-
- Üyelik Tarihi
- 24 May 2013
-
- Mesajlar
- 2,712
-
- MFC Puanı
- 384
Olympostaki Peleusla Thetisin düğünlerine fesatlık tanrıçası Eris davet edilmemiştir Fesatlık tanrıçası boş durur mu, davetsiz bir şekilde düğüne gelip masanın ortasına altın bir elma koyuvermiş. Elmanın üzerinde en güzele yazıyormuş. Bütün kadınlar elma benim, bana yakışır diyerek elmayı sahiplenmeye kalkmışlar, bunun üzerine en güzeli Tanrılar Tanrısı Zeus seçsin denmiş, ama Zeus elmayı karısı Tanrıça Heraya verse diğer Tanrıçalar kıyameti koparacaklar, başka Tanrıçalara verse bu sefer de karısı ortalığı kaldıracak, Zeus bu işi başından savmak için Kaz Dağlarının yakışıklı çobanı Parisi elmayı en güzele vermesi için görevlendirmiş.
Bu karmaşadan sonra ortada en güzelim diye üç Tanrıça kalmış. Zeusun karısı Hera, Akıl Tanrıçası Athena, Güzellik ve Sevgi Tanrıçası Venüs. Bu üç Tanrıça, yakışıklı çobanın karşısına çıkmışlar. Çobanın elinde en güzele diye yazan altın elma, karşısında yürekleri heyecandan çarpan üç Tanrıça
Tanrıçalar başlamışlar akıllarına gelen vaatlerle çobanı etki altına almaya. Athena; ün, şan vaat etmiş, Hera; zenginlik ve kuvvet. Venüs ise, dünyanın en güzel kızını vaat etmiş. Athena ve Hera en güzel elbiselerini giyip, en süslü mücevherlerini takmışlar, oysa güzellik örtü istemez, güzellik onun örtüsü diyen Venüs bunların hiçbirini yapmamış. Parisin altın elmayı tutan eli kımıldamış herkes heyecan içinde ve el geniş bir kavis çizerek Venüse doğru uzanmış. Paris üzerinde en güzele yazan altın elmayı Venüse vermiştir.