• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

İman, Tasdik ve İkrar

Üyelik Tarihi
25 Ara 2009
Konular
809
Mesajlar
1,646
MFC Puanı
2,110
İman
İman, Tasdik ve İkrar: İslâm ûleması, "İman yalnız kalben tasdik midir, yoksa ikrarla beraber kalbî tasdik midir?" suali çerçevesinde farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. İbn-i Abidin: "Hanefilerin ekserisine göre; tasdikle beraber ikrardır. Muhakkıklara göre ise yalnız tasdiktir. İkrar ise; dünya ahkâmının icrası için şarttır."[1] hükmünü zikreder. İmam-ı Azam Ebû Hanife (rh.a)'ye göre; gerçek iman kalbî tasdikten ibarettir.[2] Zira dil ile ikrar ettikleri halde, kalben tasdik etmeyen münafıklar, kâfir hükmündedirler. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: "İnsanlardan öyle kimseler vardır ki, kendileri iman etmiş olmadıkları halde `Allah'a ve âhiret gününe inandık' derler. Halbuki onlar inanıcı (insanlar) değildirler." (Bakara: 2/8) "Ey Peygamber!... Kalbleriyle inanmadıkları halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerle, (münafıklarla), yahudilerden o küfr içinde (alabildiğine) koşuşanlar seni mahzun etmesin" (Maide: 5/41) Dikkat edilirse bu ayet-i kerimelerde dilleriyle inandıklarını iddia eden, fakat kalben tasdik etmeyen kimselerin hali izah edilmiştir.[3]
Resûl-i Ekrem (sav)'in; "İnsanlar lâ ilâhe illallah deyinceye kadar (onlarla) cihada memur oldum. Şimdi her kim "Allah'dan başka ilâh yoktur" (lâ ilâhe illallah) derse; canını ve malını benden korumuş olur. Ancak hakkı ile olursa (yani kalben tasdik ederse) ne âla!.. Aksi durumda da (sadece dille söyler, kalben inanmazsa) hesabı Allahû Teâla (cc)'ya kalmıştır."[4] buyurduğu bilinmektedir. İmam-ı Muhammed (rh.a) bu hadisi zikrettikten sonra: "Netice olarak bir kimse malûm olan şirk itikadını (kalbî durumunu) tesbit etme imkânımız yoktur. Neyi ikrar ettiğini duyarsak, o inançta olduğuna hükmederiz"[5] buyurmaktadır. Sonuç olarak; imanın aslî rüknü kalben tasdiktir. Dünya ahkâmının icrası açısından zarurî olan rüknü ise; dil ile ikrar etmektir. Eğer bir kimse; kalben tasdik eder, fakat bunu dili ile ikrar etmezse, hali insanlarca meçhul kalır. Tabiî dil ile ikrar için herhangi bir ehliyet ârızası (dilsiz olma veya ikrah-ı mülci altında bulunma gibi) sözkonusu olmamalıdır.
[6] [1] İbn-i Abidin, Reddü'I Muhtar Ale'd Dürri'I Muhtar, İst.1983, c. IX, sh. 5. [2] İmam-ı Azam Ebû Hanife, el-Alim ve'l Müteallim, Kahire 1368 Z. Kevseri Neşri, sh. 57. [3] İmam-ı Maturidi, Kitabû't-Tevhid, Kahire: 1970, sh. 373 vd. [4] Sahih-i Müslim, İst. 1401, c.l, sh. 51-52 Had. No: 32. [5] İmam-ı Muhammed, Siyer-i Kebir, İst. 1980, Evs Yay. c. I, sh.173. [6] Yusuf Kerimoğlu, Kelimeler ve Kavramlar, İnkılap Yayınları: 205-206.
 
Üst