Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

islamafobi siyanizm ve ıllımunati

ielyase

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Ağu 2014
  • Mesajlar
    7
  • MFC Puanı
    0
YOZLAŞMIŞ DÜNYA VE BATI
· 1930ila 1960 arasında ABD ile Rusya arasında bir silahlanma yarışı başladı. Arka arkaya füze denemeleri yaşandı. Ardından biz daha uzun menzilli ve kitlesel imhalı füze gönderiyoruz yarışına dönüştü. Sonra Biz aya ayak bastık yalanını uydurdular. Yalancı görüntülerle insanlar aldatıldı. Silahlanma yarışı nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlara geçişi getirdi. Kitle imha silahlarını üreten inançsız yönetimler dünyaya egemen olmuşlardı. Bu bozguncu ve şiddetçi küresel güçler aynı zamanda dünyada barışçıl, evrensel değerleri koruyan dünyanın jandarması olduklarını ilan eden bir halifelik görevinde olduklarını söylüyorlardı. Halkı aldatanlar tanrısal sözlerle kirli planlarını uyguluyorlardı. Barışçıyız diyerek savaş çıkartıyorlardı. İnsanlık çok karışık dönemlerden geçti. Çok yalan ve çok kafalar karıştırıldı. Gerçekler bu kadar yalanın ve komplonun içinde fark edilemedi. İnsanlar aldatıldı, gerçekler bilinemedi.
· Fransız ihtilali ile kardeşliğe savaş açanlar demokrasiye ve cumhuriyete geçiyoruz yalanını uydurdular. Tam bir tezatlık içindelerdi. Söyledikleriyle yaptıkları birbirinin tam tersiydi. Onlar halka dayalı yönetimleri değil vesayete ve inançsız menfaatçiliğe dayalı yönetimlere geçişi sağlamışlardı.
· Evrim teorisi saçmalığı ortaya attılar. İnsanları dinden uzaklaştırmak ve inancı yıkmak için her türlü yöntemi kullandılar. Evrim teorisi, uydurma fosiller, dinazor belgeselleri, uzayda hayat var yalanları, başka canlılar ufolar var gibi türlü yalanlarla inançsızlığı beslediler. İşleri güçleri dinle uğraşmaktı. Yalanlarına bazı dergi ve belgesel firmalarını ortak ettiler. Dünyanın en ünlü kurumlarıyla insanlar aldatıldı.
· Geçmiş kavimlerin sapkınlıkları günümüzde de yaşanıyor. Eşini aldatma ve boşanma sıralamasında Batı ve ABD birinci sırada geliyor. İngiltereve ABD eşcinsel evliliğe izin verdi. Erkek erkeğe evlenenlerin sayısı artıyor. Başlarına felaket gelen kavimler de böyle dönemleri yaşıyorlardı. Evlilik cüzdanıyla el ele tutuşmuş iki erkek sapıklığın ve sapkınlığın en güzel örneğiydi. Bir halk ve toplum ancak böyle bir yasayla büyük bir bozulmaya giderdi. Bu durum tam bir şeytan yoludur. Arzularına sınırlama getirmeyen kavimler insanlığa zarar vereceğinden geçmişte daima Tanrı’nın gazabına uğramıştır. Birilerinin iğrençlik üzerinden arzularına düşkünlüğü kınamayı mecbur kılıyordu. Sapıtmış, şehvet düşkünlerinin özgürlüğü bütünün özgürlüğüne ve normal yaşamına zarar veriyordu.
· Silahın ve paranın egemen olduğu bir dönemi yaşadık. Güçlünün yendiği ve ezdiği bir dünya dönemi gördük. Bozguncular paraya ve silaha sahip olunca insanlığa çok çektirdiler ve insanlara zarar verdiler. Kaba kuvvetin yeryüzündeki düzeni yönettiğini gördük. Bu dönemde mazlumlar ve inançlı halklar büyük sıkıntı yaşadılar. Doğruluğun ve adaletin egemen olduğu ve yönlendirici bir güç olduğu dönem çok eskidendi.
· Zalimlerin dönemi yaşandı. Bu dönemde iğrenç bir dünya siyaseti vardı. Maddi temel üzerine dayalı kötülükle işleyen bir sistemdi. Dinsizlik baz alındı. Bu dönemde yalan, hile, çıkara dayalı söylenti, haksızlık, baskı, darbe ve şiddet vardı. Savaş ile milletler susturulurdu.
· Kanunlar tanrı yasalarında uzaklaştırılıp insanlar kendilerince anayasa yapınca bir yaptırım gücü olmadı. Ve suçlar neredeyse serbest hale geldi. İnsanlara ögütler de verilmedi. Sosyal suçlar, boşanmalar ve öldürmeler çokça görüldü. Bu dinsizlikten insanlar çok çektiler. Batıcıların karaladıkları ve kötü algılattıkları değil dediğim. Yani şeriat değil. Evrensel değerleri koruma yolunda tanrı kararlarına şeriat diyerek dini karaladılar. Şeriat ne öldürmektir ne de zarar vermektir. Şeriat insanlık için yasalara sadık kalmaktır. Batılılar örtünmeyi faişelikle eşleştirdiler. Müslümanlığı kötülemek için bu yöntemi kullanmışlardı. Halbuki Meryem’de örtünüyordu. Onların namuslu bakire rahibeleri de örtünüyorlar. Neden islamı karalamak için türlü yöntemler kullanıyorlardı. İşte dünyada dinsizler tarafından tüm dinlere bir savaş açılmıştı. Ve böyle bir dünyada yönetiliyorduk.
· Güçlü olmaktan ve silah gücünden övünen bir dünya gördük.Malezya’ya ait bir uçak kayboldu. Ülkelerden hep üstünlük göstergesi açıklamalar yaptı.. Bizim teknolojimiz ileri diye okyanusa düşen uçağı hepsi aramaya koyuldu. İş düşen uçağı bulmaktan çok önce bulanın teknolojisi ve güçlülüğü ön plana çıktı. Dünyanın içinde bulunduğu bu aşağılık üstünlük psikolojisini siz düşününüz. Bir açıklama yapılıyor, İngiltere’nin yüksek teknolojisiyle uçağın izine rastlandı. Japonya uydu ile okyanus üzerinde 150 parça tespit ettik. Başka bir açıklama Çinin uydusuyla nerede olduğu tespit edildi. Başka alanda bir başka açıklama Amerika Ukrayna krizinden dolayı Rusya küresel güç değil sadece bölgesel bir güçtür. Ülkelerin bu güçlüyüz. Bizim teknoloji ileri. Bu büyüklenme, güç gösterisi kibir yıldırma korkutma siyasetleri ne kadar şeytanidir. Hiç düşündünüz mü dünyada psikoloji ve algı kaba kuvvete dayalı güç üzerine kurulu olduğunu. Neden dünyada doğruluk, adalet ve hak güçlü değil.
· Yıldırım, "İslam Coğrafyasında Yaşananlar ve Kudüs" konferansında yaptığı konuşmada, İslam bölgelerindeki olumsuzlukların siyonizmden kaynaklandığını savundu. Tarihte Mescid-i Aksa'ya sahip olanların dünyanın hakimiyetini elinde tuttuğuna dikkati çeken Yıldırım, Müslümanların hakimiyetinde dünyanın hak ve hakikatle yönetildiğini anlattı. Mescid-i Aksa'nın siyonizmin eline geçtiği dönemden bu yana, 50 yıldır dünyada kan ve gözyaşının hakim olduğuna işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu: "4. Dünya Savaşı'nın tablosuna size sayıyorum. Afganistan'da Müslüman ölüyor, Amerika ve NATO öldürüyor. Filsitin'de Müslüman ölüyor, İsrail öldürüyor. Çeçenistan'da Müslüman ölüyor, Rusya öldürüyor. Keşmir, Müslüman ölüyor, Hindistan öldürüyor. Orta Afrika, Müslüman ölüyor, Fransa ve Hristiyanlar öldürüyor. Suriye ve Mısır'da Müslümanları işbirlikçiler öldürüyor. Irak'ta Müslümanları Amerika ve işbirlikçileri öldürüyor. Dünyada başka savaş var mı? Dünyadaki savaşların hepsi bu. İstisnasız bütün ölenler Müslüman."Emperyalist ülkelerin 1988'deki toplantıda geleceği İslam toplumlarının birbirlerini öldürmesi şeklinde planladıklarını kaydederek, "Müslümanlarla kimi kastediyorlar? Kendinizi kandırmayın. Anne ve babası Müslüman olan, Müslüman isim taşıyan İslamcıları, milliyetçileri, laikleri, Kemalistleri, ulusalcıları, aklınıza gelen hepsini. Müslümanların yer altı kaynaklarını, doğalgaz, petrol ve diğer tüm değerli madenlerini en ucuz ve güvenli şekilde kendi topraklarına aktarmak istiyorlar ve bunun için de bölgesel savaşlar yaptırıyorlar" değerlendirmesinde bulundu. Yıldırım, söz konusu dönemde Türkiye'de cesurca çözüm süreci adımı atıldığını vurguladı."Bu cesur adımın devam etmesi karşılığında birdenbire başka düğmeye basıldı" diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birçok sebep olabilir ama o sebeplerden hiçbiri birinci öncelikli değildir. Birinci öncelik, Kürt meselesi ve çözüm sürecidir. Bunun devam edebilmesi için çok sıkı durmamız lazım. Geri adım atacak tarafı affetmememiz lazım. Özellikle İsrail, bu çözüm sürecinin sonuca ermesini istemiyor çünkü kendi güvenliğini düşünüyor. Güvenlik eksenli politika yapıyor. İsrail, biliyor ki Orta Doğu'da barış olur ve Müslümanlar arasındaki problemler giderilirse... Şu cümleyi hep söylüyorum, 'Bölgedeki oyunu bozacak tek güç Türk-Kürt ittifakı ve kardeşliğidir."Batı'nın, Mescid-i Aksa'yı tekrar alamamaları için Müslüman birliğini bozmaya çalıştığını belirten Yıldırım, "Batı, bu nedenle Kudüs'ü alan topluluğun arkasındaki birlik ve beraberliği bozabilmek için her şeyi yapıyor" ifadesini kullandı.
· ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ABD'nin Yahudi Karşıtlığıyla Mücadele ve İzleme Özel Elçisi Ira Forman'ın, Türk hükümeti ve çeşitli Yahudi topluluklarıyla görüşmek üzere 20-23 Mayıs'ta İstanbul ve Ankara'ya geleceği bildirildi. Forman'ın ayrıca, 14-16 Mayıs'ta Ukrayna'nın başkenti Kiev ve Dnipropetrovsk kentini ziyaret ederek, Ukrayna'daki Yahudi topluluklarının içinde bulunduğu durumu değerlendirmek ve ABD'nin Ukrayna halkına desteğini yeniden teyit etmek için Yahudi toplumu liderleriyle ve hükümet yetkilileriyle görüşmeler yapmasının planlandığı belirtildi.
· ABD ve Avrupa birliği yandaşlarına yardım yaparken ve destek verirken müslüman ülkelere savaş açmakta ve bu milletleri kullanmaktadır. AB Konseyi, büyük çoğunluğu Karayipler ve Pasifik bölgelerindeki ada ülkelerinden oluşan 19 ülkenin vatandaşlarına Schengen Alanı’na vizesiz girme hakkı tanıyan kararı onayladı.AB tarafından alınan karar şaşkınlık verdi ve tamamen yanlı olan bu karar gereği, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kolombiya, Dominika, Grenada, Kiribati, Marshall Adaları, Mikronezya, Nauru, Palau, Peru, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadinler, Samoa, Solomon Adaları, Doğu Timor, Tonga, Trinidad ve Tobago, Tuvalu ve Vanuatu vatandaşları vizeden muaf olacak.
· IMF, Madagaskar'a 47,4 milyon dolar yardımda bulunacak.Yünnan eyaletinde devam eden kuraklık içme suyu kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Yetkililer, 1,2 milyon kişinin içme suyu sıkıntısıyla karşı karşıya olduğu bildirildi. Afrika’da yıllarca durum daha vahimdi neden bu zamana kadar yardım yapılmamıştı. Yandaş ve taraflı hareket eden küresel güçler tam bir din düşmanıydılar.
· ABD en güçlü destekçisi İngiltereye her zaman destek vermektedir. ABD Başkanı Obama, G7 zirvesinde yaptığı "birleşik ve güçlü bir Birleşik Krallık'ı desteklediğini", ancak kararı İskoç halkının vereceğini söylemişti.Salmond, BBC'de yayınlanan "Andrew Marr" isimli programda Obama'nın sözlerinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Obama'nın sözleri kesinlikle şaşırtıcıydı çünkü Amerikan hükümeti daha önce İskoçya'da yapılacak demokratik referandumda tarafsız olacağını açıkça dile getirmişti. Ama tabii David Cameron uluslararası olarak herkese kendisine yardımcı olması için yalvarıyor. Endişelenmekte haklı çünkü son kamuoyu yoklamaları İskoçya'nın bağımsızlığına desteğin yüzde 46 olduğunu ortaya koyuyor."
· ABD gizlice dünyayı dinliyor. Kimin ne yaptığını takip ediyor. İşine gelmeyen durumlarda insanları ve ülkeleri birbirine düşürüyor. Bozgunculuk yapıyor. Gıybet siyaseti uyguluyor. Küresel gücünü korumak için her türlü şeytanlığı yapıyor.ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA) dünya genelindeki yoğun dijital casusluk faaliyetlerini eleştiren Steinmeier, son gelişmelerin ardından kamuoyunda “sınırsız güce sahip devletin” her şeyi izlemekte olduğu korkusunun oluştuğunu kaydetti.
· Obama ilk başkanlığında İranlılar tarafından sevinçle karşılanmıştı. Çünkü İranlılar kıyamete yakın siyahi birinin mehdi’den önce geleceği gibi bilgileri birtakım hadis kaynaklarından edinmişlerdi. Obama ilk göreve müslümanın yalanıyla gelmişti. O dönemde İranlıların Obama’ya bakışı çok sıcaktı. Ama obama söylediğinin tersini yapıyordu. Hiç umdukları gibi çıkmadı. O son çıkacak sinsi deccaldi. Hatta bir ara İran’a savaş senaryoları ABD gündemine oturmuştu. Tüm bunlar konuşulurken bir anda Ortadoğu karıştı. İran’a savaş seçeneği ortadan kalktı. Kendi kendilerine bu intahar olur dediler.
· ABD Başkanı Barack Obama’ya müslüman denilemez. O, müslümanım yalanıyla gelmişti. 11 Eylül ile başlayan Afganistan ve Irak savaşı sonrasında İslam’a açtıkları savaşı yumuşatmak için böyle bir yöntem denemişlerdi. Bir müslüman ‘Keşke hristiyan olsaydım.’ demez. Obama bunu söyledi. Birasına iddialara girmez. Kanada Başbakanı Stephen Joseph Harper'la iddiaya girmişti. Obama iddiada kaybettiği biraları Kanada Başbakanı Harper'a gönderdi. O çakma Müslüman ve söylediğinin tersini yapan Deccal’dir. Eşcinsel evliliklere izin verdi. Okul katliamından sonra silahlanmaya hayır diyemedi, Silah lobisine boyun eğdi. Obama karısını aldattı. Eşi ondan hiç memnun değil, eşine göre Obama’nın da üstün bir lider olarak gösterilmesinden çok rahatsız. Kızı gece hayatlarında. Dindar Obama şampanya partilerine katılıyor. Oturmuşlar masa başında müslüman halkları nasıl yok ederiz hesabını yapıyorlar. Hem müslümanım diyecek hem de ırak halkına savaş açacak, hem müslümanım diyecek hemde israilin sebepsiz Filistin saldırılarını destekleyecek. Hem müslümanım diyecek inançlı Afganistan halkını öldürün diyecek. Onlar koca bir yalancılar. Dünyanın geneli inanan oldukları için böyle davranıp küresel kamuoyunu aldatıyorlar. Bu hileleri ve aldatışları daha ne kadar sürecektir.
· Daha önce George Bush’a ayakkabı fırlatılmıştı. Hillary Clinton'a da ayakkabı fırlatıldı. İnsanlar artık savaş siyaseti yapanların aşağılık bir yol tuttuğunu göstermek için ayakkabı fırlatmaktadırlar. Clinton da Bush gibi kendisine fırlatılan ayakkabıdan ani bir hareketle kurtuldu. Bu ani hareketleri rahmani mi şeytani mi yorumunu siz yapın.
· İncil’de ve Peygamberimizin bazı hadislerinde ve Hz Ali’den alınan bilgilerle son devirde arka arkaya iki büyük deccal’in geleceği bildirilir. 11 Eylülü gerçekleştiren ve bu komplo üzerinden Irak ve Afganistan’a saldıran George Bush ilk deccal olurken onu takip eden ve insanları kandıran sinsi deccal Obama olmaktadır. Müslüman’ım diyerek Ortadoğu’da hiçbir şey yapmayan ve Arap baharını bastırmaya çalışan haliyle ikinci Deccal olduğunu kesinlikle göstermiştir.
· Obama söylediğinin tersini yapan adamdır. Verdiği tüm sözlere bakarsanız hiçbirini tutmamıştır. Deccal sahtekar lider. Hilelerle ve dolaylı yoldan aldatan. Dünyayı hilelerle yönetecek lider anlamına gelmektedir.
· İncil’de sahte peygamber olarak geçen George Bush’dur. George Bush ilk seçilirken neredeyse peygamber olarak tanıttılar. Tapınaktan çıkmayan, İncil okuyan dindar gibi gösterdiler. Seçim sürecinde medya ile kurtarıcı kahraman gibi şişirdiler. İncil‘de sahte peygamberin (George Bush) ardından giden tehlikeli ve sinsi deccal Obama’dır. Söylediğinin tersini yapan adam Obama’dır.
· Obama, bozguncuların tuttuğu ve küresel kamuoyunda övülen ve liderliğe getirilen adamdır. Obama’yı sanki eşsiz bir lider gibi gösteriyorlar. Karizmatik yapısı var espirili gibi göstermeye çalışıyorlar. Bir bakıyorsunuz dünya kupası için pervasızca sloğan atıyor, bir bakıyorsunuz konuşmasını kesen bir adama mantıksızca şeyler söylüyor. Obama susunca adam sanıyorlar. Konuşmaması onun için daha iyi oluyor. Bazen duygusal roller çiziyor. Etrafında onu eşsiz ve iyi bir dünya lideri olarak göstermeye çalışan bir medya gurubu var.
· Obama petrol zenginlerine ve küresel bozgunculara hizmet ediyor. Lobinin dediğini yapıyor. Dünyayı sömüren ve savaş siyaseti yapan anlayış onu getirdiğinden dolayı onların sözcüsü ve lideri olmaktadır. Obama söylediğinin tersini yapıyor. Müslümanım diyor müslümanların öldürülmesine destek veriyor. Sisi’yi ve İsrail’i destekliyor.
· Obama ilk başkanlığında İranlılar tarafından sevinçle karşılanmıştı. Çünkü İranlılar kıyamete yakın siyahi birinin mehdi’den önce geleceği gibi bilgileri birtakım hadis kaynaklarından edinmişlerdi. Obama ilk göreve müslümanın yalanıyla gelmişti. O dönemde İranlıların Obama’ya bakışı çok sıcaktı. Ama obama söylediğinin tersini yapıyordu. Hiç umdukları gibi çıkmadı. O son çıkacak sinsi deccaldi. Hatta bir ara İran’a savaş senaryoları ABD gündemine oturmuştu. Tüm bunlar konuşulurken bir anda Ortadoğu karıştı. İran’a savaş seçeneği ortadan kalktı. Kendi kendilerine bu intihar olur dediler.
· ABD Başkanı Barack Obama’ya müslüman denilemez. O, müslümanım yalanıyla gelmişti. 11 Eylül ile başlayan Afganistan ve Irak savaşı sonrasında İslam’a açtıkları savaşı yumuşatmak için böyle bir yöntem denemişlerdi. Bir müslüman ‘Keşke hristiyan olsaydım.’ demez. Obama bunu söyledi. Birasına iddialara girmez. Kanada Başbakanı Stephen Joseph Harper'la iddiaya girmişti. Obama iddiada kaybettiği biraları Kanada Başbakanı Harper'a gönderdi. O çakma Müslüman ve söylediğinin tersini yapan Deccal’dir. Eşcinsel evliliklere izin verdi. Okul katliamından sonra silahlanmaya hayır diyemedi, Silah lobisine boyun eğdi. Obama karısını aldattı. Eşi ondan hiç memnun değil, eşine göre Obama’nın da üstün bir lider olarak gösterilmesinden çok rahatsız. Kızı gece hayatlarında. Dindar Obama şampanya partilerine katılıyor. Oturmuşlar masa başında müslüman halkları nasıl yok ederiz hesabını yapıyorlar. Hem müslümanım diyecek hemde ırak halkına savaş açacak, hem müslümanım diyecek hemde İsrail’in sebepsiz Filistin saldırılarını destekleyecek. Hem müslümanım diyecek inançlı Afganistan halkını öldürün diyecek. Onlar koca bir yalancılar. Dünyanın geneli inanan oldukları için böyle davranıp küresel kamuoyunu aldatıyorlar. Bu hileleri ve aldatışları daha ne kadar sürecektir.
· Amerikan istihbaratı kontrolden çıktı. ABD Eski Başkanı Carter elektonik posta ya da telefon kullanmadığını söyledi. Herkesi fişlemişler. ‘Hukuksuzca her işi yapıyorlar.’ Dedi.
· ABD’de bütçe çok daha kötü. İşsizlik oranı artıyor ama gizliyorlar. Büyüme yok aksine küçülme var. Ülke ileriye gitmiyor. Tersine afetlerin yarasını sarmakla bocalıyorlar. ABD yani dünyacıların yönetim merkezi yıkılış yaşıyor. Kötülerin merkezi yıkılırken iyilerin merkezi filizleniyor.
· Gelişmekte ve kalkınmakta olan BRICS ülkeleri Batılı ülkelerin mali egemenliğini kıracak bir proje için düğmeye bastı. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika kurmayı planladıkları kalkınma bankası ile Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’na (IMF) alternatif olmayı hedefliyor. Rakip bir dünya bankası kuruluyor.
· Birinci dünya savaşından sonra Afrika’da yönetimler batı egemenliğine geçmişti. Silah gücünü ele geçiren ve savaşla ilerleyen haçlı anlayışı Afrika’da yönetimlere yerleşmişlerdi. Yandaş bölge halklarıyla geri planda derin devlet gibi ülkeleri yönettiler. Madenlerini altın ve elmas yataklarını işlettiler. Halkı da sefalet içinde bıraktılar. Yiyecek lokma bulamayan halkları bastırarak kazanıyorlardı. Resmen bir gasp yaşanıyordu ama bu gasp gizli ve sinsice yürütülüyordu.
· Yıllarca Afrika halkları bu baskı altında yaşadılar. Ve artık bir direniş ve başkaldırı zamanı geldi. 2008 kriziyle gerileyen batı egemenliği zamanla çöküş yaşayacaktır. Çöküşün ve isyanın ilk işaretleri 2012 yılında gözlendi. Şimdi 2014 yılında güç kazanacaktır.
· 3 kasım güneş tutulmasıyla Allah Afrika üzerinden siyah bir gölge geçirdi. Bu tam güneş tutulmasıydı. Ve tanrı siyah bir kalemle Afrika üzerine bir çizgi çekti ve oradaki şeytani yönetimlerin egemenliğine son verdiğini simgeledi. 2012 yılı ile Afrika’da bir değişim başladı. Batı destekçisi sömürgeci yönetimler Afrika halklarına baskı yapıyorlar ve onları sömürüyorlardı. Afrika ülkelerinde özellikle Müslüman halklar bu baskıcı yönetimlerden çok çektiler. Batı ülkeleri özellikle Fransa, ispanya, İtalya ve Almanya gibi ülkeler Afrika’yı yönetmekte ve sömürmekteydiler. Yandaş halklarına silah dağıttılar ve Afrika’yı kaosta bıraktılar. Halkın egemenliği geleceği zamanlarda darbe yaptırdılar.
· Yiyecek lokma bulamayan Afrika halklarının ellerinde son model silahlar vardı. Çoğu Fransız ve Amerikan marka silahlarla Müslümanlara karşı bir blok oluşturdular. Afrika’da Müslüman halklar daima ezildi.
· Boko Haram Afrika’da inançlı müslüman halkların ayaklanmasıdır. Dünyada ve Afrika’da silahla savaşarak ayakta kalındığı için siyasi tüm kanalları kapatılmış olan müslümanlar mecburen silahla direnişine başlamışlardır. Silahlı direnişi hiçbir zaman doğru görmeyiz ama dünyada devlet yönetimleri tarafından orman kanunları yürütülmektedir. Fransızlar ve batı, sürekli yandaş halklarına ve hükümetlere silah yardımı yapmakta ve şiddet ile halkı bastırmasını söylemektedir.
· Boko haram mecburen gençlerin silahlı direnişi olarak çıkmaktadır. Halkın sesini oluşturmasa da halkın isteklerinin oluşturduğu bir uç çıkıştır. Vazgeçilmez bir sonuçtur. Çünkü Afrika’da müslümanlar aç bırakılır, bastırılır ve öldürülürdü. Batı inançlı Afrika halkına çok çektirmişti.
· Afrika’da müslümanlarla hristiyanların bir çatışması vardır. Yönetimlerdeki hristiyan halklar batı desteğiyle çoğunluk mazlum halkları yönetmektedir. Sömürgeci batı ülkeleri yer Afrika ülkesinde bulunmaktadır. Bu nedenle özgürlük isteyen orta Afrika cumhuriyeti, mali ve Somali gibi ülkelerde Fransız askerleri ve desteği ile müslümanlar bastırılmakta ve öldürülmektedir.
· Küresel ortamda Boko haramı kötülemek ve küresel kamuoyunda itibarsızlaştırmak için çalışma yaptılar ve medyayı kullandılar. Önce köyleri basan haramiler, yağmalayan insanlar olarak haberleştirdiler sonrada kadın ve çocukları kaçıran terör örgütü gibi nitelediler. Acaba bu yalanlarla insanları ne kadar aldatabilirler. Afrika’da insanlar özgürlük istiyor, sömürülmek istemiyor, insanca yaşamak istiyor. Baskı ve zulüm altında kalmak istemiyor.
· 300 kız çocuğunu kaçırdı diye Boko Haram örgütünü yani inananların özgürlük arayışını kötülediler. Bir çetenin yapmış olduğu bu durumu müslümanlara bağlayarak Afrika baharını itibarsızlaştırmak ve müslümanlara karşı kutsal birliktelik kurmak hedefindeydiler. Dünya medyasında meşru olmayan batıl bir kefeye koydular. İnsanlar medya haberiyle aldatıldı. Sonra da saldırı için birlik oluşturup harekete geçtiler.
· Afrika’da Hristiyan zulmüne karşı müslüman halkların temsili Boko Haram’ da dünya medyasıyla karalanmışlardı. Afrika’da aynı Suriye ve Irak gibi bir savaşın içindedir. Orada da Fransızlar taraftar milislerine ve yönetimlerine inanan halklara karşı silah ve askeri yardım yapmaktadırlar. Ortada kız çocuğu kaçırması gibi uydurma bir yalan ile Boko Haram’ı meşru olmayan bir terör örgütü olarak gösterdiler. Şimdi Aynı durumu Işid’de yapıyorlar. Avrupa ve küresel güçler yandaş yönetimlerini sömürgelerini kaybetmek istemiyorlar. İnsanlar kendi yaşadıkları topraklarda özgürlük ve insanca yaşamak istiyor ama küresel güçler halkları silah ve zorbalıkla bastırıyorlar.
· IŞİD’i ve Boko haram’ı terör olarak niteleyen batı medyası bilinçli bir siyaset gütmektedir. Bu bir irade hırsızlığı algı yönetilmesidir. Bu ajan siyasetini Erdoğan’a karşı yürütülen yolsuzluk düzmecesinde de görmüştük. Şeytani anlayışa sahip küresel bozguncuların menfaatlerine yönelik meşru olmayan sinsi siyasettir bu yaşananlar.
· Afrika gelişmeye yönelip büyük bir potansiyel barındırıyor. Afrika gelişmek için Türkiye gibi insani değerleri sahiplenecek ve istikrar getirecek bir merkezi gücü bekliyor. İnşaat, tarım, turizm ve her alanda Türkiye gibi ülkeye ihtiyaçları var. Türkiye küresel güç olmaya devam ettikçe istikrar her kıtaya yayılacaktır.
· Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslüman ve Hristiyan gruplar arasındaki etnik gerilim sürüyor. Birleşmiş Milletler, Afrika’da kendi çıkarları açısından inananların temizlenmesi ve sürülmesi için bu ülkede asker sayısını artırılması talebiyle Fransa’nın sunduğu tasarıyı oylayacak. Afrika sömürgesini ve yandaş yönetimlerini ellerinde tutmak için mazlum halklara silah ile baskı yapma ve mevcut yönetimleri destekleme çabaları devam ediyor. Fransız birliğinin görev süresini sürekli uzatıyor. Fransa’nın bölgede çok sayıda askeri bulunuyor. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Seleka milislerinin başkent Bangui ve çevresinden çekilmesinin ardından Müslüman nüfus etnik temizlik tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yeni hükümetin ve Fransız askerlerin katliamlara engel olamaması ve hristiyanları bir fiil desteklemesi üzerine Müslümanlar evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Yaloke kentinin en büyük gelir kaynağı olan nehir yatağında altın arama daha önce Müslümanların elindeyken, etnik saldırılardan sonra tamamen Hristiyanların kontrolüne geçmiş.Kaçan Müslümanların işlerine el koyan birçok Hristiyan eski komşularının geri gelmesini istemiyor. BM bölgede etnik temizlik yapıldığı uyarısında bulunurken, Müslüman nüfusun ağırlıklı olarak komşu ülkeler Kamerun ve Çad’a sığındığı kaydedildi.
· Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslüman ve Hristiyan gruplar arasındaki etnik gerilim sürüyor. Birleşmiş Milletler, Afrika’da kendi çıkarları açısından inananların temizlenmesi ve sürülmesi için bu ülkede asker sayısını artırılması talebiyle Fransa’nın sunduğu tasarıyı oylayacak. Afrika sömürgesini ve yandaş yönetimlerini ellerinde tutmak için mazlum halklara silah ile baskı yapma ve mevcut yönetimleri destekleme çabaları devam ediyor. Fransız birliğinin görev süresini sürekli uzatıyor. Fransa’nın bölgede çok sayıda askeri bulunuyor. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Seleka milislerinin başkent Bangui ve çevresinden çekilmesinin ardından Müslüman nüfus etnik temizlik tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yeni hükümetin ve Fransız askerlerin katliamlara engel olamaması ve hristiyanları bir fiil desteklemesi üzerine Müslümanlar evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Yaloke kentinin en büyük gelir kaynağı olan nehir yatağında altın arama daha önce Müslümanların elindeyken, etnik saldırılardan sonra tamamen Hristiyanların kontrolüne geçmiş.Kaçan Müslümanların işlerine el koyan birçok Hristiyan eski komşularının geri gelmesini istemiyor. BM bölgede etnik temizlik yapıldığı uyarısında bulunurken, Müslüman nüfusun ağırlıklı olarak komşu ülkeler Kamerun ve Çad’a sığındığı kaydedildi.
· Orta Afrika Cumhuriyeti çöküşün eşiğinde. Ülkenin 300 bin vatandaşı mülteci durumunda bulunuyor.
· Batı Afrika’da kontrol altına alınamayan Ebola salgını nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı hızla artıyor.En tehlikeli virüsler arasında gösterilen Ebola, Gine, Sierra Leone ve Liberya’da hızla yayılıyor.Dünya Sağlık Örgütü virüsün yayılmasını engellemek için 4 aylık süreye ihtiyaç duyulduğunu açıkladı:“Bu şimdiye kadar karşılaştığımız en zorlu Ebola salgınlarından biri. Çünkü salgın bugüne dek görmediğimiz kadar geniş bir coğrafi alana yayılmış durumda. ” Ebola’nın ilk kez 1976’da ortaya çıkan en ölümcül türünün yeniden görüldüğünü belirtti: “Şu anda karşılaştığımız en agresif Ebola türü, “Zaire türü” dediğimiz virüs. Bu virüs bulaştığı her 10 insandan 9’unu öldürüyor.” Bulaşıcı virüsün kesin bir tedavisi bulunmuyor.
· 300 bin müslüman yer değiştirdi. Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki olaylar sebebiyle bir çok müslüman göç etti.
· Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki Müslüman toplumun büyük korku yaşadığını ve kendi evlerinden kaçmak için BM'den yardım istedikleri açıklandı.
· Afrika gelişmeye yönelip büyük bir potansiyel barındırıyor. Afrika gelişmek için Türkiye gibi insani değerleri sahiplenecek ve istikrar getirecek bir merkezi gücü bekliyor. İnşaat, tarım, turizm ve her alanda Türkiye gibi ülkeye ihtiyaçları var. Türkiye küresel güç olmaya devam ettikçe istikrar her kıtaya yayılacaktır.
· ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Güney Sudan'daki çatışmaların durmasını ve tarafların çatışma bölgelerine insani yardımların ulaştırılmasına izin vermelerini istedi. Hem müslümanlara fırsat vermeyin diyorlar. Hem de çatışmaların durdurulmasını resmi kanaldan istiyorlar.
Mali Başbakanı Musa Mara’nın ülkenin kuzeyini ziyareti sırasında yaşanan olaylar gerilimi tırmandırdı. Hükümet, cumartesi günü ayrılıkçı Tuareg militanları ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışma sonucu 36 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından bölgede kontrolleri sıkılaştırdı. Başbakan Mara, 28 kamu görevlisinin de kaçırıldığı olaylara ilişkin sert konuştu: “Bu savaş ilanını hesaba katarak ki bu daha başka bir anlama gelmiyor; Mali Cumhuriyeti bundan böyle savaş halindedir. Biz bu duruma uygun bir karşılık vereceğiz elbette.” Boko Haram afrikada inanançlı müslüman halkların ayaklanmasıdır. Dünyada ve Afrikada silahla savaşarak ayakta kalındığı için siyasi tüm kanalları kapatılmış olan müslümanlar mecburen silahla direnişine başlamışlardır. Silahlı direnişi hiçbir zaman doğru görmeyiz ama dünyada devlet yönetimleri tarafından orman kanunları yürütülmektedir. Fransızlar ve batı, sürekli yandaş halklarına ve hükümetlere silah yardımı yapmakta ve şiddet ile halkı bastırmasını söylemektedir.
Boko haram mecburen gençlerin silahlı direnişi olarak çıkmaktadır. Halkın sesini oluşturmasada halkın isteklerinin oluşturduğu bir uç çıkıştır. Vazgeçilmez bir sonuçtur. Çükü afrkikasda müslümanlar aç bırakılır, bastırılır ve öldürülürdü. Batı inançlı afrika halkına çok çektirmişti.
Afrika’da müslümanlarla hristiyanların bir çatışması vardır. Yönetimlerdeki hristiyan halklar batı desteğiyle çoğunluk mazlum halkları yönetmektedir. Sömürgeci batı ülkeleri yer afrika ülkesinde bulunmaktadır. Bu nedenle özgürlük isteyen orta Afrika cumhuriyeti, mali ve somali gib ülkelerde Fransız askerleri ve deteği ile müslümanlar bastırılmakta ve öldürülmektedir.
Küresel ortamda Boko haramı kötülemek ve küresel kamuoyunda itibarsızlaştırmak için çalışma yaptılar ve medyayı kullandılar. Önce köyleri basan haramiler, yağmalayan insanlar olarak haberleştirdiler sonrada kadın ve çocukları kaçıran terör örgütü gibi nitelediler. Acaba bu yalanlarla insanları ne kadar aldatabilirlerki. Afrikada insanlar özgürlük istiyor, sömürülmek istemiyor, insanca yaşamak istiyor. Baskı ve zulüm altında kalmak istemiyor.
300 kız çocuğunu kaçırdı diye Boko Haram örgütünü yani inananların özgürlük arayışını kötülediler. Bir çetenin yapmış olduğu bu durumu müslümanlara bağlayarak Afrika baharını itibarsızlaştırmak ve müslümanlara karşı kutsal birliktelik kurmak hedefindeydiler. Dünya medyasında meşru olmayan batıl bir kefeye koydular. İnsanlar medya haberiyle aldatıldı. Sonra da saldırı için birlik oluşturup harekete geçtiler.
Afrika’da hristiyan zulmüne karşı müslüman halkların temsili Boko Haram’ da dünya medyasıyla karalanmışlardı. Afrika’da aynı suriye ve Irak gibi bir savaşın içindedir. Orada’da Fransızlar taraftar milislerine ve yönetimlerine inanan halklara karşı silah ve askeri yardım yapmaktadırlar. Ortada kız çocuğu kaçırması gibi uydurma bir yalan ile Boko Haram’ı meşru olmayan bir terör örgütü olarak gösterdiler. Şimdi Aynı durumu Işid’de yapıyorlar. Avrupa ve küresel güçler yandaş yönetimlerini sömürgelerini kaybetmek istemiyorlar. İnsanlar kendi yaşadıkları topraklarda özgürlük ve insanca yaşamak istiyor ama küresel güçler halkları silah ve zorbalıkla bastırıyorlar.
IŞİD’i ve Boko haram’ı terör olarak niteleyen batı medyası bilinçli bir siyaset gütmektedir. Bu bir irade hırsızlığı algı yönetilmesidir. Bu ajan siyasetini Erdoğan’a karşı yürütülen yolsuzluk düzmecesinde de görmüştük. Şeytani anlayışa sahip küresel bozguncuların menfaatlerine yönelik meşru olmayan sinsi siyasettir bu yaşananlar.
Afrika gelişmeye yönelip büyük bir potansiyel barındırıyor. Afrika gelişmek için Türkiye gibi insani değerleri sahiplenecek ve istikrar getirecek bir merkezi gücü bekliyor. İnşaat, tarım, turizm ve her alanda Türkiye gibi ülkeye ihtiyaçları var. Türkiye küresel güç olmaya devam ettikçe istikrar her kıtaya yayılacaktır.

Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Müslüman ve Hristiyan gruplar arasındaki etnik gerilim sürüyor. Birleşmiş Milletler, Afrika’da kendi çıkarları açısından inananların temizlenmesi ve sürülmesi için bu ülkede asker sayısını artırılması talebiyle Fransa’nın sunduğu tasarıyı oylayacak. Afrika sömürgesini ve yandaş yönetimlerini ellerinde tutmak için mazlum halklara silah ile baskı yapma ve mevcut yönetimleri destekleme çabaları devam ediyor. Fransız birliğinin görev süresini sürekli uzatıyor. Fransa’nın bölgede çok sayıda askeri bulunuyor. Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Seleka milislerinin başkent Bangui ve çevresinden çekilmesinin ardından Müslüman nüfus etnik temizlik tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yeni hükümetin ve Fransız askerlerin katliamlara engel olamaması ve hristiyanları bir fiil desteklemesi üzerine Müslümanlar evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Yaloke kentinin en büyük gelir kaynağı olan nehir yatağında altın arama daha önce Müslümanların elindeyken, etnik saldırılardan sonra tamamen Hristiyanların kontrolüne geçmiş.Kaçan Müslümanların işlerine el koyan birçok Hristiyan eski komşularının geri gelmesini istemiyor. BM bölgede etnik temizlik yapıldığı uyarısında bulunurken, Müslüman nüfusun ağırlıklı olarak komşu ülkeler Kamerun ve Çad’a sığındığı kaydedildi.

·
 
Üst Alt