Hz. Muhammed (s.a.s)'in ikinci hanımı.
Kureyş kabilesinin Amir b. Luey koluna mensup Zem'a adında birinin kızıdır. Sevde, Süheyl b. Amr'ın kardeşi Sekran ile evlenmişti. Kocasından önce İslâm dinini kabul etmiş ve bir süre sonra eşinin bu dini seçmesinde önemli rol oynamıştır. Mekke'de müslümanlara işkence ve eziyetin yoğunlaştığı bir sırada Sekran, hanımını da alarak Habeşistan'a gitmiş, ancak bir süre sonra orada ölmüştü.
Sevde, eşinin ölümünden sonra Mekke'ye döndü. O sırada Hz. Hatice yeni vefat etmişti. Hz. Muhammed (s.a.s)'in bakıma muhtaç çocukları vardı. Hz. Hatice'nin vefat yılına "Hüzün yılı" adını veren Allah'ın Rasûlü çok sarsıntılı günler geçiriyordu. Yalnız ve ortada kalmıştı. Hz. Peygamber (s.a.s)'in bu durumu herkes tarafından farkediliyordu. Rasûlüllah'ı son derece kederli gören Hâkim'in kızı ve Osman b. Maz'un'un hanımı Havle, O'na, bir hayat arkadaşı bulmayı teklif etmiş, O da kabul etmişti. Hz. Peygamber (s.a.s), Sevde'nin iman konusunda gösterdiği sıkı ve vefâkâr tutumundan son derece etkilenmiş ve ona duyduğu takdiri ve verdiği yüksek değeri, nikâh teklifinde bulunarak göstermişti. Hz. Sevde, Peygamberimizle evlendiği sıralarda elli yaşında bulunuyordu. Evlilik Hicretten üç yıl önce gerçekleşmişti. Nikâh akdi için Hz. Peygamber, Sevde'nin evine gitmiş ve onun babası tarafından nikâhları kıyılmıştı. Rasûlüllah'ın eşine takdim ettiği mehir, dört yüz dirhem tutarındaydı. Hz. Sevde'nin, önceleri müşrik iken hak dini seçen bir erkek kardeşi vardı.
Hz. Sevde, evlendikten sonra Peygamberimizin çocukları ile meşgul olmuş ve onlara analık şefkati göstermek suretiyle büyütmüştür.
Hz. Muhammed (s.a.s)'in ikinci hanımı olma şerefini kazanan Hz. Sevde, en kuvvetli rivâyete göre, Hz. Ömer (r.a)'in hilâfeti sırasında H.19/M.640 yılında vefat etmiştir.
Hz. Sevde uzun boylu, vücutça ve hareketçe ağır bir hanımdı. Seri bir şekilde hareket edemediğinden dolayı, Vedâ haccında Müzdelife'den ayrılınacağı zaman o, herkesten önce yola çıkmak için izin istemişti. Öte yandan Hz. Sevde'nin en önemli meziyetlerinden biri cömertliği idi. Bu konuda Hz. Aişe hariç, diğer hanımlar arasında en ön sırada yer alıyordu. Bir gün Hz. Ömer, Hz. Sevde'ye bir kese göndermişti. Hz. Sevde, kesenin içinde ne bulunduğunu sordu. Para olduğunu öğrenince, bu paranın derhal fakirlere dağıtılmasını emretti.
Kendisini diğer Peygamber hanımlarından ayıran bir husus da, itaat ve teslimiyette çok ileri gitmesiydi. Ayrıca Hz. Sevde, Hz. Peygamber (s.a.s)'den hadis rivâyet eden kişiler arasında yer alır. Ancak kendisinden rivâyet olunan hadislerin sayısı beşi geçmez. Buhârî bu hadislerden birini kitabına almıştır. Abdullah b. Abbas, Yahya b. Abdurrahman ve Es'ad b. Zürâre Hz. Sevde'den hadis rivâyet etmişlerdir.
Hz. Sevde, vefatından önce kendi oturduğu odayı, buna bitişik odada oturan dostu Hz. Aişe'ye vasiyet etmişti. Böylelikle Hz. Aişe, kendi yattığı odanın bir tarafında, Hz. Peygamber (s.a.s) medfun bulunduğu için iyice sıkışmış olduğu yerini genişletme imkânı elde etmiş oldu.
İslâm tarihinin önemli kaynaklarından biri olan İbn Hişam'ın "es-Sîretü'n-Nebeviyye" sinde bu bilgilerin dışında bazı haberlere rastlanmaktadır. Buna göre, Hz. Sevde evlendikten bir süre sonra, Hz. Peygamber (s.a.s) ve kızları ile münasebetlerinde bazı aksamalara meydan veriyordu. Yine aynı kaynakta, Rasûlüllah'ın Hz. Sevde'yi boşamaya niyetlendiği olayına da yer verilir. Hz. Sevde, ölen eşinin kardeşi Süheyl b. Amr'ı Bedir savaşı esirleri arasında ve elleri bağlı olarak görünce şöyle dediği nakledilir: "Ey Ebâ Yezid! Kendinizi nasıl teslim ettiniz? Şerefinizle ölemediniz mi?" Hz. Peygamber bunu duyunca ona: "Sevde! Sen Allah'a ve Rasûlüne karşı mı geliyorsun?"deyince Sevde: "Ey Allah'ın Rasûlü! Seni hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Ebû Yezid'i böyle görünce bunları söylemekten kendimi alamadım" cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.s) Sevde'yi boşamaya niyetlendi, ancak Sevde ona: "Ya Rasulallah, beni boşama! Merhameten nikâhında tut! Beni kaybolmakla yüzyüze bırakma" diye yalvardı. Hz. Peygamber de onun bu ricasını kabul etti. Yine İslâm kaynakları, bu hadiseden sonra Hz. Muhammed (s.a.s) ile evlilik hayatlarının pürüzsüz bir şekilde devam ettiğinde müttefiktirler.
Kısaca Hz. Sevde, Peygamberimize Hz. Hatice'nin üzüntüsünü hafifleten, ev işlerine bakan, altı çocuğa analık görevini yerine getiren ve en önemlisi "mü'minlerin annesi" ünvanını kazanan bir hanımdır.
(İbn Sa'd, Tabakâtül-Kübrâ, Beyrut, t.y., VIII, 52-58; İbnül-Esîr, el-Kâmil fi't-Tarih, çev. M. Beşir Eryarsoy, İstanbul 1985, II, 138 v.d; Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, çev. Salih Tuğ, İstanbul 1980, II, 730-731; Mevlana Şiblî, Asr-ı Saadet, çev. Ö. Rıza Doğrul, İstanbul 1981, II, 138-140).
Mefail HIZLI
Kureyş kabilesinin Amir b. Luey koluna mensup Zem'a adında birinin kızıdır. Sevde, Süheyl b. Amr'ın kardeşi Sekran ile evlenmişti. Kocasından önce İslâm dinini kabul etmiş ve bir süre sonra eşinin bu dini seçmesinde önemli rol oynamıştır. Mekke'de müslümanlara işkence ve eziyetin yoğunlaştığı bir sırada Sekran, hanımını da alarak Habeşistan'a gitmiş, ancak bir süre sonra orada ölmüştü.
Sevde, eşinin ölümünden sonra Mekke'ye döndü. O sırada Hz. Hatice yeni vefat etmişti. Hz. Muhammed (s.a.s)'in bakıma muhtaç çocukları vardı. Hz. Hatice'nin vefat yılına "Hüzün yılı" adını veren Allah'ın Rasûlü çok sarsıntılı günler geçiriyordu. Yalnız ve ortada kalmıştı. Hz. Peygamber (s.a.s)'in bu durumu herkes tarafından farkediliyordu. Rasûlüllah'ı son derece kederli gören Hâkim'in kızı ve Osman b. Maz'un'un hanımı Havle, O'na, bir hayat arkadaşı bulmayı teklif etmiş, O da kabul etmişti. Hz. Peygamber (s.a.s), Sevde'nin iman konusunda gösterdiği sıkı ve vefâkâr tutumundan son derece etkilenmiş ve ona duyduğu takdiri ve verdiği yüksek değeri, nikâh teklifinde bulunarak göstermişti. Hz. Sevde, Peygamberimizle evlendiği sıralarda elli yaşında bulunuyordu. Evlilik Hicretten üç yıl önce gerçekleşmişti. Nikâh akdi için Hz. Peygamber, Sevde'nin evine gitmiş ve onun babası tarafından nikâhları kıyılmıştı. Rasûlüllah'ın eşine takdim ettiği mehir, dört yüz dirhem tutarındaydı. Hz. Sevde'nin, önceleri müşrik iken hak dini seçen bir erkek kardeşi vardı.
Hz. Sevde, evlendikten sonra Peygamberimizin çocukları ile meşgul olmuş ve onlara analık şefkati göstermek suretiyle büyütmüştür.
Hz. Muhammed (s.a.s)'in ikinci hanımı olma şerefini kazanan Hz. Sevde, en kuvvetli rivâyete göre, Hz. Ömer (r.a)'in hilâfeti sırasında H.19/M.640 yılında vefat etmiştir.
Hz. Sevde uzun boylu, vücutça ve hareketçe ağır bir hanımdı. Seri bir şekilde hareket edemediğinden dolayı, Vedâ haccında Müzdelife'den ayrılınacağı zaman o, herkesten önce yola çıkmak için izin istemişti. Öte yandan Hz. Sevde'nin en önemli meziyetlerinden biri cömertliği idi. Bu konuda Hz. Aişe hariç, diğer hanımlar arasında en ön sırada yer alıyordu. Bir gün Hz. Ömer, Hz. Sevde'ye bir kese göndermişti. Hz. Sevde, kesenin içinde ne bulunduğunu sordu. Para olduğunu öğrenince, bu paranın derhal fakirlere dağıtılmasını emretti.
Kendisini diğer Peygamber hanımlarından ayıran bir husus da, itaat ve teslimiyette çok ileri gitmesiydi. Ayrıca Hz. Sevde, Hz. Peygamber (s.a.s)'den hadis rivâyet eden kişiler arasında yer alır. Ancak kendisinden rivâyet olunan hadislerin sayısı beşi geçmez. Buhârî bu hadislerden birini kitabına almıştır. Abdullah b. Abbas, Yahya b. Abdurrahman ve Es'ad b. Zürâre Hz. Sevde'den hadis rivâyet etmişlerdir.
Hz. Sevde, vefatından önce kendi oturduğu odayı, buna bitişik odada oturan dostu Hz. Aişe'ye vasiyet etmişti. Böylelikle Hz. Aişe, kendi yattığı odanın bir tarafında, Hz. Peygamber (s.a.s) medfun bulunduğu için iyice sıkışmış olduğu yerini genişletme imkânı elde etmiş oldu.
İslâm tarihinin önemli kaynaklarından biri olan İbn Hişam'ın "es-Sîretü'n-Nebeviyye" sinde bu bilgilerin dışında bazı haberlere rastlanmaktadır. Buna göre, Hz. Sevde evlendikten bir süre sonra, Hz. Peygamber (s.a.s) ve kızları ile münasebetlerinde bazı aksamalara meydan veriyordu. Yine aynı kaynakta, Rasûlüllah'ın Hz. Sevde'yi boşamaya niyetlendiği olayına da yer verilir. Hz. Sevde, ölen eşinin kardeşi Süheyl b. Amr'ı Bedir savaşı esirleri arasında ve elleri bağlı olarak görünce şöyle dediği nakledilir: "Ey Ebâ Yezid! Kendinizi nasıl teslim ettiniz? Şerefinizle ölemediniz mi?" Hz. Peygamber bunu duyunca ona: "Sevde! Sen Allah'a ve Rasûlüne karşı mı geliyorsun?"deyince Sevde: "Ey Allah'ın Rasûlü! Seni hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Ebû Yezid'i böyle görünce bunları söylemekten kendimi alamadım" cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.s) Sevde'yi boşamaya niyetlendi, ancak Sevde ona: "Ya Rasulallah, beni boşama! Merhameten nikâhında tut! Beni kaybolmakla yüzyüze bırakma" diye yalvardı. Hz. Peygamber de onun bu ricasını kabul etti. Yine İslâm kaynakları, bu hadiseden sonra Hz. Muhammed (s.a.s) ile evlilik hayatlarının pürüzsüz bir şekilde devam ettiğinde müttefiktirler.
Kısaca Hz. Sevde, Peygamberimize Hz. Hatice'nin üzüntüsünü hafifleten, ev işlerine bakan, altı çocuğa analık görevini yerine getiren ve en önemlisi "mü'minlerin annesi" ünvanını kazanan bir hanımdır.
(İbn Sa'd, Tabakâtül-Kübrâ, Beyrut, t.y., VIII, 52-58; İbnül-Esîr, el-Kâmil fi't-Tarih, çev. M. Beşir Eryarsoy, İstanbul 1985, II, 138 v.d; Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, çev. Salih Tuğ, İstanbul 1980, II, 730-731; Mevlana Şiblî, Asr-ı Saadet, çev. Ö. Rıza Doğrul, İstanbul 1981, II, 138-140).
Mefail HIZLI