Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

İhtilafta rahmet olur mu?

LeGoLaS

ikra
Onursal Üye
Konum
Türkiye
  • Üyelik Tarihi
    1 Ağu 2008
  • Mesajlar
    9,958
  • MFC Puanı
    2,996
İhtilafta rahmet olur mu?

İhtilafta rahmet olur mu?

Sual: (Ümmetimin ihtilafı rahmettir) hadisi sahih olamaz, sahih olursa, o zaman ittifak, birlik gazab-ı ilahiye sebep olmaz mı?
CEVAP
Bu hadis-i şerifi İmam-ı Beyheki, İmam-ı Münavi, İmam-ı ibni Nasr ve İmam-ı Deylemi gibi sözleri dinde senet olan hadis imamları bildirmişlerdir.

Allahü teâlâ, Müslümanların imanda, doğru itikatta birleşmelerini emrediyor. Bu hadis-i şerifte bildirilen ihtilaf, cahillerin, sapıkların değil, sözleri dinde senet olan salih âlimlerin ictihadlarındaki ayrılık demektir. Yani, (Ümmetimin ihtilafı rahmettir) demek, (Müctehidlerin farklı ictihadları rahmettir) demektir. İmandaki ayrılık gazaba sebep olduğu gibi, ictihadlardaki ayrılıklar da, Müslümanlar için birer rahmettir. Müctehid ictihadında hata ederse de, sevab alır. Sevab verilen şey, gazab-ı ilahiye sebep olmaz, rahmete sebep olur. Bir hadis-i şerif meali:

(Müctehid, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse, iki sevab alır.) [Buhari]

Başka bir okuyucu da, şöyle diyor: (Ümmetimin ihtilafı rahmettir) hadisini (Mezhepler rahmettir) diye söylemek uygun olur mu?
CEVAP
Evet, oradaki ümmet, müctehid âlimlerdir. İhtilaftan kasıt da, farklı ictihad olduğunu yukarıda bildirdik. Yani o hadis-i şerif, (Müctehidlerin farklı ictihadları rahmet) anlamındadır. Bir müctehidin ictihad ederek elde ettiği bilgilerin hepsine, o müctehidin mezhebi denir. İctihad rahmet olunca, onun ictihadların toplamı olan mezhebi de rahmettir. O halde, bu hadis-i şerifi, (Mezhepler rahmettir) demek gayet uygundur. Sapık olanların yani doğru itikattan ayrılanların ictihadları da, mezhepleri de bozuktur.

Mezhepler rahmettir
Sual: Doğru tek olduğuna göre, farklı mezheplerin olması yanlış değil mi? Dört hak mezhep deniyor. Hak bir tane değil mi? Tâbi olduğumuz mezhebin hükümlerinden doğru olmayan varsa âhirette halimiz ne olacaktır?
CEVAP
Doğru tektir; fakat hak çoktur. Birbirine zıt hükümleri olsa da, dört mezhebin dördü de haktır. Dinimiz müctehide, mezhep imamlarına bu yetkiyi vermiştir. Ahirette herkese bağlı olduğu mezhebin hükümleri sorulacaktır. Allah indindeki tek doğru olan hüküm sorulmayacaktır. Herkese, mezhebine uyup uymadığı sorulacaktır.

Allahü teâlânın gönderdiği dinlerde, amele ait farklı hükümlerin rahmet olması gibi, mezheplerin farklı ictihadları da, ümmet için rahmettir. Bizzat Peygamber efendimiz de, farklı hükümler koymuş, rahmeti genişletmiştir. Bir insanın, kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi, ihtiyaç olunca, hak olan dört mezhepten birine uyarak yapması caizdir. Böylece ibadetini kurtarmış olur. Birkaç örnek verelim:
1- Hanefi bir kimse, oruçluyken lavman yaptırmak zorunda kalsa, orucunu kurtaracak başka hak bir mezhep aranır; çünkü Hanefi’de orucu bozar. Maliki mezhebinde lavman yaptırmak orucu bozmaz. Maliki’yi taklit ederek orucunu kurtarır.

2- Şafii mezhebinde, oruca niyet imsak vaktine kadardır. Bir Şafii gece sahura kalkamasa, imsak vaktinden sonra uyansa, oruç tutamaz; çünkü vaktinde niyet edememiştir. Bu orucu kurtarmak için başka bir hak mezhebi taklit etmesi gerekir. Hanefi’de öğleye bir saat kalıncaya kadar niyet edilir. Bu vakit zarfında niyet ederek orucunu tutması sahih olur.

3- Bir kimse niyeti unutsa, öğleye kadar uykuda kalsa, uyanınca niyet etse artık caiz olmaz. Niyetin vakti geçmiştir. Bu kişi, orucu bozacak bir iş yapmadan, İmam-ı Züfer’in kavline uyarak öğleden sonra niyet etse veya hiç niyet etmeden oruç tutsa, tuttuğu oruç sahih olur. Maliki mezhebini taklit ederek de, tutabilir.

4- Abdest alırken boğazına su kaçsa, oruç bozulur. Şafiî veya Hanbelî mezhebi taklit edilirse, oruç sahih olur.

5- Evli bir kimsenin hanımıyla sütkardeş olduğu meydana çıksa; fakat sadece bir kere emmekle sütkardeş oldukları tespit edilse, diğer üç mezhepten birini taklit ederek evliliklerine devam edebilirler; çünkü diğer 3 mezhepte, 5 kere doya doya emmek gerekir.

6- Seferde ihtiyaç olunca, diğer üç mezhepten biri taklit edilerek iki namaz cem edilebilir.

7- Semavi özür halinde, mesela ishalini tutamayan, çıbanından veya yarasından kan akan, ağrıyla gözünden yaş gelen, burnu kanayan, kulağından irin akan, makatından solucan çıkan, idrarını tutamayan, basurundan kan, fistülünden, göbeğinden akıntı çıkan, elde olmadan gaz kaçıran yani gelen yeli tutamayan, ağız dolusu kusan kimsenin, abdestinin bozulmaması için, Maliki’yi taklit etmesi sahih olur.

Farklı ictihad rahmettir
Sual: (“Ben Hanefî'yim veya Mâlikî'yim” diyenler, bir mezhebe uyanlar, Allah’ın azabına ve gazabına mâruz kalacaklardır. Çünkü bir mezhebe girmek bölücülüktür) diyenler oluyor. Farklı ictihadları, farklı mezhepleri Peygamber efendimiz emretmedi mi?
CEVAP
Evet, hak mezheplerdeki hükümlerin farklı olması, Peygamber efendimizin emrettiği bir rahmettir. Allahü teâlânın gönderdiği dinlerin hepsi de, amel yönüyle farklıydı. Âdem aleyhisselamın diniyle Nuh aleyhisselamın, Musa aleyhisselamın dinleri farklıydı. Farklı olmaları hak din olmalarını engellemez. Mesela şarap mubah iken, son gönderilen dinde haram kılındı. (Niye hak dinlerde veya hak mezheplerde farklı hüküm vardır?) diye sorgulamak, Allah'ı suçlamak olur. Allahü teâlâ öyle dilemiş, öyle farklı hükümler göndermiştir. Farklı ictihad da, yani farklı hükümler de, dinimizin emridir. İki hadis-i şerif:
(Müctehid âlimlerin, ameldeki ihtilafı, mezheplere ayrılması rahmettir.) [Beyhekî, İ. Münavî, İbni Nasr, Deylemî]

(Âlim, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevab alır.) [Buhârî]

Hak dinlerdeki farklı hükümler, amelde olduğu gibi, dört hak mezhep arasındaki farklar da, itikatta değil ameldedir. İtikatta ayrılık olmaz.

Peygamberlerin hepsinin dinlerinde, amele ait birbirlerinden farklı hükümler bulunduğu hâlde, hepsine iman ve tasdik etmemiz gerekir. Mezhepler de, bunun gibidir.

Allahü teâlânın gönderdiği dinlerde, amele ait farklı hükümlerin rahmet olması gibi, mezheplerin farklı ictihadları da, ümmet için rahmettir. Bizzat Peygamber efendimiz de, farklı hükümler koymuş, rahmeti genişletmiştir. Bir insan, kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi, ihtiyaç olunca, hak olan dört mezhepten birine uyarak yapar. Böylece ibadetini kurtarmış olur.

İslam dininde yasak olan, fakat daha önceki dinlerde yasak olmayan bir şeyi, (Nasıl olsa, diğer dinlerde haram değildi) diye işleyen, haramdan kurtulmuş olmadığı gibi, kendi mezhebinde haram olan bir şeyi de, (Nasıl olsa, diğer hak mezhepte haram değildir) diyerek yapmak caiz olmaz. Herkesin kendi mezhebine uyması şarttır. Mecbur kalınca, başka hak mezhebi taklit etmek ayrı bir husustur.
 
Üst Alt