- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
İbadet ve Cennet
Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Allahü teâlâ, ibadetleri, Cennete girmek için sebep yaptığını bildiriyor. Yani Cennet nimetlerini ibadetlere karşılık olarak yaratmıştır. Hadis-i şerifte Hiç kimse Cennete, ibadeti sebebi ile girmez buyuruldu. Karşılık başkadır, sebep olmak başkadır) deniyor. Burada bir çelişki yok mu?
CEVAP
Çelişki yoktur. İman etmeyeni ve ibadet etmeyeni de Cennetine koymaz. Cenneti ibadetlere karşılık yaratmıştır. Karşılık başkadır, sebep başkadır. Cennete, Allahü teâlânın lütfu ve ihsanı ile girilir. Lütuf ve ihsana kavuşmak için, imanlı olmak şart olduğu gibi, imanı korumak için ibadete de ihtiyaç vardır. İmanı olmayanlara bu lütfu yapmıyor.
Yurtdışına çıkmak için pasaport alsak, hac mevsimiyse hacca gidemeyiz, pasaportumuzu vize etmezler. Pasaportumuz var diye her ülkeye giremeyiz. Pasaportun vize şartı vardır. Ama pasaportu olmayan o ülkeye giremez. Pasaport oraya girmek için bir sebeptir, ama vizesi şarttır.
İşte imansız ve ibadetsiz kimse pasaportsuz kimseye benzer. Vize edecek bir şeyi yoktur.
Pasaportu olan ise eğer vizesi yapılırsa o ülkeye girer. Girmesinde bir sakınca yoksa vizeleri yapılıyor. İbadet eden kimsenin imanı düzgünse vizesi yapılıp Cennete giriyor. Bizim ibadetimiz var, çekilin, biz vizesiz gireriz diyemeyiz. Eğer imanı bozuksa bu ibadeti de işe yaramaz pasaportu vize edilemez. Demek ki, pasaportu olan bile vizesiz Cennete giremiyor. Pasaportsuz ise hiç girilmez. Vize edilebilecek bir pasaporta sahip olmak gerekiyor.
İmanla ölen kurtulur
Sual: (İmanla öl, gerisine karışma) deniyor. O zaman günahlarımız ne olacak?
CEVAP
Bu söz hadis-i şeriftir. İmanla ölmek, Ehl-i sünnet itikadı üzerine ölmek demektir. Bidat inanışla ölen, bu müjdeye kavuşamaz. Büyüklerimiz, (Doğru imanla ölene şefaat çoktur, onun için korku yoktur) buyuruyor. Ahirette şefaat çoktur. Peygamberler şefaat edecek, melekler, âlimler, salihler, şehidler, hacılar şefaat edecek, okunan Kur'an-ı kerim şefaat edecek. Daha çok, şefaatler olacaktır. Yeter ki doğru imanla ölmelidir. Tevbe edilen günahlar, zaten affedilir. Tevbe edilmeyen günahlar ne kadar büyük olursa olsun, şefaatle affolacaktır. İki hadis-i şerif meali:
(Büyük günah işleyen her mümine şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
(Cebrail aleyhisselam, Allaha şirk koşmadan ölen her Müslüman Cennete girer dedi. Zina ve hırsızlık eden de Cennete girer mi dedim. Evet dedi. Aynı suali üç defa sordum. Üçüncüsünde ise, Evet, zina ve hırsızlık eden mümin de Cennete girer dedi.) [Buhari, Müslim, Bezzar]
Görüldüğü gibi, imanla ölen şefaate kavuşur. Önemli olan düzgün imanla ölmektir. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Kıyamette Allahü teâlâ, Melekler, Peygamberler ve salihler şefaatlerini yaptılar. Bundan sonra benim büyük rahmetim kaldı buyurur.) [Buhari]
Garanti şefaat olacak diye, günah işlemeye devam edilmemeli, çünkü günahlar zamanla insanı küfre sokar. Küfre düşene de şefaat olmaz. İman ancak, günahlardan kaçıp ibadetleri yapmakla korunur.
Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Allahü teâlâ, ibadetleri, Cennete girmek için sebep yaptığını bildiriyor. Yani Cennet nimetlerini ibadetlere karşılık olarak yaratmıştır. Hadis-i şerifte Hiç kimse Cennete, ibadeti sebebi ile girmez buyuruldu. Karşılık başkadır, sebep olmak başkadır) deniyor. Burada bir çelişki yok mu?
CEVAP
Çelişki yoktur. İman etmeyeni ve ibadet etmeyeni de Cennetine koymaz. Cenneti ibadetlere karşılık yaratmıştır. Karşılık başkadır, sebep başkadır. Cennete, Allahü teâlânın lütfu ve ihsanı ile girilir. Lütuf ve ihsana kavuşmak için, imanlı olmak şart olduğu gibi, imanı korumak için ibadete de ihtiyaç vardır. İmanı olmayanlara bu lütfu yapmıyor.
Yurtdışına çıkmak için pasaport alsak, hac mevsimiyse hacca gidemeyiz, pasaportumuzu vize etmezler. Pasaportumuz var diye her ülkeye giremeyiz. Pasaportun vize şartı vardır. Ama pasaportu olmayan o ülkeye giremez. Pasaport oraya girmek için bir sebeptir, ama vizesi şarttır.
İşte imansız ve ibadetsiz kimse pasaportsuz kimseye benzer. Vize edecek bir şeyi yoktur.
Pasaportu olan ise eğer vizesi yapılırsa o ülkeye girer. Girmesinde bir sakınca yoksa vizeleri yapılıyor. İbadet eden kimsenin imanı düzgünse vizesi yapılıp Cennete giriyor. Bizim ibadetimiz var, çekilin, biz vizesiz gireriz diyemeyiz. Eğer imanı bozuksa bu ibadeti de işe yaramaz pasaportu vize edilemez. Demek ki, pasaportu olan bile vizesiz Cennete giremiyor. Pasaportsuz ise hiç girilmez. Vize edilebilecek bir pasaporta sahip olmak gerekiyor.
İmanla ölen kurtulur
Sual: (İmanla öl, gerisine karışma) deniyor. O zaman günahlarımız ne olacak?
CEVAP
Bu söz hadis-i şeriftir. İmanla ölmek, Ehl-i sünnet itikadı üzerine ölmek demektir. Bidat inanışla ölen, bu müjdeye kavuşamaz. Büyüklerimiz, (Doğru imanla ölene şefaat çoktur, onun için korku yoktur) buyuruyor. Ahirette şefaat çoktur. Peygamberler şefaat edecek, melekler, âlimler, salihler, şehidler, hacılar şefaat edecek, okunan Kur'an-ı kerim şefaat edecek. Daha çok, şefaatler olacaktır. Yeter ki doğru imanla ölmelidir. Tevbe edilen günahlar, zaten affedilir. Tevbe edilmeyen günahlar ne kadar büyük olursa olsun, şefaatle affolacaktır. İki hadis-i şerif meali:
(Büyük günah işleyen her mümine şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
(Cebrail aleyhisselam, Allaha şirk koşmadan ölen her Müslüman Cennete girer dedi. Zina ve hırsızlık eden de Cennete girer mi dedim. Evet dedi. Aynı suali üç defa sordum. Üçüncüsünde ise, Evet, zina ve hırsızlık eden mümin de Cennete girer dedi.) [Buhari, Müslim, Bezzar]
Görüldüğü gibi, imanla ölen şefaate kavuşur. Önemli olan düzgün imanla ölmektir. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Kıyamette Allahü teâlâ, Melekler, Peygamberler ve salihler şefaatlerini yaptılar. Bundan sonra benim büyük rahmetim kaldı buyurur.) [Buhari]
Garanti şefaat olacak diye, günah işlemeye devam edilmemeli, çünkü günahlar zamanla insanı küfre sokar. Küfre düşene de şefaat olmaz. İman ancak, günahlardan kaçıp ibadetleri yapmakla korunur.