MUSEVİLİK VE YAHUDİ TARİHİ (KRALLAR SONRASI DÖNEM)
İsrael'in Sonu Ve
1. Bet-Amikdaş'ın Yıkılışı
Yehuda denilen Güney İsrael Krallığı, kuzey krallığından yaklaşık 134 sene fazla yaş**ıştır.Bunu nedeni düzensiz bir yerde bulunmaması ve putperestlik yoluna sapmamalarıydı. Kuzeyde, ortalama her 12 yılda bir kral değişiyordu , fakat güneyde ise bir kral yaklaşık bu sürenin iki katı kadar başta kalıyordu. Kuzey krallarının aksine, güney krallarının hepsi dürüst insanlardı. Ve diğer kralların arasında öne çıkan biri Hezekiah idi. ( Bu kral, peygamber İşayanın kızıyla evlenmişti ) Kral Davidden sonraki 14. Kraldı ve MÖ 590 561 yılları arasında ülkeyi yönetti .Tanah, onun hakkında şunları söyler: Ve O, Allahın gözünde doğru olanı yaptı , tıpkı babası Davidin yaptığı gibi. Ve İsraelin Allahına güvendi. Yehuda kralları arasında ondan önce veya sonra onun gibisi yoktu ve olmadı . ( Krallar 2, 18:3-5 ) Bu pasuk gerçekten övgü doludur. Bu zamanda, kuzey İsrael krallığı ,Asur İmparatorluğu tarafından ele geçirilmişti. Hezekiah da , Asur saldırısından korunmak için Yeruşalayimin duvarlarını sağlamlaştırdı. Onun yaptırdığı bazı işleri bugün hala görebiliriz. YERUŞALAYİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ Hezekiahın zamanından itibaren, Yeruşalayim, artık orijinal Davidin Şehri ile sınırlı değildi. Büyük bir nüfus da , Tapınak dağının batı kısmındaki yeni yerleşim yerinde yaşıyordu. Fakat şehrin bu kesimi korumasızdı ve Hezekiah da bu bölgeyi, günümüzde arkeologlar tarafından ortaya çıkartılmış surlarla çevirdi. Buraya Geniş Yol denir. Kral Hezekiahın yaptığı bir diğer iş de , şehre su sağlayan sistemi, büyütmek olmuştu. ( 18. Bölümde bahsedilen ,şehir duvarları dışındaki Gihon kaynakları şehre su sağlıyordu. ) Bunu gerçekleştirebilmek için Hezekiah, Gihon kaynaklarından şehre bir tünel kazmaları için, iki ekip organize eder. Bu ekiplerden birisi, tünelin bir ucundan, diğeri de öbür ucundan kazmaya başlarlar ve ortada buluşurlar. O günlerin kısıtlı teknolojisini göz önünde bulundurursak , kazdıkları bu tünel, inanılması güç bir eserdir. tam 533 metre uzunluğundadır. Bugün Eski Yeruşalayim şehrinin hemen dışındaki Arap köyü Silvana gidebilir ve bu tünelin içinde yürüyebilirsiniz. ( Günümüzde su, sadece dize kadar gelmektedir. ) Ayrıca, eski işçilerin aletlerinin izlerini ve birleşen iki takım işaretierini de hala duvarlarda görebilirsiniz. Aslında burada bir de plaka bulunuyordu fakat Osmanlılar, Yeruşalayimi aldıkları zaman bu plakayı söktüler ve şimdi bu plaka İstanbul, Türkiyede bir müzede bulunmaktadır. Sennacherib tarafından yönetiler Asurluluar, Yeruşalayimi kuşatmak için kapıya dayanmadan hemen önce, şehrin surlarla güçlendirilmesi tamamlanmıştı. Bu yaklaşık MÖ 547 yılları arasında gerçekleşmiştir. Daha, önceden, 21. Bölümde, Ortadoğudaki birçok değerli eşyanın İngilizler tarafından alındığını ve şu an İngiliz Müzesinde sergilendiklerinden bahsedilmişti. Bu kalıntılardan biri de Sennacheribin zamanından kalma,bir tablettir ve üstünde şunlar yazılıdır: Yehuda kralı Hezekiahı kafesteki kuş gibi şehrin içine hapsettim. Farkındaysanız, Yeruşalayimin düşüşü anlatılmamış , çünkü Yeruşalayim zaten düşmedi. Neler olduğunu bize Tanah anlatır. Asurlular şehri kuşatırlar ve neredeyse amaçlarına ulaşma noktasına gelirler. Fakat kamplarında bir veba salgını baş gösterir ve bir gecede 185,000 Asur askeri ölür. Sennacherip , hemen toparlanıp , Asurdaki evine geri döner ve kısa bir süre sonra da çocukları tarafından öldürülür. Asur İmparatorluğunun kana susamış imparatorunun kötü çocuklara sahip olmasını herkes anlayabilir. Fakat ne yazık ki, aziz kral Hezekiah da , bu konuda şanslı değildir KÖTÜ TOHUM Hezekiahın oğlu, Menase, babası öldükten sonra tahta geçer. Babası ne kadar iyiyse, kendisi o kadar kötüdür. Tanah, Menase hakkında şunları söyler: O, Tanrının gözünde kötü olanı yaptı Baal için sunaklar kurdu. .Oğlunu ateşten geçirdi, astrolojiyle ilgilendi , fallara inandı , ruhlarla uğraştı. Allahın gözünde kötü olanı yaptı ve onu kızdırdı( Krallar 2,21:2 6 ) Menase, o kadar kötüydü ki, kendi dedesi peygamber İşayayı bile öldürttü. Onun zamanında, krallığın ruhani bir çöküşe gittiğini görmek şaşırtıcı değildir. Bir sonraki kral, Amon, Menase kadar kötüydü. Fakat sonra, Allahı çok seven Josiah gelir ve birçok etkileyici dini reformlar yapar. Ne yazık ki, öldüğünde bu reformları da kendisiyle birlikte ölür ve ruhani çöküş devam eder. ( Josiahtan kalma bir gelenek vardır. Josiah, güney krallığının da, kuzey krallık gibi istila edileceğini düşünür ve Ahit Sandığını, düşmanların eline geçmesin diye saklar. Bu dizinin ilerleyen bölümlerinde , Ahit Sandığının bugün nerede olabileceğini tartışacağız. ) Bu arada, İsrael için çok büyük bir tehdit oluşturan Asur İmparatorluğu , yeni bir güç olarak ortaya çıkan Babilliler tarafından yok edilmişlerdi. Ve şimdi de istila edecek olan Babilliler idi. BABİLLİLER GELİYOR Babilliler, önceki Asur imparatorluğunun tüm gücünü ele geçirme politikası dahilinde İsraele doğru yürüyüşe geçtiler. Yıl MÖ 434 civarlarıydı. ( ya da Tapınakın yıkılışından 11 yıl evvel ) Babililerin amacı, güçlerini kabul ettirmek, ve İsraelden geri kalan bölgeleri derebeylikleri yapmaktı. Eğer bu işte başarılı olurlarsa, en zeki ve parlak 10,000 Yahudiyi himayeleri altına almış olacaklardı. Bu korkunç bir felaket öyle değil mi? Fakat öyle olmadı. Hatta, bizi koruyan bir olay haline geldi ki, bunu bir sonraki bölümde ele alacağız. Babilliler, Yahudiler arasından kukla bir kral olan , Zdekiahı başa getirdiler. Fakat bu büyük bir hataydı. Zedekiah, büyük egoya sahip zayıf bir kraldı ve bir süre sonra isyan etmeye karar verdi. Tabii, buna kalkışır kalkışmaz da, Babil imparatoru Nebukadnezar, Yeruşalayimi kuşattı. Bu konuyu yanlış anlamayın. Bu olay, İsrael, Babillilere karşı ayaklandıkları için değil, Tanrıya karşı ayaklandıkları için oldu. Yahudiler, Tanrıyla iyi ilişkiler içindeyken, -Kral Hezekiah zamanında olduğu gibi yenilmezdiler.Bazen, savaşmaya bile gerek kalmıyor,Tanrı , düşmanları bir veba salgınıyla yok ediyordu. Fakat Tanrıya ihanet ettiklerinde , İsrael ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, düşmanları karşısında ayakta duramıyorlardı. Fakat, her zaman olduğu gibi, Tanrı, Babilliler, tüm Yeruşalayimi kuşatana kadar Yahudilere doğru yolu bulmaları için yeteri kadar zaman vermişti.. Peygamber Yeremya, 40 yıldır bıkıp usanmadan yaptığı gibi ,tüm halkı pişmanlığa çağırıyordu fakat onu dinleyen olmadı Aksine, dövülüp hapse atıldı! Hapisteyken, Yeremyah, tapınağın ve Yeruşalayimin yıkılışını tahmin ettiği Lementations- Yakarışlar - kitabın yazdıysa da kimse buna aldırış etmedi. Günümüzde, Yakarışlar Kitabını , her sene 9 Avda , bu korkunç tahminlerin gerçekleşmiş olduğu günde okuruz. Bu Yahudi tarihi, hala bir utanç günü olarak hatırlanmaya devam edilmektedir. ( 13. Bölümde gördüğümüz gibi ) 9 Av, Tişabeav, Yahudi tarihindeki felaketler günüdür. Moşenin İsrael topraklarına gönderdiği casusuların , geri gelip İsrael topraklarına gitmemeyi önerdikleri, Allahın da tüm İsraeloğullarını 40 yıl çölde dolaşma ile cezalandırdığı, , 1. Tapınakın Babilliler tarafından yıkıldığı, 2. Tapınakın Romalılar tarafından yıkıldığı, İspanyada yaşayan Yahudilerin engizisyonla tehdit edilmeye başlandığı, - Ya vaftiz , ya ölüm kararı, , Holocaustun ön evresi 1. Dünya savasının başladığı , ve Yahudi insanların yaşadığı diğer pek çok felaketin başlarına geldiği gündür bugün . YERUŞALAYİMİN KUŞATILMASI Kuşatma, 2 sene sürmüştür. Bu olay hakkında, şu an Yeruşalayimin eski Şehrinde görebileceğiniz arkeolojik kanıtlar bulunmuştur . Hezekiahın Geniş Yolunun yakınlarında, İsrael Tower müzesini ziyaret edebilirsiniz. Bu, yaklaşık 60 feet yeraltında olan bir müzedir ve şehrin kuzeydeki savunma duvarına ait üç kapının kalıntılarını burada görmeniz mümkündür. ( Arkeologlar, burayı E kapısı olarak adlandırmışlardır. ) Burada, 1970lerde kazı çalışmaları yapan arkeologlar, Babil kuşatması hakkında kalıntılar ortaya çıkarmışlardır. Buldukları kalıntılar arasında, Babil ve İsraellilerin kullandıkları ok başlıkları vardır. Peki bunların kimlere ait olduklarını nasıl anlamışlardı ? Ok başlıklarının üzerlerinde isimler vardır. , çünkü eski zamanlarda bunlar çok değerli aletlerdi. Ve , krallar kitabıyla ilgili olarak, şehrin yandığının işareti olan , kömürleşmiş toprak katmanına da rastlamışlardır. 2 yıl sonra, Yahudiler, artık dayanamadılar. Ve boyun eğmek zorunda kaldılar. Meme emen bebeklerin susuzluktan dilleri damaklarına yapışır, genç çocuklar bir parça ekmek için dilenirler , kimse onlara yardım etmez. Bir zamanlar ziyafetler verenler, şimdi sokaklarda sürünüyor, kırmızı kıyafetlerle yetiştirilenler çöplüklerde yaşıyor, ..Görünüşleri kurumdan da kara bir hale geldi, sokaklarda tanınmıyorlar , derileri kemiklerine yapışmış , ve bir tahta parçası gibi kurudular. ..Merhametli kadınların elleri ,kendi çocuklarına zarar veriyor, (Lementations-Yakarışlar 4 :4-5,8-10 ) 7 Avda , Babilliler, şehrin duvarlarını yıkarlar. İçeri girip, herkesi katletmeye başlarlar. Bu felaket sırasında, Zedekiah, gizli bir tünelden Yeruşalayimden Ölü Denize kaçmaya çalışır Fakat yakalanır ve yakalanma şekli de çok ilginçtir. Rashi, tarafından anlatılan Midraşa göre, Nebukadnezarın kaptanı Nebuzardan, adamları şehre dağılırken ava çıkmış. Bir geyik görüp ve onu takip etmeye başlamış. Geyik de tam bu tünelin üstünden koşmaya başlamış. ( Bu , tabii ki Tanrının , Zedekiahın cezadan kaçmasını önlemek için düzenlediği bir şeydi ) Zedekiah, tünelden çıkınca, karşısında geyiği dururken görmüş , ve tam arkasında da Nebuzardanı İşte Zedekiah, bu şekilde yakalanmıştır. Zedekiah, da geri kalan İsraelliler gibi felaket bir kaderin pençesindedir. Bunu Tanah şöyle yorumlar: ve onlar Zedekiahın gözlerini oyarlar, bronz prangalara vurular, ve Babile götürürler. Ve Nebukadnezarın Babilin başında bulunduğu 19. Yılın beşinci ayının onyedisinde, koruma kaptanı ve Babil kralının hizmetçisi Nebuzaradan ,Yeruşalayime gelir.Ve o , Allahın evini ( Tapınakı ) yakar, kralın evini de ve Yeruşalayimdeki tüm evleri de ve her büyük adamın evi alevler içinde yanıp kül olur ( Krallar 2, 7 9) Tapınakın yıkılışıyla, -MÖ422 yılının 9 Avında, Yahudilerle , Allah arasındaki çok özel bir bağ yok edilmiş oldu. İşte, her şeyin yıkıldığı zaman gelmişti. Korkunç fiziksel yaraların yanında, Yahudi insanların manevi değerleri de yok oluyordu. . Daha önceden, Babilliler, İsraeli , derebeylikleri yapmakla yetinirken, şimdiki cezaları çok daha ağırdı. Bu sefer, Asurluluarın sürgün politikasını benimsemişler ve Yahudileri Vaadedilmiş Topraklardan dışarı atmaya başlamışlardı.
İsrael'in Sonu Ve
1. Bet-Amikdaş'ın Yıkılışı
Yehuda denilen Güney İsrael Krallığı, kuzey krallığından yaklaşık 134 sene fazla yaş**ıştır.Bunu nedeni düzensiz bir yerde bulunmaması ve putperestlik yoluna sapmamalarıydı. Kuzeyde, ortalama her 12 yılda bir kral değişiyordu , fakat güneyde ise bir kral yaklaşık bu sürenin iki katı kadar başta kalıyordu. Kuzey krallarının aksine, güney krallarının hepsi dürüst insanlardı. Ve diğer kralların arasında öne çıkan biri Hezekiah idi. ( Bu kral, peygamber İşayanın kızıyla evlenmişti ) Kral Davidden sonraki 14. Kraldı ve MÖ 590 561 yılları arasında ülkeyi yönetti .Tanah, onun hakkında şunları söyler: Ve O, Allahın gözünde doğru olanı yaptı , tıpkı babası Davidin yaptığı gibi. Ve İsraelin Allahına güvendi. Yehuda kralları arasında ondan önce veya sonra onun gibisi yoktu ve olmadı . ( Krallar 2, 18:3-5 ) Bu pasuk gerçekten övgü doludur. Bu zamanda, kuzey İsrael krallığı ,Asur İmparatorluğu tarafından ele geçirilmişti. Hezekiah da , Asur saldırısından korunmak için Yeruşalayimin duvarlarını sağlamlaştırdı. Onun yaptırdığı bazı işleri bugün hala görebiliriz. YERUŞALAYİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ Hezekiahın zamanından itibaren, Yeruşalayim, artık orijinal Davidin Şehri ile sınırlı değildi. Büyük bir nüfus da , Tapınak dağının batı kısmındaki yeni yerleşim yerinde yaşıyordu. Fakat şehrin bu kesimi korumasızdı ve Hezekiah da bu bölgeyi, günümüzde arkeologlar tarafından ortaya çıkartılmış surlarla çevirdi. Buraya Geniş Yol denir. Kral Hezekiahın yaptığı bir diğer iş de , şehre su sağlayan sistemi, büyütmek olmuştu. ( 18. Bölümde bahsedilen ,şehir duvarları dışındaki Gihon kaynakları şehre su sağlıyordu. ) Bunu gerçekleştirebilmek için Hezekiah, Gihon kaynaklarından şehre bir tünel kazmaları için, iki ekip organize eder. Bu ekiplerden birisi, tünelin bir ucundan, diğeri de öbür ucundan kazmaya başlarlar ve ortada buluşurlar. O günlerin kısıtlı teknolojisini göz önünde bulundurursak , kazdıkları bu tünel, inanılması güç bir eserdir. tam 533 metre uzunluğundadır. Bugün Eski Yeruşalayim şehrinin hemen dışındaki Arap köyü Silvana gidebilir ve bu tünelin içinde yürüyebilirsiniz. ( Günümüzde su, sadece dize kadar gelmektedir. ) Ayrıca, eski işçilerin aletlerinin izlerini ve birleşen iki takım işaretierini de hala duvarlarda görebilirsiniz. Aslında burada bir de plaka bulunuyordu fakat Osmanlılar, Yeruşalayimi aldıkları zaman bu plakayı söktüler ve şimdi bu plaka İstanbul, Türkiyede bir müzede bulunmaktadır. Sennacherib tarafından yönetiler Asurluluar, Yeruşalayimi kuşatmak için kapıya dayanmadan hemen önce, şehrin surlarla güçlendirilmesi tamamlanmıştı. Bu yaklaşık MÖ 547 yılları arasında gerçekleşmiştir. Daha, önceden, 21. Bölümde, Ortadoğudaki birçok değerli eşyanın İngilizler tarafından alındığını ve şu an İngiliz Müzesinde sergilendiklerinden bahsedilmişti. Bu kalıntılardan biri de Sennacheribin zamanından kalma,bir tablettir ve üstünde şunlar yazılıdır: Yehuda kralı Hezekiahı kafesteki kuş gibi şehrin içine hapsettim. Farkındaysanız, Yeruşalayimin düşüşü anlatılmamış , çünkü Yeruşalayim zaten düşmedi. Neler olduğunu bize Tanah anlatır. Asurlular şehri kuşatırlar ve neredeyse amaçlarına ulaşma noktasına gelirler. Fakat kamplarında bir veba salgını baş gösterir ve bir gecede 185,000 Asur askeri ölür. Sennacherip , hemen toparlanıp , Asurdaki evine geri döner ve kısa bir süre sonra da çocukları tarafından öldürülür. Asur İmparatorluğunun kana susamış imparatorunun kötü çocuklara sahip olmasını herkes anlayabilir. Fakat ne yazık ki, aziz kral Hezekiah da , bu konuda şanslı değildir KÖTÜ TOHUM Hezekiahın oğlu, Menase, babası öldükten sonra tahta geçer. Babası ne kadar iyiyse, kendisi o kadar kötüdür. Tanah, Menase hakkında şunları söyler: O, Tanrının gözünde kötü olanı yaptı Baal için sunaklar kurdu. .Oğlunu ateşten geçirdi, astrolojiyle ilgilendi , fallara inandı , ruhlarla uğraştı. Allahın gözünde kötü olanı yaptı ve onu kızdırdı( Krallar 2,21:2 6 ) Menase, o kadar kötüydü ki, kendi dedesi peygamber İşayayı bile öldürttü. Onun zamanında, krallığın ruhani bir çöküşe gittiğini görmek şaşırtıcı değildir. Bir sonraki kral, Amon, Menase kadar kötüydü. Fakat sonra, Allahı çok seven Josiah gelir ve birçok etkileyici dini reformlar yapar. Ne yazık ki, öldüğünde bu reformları da kendisiyle birlikte ölür ve ruhani çöküş devam eder. ( Josiahtan kalma bir gelenek vardır. Josiah, güney krallığının da, kuzey krallık gibi istila edileceğini düşünür ve Ahit Sandığını, düşmanların eline geçmesin diye saklar. Bu dizinin ilerleyen bölümlerinde , Ahit Sandığının bugün nerede olabileceğini tartışacağız. ) Bu arada, İsrael için çok büyük bir tehdit oluşturan Asur İmparatorluğu , yeni bir güç olarak ortaya çıkan Babilliler tarafından yok edilmişlerdi. Ve şimdi de istila edecek olan Babilliler idi. BABİLLİLER GELİYOR Babilliler, önceki Asur imparatorluğunun tüm gücünü ele geçirme politikası dahilinde İsraele doğru yürüyüşe geçtiler. Yıl MÖ 434 civarlarıydı. ( ya da Tapınakın yıkılışından 11 yıl evvel ) Babililerin amacı, güçlerini kabul ettirmek, ve İsraelden geri kalan bölgeleri derebeylikleri yapmaktı. Eğer bu işte başarılı olurlarsa, en zeki ve parlak 10,000 Yahudiyi himayeleri altına almış olacaklardı. Bu korkunç bir felaket öyle değil mi? Fakat öyle olmadı. Hatta, bizi koruyan bir olay haline geldi ki, bunu bir sonraki bölümde ele alacağız. Babilliler, Yahudiler arasından kukla bir kral olan , Zdekiahı başa getirdiler. Fakat bu büyük bir hataydı. Zedekiah, büyük egoya sahip zayıf bir kraldı ve bir süre sonra isyan etmeye karar verdi. Tabii, buna kalkışır kalkışmaz da, Babil imparatoru Nebukadnezar, Yeruşalayimi kuşattı. Bu konuyu yanlış anlamayın. Bu olay, İsrael, Babillilere karşı ayaklandıkları için değil, Tanrıya karşı ayaklandıkları için oldu. Yahudiler, Tanrıyla iyi ilişkiler içindeyken, -Kral Hezekiah zamanında olduğu gibi yenilmezdiler.Bazen, savaşmaya bile gerek kalmıyor,Tanrı , düşmanları bir veba salgınıyla yok ediyordu. Fakat Tanrıya ihanet ettiklerinde , İsrael ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, düşmanları karşısında ayakta duramıyorlardı. Fakat, her zaman olduğu gibi, Tanrı, Babilliler, tüm Yeruşalayimi kuşatana kadar Yahudilere doğru yolu bulmaları için yeteri kadar zaman vermişti.. Peygamber Yeremya, 40 yıldır bıkıp usanmadan yaptığı gibi ,tüm halkı pişmanlığa çağırıyordu fakat onu dinleyen olmadı Aksine, dövülüp hapse atıldı! Hapisteyken, Yeremyah, tapınağın ve Yeruşalayimin yıkılışını tahmin ettiği Lementations- Yakarışlar - kitabın yazdıysa da kimse buna aldırış etmedi. Günümüzde, Yakarışlar Kitabını , her sene 9 Avda , bu korkunç tahminlerin gerçekleşmiş olduğu günde okuruz. Bu Yahudi tarihi, hala bir utanç günü olarak hatırlanmaya devam edilmektedir. ( 13. Bölümde gördüğümüz gibi ) 9 Av, Tişabeav, Yahudi tarihindeki felaketler günüdür. Moşenin İsrael topraklarına gönderdiği casusuların , geri gelip İsrael topraklarına gitmemeyi önerdikleri, Allahın da tüm İsraeloğullarını 40 yıl çölde dolaşma ile cezalandırdığı, , 1. Tapınakın Babilliler tarafından yıkıldığı, 2. Tapınakın Romalılar tarafından yıkıldığı, İspanyada yaşayan Yahudilerin engizisyonla tehdit edilmeye başlandığı, - Ya vaftiz , ya ölüm kararı, , Holocaustun ön evresi 1. Dünya savasının başladığı , ve Yahudi insanların yaşadığı diğer pek çok felaketin başlarına geldiği gündür bugün . YERUŞALAYİMİN KUŞATILMASI Kuşatma, 2 sene sürmüştür. Bu olay hakkında, şu an Yeruşalayimin eski Şehrinde görebileceğiniz arkeolojik kanıtlar bulunmuştur . Hezekiahın Geniş Yolunun yakınlarında, İsrael Tower müzesini ziyaret edebilirsiniz. Bu, yaklaşık 60 feet yeraltında olan bir müzedir ve şehrin kuzeydeki savunma duvarına ait üç kapının kalıntılarını burada görmeniz mümkündür. ( Arkeologlar, burayı E kapısı olarak adlandırmışlardır. ) Burada, 1970lerde kazı çalışmaları yapan arkeologlar, Babil kuşatması hakkında kalıntılar ortaya çıkarmışlardır. Buldukları kalıntılar arasında, Babil ve İsraellilerin kullandıkları ok başlıkları vardır. Peki bunların kimlere ait olduklarını nasıl anlamışlardı ? Ok başlıklarının üzerlerinde isimler vardır. , çünkü eski zamanlarda bunlar çok değerli aletlerdi. Ve , krallar kitabıyla ilgili olarak, şehrin yandığının işareti olan , kömürleşmiş toprak katmanına da rastlamışlardır. 2 yıl sonra, Yahudiler, artık dayanamadılar. Ve boyun eğmek zorunda kaldılar. Meme emen bebeklerin susuzluktan dilleri damaklarına yapışır, genç çocuklar bir parça ekmek için dilenirler , kimse onlara yardım etmez. Bir zamanlar ziyafetler verenler, şimdi sokaklarda sürünüyor, kırmızı kıyafetlerle yetiştirilenler çöplüklerde yaşıyor, ..Görünüşleri kurumdan da kara bir hale geldi, sokaklarda tanınmıyorlar , derileri kemiklerine yapışmış , ve bir tahta parçası gibi kurudular. ..Merhametli kadınların elleri ,kendi çocuklarına zarar veriyor, (Lementations-Yakarışlar 4 :4-5,8-10 ) 7 Avda , Babilliler, şehrin duvarlarını yıkarlar. İçeri girip, herkesi katletmeye başlarlar. Bu felaket sırasında, Zedekiah, gizli bir tünelden Yeruşalayimden Ölü Denize kaçmaya çalışır Fakat yakalanır ve yakalanma şekli de çok ilginçtir. Rashi, tarafından anlatılan Midraşa göre, Nebukadnezarın kaptanı Nebuzardan, adamları şehre dağılırken ava çıkmış. Bir geyik görüp ve onu takip etmeye başlamış. Geyik de tam bu tünelin üstünden koşmaya başlamış. ( Bu , tabii ki Tanrının , Zedekiahın cezadan kaçmasını önlemek için düzenlediği bir şeydi ) Zedekiah, tünelden çıkınca, karşısında geyiği dururken görmüş , ve tam arkasında da Nebuzardanı İşte Zedekiah, bu şekilde yakalanmıştır. Zedekiah, da geri kalan İsraelliler gibi felaket bir kaderin pençesindedir. Bunu Tanah şöyle yorumlar: ve onlar Zedekiahın gözlerini oyarlar, bronz prangalara vurular, ve Babile götürürler. Ve Nebukadnezarın Babilin başında bulunduğu 19. Yılın beşinci ayının onyedisinde, koruma kaptanı ve Babil kralının hizmetçisi Nebuzaradan ,Yeruşalayime gelir.Ve o , Allahın evini ( Tapınakı ) yakar, kralın evini de ve Yeruşalayimdeki tüm evleri de ve her büyük adamın evi alevler içinde yanıp kül olur ( Krallar 2, 7 9) Tapınakın yıkılışıyla, -MÖ422 yılının 9 Avında, Yahudilerle , Allah arasındaki çok özel bir bağ yok edilmiş oldu. İşte, her şeyin yıkıldığı zaman gelmişti. Korkunç fiziksel yaraların yanında, Yahudi insanların manevi değerleri de yok oluyordu. . Daha önceden, Babilliler, İsraeli , derebeylikleri yapmakla yetinirken, şimdiki cezaları çok daha ağırdı. Bu sefer, Asurluluarın sürgün politikasını benimsemişler ve Yahudileri Vaadedilmiş Topraklardan dışarı atmaya başlamışlardı.