-
- Üyelik Tarihi
- 3 Nis 2008
-
- Mesajlar
- 2,499
-
- MFC Puanı
- 0
HOCA AHMET YESEVİ
Orta Asya Türkleri arasında İslamiyeti yayan, Anadolunun Türkleşmesinde ve Müslümanlaşmasında büyük katkıları olan Hoca Ahmet Yesevînin doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak onun Yesi(Türkistan)de hicrî 5. asrın ortalarında doğduğu tahmin edilmektedir.
Adı Ahmet bin İbrahim bin İlyas Yesevi olup, Pir Sultan, Hoca Ahmet, Kul Hace Ahmet diye de tanınır. Yesi şehrinde ilim ve terbiye tahsil etmiştir. Bundan dolayı Yesevî adıyla şöhret bulduğu kabul edilmiştir.
Hoca Ahmet Yesevi, küçük yaştan itibaren, babası Sayramlı Şeyh İbrahim Atadan feyz aldı. İbrahim Ata, Sayramın en meşhur velilerindendi.
Hoca Ahmed, çok küçük yaşta annesini, 7 yaşında iken de babasını kaybetti. Babasının ölümünden sonra önce Yeside Arslan Babadan ders alan Hoca Ahmet, kısa zamanda tasavvufta yüksek mertebelere ulaştı. Arslan Babanın vefatından sonra ise Buharaya giderek, büyük evliya Yusuf Hamedanînin öğrencisi oldu. Hamedanîden icazet ve hilafet alan Hoca Ahmet, hocasının vefatından sonra bir süre Buharada talebe yetiştirdi.
Daha sonra Yesiye dönen ve talebe yetiştirmeye orada devam eden Ahmed Yesevi, çevresindeki Türklere İslamiyeti öğretti ve şöhreti kısa zamanda Türkistan, Maveraünnehir, Horasan ve Harezme yayıldı. Yetiştirdiği öğrenciler, çeşitli ülkelere dağılarak, oralarda İslamiyetin doğru olarak öğrenilmesini sağladılar.
Ahmet Yesevinin yaşadığı dönemde, Türkistanda ilk Müslüman Türk devletlerinden Karahanlılar hakimdi. Bu yüzden İslamiyet, Seyhun Irmağı civarı ile göçebe Türkler arasında kolayca yayıldı.
Zamanının en büyük alim ve velilerinden olan Yesevinin tasavvufta tuttuğu yola Yeseviyye denildi. Önce Seyhun çevresinde ve Taşkent civarında yayılan Yeseviyye yolu, daha sonra Harezm ve Maveraünnehirde güçlendi. Ahmet Yesevinin sohbetlerinde yetişen birçok derviş, onun tasavvuf yolunu Horasan, Azerbaycan, Hicaz ve Anadoluya yaydılar.
Sade bir Türkçe ile yazdığı derin manalı veciz sözleriyle, Hikmet adlı şiirlerini Divân-ı Hikmet adlı eserinde toplayan Ahmet Yesevinin hikmetleri, kısa zamanda doğuda Çin sınırına, batıda Akdeniz ve Marmara sahillerine kadar yayıldı.
Ahmet Yesevî böylece Anadoludaki Türk edebiyatının gelişmesine ve Yunus Emre gibi büyük şair-mutasavvıfların yetişmesine zemin hazırladı.
Hoca Ahmet Yesevî, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) sünnetine sıkı sıkıya bağlı idi. Bu yüzden, Hazreti Muhammedin vefat ettiği 63 yaşına geldiğinde, artık yeryüzünde durmamak için kendisine yer altında bir hücre yaptırdı. Geri kalan uzun ömrünün çoğunu burada yaşayarak, bu hücrede ibadet ve tefekkür içinde geçirdi.
Yesevî, bir günü üç kısma ayırırdı. Günün büyük bir bölümünde ibadet ve zikirle meşgul olur, bir bölümünde öğrencilerine ders verir, kalan bölümünde de, kendisinin ve öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tahta kaşıklar yaparak, bunları satardı.
Hoca Ahmet Yesevî, doğduğu yer olan Yeside 1194 yılında vefat etti. O sırada bir rivayete göre 125, diğer bir rivayete göre de 133 yaşında idi. Seyhunun sağ sahilinde defnedilen Hoca Ahmet Yesevinin kabri üzerindeki türbe ve külliyeyi, Büyük İmparator Timur yaptırdı.
Orta Asya Türkleri arasında İslamiyeti yayan, Anadolunun Türkleşmesinde ve Müslümanlaşmasında büyük katkıları olan Hoca Ahmet Yesevînin doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak onun Yesi(Türkistan)de hicrî 5. asrın ortalarında doğduğu tahmin edilmektedir.
Adı Ahmet bin İbrahim bin İlyas Yesevi olup, Pir Sultan, Hoca Ahmet, Kul Hace Ahmet diye de tanınır. Yesi şehrinde ilim ve terbiye tahsil etmiştir. Bundan dolayı Yesevî adıyla şöhret bulduğu kabul edilmiştir.
Hoca Ahmet Yesevi, küçük yaştan itibaren, babası Sayramlı Şeyh İbrahim Atadan feyz aldı. İbrahim Ata, Sayramın en meşhur velilerindendi.
Hoca Ahmed, çok küçük yaşta annesini, 7 yaşında iken de babasını kaybetti. Babasının ölümünden sonra önce Yeside Arslan Babadan ders alan Hoca Ahmet, kısa zamanda tasavvufta yüksek mertebelere ulaştı. Arslan Babanın vefatından sonra ise Buharaya giderek, büyük evliya Yusuf Hamedanînin öğrencisi oldu. Hamedanîden icazet ve hilafet alan Hoca Ahmet, hocasının vefatından sonra bir süre Buharada talebe yetiştirdi.
Daha sonra Yesiye dönen ve talebe yetiştirmeye orada devam eden Ahmed Yesevi, çevresindeki Türklere İslamiyeti öğretti ve şöhreti kısa zamanda Türkistan, Maveraünnehir, Horasan ve Harezme yayıldı. Yetiştirdiği öğrenciler, çeşitli ülkelere dağılarak, oralarda İslamiyetin doğru olarak öğrenilmesini sağladılar.
Ahmet Yesevinin yaşadığı dönemde, Türkistanda ilk Müslüman Türk devletlerinden Karahanlılar hakimdi. Bu yüzden İslamiyet, Seyhun Irmağı civarı ile göçebe Türkler arasında kolayca yayıldı.
Zamanının en büyük alim ve velilerinden olan Yesevinin tasavvufta tuttuğu yola Yeseviyye denildi. Önce Seyhun çevresinde ve Taşkent civarında yayılan Yeseviyye yolu, daha sonra Harezm ve Maveraünnehirde güçlendi. Ahmet Yesevinin sohbetlerinde yetişen birçok derviş, onun tasavvuf yolunu Horasan, Azerbaycan, Hicaz ve Anadoluya yaydılar.
Sade bir Türkçe ile yazdığı derin manalı veciz sözleriyle, Hikmet adlı şiirlerini Divân-ı Hikmet adlı eserinde toplayan Ahmet Yesevinin hikmetleri, kısa zamanda doğuda Çin sınırına, batıda Akdeniz ve Marmara sahillerine kadar yayıldı.
Ahmet Yesevî böylece Anadoludaki Türk edebiyatının gelişmesine ve Yunus Emre gibi büyük şair-mutasavvıfların yetişmesine zemin hazırladı.
Hoca Ahmet Yesevî, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) sünnetine sıkı sıkıya bağlı idi. Bu yüzden, Hazreti Muhammedin vefat ettiği 63 yaşına geldiğinde, artık yeryüzünde durmamak için kendisine yer altında bir hücre yaptırdı. Geri kalan uzun ömrünün çoğunu burada yaşayarak, bu hücrede ibadet ve tefekkür içinde geçirdi.
Yesevî, bir günü üç kısma ayırırdı. Günün büyük bir bölümünde ibadet ve zikirle meşgul olur, bir bölümünde öğrencilerine ders verir, kalan bölümünde de, kendisinin ve öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tahta kaşıklar yaparak, bunları satardı.
Hoca Ahmet Yesevî, doğduğu yer olan Yeside 1194 yılında vefat etti. O sırada bir rivayete göre 125, diğer bir rivayete göre de 133 yaşında idi. Seyhunun sağ sahilinde defnedilen Hoca Ahmet Yesevinin kabri üzerindeki türbe ve külliyeyi, Büyük İmparator Timur yaptırdı.