s3rdar
MFC Üyesi
- Konum
- Bodrum Muğla
-
- Üyelik Tarihi
- 10 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 768
-
- MFC Puanı
- 54
1683 yılında IV. Mehmet devrinde Osmanlı İmparatorluğunun Viyanayı kuşatması ile gerçekleşti. 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya Arşidüklüğü arasında yapılan savaşların en uzun süreni bu kuşatma ile başladı.
Avusturya, yönetimi altındaki Macarlara iyi davranmıyor, onları ağır vergilerle eziyordu. Ayrıca mezhep hürriyeti de tanımıyordu. Macarlar, baskılara daha fazla dayanamayınca Tökeli İmrenin başkanlığında ayaklandılar. Kendi güçleriyle başarılı olamayacaklarını anladıklarından Osmanlılardan yardım istediler.Başlangıç
Politik nedenlerden dolayı Osmanlı İmparatorluğu uzun yıllardır Macaristanda ve Avusturyada Katolik olmayan azınlığa yardımda bulunuyordu. Osmanlılar zaten Tökeli İmreyi yukarı Macaristan kralı olarak tanıyorlardı. Henüz kuşatmadan önce Osmanlı İmparatorluğu ve Habsburglar arasında Vasvar Barışının bir sonucu olarak yirmi yıllık bir barış sözleşmesi vardı.
1681 ve 1682de Tökeli İmre ile Habsburglar arasındaki sınır çatışması şiddetini artırdı. Habsburg kuvvetlerinin merkezi Macaristan içlerine tecavüz etmeleri, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşaya Osmanlı ordusunu sefere çıkarmak için IV. Mehmet ve divanını ikna etmek için önemli bir gerekçe oldu. Padişah IV. Mehmet, Kara Mustafa Paşaya Yanıkkale (Raab) ve Komarom kalelerine (ikisi de Kuzeybatı Macaristanda) operasyon yapmaya ve onları kuşatmaya izin verdi. Osmanlı ordusu 21 Ocak 1682de seferber edildi ve 6 Ağustos 1682de savaş ilan edildi.
Viyana, Doğu Akdeniz-Almanya ticaret yolu üzerinde oluşu, Tuna üzerinde iç kontrol noktası olması gibi nedenler yüzünden Osmanlı İmparatorluğunun stratejik hedeflerinin tam ortasındaydı. Kuşatma için büyük hazırlıklar yapıldı;Avusturyaya ve lojistik merkezlere giden yollar tamir edildi ve yenileri inşa edildi. Cephane, mühimmat, top ve diğer kaynaklar imparatorluğun her yanından bu lojistik merkezlere ve Balkanların içlerine göderilmesi yapıldı.
Lojistik zamanı, Ağustos ve Eylül 1682de bir istilaya başlamanın mümkün olmadığını ifade ediyordu. Üç aylık bir seferde Osmanlılar kışın Viyanada olacaklardı. Ama seferin başlaması ve hazırlanması için gereken 15 aylık bir sürede de Habsburglar hazırlancak ve diğer Avrupa krallıklarına yardım için başvuracaklardı. Nitekim kış süresinde Habsburglular ve Lehistan bir antlaşma imzaladılar. Antlaşmaya göre Osmanlılar Krakowa saldırırlarsa Habsburg kuvvetleri Lehistana yardıma gelecekti, karşılık olarak da Leh ordusu Viyanaya bir saldırı olursa yardıma gelecekti.
İlkbaharda Mayısın erken zamanında Osmanlı ordusu Belgrada ulaştı. Daha sonra Viyana şehrine doğru hareket etti. 7 Temmuzda 40.000 Tatar kuvveti Viyananın 40 km doğusuna vardı. Kuşatma süresince Habsburg imparatoru I. Leopold 80 bin Viyanalı ile şehirden kaçtı ve Linze yerleşti. Lehistan kralı Sobieski de 1683 yazında antlaşmadaki yükümlülüğünü yerine getirmek için bir yardım sevkiyatı hazırlıyordu.
Kuşatma
Osmanlı ordusu 14 Temmuzda Viyanayı kuşattı. Artakalan 11.000 askerin, 5.000 sivil ve gönüllünün lideri Graf Ernst Rüdiger von Starhemberg teslim olmayı reddediyordu. Viyanalılar şehrin etrafındaki evleri ve duvarları tahrip ettiler, yıkıntıları temizlediler ve boş bir alan bıraktılar. Kara Mustafa Paşa bu problemi kuvvetlerine şehre doğruca giden hendek kazmalarını emrederek çözdü.
Osmanlılar zamanı hesaba almadılar, mamafih zaman onların tarafında değildi. Bu noktadaki gevşeklikleri, savaşın ilanından sonra ordularını kombine edip ilerlememeleri; yardım kuvvetlerinin ulaşmasına izin verdi. Tarihçiler Kara Mustafa Paşanın şehri zenginlikleri ve bozulmamış haliyle ele geçirmek istediğini söylerler.
Viyanaya ise her anlamda yiyecek desteği kesilmişti. Garnizon ve sivil gönüllüler aşırı kayıplara katlanıyordu.
Kışla hizmeti öyle bir problem haline geldi ki Graf Ernst Rudiger von Starhamberg herhangi bir asker nöbette uykuda bulunursa öldürüleceği emrini verdi. Ümitsizlik gittikçe artıyordu. Bu sırada Lorraine dükü V. Charles komutası altında olan imparatorluk kuvvetleri, Macar Tökeli İmre ile Viyananın 5 km kuzeydoğusunda,Bisambergde çarpışıyorlardı.
Sonuçlar
Viyana bozgununun sorumluluğunu taşıyan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Belgradda idam edildi. Padişah daha sonra düşünüp yapmış olduğu başarılı hizmetlerden dolayı Kara Mustafa Paşanın başının kesilmesini geri almak istemiş ve ikinci bir emirle affedilmesini emretmiştir. Fakat ikinci emir ulaşana kadar görev verilen ulaklar paşayı idam etmişlerdi. Kesilip gömülen başının üzerine seng-i ibret (ibret taşı) konuldu.
Osmanlının bu hezimeti Avrupada büyük sevinçle karşılandı. Artık Osmanlıların yenilmez olmadıklarını gören Avrupa, karşı hücuma kalkmaya başladı. Psikolojik savaş olarak da Osmanlı üzerinde büyük bir kayıp, Avrupalılarda ise büyük bir kazanç olarak değerlendirildi. Bu savaş sonucunda Osmanlının gerileme devrine girdiği kabul edilmektedir. Böylece Türklerin Sakarya Muharebesine kadar sürecek bir geri çekilme süreci başlamış oldu.
Kuşatma sonrası kurulan Kutsal İttifak Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşlarına neden oldu.
Avusturya, yönetimi altındaki Macarlara iyi davranmıyor, onları ağır vergilerle eziyordu. Ayrıca mezhep hürriyeti de tanımıyordu. Macarlar, baskılara daha fazla dayanamayınca Tökeli İmrenin başkanlığında ayaklandılar. Kendi güçleriyle başarılı olamayacaklarını anladıklarından Osmanlılardan yardım istediler.Başlangıç
Politik nedenlerden dolayı Osmanlı İmparatorluğu uzun yıllardır Macaristanda ve Avusturyada Katolik olmayan azınlığa yardımda bulunuyordu. Osmanlılar zaten Tökeli İmreyi yukarı Macaristan kralı olarak tanıyorlardı. Henüz kuşatmadan önce Osmanlı İmparatorluğu ve Habsburglar arasında Vasvar Barışının bir sonucu olarak yirmi yıllık bir barış sözleşmesi vardı.
1681 ve 1682de Tökeli İmre ile Habsburglar arasındaki sınır çatışması şiddetini artırdı. Habsburg kuvvetlerinin merkezi Macaristan içlerine tecavüz etmeleri, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşaya Osmanlı ordusunu sefere çıkarmak için IV. Mehmet ve divanını ikna etmek için önemli bir gerekçe oldu. Padişah IV. Mehmet, Kara Mustafa Paşaya Yanıkkale (Raab) ve Komarom kalelerine (ikisi de Kuzeybatı Macaristanda) operasyon yapmaya ve onları kuşatmaya izin verdi. Osmanlı ordusu 21 Ocak 1682de seferber edildi ve 6 Ağustos 1682de savaş ilan edildi.
Viyana, Doğu Akdeniz-Almanya ticaret yolu üzerinde oluşu, Tuna üzerinde iç kontrol noktası olması gibi nedenler yüzünden Osmanlı İmparatorluğunun stratejik hedeflerinin tam ortasındaydı. Kuşatma için büyük hazırlıklar yapıldı;Avusturyaya ve lojistik merkezlere giden yollar tamir edildi ve yenileri inşa edildi. Cephane, mühimmat, top ve diğer kaynaklar imparatorluğun her yanından bu lojistik merkezlere ve Balkanların içlerine göderilmesi yapıldı.
Lojistik zamanı, Ağustos ve Eylül 1682de bir istilaya başlamanın mümkün olmadığını ifade ediyordu. Üç aylık bir seferde Osmanlılar kışın Viyanada olacaklardı. Ama seferin başlaması ve hazırlanması için gereken 15 aylık bir sürede de Habsburglar hazırlancak ve diğer Avrupa krallıklarına yardım için başvuracaklardı. Nitekim kış süresinde Habsburglular ve Lehistan bir antlaşma imzaladılar. Antlaşmaya göre Osmanlılar Krakowa saldırırlarsa Habsburg kuvvetleri Lehistana yardıma gelecekti, karşılık olarak da Leh ordusu Viyanaya bir saldırı olursa yardıma gelecekti.
İlkbaharda Mayısın erken zamanında Osmanlı ordusu Belgrada ulaştı. Daha sonra Viyana şehrine doğru hareket etti. 7 Temmuzda 40.000 Tatar kuvveti Viyananın 40 km doğusuna vardı. Kuşatma süresince Habsburg imparatoru I. Leopold 80 bin Viyanalı ile şehirden kaçtı ve Linze yerleşti. Lehistan kralı Sobieski de 1683 yazında antlaşmadaki yükümlülüğünü yerine getirmek için bir yardım sevkiyatı hazırlıyordu.
Kuşatma
Osmanlı ordusu 14 Temmuzda Viyanayı kuşattı. Artakalan 11.000 askerin, 5.000 sivil ve gönüllünün lideri Graf Ernst Rüdiger von Starhemberg teslim olmayı reddediyordu. Viyanalılar şehrin etrafındaki evleri ve duvarları tahrip ettiler, yıkıntıları temizlediler ve boş bir alan bıraktılar. Kara Mustafa Paşa bu problemi kuvvetlerine şehre doğruca giden hendek kazmalarını emrederek çözdü.
Osmanlılar zamanı hesaba almadılar, mamafih zaman onların tarafında değildi. Bu noktadaki gevşeklikleri, savaşın ilanından sonra ordularını kombine edip ilerlememeleri; yardım kuvvetlerinin ulaşmasına izin verdi. Tarihçiler Kara Mustafa Paşanın şehri zenginlikleri ve bozulmamış haliyle ele geçirmek istediğini söylerler.
Viyanaya ise her anlamda yiyecek desteği kesilmişti. Garnizon ve sivil gönüllüler aşırı kayıplara katlanıyordu.
Kışla hizmeti öyle bir problem haline geldi ki Graf Ernst Rudiger von Starhamberg herhangi bir asker nöbette uykuda bulunursa öldürüleceği emrini verdi. Ümitsizlik gittikçe artıyordu. Bu sırada Lorraine dükü V. Charles komutası altında olan imparatorluk kuvvetleri, Macar Tökeli İmre ile Viyananın 5 km kuzeydoğusunda,Bisambergde çarpışıyorlardı.
Sonuçlar
Viyana bozgununun sorumluluğunu taşıyan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Belgradda idam edildi. Padişah daha sonra düşünüp yapmış olduğu başarılı hizmetlerden dolayı Kara Mustafa Paşanın başının kesilmesini geri almak istemiş ve ikinci bir emirle affedilmesini emretmiştir. Fakat ikinci emir ulaşana kadar görev verilen ulaklar paşayı idam etmişlerdi. Kesilip gömülen başının üzerine seng-i ibret (ibret taşı) konuldu.
Osmanlının bu hezimeti Avrupada büyük sevinçle karşılandı. Artık Osmanlıların yenilmez olmadıklarını gören Avrupa, karşı hücuma kalkmaya başladı. Psikolojik savaş olarak da Osmanlı üzerinde büyük bir kayıp, Avrupalılarda ise büyük bir kazanç olarak değerlendirildi. Bu savaş sonucunda Osmanlının gerileme devrine girdiği kabul edilmektedir. Böylece Türklerin Sakarya Muharebesine kadar sürecek bir geri çekilme süreci başlamış oldu.
Kuşatma sonrası kurulan Kutsal İttifak Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşlarına neden oldu.