık 300 usta, 700-800 işçi, 200 arabacı, kayıkçı, nakliyeci ve diğer tayfa çalışmıştır.
Doğu Romaya Savaş İlanı
1452 yılında II. Mehmed, Bizans İmparatorluğuna savaş ilan etti. 28 Haziran 1452de Rumeli Hisarından 50.000 kişilik ordu ile hareket etti.İstanbul Surları karşısında çadırlar kuruldu. 31 Ağustosa kadar ordu İstanbulda kaldı. Ancak 31 Ağustosta Edirneye gidildi.
dirnede eski Bizans esiri olan Macar asıllı Urban ve diğer Osmanlı top dökümcüleri Şahitoplarını icat etti. Ünlü tarihçi Joseph von Hammer-Purgstalla göre Urban, topu yapma konusunda şu sözleri söylemiştir:
Kostantiniyye ve hatta Babil surlarını hak ile yeksan edilecek top imal edebilirim. Ben sanatımdan eminim, fakat topun ne kadar mesafeye gideceğini evvelden tahmin edemem.
Dîvân-ı Hümâyûnun Toplanması
1452 yılının sonlarına doğru, II. Mehmed Dîvân-ı Hümâyûnu topladı. Toplantıya Akşemseddinde katılmıştı. Toplantıda ilk sözü Vezir-î Azam Çandarlı Halil Paşa aldı. Eğer fetih gerçekleşirse, Haçlı seferi başlayacağını belirtti. Ancak Zağanos Paşa, Şahabeddin Paşa, Akşemseddin ve çoğu vezir Çandarlı Halil Paşanın görüşüne katılmadı. Sonuç olarak da İstanbul kuşatması gerçekleşti.
Doğu Romanın Durumu
Papa V. Nicholasın bir resmi
Doğu Roma İmparatoru XI. Konstantin Palaiologos, Papa V. Nikolaya iki büyük Hıristiyan mezhebini (Ortodoksluk ve Katolik) birleştirmek için başvurdu. Konstantinopolisin nüfusu da hızla azalıyordu. 1450 yılında 70.000 ile 80.000 arasında olduğu tahmin edilen nüfus henüz kuşatmadan önce 36.000 oluyordu. Papa V. Nikola ise aslen Rum olan ve eskiden Rusya Başpiskoposu olan PolonyaKardinali İzidor adındaki zatı gönderdi. İzidor, Ayasofyada Katolik usulüne uygun bir ayin düzenledi. İstanbul halkının bir kısmı ise bu durumu kabullenemeyerek:
Konstantinopoliste Latin serpuşu görmektense Türk sarığı görmeyi tercih ederim!
diyorlardı. Papa V. Nikoladan Bizansa 3 kadırga ve 200 asker, savaş gereçleri ve gıda maddeleri geldi. 30 geminin de vaadi bildirildi.Sakız Adasında bulunan Cenevizlilerden 2 gemi ile 700 asker, Galatadaki Cenevizlilerden de 2 gemi ve 300 asker, İspanya ve adalardan da bazı kuvvetler gelmişti. Cenovadan da Cenevizlilerin teklifi üzerine 500 asker ile 1 gemi gelmişti. Ücretli Türk askeri ise nadiren bulunuyordu. En önemlisi ise Cenevizdeki Giustiniani ailesinden Giovanni Giustiniani 700 askeri ile yardım ediyordu. Eğer,Osmanlılar yenilirse Limni Adasına düka tayin edebilme hakkına sahip olacaktı. Toplamında ise 20.000 asker Bizansı koruyordu. Gıda durumu ise genellikle Mora Despotluğu ve Sakız Adasından karşılanıyordu. Bizans, ayrıca İstanbul Surlarına ve GalatadanSarayburnuna çekilen zincirlere çok güveniyorlardı.
Edirneden Konstantinopolise Hareket
Avrupa Cizimi II.mehmed
II. Mehmed, Şubat 1453de, dökülen iri topların İstanbul önlerine götürülmesini emretti. 60 mandanın çektiği topun iki tarafında ikiyüzer asker yürüyor; kaymaması için çaba sarfediliyordu. Karaca Paşa komutasındaki 10.000 kişilik ordu İstanbul yakınındaki Vize,Silivri ve Ayestefanos kalelerini kuşattı. Nisan ayına gelindiğinde II. Mehmed, eyalet ve sancaklara orduya katılmaları için haber gönderdi. 5 Nisan 1453de Osmanlı Ordusu, II. Mehmedin komutasında İstanbula hareket etti. Asker sayısı 150.000 ile 200.000 arasında değişiyordu. Ayrıca, önemli hocalardan Akşemseddin, Akbıyık ve Molla Gürani de orduda bulunuyordu. 6 Nisan 1453de 10.000 sipahi Maltepe civarını tuttu. II. Mehmed de Anadolu ve Haliçi tutmuştu. Zağanos Paşa da Beyoğlunu fethetti, Galata üzerine yürüdü. Aynı gün padişah, Veli Mahmud Paşayı elçi olarak imparatora gönderdi. Ama barış teklifi kabul edilmedi.
Kuşatma Süreci
Fausto Zonaronun II. Mehmed komutasındaki Osmanlı Ordusunu İstanbulu kuşatmaya giderken resmettiği bir eseri.
Fausto Zonaronun II. Mehmed komutasındaki Osmanlı Ordusunu İstanbulu kuşatmaya giderken resmettiği bir eseri.
II. Mehmet hazırlıklarını tamamladıktan sonra Bizans kralına elçi göndererek şehrin teslim edilmesini istedi. Red cevabı üzerine 6 Nisan 1453 tarihinde İstanbul kuşatmasına başlandı. Osmanlı Ordusu kenti karadan ve denizden kuşatma altına aldı. Osmanlı Ordusu surlarda gedikler açtıkça Bizanslılarsurları yeniliyor, Türklerin şehre girişine izin vermiyordu. Osmanlı Donanmasının da Bizansa yardıma gelen Ceneviz ve Venedik gemilerine engel olamaması savaşın seyrini değiştirmeye başladı. Haliç ile Karaköy arasına çekilen zincirden ötürü Osmanlı donanmasının Haliçe girememesi savaşın seyrini Osmanlı aleyhine çeviriyordu. Bu gelişmeleri üzerine Fatih Sultan Mehmet 21 Nisanı 22 Nisana bağlayan gece 72 parça kadırganın karadan yürütülerek Haliçe indirilmesi emrini verdi. Dolmabahçe üzerinden Haliçe indirilen gemilerle savaşın seyri değişmeye başladı.
Kuşatmanın Başlaması
Fausto Zonaronun Osmanlı Donanmasının Haliçe indirilmesi adlı tablosu. Günümüzde Dolmabahçe Sarayında sergilenmektedir.
6 Nisan 1453de barış şartları kabul edilmeyince kuşatma, Topkapıdan (Sen Rumen) başladı.12 Nisanda sürekli bombardıman başladı. 17-18 Nisanda ise Prens Adaları Baltaoğlu Süleyman Paşa tarafından fethedildi. 20 Nisanda Bizansa yardıma gelen 5 tane Rum ve Latin gemisi Osmanlı donanmasını geçerek Haliçe girdi. Bu olay, Baltaoğlu Süleyman Paşanın azline sebep oldu. Kaptan-ı Derya Hamza Bey oldu. (1456ya kadar) Sultan Mehmet ve kumandanlar tarafından donanmanın nasıl Haliçi aşabileceği görüşülmeye başlandı. Osmanlı ordusu kuşatmanın uzaması ve surların bir türlü aşılamamış olması ile birlikte çelişkiye düştüler. II. Mehmed bu olay üzerine Akşemsettin Hocayı çagırttı. Akşemsettin Hoca 3 gün fetih için iştihareye yattıgını belirtti ve rüyasına Şeyda Sultannin teşfik ettiğini, fetih müjdesini kısmen verdiğini ve II. Mehmed Hanın Kabrine gelmesini istediğini belirtti. Bunun üzerine II. Mehmed tekrar orduyu toplayarak fetihin gerçekleşeceğini sabırlı olmaları gerektiğini beyan etmiştir.
Gemilerin Karadan Haliçe İndirilmesi
Gemiler Karadan Yürütülmesi
II. Mehmed, donanmanın karadan yürütülüp Haliçe indirilebileceğni belirtti. Birçok vezir ve paşa bu duruma tepki gösterdi. Sultan görüşlere tepki göstererek:
iz Peygamber müjdesini gerçekleştirmeye geldik. Biz Sultan Murad Han oğlu Mehmed Hanız. Allahın izni ve yardımı ile imkansızı mümkün yaparız. Davranın, amele bulun, usta bulun! Dolmabahçeden Beyoğlu sırtlarına doğru geniş bir yol açın. Yol boyunca kızakları döşeyin. Cenevizlilerden yağ alıp kızakları yağlayın. Amma çok gizli tutun. Bizans bu durumu fark etmemeli.
dedi.
Bunun üzerine 67 (veya 72) parçalık donanmanın Haliçe indirilmesi kararlaştırıldı. Dolmabahçeden Beyoğlu sırtlarına uzanan bir yol yapıldı. Kızaklar döşenip, yağlandı. Gemilerin altına konacak arabalar hazırlandı. Çok sayıda manda ve öküz sağlandı. Cenevizli casuslar ise yoğun çalışmayı görüyor, ama kestiremiyorlardı. Bu sırada Molla Gürani, yanında talebeleriyle geldi. Molla Gürani, fethin Sultan Mehmete gerçekleşeceğini belirterek:
Hünkarım, fetih size nasip olacaktır. Sakın vazgeçmeyin. Müritlerimle geldim. Kefenlerimiz boynumuzdadır. Ölene kadar fetih yolunda yürümeye andımız var.
dedi.
Bir gece içerisinde donanma Haliçe indirildi. 22 Nisanda donanma Haliçten ateşe başladı. Bizans Başkumandanı olan Giovanni Giustiniani ise, donanmanın Haliçe indirilmesine inanamıyordu. Ayrıca, bu sırada İstanbula padişahın emri ile Zağanos Paşa tarafından köprü yapıldı.
Şahi Toplarının Yapımı
İngilterede sergilenen Şahi topları
II. Mehmed, Konstantinopolisi almak istiyordu, fakat bu hiç de kolay olmayacaktı. Ancak II. Mehmedin tutkusu büyüktü ve bu tutku dehası ve zekasıyla birleşince Şahin toplarını döktürdü. Topların icadını gerçekleştirecek olan Macar asıllı Urban usta öncesinde top dökme sanatını bıraktıgını söylese de üvey kızının ısrarı üzerine topların dökümüne başlamıştır Şahi toplarının projesi daha öncesinden Urban usta tarafından hazırlanmış vaziyette idi. Bu top kuşatma esnasında Bizans Surlarında gedikler açmıştır.
Bizans Elçileriyle Görüşme
II. Mehmede Bizans İmparatoru tarafından elçiler gönderildi. İmparator teklifte bulunarak:
Kuşatma kaldırılırsa padişahın istediği kadar vergi vermeye hazırım. Konstantinopolis surlarına kadar olan bütün topraklar da kendilerinin olsun. Ayrıca şehrin güvenliğinden sorumlu, padişah tarafından tayinine hazırım.
dedi.
Ancak Sultan bu teklifi kabul etmeyerek:
Efendinize söyleyin, direnmeyi bırakıp şehri teslim etsin. Bunu yaparsa Moranın hakimiyetini kendisine ihsan edeceğiz. Razı olmazsa şehre zorla gireceğiz! Biz Sultan Murad Han oğlu Mehmed Han olarak peygamber müjdesi peşindeyiz.
dedi.
Meryem Tasvirinin Yere Düşmesi
Konstantinopolisi koruduğuna inanılan Meryemin Ayasofyadaki bir tasviri
25 Mayıs günü, Meryemin tasvirinin Konstantinopoliste dolaştırılacağı bildirildi. 26 Mayıs Cumartesi günü de Meryemin tasviri şehir boyu dolaştırılmaya başladı. Eğrikapıya girerken tasvir yüz üstü yere düştü. Hıristiyanlar korkuya kapıldı. O sırada ani bir fırtına koptu, sağanak yağmur başladı. Halk bu olayı kötüye yorarak:
Meryem Ana da Osmanlılardan yana! Artık şehrimizi korumuyor.
dediler.
Fetih Sonlanıyor
Osmanlı Donanmasının Haliçe indirilmesi ile birlikte savaşın seyri Osmanlılara döndü. İstanbula 19 Nisan, 6 Mayıs ve 12 Mayısta büyük hücumlar düzenlendi fakat şehir ele geçirilmedi. Kuşatma oldukça uzun sürmüş, Osmanlı askerleri moral ve fizikî açıdan kötü duruma düşmüştü. Bu gelişmeler üzerine II. Mehmed, 29 Mayısta büyük taaruz için emir verdi. 29 Mayısta günün ilk ışıkları ile başlayan taaruz sonucu, Ulubatlı Hasanın Bizans surlarına çıkarak Osmanlı sancağını dikmesi ile Osmanlı ordusu moral kazandı ve savaşa topyekün karşılık verdi. Açılan gediklerin kapatılamaması ve Osmanlı ordusunun topyekün saldırısı karşısında Konstantinopolis, 29 Mayıs 1453 Salı günü II. Mehmedin önderliğindeki Osmanlı birliklerine teslim oldu. Konstantinopolisin alınması ile birlikte topların deldiği surlardan içeri giren II. Mehmed, halkın sevgi gösterisi ile karşılandı. Bu fetihten sonra II. Mehmed, Fatih unvanını aldı ve Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başladı.
Son Gece ve Fetih
II. Mehmed, 28 Mayısı 29 Mayısa bağlayan gece Akşemseddine Konstantinopolis hakkındaki görüşlerini öğrenmek için Ahmet Paşayı gönderdi. Akşemseddin ise şehrin yarın fethedileceğini söyledi. Konstantinopoliste ise XI. Konstantin, Ayasofyadan çıkınca, atına binip askeri mevkileri dolaştı. Halkı ve askerleri heyecandıracak konuşmalar yaptı. Osmanlı tarafının kesin hücuma kalkacağı GalatadakiCenevizliler ile Osmanlı Rumları tarafından XI. Konstantine bildirilmişti. II. Mehmed ise 29 Mayıs günü şehrin fethedileceğini belirterek:
Ya ben Bizansı alırım, ya da Bizans beni!
demişti.
29 Mayıs sabahı, namazını kıldıktan sonra atına binen II. Mehmed, maiyetiyle birlikte ön safa geldi. Verilen emirle toplar ateşlendi. Osmanlı Ordusu hücuma başladı. Lağımcılar kaleyi patlatmaya çalışırken, Bizans askeri de kaynar katranları surların üzerinden Osmanlı askerlerine döküyordu. Padişah ise Topkapı önlerinde demir topuz ile savaşıyordu. bu sıradaGiovanni Giustiniani ağır yaralandı. Konstantinden tedavi için izin istediği zaman Konstantin:
Yaranız ağır değildir; bununla beraber, buradan nasıl çıkacaksınız?
diye sordu. Giovanni ise:
Cenab-ı Hakkın Türklere açmış olduğu yolu takip edeceğim.
dedi. Ardından da Galataya sığındı ve orada öldü.
700 kişilik birliğiyle gelen Giovanni, bölgeyi terk edince Bizans ordusu iyice bozulmaya başladı. Ulubatlı Hasan adlı bir yeniçeri ise 30 arkadaşı ile kaleye tırmanıyordu. Bizanslılar sekizini ok ve top atışlarıyla vurmuş ise de 22 kişi surlara tırmandı ama kısa sürede ok ve top atışlarında yaralandı. Ulubatlı Hasan ise sancağı kaleye dikti. Ancak ok darbeleri ve açılan ateşlerle orada vefat etti. Söylediği son söz ise:
Allahım bu sancağı buradan indirme!
idi.
Bir Yeniçeri müfrezesi Ulubatlı Hasanın naaşını II. Mehmedin huzuruna getirir. Padişah, cenazeyi gözlerinden öperek:
Eğer Sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isterdim!
demiştir.
Bu sırada imparator öldü. İmparatorun ölümü ile ilgili çeşitli rivayetler vardır. Aynı zamanda veliahtlardan Kantakuzen de ölmüştü. Şehzade Orhan ise intihar etmişti. Bu sırada II. Mehmed, Topkapıdan şehre girdi. Böylece şehir fethedildi. II. Mehmed, Fatih ünvanını aldı. Bu sırada Giritli askerler bahçede halen çatışma içindeydi. Fatih bunları görünce, silahlarıyla beraber Girite dönmelerine izin vermiştir. Daha sonra Bizans Patriğini telkin ederek:
Ben Sultan Mehmed, sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki, bugünden itibaren ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız.
dedi ve sancağı burçlarda gördüğüne sevinerek:
Aciz, fakir kulun Mehmede bu günleri gösterdiğin için sana şükürler olsun Rabbim!
dedi. Konstantinopolis halkının bir kısmı ise hala umutluydu. Çünkü Çemberlitaş Sütunu inançlarına göre Türklerin şehre girmesini önleyecekti. Ancak Çemberlitaş da geçildi ve Ayasofyaya varıldı. Camiye çevrilmesi emri verdi
Çandarlı Halil Paşanın İdamı
Çandarlı ailesi öteden beri Osmanlı İmparatorluğuna büyük hizmetler vermişti. Ancak, Çandarlı Halil Paşanın Bizans ile uzlaştığı söylentileri yayılıyordu. Ayrıca Çandarlı Halil Paşanın kuşatma sırasında Kuşatmanın Kaldırılması yolunda teklifleri de olmuştu. Fatih, o zaman için olayın üzerine yürümemişti. Bizansın son megadükü Lukas Notarasa niye bu kadar direndiklerini sorduklarında da:
Çandarlı imparatorumuzdan gizlice dayanmasını istemişti.
demesi üzerine soruşturma büyüdü. Ve Çandarlı önce tutuklanıp, sonra da 10 Temmuz 1453te idam edildi. Edirnedeki idamına kadar,Yedikule Zindanlarına kapatıldı. Çandarlı Halil Paşa, ilk günler bir başvezirin ağırlığına yakışır şekilde zindandaki hücresinde ağırlandı. Son ana kadar idam edileceğine inanmamakta direndi, çünkü kendisinden önce idam edilmiş başka bir vezir yoktu. Üstelik ailesi, kısa aralıklarla tam 154 yıldır iktidardaydı.
İdamından önce gözlerine mil çekilirken, cellat:
Padişahın yüzüne dik bakanların akıbeti işte budur.
dediğinde,
Zağanosun bayramı olsun, ahrette iki elim yakasındadır.
diye mukabele etmeyi başardı.
Gerçekten de zindanda bulunduğu bir buçuk ay boyunca, Zağanos Paşa, aleni olarak Çandarlı ve etrafındaki tüm Türk beylerinin hain oldukları propagandasını başarıyla yaymış, kilit noktalardaki diğer Türk paşaları ve beylerini de benzer akıbetlere sürüklemişti.Çandarlının 120.000 dükalık hazinesi ve tüm mal varlığı müsadere edildi. Böylelikle, Osmanlı devletinde devşirmelerin hakimiyet kuracağı dönem açılmış oldu. Sadrazamlığa Zağanos Paşa getirildi.
Fethin Avrupadaki Yankıları
İstanbulun fethi Avrupada büyük yankı uyandırdı. Başta Vatikan ve Sırbistan Prensliği sıranın kendilerine geldiğini düşünmekteydi. Papanın önderliğinde bir Haçlı Ordusu toplanmak istendiyse de, Avrupanın o dönemki iç siyaset karışıklıklarından ötürü bu gerçekleştirilemedi. Yunanlar, Doğu Romanın mirasçısı olduklarını iddia ettiler, bu iddialar üzerine Doğu Romanın yaşayan son prensleriMora Yarımadasında, Fatihin emri ile öldürüldü. İstanbulun fethi ile birçok bilim adamının İstanbuldan Avrupaya kaçarak Rönesans hareketini başlatmışlardır.