-
- Üyelik Tarihi
- 11 Tem 2010
-
- Mesajlar
- 1,232
-
- MFC Puanı
- 23
I. Abdülhamid Han
27. Osmanlı padişahı ve 106. İslam halifesi 1. Abdülhamit Yirmi Mart 1725 senesinde İstanbulda doğdu. Annesi Râbia Şernî Sultan, babası ise Sultan III. Ahmed Handır. O henüz 7 yaşındayken annesini kaybederek yetim, 11 yaşındayken babasını kaybederek öksüz kaldı.Küçük yaşta anne babasını kaybetmek onda manevi izler bıraktı. Kardeşlerinin vefatıyla ona sultanlık yolu açıldı.
Saltanata geçtiğinde askerin culüs bahşişi istediğini işitince: Hazinede bahşiş yoktur, bundan böyle cülus bahşişi verilmeye! Asker evlatlarımıza fermanımız duyrula, dedi.
Uzun saray hayatında dönemin siyasi olayları ve Osmanlıyla ilgilenmiş senelerdir devam eden Rus Savaşının sonuçlanamayacağını düşünüyordu. Bu düşünceyle 21 Temmuz 1774te Ahmet Resmi ve İbrahim Münib Efendi ile Rus temsilcisi Prens Repnin temsilciliklerinde Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. Bu ağır şartlı bir antlaşmaydı, ilk defa müslüman bir Türk toprağı Kırım kaybedildi. Rusya Karadenizde ticaret yapıp, donanma bulundurabilme, Balkanlarda Ortodoks toplulukların haklarını koruma hakkına sahip oldu.Ayrıca Osmanlı, Rusyaya savaş tazminatı ödeyecekti. Rusya; Eflak,Boğdan, Besarabyayı yeniden Osmanlı himayesine bıraktı.
Osmanlı ve Rus ordusu
Şuan ki Kırım
Savaştan Çizim
O Kırımın elden gitmesini kabullenemedi çok üzüldü. Resmen manevi bir yara açtı onda Kırım. Kırımı tekrardan almayı her fırsatta düşündü. Padişah Kırımı her fırsatta anmış yazılarına da dökmüştür. Özi kalesine Kilit-i Bahr-i Siyah (Karadenizin Kilidi) ifadesini kullandı. O ve devlet adamları Kafkasyanın bazı bölgelerini Türk nüfuzu altına almayı planladı. Bu düşünceyle Çerkez kabilelerini el altına almaya çalıştılar. Şahin Giray ayaklanınca Rus ordusu Kırıma girerek Kırım tamamen elden çıktı.
Döneminde devlet adamları arasında da kutuplaşma gibi bir iç çekişme başladı.Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa ile Sadrazam Halil Hamit Paşa arasında iktidar mücadelesi meydana gelmiştir.Halil Hamit Paşanın Fransızlarla sık olarak görüşmesi onun mason olarak suçlanmasına ve de idam edilmesine yol açmıştır.
O bu işin böyle gitmeyeceğini düşünerek ıslahat hareketlerine girişti. Bugün ki İstanbul Teknik Üniversitesini Yeniçeri Ocağına kurdu.(Mühendishane-i Bahr-i Hümayun) Yeniçeriler arasında bir sayım yapıldı. Ayrıca Sürat topçu ocağı kuruldu. Yeniçeri Ocağına yenilik yapılmaya çalışıldı.
1782 İstanbul yangınında itfaiyenin çalışmasına katılması halkın büyük takdir ve sevgisi topladı. O bir HALK aşığıydı.
O Özi Kuşatmasında Özinin düştüğünü duyunca kahroldu. Kaleminden işte bu dizeler döküldü :
"Yarab ! Sen Malik-ül Mülksün. Senden Niyazım,
Ölmeden Bu Beldeleri Tekrar,
Müslümanların Eline Geçtiğini Bana Göster."
Fakat Özi ve Anapa kalelerinin düştüğünü halkında öldürüldüğünü duyunca 7 Nisan 1789 yılında felç geçirerek ebediyete intikal etmiştir.
Nur içinde yatsın ...
Alıntıdır.
27. Osmanlı padişahı ve 106. İslam halifesi 1. Abdülhamit Yirmi Mart 1725 senesinde İstanbulda doğdu. Annesi Râbia Şernî Sultan, babası ise Sultan III. Ahmed Handır. O henüz 7 yaşındayken annesini kaybederek yetim, 11 yaşındayken babasını kaybederek öksüz kaldı.Küçük yaşta anne babasını kaybetmek onda manevi izler bıraktı. Kardeşlerinin vefatıyla ona sultanlık yolu açıldı.
Saltanata geçtiğinde askerin culüs bahşişi istediğini işitince: Hazinede bahşiş yoktur, bundan böyle cülus bahşişi verilmeye! Asker evlatlarımıza fermanımız duyrula, dedi.
Uzun saray hayatında dönemin siyasi olayları ve Osmanlıyla ilgilenmiş senelerdir devam eden Rus Savaşının sonuçlanamayacağını düşünüyordu. Bu düşünceyle 21 Temmuz 1774te Ahmet Resmi ve İbrahim Münib Efendi ile Rus temsilcisi Prens Repnin temsilciliklerinde Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. Bu ağır şartlı bir antlaşmaydı, ilk defa müslüman bir Türk toprağı Kırım kaybedildi. Rusya Karadenizde ticaret yapıp, donanma bulundurabilme, Balkanlarda Ortodoks toplulukların haklarını koruma hakkına sahip oldu.Ayrıca Osmanlı, Rusyaya savaş tazminatı ödeyecekti. Rusya; Eflak,Boğdan, Besarabyayı yeniden Osmanlı himayesine bıraktı.
Osmanlı ve Rus ordusu
Şuan ki Kırım
Savaştan Çizim
O Kırımın elden gitmesini kabullenemedi çok üzüldü. Resmen manevi bir yara açtı onda Kırım. Kırımı tekrardan almayı her fırsatta düşündü. Padişah Kırımı her fırsatta anmış yazılarına da dökmüştür. Özi kalesine Kilit-i Bahr-i Siyah (Karadenizin Kilidi) ifadesini kullandı. O ve devlet adamları Kafkasyanın bazı bölgelerini Türk nüfuzu altına almayı planladı. Bu düşünceyle Çerkez kabilelerini el altına almaya çalıştılar. Şahin Giray ayaklanınca Rus ordusu Kırıma girerek Kırım tamamen elden çıktı.
Döneminde devlet adamları arasında da kutuplaşma gibi bir iç çekişme başladı.Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa ile Sadrazam Halil Hamit Paşa arasında iktidar mücadelesi meydana gelmiştir.Halil Hamit Paşanın Fransızlarla sık olarak görüşmesi onun mason olarak suçlanmasına ve de idam edilmesine yol açmıştır.
O bu işin böyle gitmeyeceğini düşünerek ıslahat hareketlerine girişti. Bugün ki İstanbul Teknik Üniversitesini Yeniçeri Ocağına kurdu.(Mühendishane-i Bahr-i Hümayun) Yeniçeriler arasında bir sayım yapıldı. Ayrıca Sürat topçu ocağı kuruldu. Yeniçeri Ocağına yenilik yapılmaya çalışıldı.
1782 İstanbul yangınında itfaiyenin çalışmasına katılması halkın büyük takdir ve sevgisi topladı. O bir HALK aşığıydı.
O Özi Kuşatmasında Özinin düştüğünü duyunca kahroldu. Kaleminden işte bu dizeler döküldü :
"Yarab ! Sen Malik-ül Mülksün. Senden Niyazım,
Ölmeden Bu Beldeleri Tekrar,
Müslümanların Eline Geçtiğini Bana Göster."
Fakat Özi ve Anapa kalelerinin düştüğünü halkında öldürüldüğünü duyunca 7 Nisan 1789 yılında felç geçirerek ebediyete intikal etmiştir.
Nur içinde yatsın ...
Alıntıdır.