Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

İslamda Kehanetler

Leia

MFC Üyesi
Konum
  • Üyelik Tarihi
    4 Ara 2012
  • Mesajlar
    1,166
  • MFC Puanı
    55
Hz. Muhammed Peygamberin Kehanetleri

İslam'ın peygamberi Hz. Muhammed'in de bazı kehanetleri bulunmaktadır. 'Harim İbn Evs et-Tai tarafından aktarılan kehanetlerinden biri;"de Hz. Muhammed şöyle demiştir:
"Gözümün perdesi kaldırıldı. İşte Hıyre'nin beyaz saraylarını görüyorum. Ezb kabilesinden Nüfeyle'nin kızı Şeyma başını siyah bir baş örtüsü ile bağlamış ve beyaz bir ata binmiş gidiyor."
Yazar şöyle devam ediyor: "Aradan zaman geçip de Ebu Bekir halife olunca Hıyre'ye hareket ettik Şehre girerken ilk gördüğümüz, peygamberimizin söylediği gibi Nüfeyle'nin kızı Şeyma oldu. Gerçekten de beyaz bir ata binmiş ve siyah bir başörtüsü örtmüştü."
Bu olay bir "zaman içinde duru görü" örneğidir. Peygamberin diğer bir kehaneti de, Ümmül haram isimli, akrabası olan bir kadına ilişkindir. Peygamber kendisine günün birinde Kıbrıs'a gideceğini ve oradaki bir savaşta öleceğini bildirmiş, kehanet aynen gerçekleşmiştir.
Bir diğeri de şöyledir: Peygamber bir gün Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr ve Sa'd bin Ebu Vakkas ile birlikte Hira Dağı'nda bulunduğu bir sırada dağ sallanmaya başlamış. Peygamber, "Dur, sallanma Hira! Senin üstünde nebi, sıddık ve şehitler vardır." şeklinde uyarıda bulunmuş'. Nitekim daha sonraları Ali, Ömer, Osman, Talha ve Zübeyr şehit olmuşlar, Sad ise vebadan ölmüştür. Sıddık ise Ebu Bekir'in ikinci adıdır.

Ebu Bahteri tarafından aktarılan bir kehanet ise şöyledir: Hz. Ali ile Muaviye arasında meydana gelen Sıffın Savaşı sırasında Ammar İbni Yasir susadığında kendisine süt getirenlere gülmüş, Niçin güldüğünü soranlara da, Hz. Muhammed'in kendisine "Ey Ammar, bu dünyada en son içeceğin şey süt olacaktır." demiş olduğunu hatırladığını söylemiş ve sonra da ön saflara ilerleyerek şehit olmuştur.
İstanbul'un Fethine İlişkin Kehanetler

Peygamberin, İstanbul'un fethine ilişkin kehanetini de pek çoğumuz biliriz. Bu güzel şehrin fethedileceğini ve fethedenlerin de İslam dininden olacaklarını şöyle ifade etmişti: "
"Elbette İstanbul feth olunur. Orayı feth eden askerin başındaki padişah nede güzel padişahtır ve bu asker ne de güzel askerdir."
Osmanlı padişahlarının hemen hemen hepsi, Hz. Muhammed'in bu kehanetine bağlı olarak, Istanbul'u alma idealine sahiptiler. Fakat fetih, Fatih Sultan Mehmet tarafından gerçekleştirilmiştir.
Hacı Bayram Veli'nin Kehaneti
İstanbul'un fethi ile ilgili olarak büyük İslam sufilerinden Hacı Bayram Veli'nin de bir kehaneti vardır. Sultan II. Murat günün birinde kendisine "Şu Konstantiniye'nin fethi şu fakire nasip olacak ını?"diye sorunca, Hacı BayramVeli,

"Hayır, bu fethi ne sen, ne de ben göreceğiz: Şu köse ile,şu oğlancağıza nasip olacaktır." diye cevap vermiştir.

Köse diye tabir ettiği, o esnada orada bulanan müridi Akşemseddin, oğlancağız dediği de henüz çok küçük yaştaki Fatih Sultan Mehmet'tir. Nitekim daha sonra Fatih Sultan Mehmet'in hocası olan büyük İslam sufilerinden Akşemseddin, fethin gerçekleşeceği zamanı ve hücum edilmesi gereken stratejik noktaları çok önceden Fatih'e bildirmiştir.

Yunus Emre'nin Kehaneti

Gerçekte, Yunus Emre'nin şiirlerinin toplam olarak 3000 adet olduğu rivayet edilmektedir. Yunus Emre, şiirlerini bir kitapta toplamıştı. Bu kitap, bir gün, Molla Kasım isimli bağnaz bir hocanın eline geçer. Bu hoca, bir akarsu kıyısına oturup, bu şiirleri, teker teker okumaya başlar ... Ve kendi anlayışına göre, dine ve şeriate aykırı bulduğu her şiiri, kitaptan kopartarak. ya yakar, ya da suya atar ... Böylece 2000 civarında şiiri yok ettiği söylenir ... Ve okumaya devam eden Molla Kaasım, birden okuduğu mısralar karşısında büyük bir şok geçirir. Okuduğu satırlarda şunlar yazmaktadır:
"Derviş Yunus, bu sözün eğri büğrü söyleme, Seni sigaya çeken bir Molla Kaasım gelir."
Muhyiddin İbn'ül Arabi'nin Kehaneti
İslam sufilerinin en tanınmışlarından birisi olan Muhyiddin Ibn-ül Arabi de kehanetleriyle ünlüdür.
"Allah'ın Resulü Hz.Muhammed'in vücudu ile inkıta eden peygamberlik, ancak din peygamberliğidir.Yoksa onun makamı değildir. Bugün, hiç kimse, din peygamberliği derecesine erişemiyor. Bu nedenle peygamberlik ve elçilik kesilmiştir. Zira onların, ilahı isimlerde dayanakları yoktur. Halbuki velayet kesilmez. Çünki "el -Veli" ismi onları korur; Risalet (peygamberlik) ve nübüvvet (elçilik), mutlaka kesilmiştir. Fakat kesilmesi, ancak hususi bir veçhedendir. Ancak şeriat peygamber1iği kesilmiştir, dedik. Bunun manası, Ondan sonra hiç peygamber yok demektir. Bilmiş olunuz ki, hiç peygamber yok sözü, hasseten, hiçbir şeriatçı yok demektir. Fakat, ondan sonra hiçbir haberci olmaz, demek değildir. Öyle bir zaman gelecektir ki, şapka altında evliya bulunacaktır."

Kehanette şapkalı evliya olarak ifade edilmiş olan varlık tiplemesini içinde yaşadığımız çağda insanlığın gelişimi için çaba sarf eden vazifeli varlıklar olarak değerlendirmek mümkündür.

( Kehanetler ve Kahinler - Elvan Öğüt, Gündüz Öğüt )​
 
Üst Alt