Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

İncir Kuşları ~ Sinan Akyüz Kitap Özeti

diShy

~ یơυℓℓεss ..
Onursal Üye
  • Üyelik Tarihi
    27 Kas 2009
  • Mesajlar
    24,120
  • MFC Puanı
    79


incir-kuslari-kitap-ozeti.jpg







İncir Kuşları Kitap Özeti

İncir Kuşları Sinan Akyüz


Bosna'da yaşanan sayısız dram var ve bunlardan çok azı gün yüzüne çıkabildi henüz. Bu kez Sinan Akyüz'ün kaleminden İncir Kuşları ile çok farklı bir aşk dramı karşınıza geliyor.

Bir zamanlar komşu olarak mutlu bir hayat süren insanlardan biri Müslüman ve diğeri Hristiyan iki genç bir kıza aşık olur fakat onlardan sadece biri aşkına karşılık bulur. Diğeri ise kırık bir kalp ile yaşamak zorundadır.

Gün gelir ve savaş patlak verir. Kader yine garip oyunlarından birini oynar ve aşkına karşılık bulamayan genç karşısında bir zamanla onun yerine başkasını tercih edip kalbini kıran kızı bulur. Artık tek fark ikisi de farklı taraftadırlar ve bir araya geliş sadece ölümün habercisidir.

Suada adındaki kızın hayatından bir kesit gibi anlatılan ve Bosna savaşına dair birçok gizli kalmış gerçekleri ortaya çıkartan İncir Kuşları romanı özellikle çarpıcı sonu ile dikkat çekiyor. Aşkı ve savaşı bir arada sunan ve ikisinin de yıkıcılığını ortaya koyan kitap gerçekten okuma değer mükemmel bir eser.

----------

Suada Yugoslavya’da yaşayan güzel ve alımlı bir Boşnak kızdır. Üç çocuklu bir ailenin en küçük kızı olan Suada başarılı bir öğrencidir ve Saraybosna’da konservaturarı kazanarak piyano bölümüne girer. Bir gün Profesör Duşanka’nın dersinde iken kapı çalar ve içeriye bir genç gier. Suada Tarık ismindeki bu gence ilk görüşte aşık olur. Vukadin adındaki Sırp genç de Suada’ya deliler gibi aşık olur. İki genç aşklarını Suada’ya açarlar ve Suada Tarık’ı seçer. Bunun üzerine Vukadin çılgına döner ve konsevaturarı terk ederek orduya girer.

Suada ile Tarık güzel bir aşk yaşarlar ve nişanlanırlar. Herşey çok güzel gider fakat sırp gençlerin çıkardığı taşkınlıklar müslümanlar arasında savaş korkusu oluşmasına neden olur. Suada buna pek ihtimal vermez ve 1992 yılının Nisan ayında Ramazan bayramı öncesinde köyüne giderek ailesini ziyaret eder. Otobüse binmeden önce yerde bir kağıt parçası görür ve kağıtta bu Ramazan bayramının çok kanlı geçeceği yazar. Buna rağmen moralini bozmaz ve köyüne doğru yola koyulur.

Suada köyüne vardığında acı haberi de alır. Savaş başlamıştır ve Saraybosna yerle bir edilmiştir. Tarık kendini kurtararak Yeşil Berelilere katılır. Suada köyünde gizlenir fakat sırpların köyü basması pek uzun sürmez. Annesi ve bir kız kardeşi öldürürlür ve Suada babası ve diğer kız kardeşi ile birlikte esir alınır. Tek suçları Müslüman olmalarıdır.

Esir kampında Suada’yı acı bir tesadüf bekler. Karşısında Vukadin’i bulur. Fakat Vukadin’in kalbindeki aşkın yerini intikam duygusu almıştır ve Suada’ya tecavüz eder. Sırplar sırp askerler ile takas etmek için Boşnak kadınlarına tecavüz ederek onları hamile bırakmaya başlar. Suada da Vukadin ile birlikte farklı esir kamplarında olayların acı tanığı olur.

Vukadin savaşta yaralanır ve ölür. Bunun üzerine Suada hamile bir şekilde diğer esirlerin arasında yerini alır. Takas sırası ona da gelmiştir ve karşısında Boşnak askerleri görünce göz yaşlarına hakim olamaz.

Yaşadığı travma nedeni ile psikolojik destek almak üzere hastaneye yatar. Suada’nın mükemmel piyano çaldığını öğrenen hemşireler yardım derneği için piyano çalmasını isterler. İlk konserinde büyük beğeni toplar fakat onu alkışlayan başka biri daha vardır. Konservatuardaki profesörünü karşısında görür ve ilk olarak Tarık’ı sorar. Profesör Tarık’ın sağ olduğunu söyler fakat Suada utancından onun karşısına çıkmaya korkar. Karşı karşıya geldiklerinde ise Suada’yı bir acı daha bekler. Tarık savaşta iki ayağını da kaybetmiştir. Tarık’ın Suada’ya tek sorusu “Beni böyle kabul edebilecek misin?” olur. İki aşık birbirinden bir daha ayrılmamak üzere sıkıca sarılırlar.

 
Üst Alt