PeriKızı
Moderatör
-
- Üyelik Tarihi
- 22 May 2019
-
- Mesajlar
- 8,658
-
- MFC Puanı
- 26,764
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Hint milliyetçiliğiyle ülkesini 2027‘de 5 Trilyon dolarlık hasıla yaratan, dünyanın 5. büyük ekonomisi yapmak istiyor ama nasıl?
Hindistan Başbakanı Narendra Modi 1950 doğumlu. Bir esnaf ailesinin oğlu. Kendisini işkolik, çaykolik ve vejateryen olarak tanımlıyor. Görücü usulle 18 yaşında gerçekleşen çok kısa süren bir evliliği var. Açık öğretim yoluyla ‘’bilim uzmanlığı‘’ derecesi aldığı, CV’sinde yazılı. Ancak gerçek eğitimini 2 yıl iç içe yaşadığı tarikatlardan aldığı bilinmekte. Zaten 8 yaşından bu yana paramiliter bir Hindu tarikatı olan RSS ile bağı var. 1981’de RSS tarikatı onu bugünkü partisi olan BJP‘ye üye olarak kaydetti. Önce eyalet, sonra da 2014’de ülke başbakanı oldu.
O günden bu yana ülkedeki siyaset ‘’Hint milliyetçiliği’’ üstüne kurulu. Esen bu milliyetçilik dalgası, 1,4 milyardan oluşan ülke insanına kastların ve sınıfların varlığını unutturdu. Milliyetçi köklere dönüş, Hindistan‘ın İngiliz geçmişine bir başkaldırı oldu.
Modi, Hint milliyetçiliğiyle ülkesini 2027‘de 5 Trilyon dolarlık hasıla yaratan dünyanın 5. büyük ekonomisi yapmak istiyor. Kullandığı sektörleri; IT endüstrisi, yenilebilir enerjiler ve Çin’in saltanatına son verecek olan güçlü bir arz zinciri kurmak olarak belirlenmiş.
Zor soru şu: Peki ama nasıl?
Ülkenin en büyük 4 şirketi, önümüzdeki 5-6 yılda 250 milyar dolar yatırım yapacak. Bu yatırım devlet kaynaklarıyla desteklenecek, güç zehirlenmesi yaşanması kaçınılmaz.
Bu desteğin ancak bir eş-dost kapitalizmi yöntemiyle yapılacağı kesin. Bununla, güçlüler daha güçlü olacak.
Modi’nin yönetim stili, ‘’tehdit kültürü’’ üstüne kurulu. Basının susturulması ve yargı bağımsızlığının ortadan kalkması, tehdit kültürü uygulanmasını çok kolaylaştırdı.
Tehdit, önceleri nüfusun %20’sini oluşturan Müslümanlara yönelik iken, şimdi sıra Hristiyanlar ve Sihlere geldi.
Modi’nin en sık kullandığı slogan ‘’Hindu’lar tehlike altındadır, birleşin!‘’ Bunun için 2019’da ‘’Hint Vatandaşlık Yasası‘’ değiştirildi. Din vatandaşlık için temel kıstas, böyle olunca Hinduizm dışında hiç bir inanç Hint vatandaşlığı almak için yeterli değil.
Gandi, 1947‘de Hindistan’ı ‘’demokrasi ve laiklik esaslı birlik‘’ ilkesi üzerine kurmuştu. Modi milliyetçi görüntüyle, eş-dost kayırmacılığı ve sansürcülükle, adı ‘’demokrasi’’ ile birlikte anılan Hindistan’a gölge düşürdü. Laik temelini koruyamayan siyasi muhalefet ise Modi’yi izlemekten öteye geçemiyor.
Osman AROLAT
Hindistan Başbakanı Narendra Modi 1950 doğumlu. Bir esnaf ailesinin oğlu. Kendisini işkolik, çaykolik ve vejateryen olarak tanımlıyor. Görücü usulle 18 yaşında gerçekleşen çok kısa süren bir evliliği var. Açık öğretim yoluyla ‘’bilim uzmanlığı‘’ derecesi aldığı, CV’sinde yazılı. Ancak gerçek eğitimini 2 yıl iç içe yaşadığı tarikatlardan aldığı bilinmekte. Zaten 8 yaşından bu yana paramiliter bir Hindu tarikatı olan RSS ile bağı var. 1981’de RSS tarikatı onu bugünkü partisi olan BJP‘ye üye olarak kaydetti. Önce eyalet, sonra da 2014’de ülke başbakanı oldu.
O günden bu yana ülkedeki siyaset ‘’Hint milliyetçiliği’’ üstüne kurulu. Esen bu milliyetçilik dalgası, 1,4 milyardan oluşan ülke insanına kastların ve sınıfların varlığını unutturdu. Milliyetçi köklere dönüş, Hindistan‘ın İngiliz geçmişine bir başkaldırı oldu.
Modi, Hint milliyetçiliğiyle ülkesini 2027‘de 5 Trilyon dolarlık hasıla yaratan dünyanın 5. büyük ekonomisi yapmak istiyor. Kullandığı sektörleri; IT endüstrisi, yenilebilir enerjiler ve Çin’in saltanatına son verecek olan güçlü bir arz zinciri kurmak olarak belirlenmiş.
Zor soru şu: Peki ama nasıl?
Ülkenin en büyük 4 şirketi, önümüzdeki 5-6 yılda 250 milyar dolar yatırım yapacak. Bu yatırım devlet kaynaklarıyla desteklenecek, güç zehirlenmesi yaşanması kaçınılmaz.
Bu desteğin ancak bir eş-dost kapitalizmi yöntemiyle yapılacağı kesin. Bununla, güçlüler daha güçlü olacak.
Modi’nin yönetim stili, ‘’tehdit kültürü’’ üstüne kurulu. Basının susturulması ve yargı bağımsızlığının ortadan kalkması, tehdit kültürü uygulanmasını çok kolaylaştırdı.
Tehdit, önceleri nüfusun %20’sini oluşturan Müslümanlara yönelik iken, şimdi sıra Hristiyanlar ve Sihlere geldi.
Modi’nin en sık kullandığı slogan ‘’Hindu’lar tehlike altındadır, birleşin!‘’ Bunun için 2019’da ‘’Hint Vatandaşlık Yasası‘’ değiştirildi. Din vatandaşlık için temel kıstas, böyle olunca Hinduizm dışında hiç bir inanç Hint vatandaşlığı almak için yeterli değil.
Gandi, 1947‘de Hindistan’ı ‘’demokrasi ve laiklik esaslı birlik‘’ ilkesi üzerine kurmuştu. Modi milliyetçi görüntüyle, eş-dost kayırmacılığı ve sansürcülükle, adı ‘’demokrasi’’ ile birlikte anılan Hindistan’a gölge düşürdü. Laik temelini koruyamayan siyasi muhalefet ise Modi’yi izlemekten öteye geçemiyor.
GÜNÜN SÖZÜ:
Kolombiya’da dün yapılan seçimlerde, ilk sonuçlara göre sol kanat yönetime geliyor, ülkede yeni bir yaprak açılıyor…Osman AROLAT