Türklerin kurduğu en eski devlet olan Hunlar, aynı zamanda Türk askeri teşkilat ve idareciliğinin de kurucularıdır. Osmanlılar zamanı dahil olmak üzere, bütün tarih boyunca Türk teşkilatının baş kaidesi olan sağ ve sol ikili nizam, Hunlar tarafından kurulmuştur.
Hun ordusu on bin, bin, yüz ve on kişilik gruplar halinde onlu sisteme göre teşkil edilmişti. Keçe çadırları içinde oturuyor ve besledikleri koyun, at ve sığır sürülerinden elde ettikleriyle geçiniyorlardı.
Hunlar, M.Ö. 3. asrın sonlarında, Sarı Irmağının kıvrım yaptığı alana gelerek, Çin içlerine doğru akınlara başladılar. Çinliler, bu Türk kavminin süvarileri karşısında tutunamayıp ağır mağlubiyetlere uğradılar. Böylece
Çin hakimi olan Ti-şin Hanedanı Çin Seddini tamamlamaya çalıştı.
Türk kavimlerini toplayıp, imparatorluk halinde birleştiren ilk büyük Hun Hükümdarı Teoman Yabgudur (M.Ö. 220). O zamanlarda Türk hükümdarlarına Yabgu deniliyordu.
Teoman Yabgudan sonra Hun tahtına oğlu Mete Yabgu geçti. Mete zamanında yapılan fetihlerle
Hun İmparatorluğunun toprakları
Hazar Denizinden
Japon Denizine kadar uzadı. Bu topraklarda çeşitli Türk kavimlerinin yanısıra diğer Altaylı kavimler de yaşıyordu. Mete devri, Hun imparatorluğunun en parlak devri oldu (M.Ö. 209-174).
Meteden sonra gelen Yabgular zamanında Çinlilerle ilişkiler arttı. Özellikle evlenme yoluyla Türk ve Çin hükümdar aileleri arasında yakınlıklar doğdu. Bu yakınlıklar ise Hunların iç işleri bakımından birçok karışıklıklara yolaçtı. Buna rağmen Hun İmparatorluğu M.Ö. 1. yüzyıla kadar üstünlüğünü devam ettirdi. Bu yüzyılda ise Türk beyleri arasında taht kavgaları gittikçe arttı. Çinliler de bu kavgalardan faydalanarak Türkleri zayıflatmayı bildiler. Neticede Hunlar Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Bunlara Güney ve Kuzey Hunları da denir. M.S. 3. yüzyılın başlarında başka bir Türk kavmi olan Siyerpiler Hunlarla iktidar mücadelesine giriştiler. Sonunda Moğolların ve bazı Türk boylarının da yardımıyla Hunların hakimiyetine son verdiler. Büyük Hun İmparatorluğu tarihte bilinen eski imparatorlukların en büyüğüydü.
Hun ordusu on bin, bin, yüz ve on kişilik gruplar halinde onlu sisteme göre teşkil edilmişti. Keçe çadırları içinde oturuyor ve besledikleri koyun, at ve sığır sürülerinden elde ettikleriyle geçiniyorlardı.
Hunlar, M.Ö. 3. asrın sonlarında, Sarı Irmağının kıvrım yaptığı alana gelerek, Çin içlerine doğru akınlara başladılar. Çinliler, bu Türk kavminin süvarileri karşısında tutunamayıp ağır mağlubiyetlere uğradılar. Böylece
Çin hakimi olan Ti-şin Hanedanı Çin Seddini tamamlamaya çalıştı.
Türk kavimlerini toplayıp, imparatorluk halinde birleştiren ilk büyük Hun Hükümdarı Teoman Yabgudur (M.Ö. 220). O zamanlarda Türk hükümdarlarına Yabgu deniliyordu.
Teoman Yabgudan sonra Hun tahtına oğlu Mete Yabgu geçti. Mete zamanında yapılan fetihlerle
Hun İmparatorluğunun toprakları
Hazar Denizinden
Japon Denizine kadar uzadı. Bu topraklarda çeşitli Türk kavimlerinin yanısıra diğer Altaylı kavimler de yaşıyordu. Mete devri, Hun imparatorluğunun en parlak devri oldu (M.Ö. 209-174).
Meteden sonra gelen Yabgular zamanında Çinlilerle ilişkiler arttı. Özellikle evlenme yoluyla Türk ve Çin hükümdar aileleri arasında yakınlıklar doğdu. Bu yakınlıklar ise Hunların iç işleri bakımından birçok karışıklıklara yolaçtı. Buna rağmen Hun İmparatorluğu M.Ö. 1. yüzyıla kadar üstünlüğünü devam ettirdi. Bu yüzyılda ise Türk beyleri arasında taht kavgaları gittikçe arttı. Çinliler de bu kavgalardan faydalanarak Türkleri zayıflatmayı bildiler. Neticede Hunlar Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Bunlara Güney ve Kuzey Hunları da denir. M.S. 3. yüzyılın başlarında başka bir Türk kavmi olan Siyerpiler Hunlarla iktidar mücadelesine giriştiler. Sonunda Moğolların ve bazı Türk boylarının da yardımıyla Hunların hakimiyetine son verdiler. Büyük Hun İmparatorluğu tarihte bilinen eski imparatorlukların en büyüğüydü.