Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

İmansız olarak ölmeye sebep olan günahlar

DeStina

Her Nasip Vaktine Esirdir
MFC Üyesi
Konum
İzmir
  • Üyelik Tarihi
    9 Haz 2015
  • Mesajlar
    12,474
  • MFC Puanı
    1,810
İmansız olarak ölmeye sebep olan günahlar


Ebu Kasım el-Haki (rh.a)'ye; "İmansız olarak ölmeye sebeb olan bir günah var mıdır?" diye sormuşlar; o da şu şekilde cevap vermiştir;

Üç şey vardır ki, -Neuzübillah- insanın imanının kendisinden alınıp, imansız olarak dünyadan ayrılmasına sebeb olabilir:

1-) Üzerinde bulunan iman ve İslam nimetine şükretmeyi terketmektir; bu hal, insanın dünyadan imansız olarak ayrılmasına sebeb olabilir.
Hakikaten insan biraz derin olarak düşünürse, Allah-u Zülcelal'in bize iman vermiş ve İslam dinine girmekle şereflendirmiştir. Bu nimete şükretmeyi terketmek, sekerat esnasında imansız olarak dünyadan ayrılmaya ve kıyamet gününde de ebedi olarak cehenneme girmeye sebeb olur. Onun için daima; bizim için çok büyük bir şeref olan iman ve islam nimetinin kıymetini bilip; "Ya Rabbi! Bana bu iman nimetini verip. Islama girme şerefini nasip ettiğin için, sana sonsuz hamd-ü senalar olsun" diye Allah-u Zülcelal'e şükretmemiz lazımdır.

2-) İnsanın kendisinden imanın alınmasından korkmamasıdır; Oysa bu korkuyu daima kalpte hissetmek lazımdır. Peygamberler ve evliyalar dahi bu korkuyu taşımışlardır. Peygamberler emin oldukları halde bu korkuyu taşıdıklarına göre, bizim gece-gündüz bu korkuyu hiç aklımızdan çıkarmamamız lazımdır. Her ne kadar bunu yapamıyorsak da; yine de son halimizden emin olmayıp biraz korkarsak, Allah-u Zülcelal bizim imanımızı inşaallah-u Teala muhafaza edecektir.

3-) İnsanların birbirleri arasında bulunan haklara riayet etmeyip, birbirlerine zulüm yapmalarıdır; halbuki insan dünyada daima mazlum olmalıdır. Çünkü kıyamet gününde bir çok insan, zalim olan kimsenin yakasından tutarak; "Senden imanını almayıncaya kadar razı olmam" dediği zaman, zalim olan kişi ne yapabilir ki?

Allah-u Zülcelal mazlum olan kulu razı oluncaya kadar, zalimden alıp ona verecektir.
Onun için insan bunlara çok dikkat etmeli, daima imanını muhafaza etmeye gayret gösterip, son nefesinde halinin ne olacağını düşünerek, o zamana hazırlık yapmalı ve diğer insanlara zulüm yapmaktan uzak durmalıdır. Bu üç sıfatı üzerinde bulundurursa, Allah-u Zülcelal'in kendisine nasip etmiş olduğu iman nimetini muhafaza etmiş olur.

</h2>
Ebu Kasım el-Haki (rh.a)'ye; "İmansız olarak ölmeye sebeb olan bir günah var mıdır?" diye sormuşlar; o da şu şekilde cevap vermiştir;

Üç şey vardır ki, -Neuzübillah- insanın imanının kendisinden alınıp, imansız olarak dünyadan ayrılmasına sebeb olabilir:

1-) Üzerinde bulunan iman ve İslam nimetine şükretmeyi terketmektir; bu hal, insanın dünyadan imansız olarak ayrılmasına sebeb olabilir.
Hakikaten insan biraz derin olarak düşünürse, Allah-u Zülcelal'in bize iman vermiş ve İslam dinine girmekle şereflendirmiştir. Bu nimete şükretmeyi terketmek, sekerat esnasında imansız olarak dünyadan ayrılmaya ve kıyamet gününde de ebedi olarak cehenneme girmeye sebeb olur. Onun için daima; bizim için çok büyük bir şeref olan iman ve islam nimetinin kıymetini bilip; "Ya Rabbi! Bana bu iman nimetini verip. Islama girme şerefini nasip ettiğin için, sana sonsuz hamd-ü senalar olsun" diye Allah-u Zülcelal'e şükretmemiz lazımdır.

2-) İnsanın kendisinden imanın alınmasından korkmamasıdır; Oysa bu korkuyu daima kalpte hissetmek lazımdır. Peygamberler ve evliyalar dahi bu korkuyu taşımışlardır. Peygamberler emin oldukları halde bu korkuyu taşıdıklarına göre, bizim gece-gündüz bu korkuyu hiç aklımızdan çıkarmamamız lazımdır. Her ne kadar bunu yapamıyorsak da; yine de son halimizden emin olmayıp biraz korkarsak, Allah-u Zülcelal bizim imanımızı inşaallah-u Teala muhafaza edecektir.

3-) İnsanların birbirleri arasında bulunan haklara riayet etmeyip, birbirlerine zulüm yapmalarıdır; halbuki insan dünyada daima mazlum olmalıdır. Çünkü kıyamet gününde bir çok insan, zalim olan kimsenin yakasından tutarak; "Senden imanını almayıncaya kadar razı olmam" dediği zaman, zalim olan kişi ne yapabilir ki?

Allah-u Zülcelal mazlum olan kulu razı oluncaya kadar, zalimden alıp ona verecektir.
Onun için insan bunlara çok dikkat etmeli, daima imanını muhafaza etmeye gayret gösterip, son nefesinde halinin ne olacağını düşünerek, o zamana hazırlık yapmalı ve diğer insanlara zulüm yapmaktan uzak durmalıdır. Bu üç sıfatı üzerinde bulundurursa, Allah-u Zülcelal'in kendisine nasip etmiş olduğu iman nimetini muhafaza etmiş olur.

 
Üst Alt