İlk kız kacırma.
Bu kadın kaçırma teması rasgele konulmuş değildir. Herodotos o dönemde kadın kaçırma alışkanlığının Fenikelilerce başlatıldığını pers kaynaklarına dayanarak yazar. Fenikeliler Kızıl Deniz’de Herodotos’un “denizimiz” dediği Akdeniz’e çıkınca deniz taşımacılığına iyiden iyiye ağırlık verirler, mısır ve asur mallarını yunan kıyılarına getirirler. Bu gelişmelerden birinde önemli bir olay yaşanır.
Fenikeliler o dönemin en güçlü sitesi olan Argos’da mallarını beş altı günde satıp hemen hemen bitirdiklerinde Argos kralı İnakhos'un kızı İo arkadaşlarıyla kıyıya gelir, geminin yanında alışverişe başlar, o sırada Fenikeliler kızların üstüne atılırlar, İo ve birkaç kız yakalanır, öbürleri kaçarlar. Fenikeliler yakalandıklarını gemiye atıp Mısır’a götürürler. Daha sonra Yunanlılar da Fenike’ye giderler, Tir’de kralın kızını kaçırırlar, böylece iki toplum ödeşmiş olur. Ancak Yunanlılar bununla yetinmezler, Kolkhis kralı bir kahramanı Yunanistan’a gönderir, kızının verilmesini ister. Yunanlılar bu isteği olumlu karşılamazlar, gelene İo’nun kaçırılışını anlatırlar. Daha sonraki kuşaktan biri, Truva kralı Priamos’un oğlu Paris olanları öğrendiğinde Yunanistan’dan bir kadın kaçırmak ister, Helene’yi kaçırır. Yunanlılar Helene’nin geri verilmesini isteyince karşı taraf Medeia’yı anımsatır. Herodotos bütün bu bilgileri Perslerden aldığını sık sık bildirir ve bu olayları şöyle yorumlar: bir kadını kaçırmak haksızlıktır ama bunun intikamını almaya kalkmak çılgınlıktır, ayrıca kadın istemedikçe erkek onu kaçıramaz. Yunanlılar kaçırılan bir kadın için büyük bir sefer düzenleyerek Asya’ya geçmişler, Priamos’un egemenliğine son vermişlerdir. Persler bunun üzerine Yunanlılara düşman olmuşlardır. Herodotos Truva savaşının gelişimini de efsaneye dayanarak anlatır. Zeus’un oğlu Paris’i hakem tutarlar. Paris Aphrodite’yi seçer, çünkü Aphrodite ona dünyanın en güzel kadını Helene’yi sözvermiştir. Paris, Menelaos’un karısı Helene’yi kaçırır ve Truva’ya kardeşi Agamemnon komutasında bir ordu gönderir. Mykenai kralı Agamemnon’un Truva kuşatması on yıl sürer ve çok zorlu geçer. Priamos’un oğlu Hektor bu savaşta öldürülür. Topuğundan yaralanan Akhilleus da savaşta yaşamını yitirir (Akhilleus yalnızca topuğundan yaralanabilir: yaralanma tehlikesine karşı annesi onu bebekken topuğundan tutup Styks ırmağına batırmıştır.) Savaş Odysseus’un bir hilesiyle, içinde asker bulunan tahta atın Truva’ya sokulmasıyla kazanılmıştır. İo’nun kaçırılışına gelince Herodotos’a göre, o konuda Fenikeliler Persler gibi düşünmezler: İo geminin patronuyla Argos’ta işi pişirmiştir, gebe kaldığını anlayınca ailesinden utanmış ve kendi isteğiyle gemiye binmiştir.
Bu kadın kaçırma teması rasgele konulmuş değildir. Herodotos o dönemde kadın kaçırma alışkanlığının Fenikelilerce başlatıldığını pers kaynaklarına dayanarak yazar. Fenikeliler Kızıl Deniz’de Herodotos’un “denizimiz” dediği Akdeniz’e çıkınca deniz taşımacılığına iyiden iyiye ağırlık verirler, mısır ve asur mallarını yunan kıyılarına getirirler. Bu gelişmelerden birinde önemli bir olay yaşanır.
Fenikeliler o dönemin en güçlü sitesi olan Argos’da mallarını beş altı günde satıp hemen hemen bitirdiklerinde Argos kralı İnakhos'un kızı İo arkadaşlarıyla kıyıya gelir, geminin yanında alışverişe başlar, o sırada Fenikeliler kızların üstüne atılırlar, İo ve birkaç kız yakalanır, öbürleri kaçarlar. Fenikeliler yakalandıklarını gemiye atıp Mısır’a götürürler. Daha sonra Yunanlılar da Fenike’ye giderler, Tir’de kralın kızını kaçırırlar, böylece iki toplum ödeşmiş olur. Ancak Yunanlılar bununla yetinmezler, Kolkhis kralı bir kahramanı Yunanistan’a gönderir, kızının verilmesini ister. Yunanlılar bu isteği olumlu karşılamazlar, gelene İo’nun kaçırılışını anlatırlar. Daha sonraki kuşaktan biri, Truva kralı Priamos’un oğlu Paris olanları öğrendiğinde Yunanistan’dan bir kadın kaçırmak ister, Helene’yi kaçırır. Yunanlılar Helene’nin geri verilmesini isteyince karşı taraf Medeia’yı anımsatır. Herodotos bütün bu bilgileri Perslerden aldığını sık sık bildirir ve bu olayları şöyle yorumlar: bir kadını kaçırmak haksızlıktır ama bunun intikamını almaya kalkmak çılgınlıktır, ayrıca kadın istemedikçe erkek onu kaçıramaz. Yunanlılar kaçırılan bir kadın için büyük bir sefer düzenleyerek Asya’ya geçmişler, Priamos’un egemenliğine son vermişlerdir. Persler bunun üzerine Yunanlılara düşman olmuşlardır. Herodotos Truva savaşının gelişimini de efsaneye dayanarak anlatır. Zeus’un oğlu Paris’i hakem tutarlar. Paris Aphrodite’yi seçer, çünkü Aphrodite ona dünyanın en güzel kadını Helene’yi sözvermiştir. Paris, Menelaos’un karısı Helene’yi kaçırır ve Truva’ya kardeşi Agamemnon komutasında bir ordu gönderir. Mykenai kralı Agamemnon’un Truva kuşatması on yıl sürer ve çok zorlu geçer. Priamos’un oğlu Hektor bu savaşta öldürülür. Topuğundan yaralanan Akhilleus da savaşta yaşamını yitirir (Akhilleus yalnızca topuğundan yaralanabilir: yaralanma tehlikesine karşı annesi onu bebekken topuğundan tutup Styks ırmağına batırmıştır.) Savaş Odysseus’un bir hilesiyle, içinde asker bulunan tahta atın Truva’ya sokulmasıyla kazanılmıştır. İo’nun kaçırılışına gelince Herodotos’a göre, o konuda Fenikeliler Persler gibi düşünmezler: İo geminin patronuyla Argos’ta işi pişirmiştir, gebe kaldığını anlayınca ailesinden utanmış ve kendi isteğiyle gemiye binmiştir.