Thomas Edvard Lawrence 1888 de doğmuştur. Zengin bir aileye mensuptur. Oxford Üniversitesi’nde Arkeoloji tahsil etmiştir. Arabistan
Suriye
Mısır ve Filistin’de etütler yapmış; bir Arap kadar Arap dil ve adetlerini
Bir Müslüman kadar Müslümanlığın şartlarını ve inceliklerini öğrenmiş
her haliyle Şark’a intibak etmiştir.
Bütün doğu lisanlarını şive farklarına kadar kusursuz öğrenen genç alim
Birinci Dünya Savaşı başladığı Zaman
Filistin’de bulunuyordu.
Silah altına alınır alınmaz
bu hususiyetleri dikkate alarak Mısır’daki ordunun istihbarat şubesine tayin edilmiştir.
İşte Lawrence bu tayinden sonra
dünya çapındaki şöhretine erişecek faaliyetlerde bulunmuştur. O
beyaz bornoz ve abbasesi ile bir Arap şeyhi kılığına girmiş
heybesinin gözlerini çil çil İngiliz altınlarıyla doldurarak bitip tükenmeyen kum çöllerinde maceraya atılmıştır.
1915’de Mekke’de bulunan 80 yaşındaki Şerif Hüseyin’in doymayan menfaat hırsını vaatler ve altınlarla tatmin etmiş ve onun ardında adeta bütün Arapları birleştirmişti.
İhtiyar emir
Thomas Edward Lawrence’in elinde adeta bir oyuncak oldu. Kum çöllerinin kızgın güneşi altında parlayan çil çil İngiliz altınları ve İngiltere hükümeti namına Lawrence gibi ağzından bal akan bir insanın vaat ettiği “Büyük Arabistan Krallığı” ihtiyar şerifi büyülemiş gibiydi. Feri kaçmış gözleri artık başka şey görmüyor
Lawrence’in sözleriyle dolan kulakları
halifenin ilan ettiği cihadı uymuyordu.
Lawrence
arzularına göre dövüştürecek insanları bulmuştu. Şimdi bu kızgın çöllerde çalışacak gizli kuvvetleri de bulmak lazımdı. Lawrence’in zekası
Arabistan çöllerinin velud iklimi ile birleşince bu hususta sıkıntı çekmedi. “Büyük Arabistan” hayali nasıl
Mekke şerifini büyülemişse; “Arzı Mev’ut” hayali de İsrail oğullarına diz çöktürmüştü. İşte; kadınıyla erkeğiyle
çoluğuyla
çocuğuyla muazzam bir gizli ordu. . .
Anadolu yaylasının serazat gürbüz çocukları
Arabistan çöllerinde
Filistin ve Suriye’de hilali dalgalandırmak
kelime-i tevhidi yaşatmak azmiyle kavrulup düşmanla çarpışırken gizli bir el arkalarından onları mütemadiyen hançerliyordu.
Ülkelerinin dünya medeniyetinden nasibi Türk parası
Türk emeği ve Türk himmetiyle yapılmış demir yoluna inhisar eden insanlar
her gün bu demir yoluna bir bomba yerleştirmekten
binlerce Müslüman’ı havaya uçurmaktan çekinmiyorlardı ve bütün bu hıyanet ve mel’anetleri Lawrence’nin emriyle yapıyorlardı.
Askerin ikmal yolları vuruluyor
zayıf depolar ve karargahlar basılıyor
din devlet için Arabistan çöllerinde dövüşen kahramanlar müdafaa etmeye savaştıkları ülkenin sakinleri tarafından öldürülüyorlardı. Çünkü Lawrence böyle istiyordu.
Türk ordusu bir taraftan düşmanla dövüşürken bir taraftan da bunlarla uğraşmak zorunda kaldı. Hıyanetleri sabit olan Yahudiler hapsedildiler. Haklarında ölümü gerektiren kanuni muamele yapılırken bile onlar
Lawrence’ in kendilerini kurtaracağına inanıyorlardı. Hakikaten Arabistan ‘ ın taçsız kralı bol bol saçtığı altınlarla kurduğu Arap ordularının başına geçmiş
sadık ajanlarını kurtarmaya çalışıyordu. O
Kal’atülezrak çöllerinden Havran istikametinde yürümüş; bu mühim stratejik noktayı düşürmeye
Dürzileri de ayaklandırmaya çalışıyordu. Emelinde muvaffak olursa Türk ordusunun bu çöllerde mukavemeti büsbütün zorlaşacaktı. Fakat talih burada Lawrence’ e gülmedi. Çünkü Havran halkı Mutasarrıf Hacim Muhittin Bey’ i
ve Mutasarrıf Bey de vatanını seven insanlardandı.
Lawrence
mutasarrıfın aldığı tedbirler yüzünden
ilk defa olarak Kal’atülezrak Çölleri’nde arzusuna muvaffak olamamış
kurtarmaya çalıştığı sadık ajanları da adaletten yakalarını kurtaramamışlardı.
Bütün bunlara rağmen Lawrence gayesine ulaştı. Filistin ve Suriye’de hezimetimize sebep oldu. 1918 de Arap askerlerinin başında muzafferane Dimyat’a girdi. Harp müttefikler için zaferle bitmişti. İngiltere hükümeti Lawrence’in vaatlerini kısmen olsun yerine getirip Şerif Hüseyin’in oğullarından Faysal’ı Irak krallığına Abdullah’ı Ürdün emirliğine getirmişti. Fakat
ihtiyar şerif bunları kafi görmemiş
isyan etmişti. İngiltere asi şerifi Kıbrıs’a sürdüğü için Lawrence de devletin kendisine verdiği paye ve nişanları reddetti.
Harp bitmiş fakat
bu adamın işleri
bitmemişti. O
yıllarca Hind’i
Çin’i
Afgan’ı birbirlerine kattı. Afganistan kıralı Emanullah Han’ ın tahttan indirilmesiyle biten büyük isyan tamamen Thomas Edward Lawrence’in eseriydi.
1930 da Ağrı Dağı isyanında Kürt aşiretlerini baş kaldırmaya teşvik eden
hudut hadiseleriyle İran'la aramızı bozmaya çalışan gizli kuvvetlerin başında bulunan gene Lavrance’di
Bütün bu icraatına
20 yıl ateş ve barutla oynamasına rağmen
o bir manga asker karşısında veya bir dar ağacında can vermeyen müstesna casuslardan biridir. Albay Thomas Edward Lawrence
maceracı ruhuna çok yaraşan bir şekilde bütün şuurunu kaybettiren bir motosiklet kazasından sonra 19 Mayıs 1935'te Londra’da öldü.
(Akıntarih)
Bütün doğu lisanlarını şive farklarına kadar kusursuz öğrenen genç alim
Silah altına alınır alınmaz
İşte Lawrence bu tayinden sonra
1915’de Mekke’de bulunan 80 yaşındaki Şerif Hüseyin’in doymayan menfaat hırsını vaatler ve altınlarla tatmin etmiş ve onun ardında adeta bütün Arapları birleştirmişti.
İhtiyar emir
Lawrence
Anadolu yaylasının serazat gürbüz çocukları
Ülkelerinin dünya medeniyetinden nasibi Türk parası
Askerin ikmal yolları vuruluyor
Türk ordusu bir taraftan düşmanla dövüşürken bir taraftan da bunlarla uğraşmak zorunda kaldı. Hıyanetleri sabit olan Yahudiler hapsedildiler. Haklarında ölümü gerektiren kanuni muamele yapılırken bile onlar
Lawrence
Bütün bunlara rağmen Lawrence gayesine ulaştı. Filistin ve Suriye’de hezimetimize sebep oldu. 1918 de Arap askerlerinin başında muzafferane Dimyat’a girdi. Harp müttefikler için zaferle bitmişti. İngiltere hükümeti Lawrence’in vaatlerini kısmen olsun yerine getirip Şerif Hüseyin’in oğullarından Faysal’ı Irak krallığına Abdullah’ı Ürdün emirliğine getirmişti. Fakat
Harp bitmiş fakat
1930 da Ağrı Dağı isyanında Kürt aşiretlerini baş kaldırmaya teşvik eden
Bütün bu icraatına
(Akıntarih)