Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Hz. Hüseyin’in (as) Ölümü Karşılama Tarzı

Jade

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    30 Kas 2012
  • Mesajlar
    7,562
  • MFC Puanı
    201
Ölümden korkmayan bir insanın hayatı bambaşkadır; ölüm korkusunu yüreğinden silip atan birinin hayatı, yaşama tarzı, olaylar karşısında tavrı ve dahli baştan sona farklılaşacaktır. Nitekim büyük insanlar, ölüm karşısında cesurca hatta cesaretinde ötesi bir davranışla tepki gösterirler; büyük insanlar gülerek karşılarlar ölümü…[1]
“Yiğitçe vuruşarak ölmek saadet, zalimin zulmüne tahammül ederek yaşamaksa zillet ve alçaklıktır.”[2] Ancak Hak evliyalarının iddia edebileceği bir ölümdür bu, ancak Allah aşıkları ölümü böyle yorumlar ve bu inançla karşılarlar . Onların nazarında ölüm mekan değiştirmek, bir evden diğerine göçmektir ancak. İmam Hüseyin’in de (a.s) deyişiyle: “Ölüm, üzerinde geçilen bir köprüdür sadece”[3] Aşura günü ashabını etrafına toplamakta ve şöyle demektedir:
“Dostlarım! Önümüzde bir köprü var şimdi, hepimiz geçeceğiz ondan. Adı, ölümdür bu köprünün. Bu köprüden geçtikten sonra, hayal bile edemeyeceğiniz, tasavvuru mümkün olmayan bir diyar bulacaksınız karşınızda…”
Evet… Hüseyin’dir (a.s) bu… Dakikalar geçtikçe, ölüm her an biraz daha yaklaştıkça onun çehresi daha bir mütebessim olmakta, sevinci giderek artmaktadır.
Aşura günü, Kerbela sahrası… Katliam sona ermiş, hanedan-ı Resulullah (s.a.a) teker-teker kılıçtan geçirilmiştir. Olay yerinde hazır bulunan ve bu vakıayı anlatan şahıs, savaşın bittiğini, Hz. Hüseyin’in (a.s) aldığı öldürücü yaralar neticesinde şehit olacağını, etrafındakilerin bütünüyle kılıçtan geçirildiğini görünce, sevap elde etme ümidiyle Yezid ordularının komutanı olan Ömer Bin Sa’d'e gider ve “Hüseyin nasılsa ölecek, can çekişiyor şimdi; ona biraz su götürmeme izin ver; bu suyu içmiş içmemiş ne fark eder -ama sevabı vardır-” der ve İmam’a içirmek üzere biraz su götürür.
Fakat henüz birkaç adım atmadan melun Şimr’e rastlar. İmamın mübarek başını kesmiş, Ömer b. Sad’e götürmektedir. Olayı anlatan bu şahıs “Çehresine yayılan o mutlu tebessüm, onun öldürülüşünü düşünmeme engel oldu” der. Bu da, başı kesildiği sırada tebessüm etmekte olduğunu gösterir.
—————
[1]- Ama intihar değil; bir amaç uğruna seve-seve bağra basılan bir ölümdür bu. Zira onlar ölümün bir mesuliyet olduğunu, ölümü kucaklayan kişinin bir mesaj verdiğini bilirler. Onların nazarında.
[2]- Lühuf, s.69. Nefes-ul Mehmum, s.116.
[3]- Meâni’l Ahbar, s.289, yeni baskı.
 
Üst Alt