Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

İlk Türk kadın tiyatro sanatcımız Afife Jale

AdrenaLin

..ɯ'ɐɟɐʞ ʞ!ɯoʞ!ɾɐɹʇ
MFC Üyesi
Konum
Karı$ık..
  • Üyelik Tarihi
    7 Mar 2013
  • Mesajlar
    2,021
  • MFC Puanı
    297
İlk Türk kadın tiyatro sanatcımız Afife Jale

------------------------------------------------------- -------------------------
İlk Türk kadın tiyatro sanatcımızı bilmeyen yoktur. Afife Jale.
İlk
olmak ne kadar zordur. Kapalı bir toplumda, kadınlara her türlü
oyunculuk yasak iken, ilk tiyatro oyuncusu olmak. İlk olmayı
hayatlarından bir şeyler vererek yaşadılar, bedelini ağır ödediler.
Afife Jale'de önce toplumdan, sonra ailesinde koptu tiyatro aşkı
uğruna.Tiyaro varsa ben varım diyordu Afife Jale, bu aşk onun hayatına
mal oldu ve bedelini hayatıyla ödedi.

Afife Jale'nin hayatını özet halinde ''Wikipedi '' den aktarmak istiyorum.

''Afife Jale (1902, İstanbul - 24 Temmuz 1941, İstanbul), ilk Türk kadın tiyatro oyucusudur.
Dr. Sait Paşa'nın torunudur.
Tiyatro
sevgisiyle 1918'de, Türk ve Müslüman kadınlarının sahneye çıkmaları
yasak olan bir dönemde Darülbedayi'ye (Şehir Tiyatroları) alınmak üzere
açılan sınava girer.

Prof. Metin And, Türk Tiyatrosu Tarihi
kitabında o dönemi "1920 yılında Darülbedayi, Hüseyin Suat'ın "Yamalar"
adlı oyununu Kadıköy'deki Apollon Tiyatrosu'nda (şimdiki Reks Sineması)
sahneye koyuyordu. Bu oyunda Emel adlı kızı oynayan Eliza Binemeciyan
topluluktan ayrılıp yurt dışına gittiği için bu rolü yüklenecek bir
bayan aranıyordu. Bu rol için seçilen Afife, "Jale" takma ismiyle
Kadıköy'de Apollon Tiyatrosu'nda sahneye çıkar.
O tarihi geceyi,
altı yıl sonra Refik Ahmet Sevengil'e anlatırken "Hayatımda mesut
olduğum ilk gece..." diyordu; "Sanatın, ruhuma verdiği güzel sarhoşluk
içinde idim. O piyeste güzel bir sen (scene:sahne) vardır; ağlama
sahnesi... Orada taşkın bir saadetle ağladım. Sahiden ağladın... Alkış,
alkış, alkış... Perde kapandı; açıldı, bana çiçekler getirdiler.
Muharrir Hüseyin Suat bey, kuliste bekliyormuş; ben çıkarken durdurdu;
alnımdan öptü: "Bizim sahnemize bir sanat fedaisi lazımdı; sen işte o
fedaisin." dedi, şeklinde konuşmuştu.

Daha sonra "Tatlı Sır" ve
"Odalık" oyunlarında da polis baskını ile karşılaşır. İçişleri
Bakanlığı'nın gönderdiği bir genelgeyle müslüman kadınların sahneye
çıkmaları yasaklandı. Ancak bu işin bir de geçmişi vardı. 10 Kasım
1918'de, Behire, Memduha, Beyza, Refika ve Afife stajyer kadrosuna
alınmışlar, ötekiler işi bırakmışlardı. İkisi de sahneye
çıkarılmamışlardı. Refika suflör olarak çalışıyordu. Tüm baskılara
karşın bundan sonra Burhanettin Topluluğunda Seniye, Yeni Sahne’de
Şaziye (Moral), Münire (Neyyire Neyir), Bedia (Muvahhit) Milli Sahne'de
Huriye ve Hikmet, Ruhat gibi Müslüman Türk kadınları Afife'yi izlediler"
diye anlatır.

Nezihe Araz'ın kaleminden Afife şöyle sesleniyor.
"Beni acıyarak değil, düşünerek severek, kucaklayarak hatırlayın.
Tiyatro varsa ben varım" inancı ve aşkıyla yaşıyordu Afife, "Olmak ya da
olmamak" işte gerçek buydu onun için. "Olmak"la sanatını icra etmek
eşanlamlıydı, bu eşanlam da tiyatroydu. Toplum hayatında ilk olmak; yani
onun deyimle "ilk ateşi yakmak"," ilk türküyü söylemek"," ilk aşkı ya
da direnişi başlatmak" bir olaydı ve bunun her zaman bir bedeli vardı.
İlkler yol boyu bu bedeli ödediler."

Bu zaptiye baskının ilkinde
Afife arkadaşlarınca kaçırılmışsa da daha sonra sokakta polisce
yakalanarak karakola götürülür. "Dinini, milliyetini unutan sen misin?"
diye hırpalanır.
Aile içinde babası da onun tiyatrocu olmasına
karşıdır. Babasının gözünde Afife artık ******dir. Evden de ayrı yaşamak
zorundadır. Bu arada Darülbedayi'deki ücretli görevine de son verilir.
Güvencesiz ve parasızdır. Önüne geçilmeyen şiddetli baş ağrıları başlar.
Hekimi morfinle tedavi yoluna giderek büyük bir yanlışlık yapar. Bunun
sonucu Afife artık bir morfin bağımlısıdır. Bu nedenle yaşamının son
yıllarını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde geçirir ve 39
yaşındayken burada ölür.
Günümüzde, bir şirket tarafından düzenlenen
ve gelenekselleşmiş hale gelen Afife Tiyatro Ödülleri, sanatçının
anısına her yıl düzenlenmektedir.
 
Üst Alt