- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 29 Eyl 2015
-
- Mesajlar
- 1,638
-
- MFC Puanı
- 94
Heyelan
Kayalardan , döküntü örtüsünden veya topraktan oluşmuş kütlelerin , çekimin etkisi altında yerlerinden koparak yer değiştirmesine Heyelan denir . Bazı heyelanlar büyük bir hızla gerçekleştikleri halde bazı heyelanlar daha yavaş gerçekleşirler . Heyelanlar yer yüzünde çok sık meydana gelen ve çok yaygın bir kütle hareketi çeşididir ve aşınmada önemli rol oynarlar . Büyük heyelanlar aynı zamanda topografyada derin izler bırakırlar
HEYELANA NEDEN OLAN ETKENLER
1 . Kuvvetli Eğim: Eğimlerin fazla olduğu sahalarda heyelan riski artmaktadır . Bazı sahalarda fay yamaçları dik eğimlerin oluşmasına neden olarak heyelanları kolaylaştırırlar . Yine insanlar kanallar ve yollar açarak yada yol ve maden kazılarından çıkan toprakları denge açısına erişmiş bulunan yamaçlar üzerine atarak heyelan oluşumuna neden olan koşulları hazırlarlar . Gevşek unsurların denge açısını her hangi bir nedenle aştığı durumlarda heyelan oluşur .
2 . Su İle Doygunluk: heyelanlar yağışlı veya zeminin ıslak olduğu mevsimlerde meydana gelirler . Şiddetli veya devamlı yağmurlar yahut karların erimesi , kayaların içine bol miktarda suyun sızmasına olanak verir . Bunun sonucunda plastisite ve likidite sınırlarına erişilir ve herhangi bir nedenle oluşan sarsıntı sonucunda heyelan meydana gelir . Su , ayrıca denge açısını küçülterek , ağırlığı arttırarak ve sürtünmeyi azaltarak heyelanı kolaylaştırır .
3 . Kaya Yapısı: Plastisite , likidite sınırları malzemenin yapısına sıkı bir şekilde bağlıdır . Çeşitli kil türlerinde plastisite birbirine yakın ancak likidite değerleri birbirinden çok farklıdır . Örneğin bu bakımdan en düşük değeri gösteren kaolin kili , en az su ile likidite sınırına erişen yani heyelana en uygun olan kil türüdür . Çeşitli depolarda az yada çok kil vardır . Bunun oranı ve türü heyelan olayını arttıran yada azaltan yani heyelanların yayılış alanlarını belirleyen başlıca faktörlerden birisidir . Bu nedenle killi formasyonların , fliş , marn ve tüf gibi depoların yaygın olduğu sahalarda heyelan çok fazla görülür . Buna karşılık kalker ve bazalt gibi kayalarda heyelan seyrek görülmektedir .
4 . Tektonik Yapı: Tektonik yapı ile heyelan arsında çok sıkı bir ilişki vardır . Tabakaların yamaç eğimine paralel olarak dalmaları , heyelanları kolaylaştırır . Özellikle tabakalar arasında killi bir seviyenin varlığı önemli rol oynar . Kar veya yağmur sularının toprağa sızması sonucunda plastik veya likit hale geçen kil tabakasının üzerindeki kütleler çekim gücüne uyarak , toptan aşağıya doğru kayabilirler . Kayaların diyaklazlarla derin ve sık bir şekilde parçalanmış olması da heyelanı kolaylaştıran koşullar arsında sayılabilir .
Heyelanlar , yukarıda sayılan nedenlerin birisi veya birkaçının etkisiyle oluşurlar ve bazen topografyada çok önemli değişikliklere neden olurlar . Kayan kütlenin koptuğu yerde genellikle hilale benzer bir kopma yarası oluşmaktadır . Buradan ayrılan maddeler genellikle akış hareketini andıran şekiller gösteren ve çoğu kez üzerinde kapalı çanakçıklar bulunan bir yığın halinde aşağıya doğru yer değiştirirler ve heyelan kütlesinin gövdesini oluştururlar . Bu kütle bazen bir akarsuyun yatağını tıkayarak bir Heyelan Setti Gölü oluşmasına yol açar . Örneğin Tortum Gölü , heyelanla Tortum vadisinin tıkanması sonucunda meydana gelmiştir . Ayrıca heyelanlar sonucunda , yamaçlarda taraçalara benzer basamaklar oluşabilir .
HEYELAN ÇEŞİTLERİ
Genel olarak heyelan terimi ile açıklanan bu hızlı kütle hareketleri asıl heyelanlar , göçmeler ve toprak kaymaları olmak üzere üç tipe ayrılabilirler .
1 . Asıl Heyelanlar: Bunların oluşumunda su , hazırlayıcı bir rol oynar . Fakat asıl heyelan kütlesi , su ile hamurlaşmış halde değildir . Kuru bir kütle halinde , fakat kaymaya uygun bir zemin üzerinde yer değiştirmiştir . Bu tip heyelanlar ülkemizde sık sık oluşurlar . Bu heyelanların en büyük olanları , genellikle bol yağışlı ve dik eğimli sahalarda , özellikle kuvvetle yarılmış , nemli ve litoloji bakımından da elverişli olan Kuzey Anadolu dağlık alanında oluşmuştur . Geyve , Ayancık , Sinop çevresi , Maçka , Of-Sürmene ve Trabzon-Sera heyelanları bunların başlıcalarındandır .
Sera Heyelanı , Trabzon şehrinin 10 km kadar batısında Sera Köyü yakınlarında 1950 yılında oluşmuştur . Heyelanın oluşmasından bir hafta kadar önce , Sera vadisinin dik yamaçlarında derin yarıklar oluşmuş , topografya küçük ölçüde bazı değişikliklere uğramıştır . Fakat asıl heyelan , birkaç dakika gibi kısa bir zaman içinde ve şiddetli bir gürültü ile birlikte oluşmuştur . Bir kısmı akış şekilleri gösteren , fakat asıl olarak kayma yüzeyleri boyunca yer değiştiren kütlenin ortalama uzunluğu 650 m . genişliği 350 m . , kalınlığı ise 65 m . kadardır . Böylece Sera heyelanı sonucunda 15 milyon m³ hacminde kaya ve döküntü yer değiştirmiştir . Bu heyelan kütlesi Sera deresinin vadisini tıkamış ve burada 4 km . uzunluğunda , ortalama 150 m . genişlikte ve 55 m . derinliğinde oldukça büyük bir set gölü oluşmuştur . Araştırmalar , bu heyelanın oluşumunda normalden daha fazla yağışlı geçen kış mevsimi ile karların hızla erimesine neden olan Föhn karakterinde güney rüzgarlarının etkisi olduğunu göstermektedir . Bu yolla zemine çok fazla oranda su sızmıştır . Zaten bu sahada çözülme çok derinlerde olduğu gibi , andezitik kayalar ve yastık lavlar derin diyaklazlarla yarılmış , aralarındaki bağlar gevşektir . Bu durum , su ile doygunlaşan arazinin kaymasını ayrıca kolaylaştırmıştır . Bundan başka , yamaç eğimlerinin çok fazla olması ve özellikle Sera deresinin yamacın alt kısmını oyması heyelanın oluşumunda rol oynamış olmalıdır .
2 . Göçmeler : Heyelanın hareket bakımından farklı bir başka tipini oluştururlar . Bu tip heyelan bir kaşığa benzeyen konkav kopma yüzeyleri boyunca dönerek yer değiştiren kısımlardan oluşur . Kayan kısımlardan her biri , geriye doğru çarpılır . Bunu sonucunda , kayan kütlelerin ilksel eğimleri değişir ve bunların yüzeyleri kopma yarasının bulunduğu tarafa doğru yeni bir eğim kazanır . Yamaçların alt kısımlarının akarsular , dalgalar gibi etkenler tarafından fazla oyulması göçme şeklindeki heyelanların başlıca sebebidir . Falezlerin ve yamaçların gerilemesi , menderes halkalarının büyümesi sırasında alttan oyma sürecine bağlı olarak sık sık göçmeler oluşur . Göçmüş kütleler veya bloklar büyük oldukları durumda , bunlar arasında küçük göller veya yamaçlarda taraçalara benzer sahanlıklar oluşur . Küçük ve Büyük Çekmece göllerinin kenarlarında ve bu iki göl arasındaki deniz kıyısı boyunca bu tür göçmelerin tipik örnekleri yaygındır .
3 . Toprak Kaymaları : Bunlar heyelanın , bazı bakımdan çamur akıntılarına benzeyen bir türüdür . Fakat çok yavaş oluşmaları , belli bir yatağa bağlı olmamaları ve içerdikleri suyun çok daha az olması gibi farklarla çamur akıntılarından ayrılırlar . Geriye doğru eğimlenme göstermediklerinden dolayı da , yukarıda açıklanan göçmelerden farklı oldukları görülür . Toprak kaymaları , su ile doygun hale gelen ve bu şekilde bütünü ile kayganlaşan yüzeysel depoların , döküntü örtüsünün veya toprakların yer aldığı yamaçlarda oluşur . Bu şekilde bir kopma yarası ve kıvamlı bir hamur gibi yer değiştiren bir heyelan kütlesi meydana gelir . Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere , toprak kaymaları asıl heyelandan daha yüzeyseldir; aslında toprak tabakasını ve onun altındaki döküntü örtüsünü ilgilendirir . Bu kütle hareketinin en yaygın olduğu sahalar , litoloji bakımından da uygun olmak koşulu ile nemli iklim bölgeleridir .
Türkiye'de heyelan olayı en fazla Karadeniz Bölgesinde Doğu Karadeniz Bölümünde görülür . Sebepleri: Yağışın ve eğimin fazla olmasıdır . Ayrıca toprağın killi olmasıdır . En fazla görüldüğü dönem ilkbahardır . Sebebi kar erimeleri ile toprağın suya doygun hale gelmesidir . dır .
Kayalardan , döküntü örtüsünden veya topraktan oluşmuş kütlelerin , çekimin etkisi altında yerlerinden koparak yer değiştirmesine Heyelan denir . Bazı heyelanlar büyük bir hızla gerçekleştikleri halde bazı heyelanlar daha yavaş gerçekleşirler . Heyelanlar yer yüzünde çok sık meydana gelen ve çok yaygın bir kütle hareketi çeşididir ve aşınmada önemli rol oynarlar . Büyük heyelanlar aynı zamanda topografyada derin izler bırakırlar
HEYELANA NEDEN OLAN ETKENLER
1 . Kuvvetli Eğim: Eğimlerin fazla olduğu sahalarda heyelan riski artmaktadır . Bazı sahalarda fay yamaçları dik eğimlerin oluşmasına neden olarak heyelanları kolaylaştırırlar . Yine insanlar kanallar ve yollar açarak yada yol ve maden kazılarından çıkan toprakları denge açısına erişmiş bulunan yamaçlar üzerine atarak heyelan oluşumuna neden olan koşulları hazırlarlar . Gevşek unsurların denge açısını her hangi bir nedenle aştığı durumlarda heyelan oluşur .
2 . Su İle Doygunluk: heyelanlar yağışlı veya zeminin ıslak olduğu mevsimlerde meydana gelirler . Şiddetli veya devamlı yağmurlar yahut karların erimesi , kayaların içine bol miktarda suyun sızmasına olanak verir . Bunun sonucunda plastisite ve likidite sınırlarına erişilir ve herhangi bir nedenle oluşan sarsıntı sonucunda heyelan meydana gelir . Su , ayrıca denge açısını küçülterek , ağırlığı arttırarak ve sürtünmeyi azaltarak heyelanı kolaylaştırır .
3 . Kaya Yapısı: Plastisite , likidite sınırları malzemenin yapısına sıkı bir şekilde bağlıdır . Çeşitli kil türlerinde plastisite birbirine yakın ancak likidite değerleri birbirinden çok farklıdır . Örneğin bu bakımdan en düşük değeri gösteren kaolin kili , en az su ile likidite sınırına erişen yani heyelana en uygun olan kil türüdür . Çeşitli depolarda az yada çok kil vardır . Bunun oranı ve türü heyelan olayını arttıran yada azaltan yani heyelanların yayılış alanlarını belirleyen başlıca faktörlerden birisidir . Bu nedenle killi formasyonların , fliş , marn ve tüf gibi depoların yaygın olduğu sahalarda heyelan çok fazla görülür . Buna karşılık kalker ve bazalt gibi kayalarda heyelan seyrek görülmektedir .
4 . Tektonik Yapı: Tektonik yapı ile heyelan arsında çok sıkı bir ilişki vardır . Tabakaların yamaç eğimine paralel olarak dalmaları , heyelanları kolaylaştırır . Özellikle tabakalar arasında killi bir seviyenin varlığı önemli rol oynar . Kar veya yağmur sularının toprağa sızması sonucunda plastik veya likit hale geçen kil tabakasının üzerindeki kütleler çekim gücüne uyarak , toptan aşağıya doğru kayabilirler . Kayaların diyaklazlarla derin ve sık bir şekilde parçalanmış olması da heyelanı kolaylaştıran koşullar arsında sayılabilir .
Heyelanlar , yukarıda sayılan nedenlerin birisi veya birkaçının etkisiyle oluşurlar ve bazen topografyada çok önemli değişikliklere neden olurlar . Kayan kütlenin koptuğu yerde genellikle hilale benzer bir kopma yarası oluşmaktadır . Buradan ayrılan maddeler genellikle akış hareketini andıran şekiller gösteren ve çoğu kez üzerinde kapalı çanakçıklar bulunan bir yığın halinde aşağıya doğru yer değiştirirler ve heyelan kütlesinin gövdesini oluştururlar . Bu kütle bazen bir akarsuyun yatağını tıkayarak bir Heyelan Setti Gölü oluşmasına yol açar . Örneğin Tortum Gölü , heyelanla Tortum vadisinin tıkanması sonucunda meydana gelmiştir . Ayrıca heyelanlar sonucunda , yamaçlarda taraçalara benzer basamaklar oluşabilir .
HEYELAN ÇEŞİTLERİ
Genel olarak heyelan terimi ile açıklanan bu hızlı kütle hareketleri asıl heyelanlar , göçmeler ve toprak kaymaları olmak üzere üç tipe ayrılabilirler .
1 . Asıl Heyelanlar: Bunların oluşumunda su , hazırlayıcı bir rol oynar . Fakat asıl heyelan kütlesi , su ile hamurlaşmış halde değildir . Kuru bir kütle halinde , fakat kaymaya uygun bir zemin üzerinde yer değiştirmiştir . Bu tip heyelanlar ülkemizde sık sık oluşurlar . Bu heyelanların en büyük olanları , genellikle bol yağışlı ve dik eğimli sahalarda , özellikle kuvvetle yarılmış , nemli ve litoloji bakımından da elverişli olan Kuzey Anadolu dağlık alanında oluşmuştur . Geyve , Ayancık , Sinop çevresi , Maçka , Of-Sürmene ve Trabzon-Sera heyelanları bunların başlıcalarındandır .
Sera Heyelanı , Trabzon şehrinin 10 km kadar batısında Sera Köyü yakınlarında 1950 yılında oluşmuştur . Heyelanın oluşmasından bir hafta kadar önce , Sera vadisinin dik yamaçlarında derin yarıklar oluşmuş , topografya küçük ölçüde bazı değişikliklere uğramıştır . Fakat asıl heyelan , birkaç dakika gibi kısa bir zaman içinde ve şiddetli bir gürültü ile birlikte oluşmuştur . Bir kısmı akış şekilleri gösteren , fakat asıl olarak kayma yüzeyleri boyunca yer değiştiren kütlenin ortalama uzunluğu 650 m . genişliği 350 m . , kalınlığı ise 65 m . kadardır . Böylece Sera heyelanı sonucunda 15 milyon m³ hacminde kaya ve döküntü yer değiştirmiştir . Bu heyelan kütlesi Sera deresinin vadisini tıkamış ve burada 4 km . uzunluğunda , ortalama 150 m . genişlikte ve 55 m . derinliğinde oldukça büyük bir set gölü oluşmuştur . Araştırmalar , bu heyelanın oluşumunda normalden daha fazla yağışlı geçen kış mevsimi ile karların hızla erimesine neden olan Föhn karakterinde güney rüzgarlarının etkisi olduğunu göstermektedir . Bu yolla zemine çok fazla oranda su sızmıştır . Zaten bu sahada çözülme çok derinlerde olduğu gibi , andezitik kayalar ve yastık lavlar derin diyaklazlarla yarılmış , aralarındaki bağlar gevşektir . Bu durum , su ile doygunlaşan arazinin kaymasını ayrıca kolaylaştırmıştır . Bundan başka , yamaç eğimlerinin çok fazla olması ve özellikle Sera deresinin yamacın alt kısmını oyması heyelanın oluşumunda rol oynamış olmalıdır .
2 . Göçmeler : Heyelanın hareket bakımından farklı bir başka tipini oluştururlar . Bu tip heyelan bir kaşığa benzeyen konkav kopma yüzeyleri boyunca dönerek yer değiştiren kısımlardan oluşur . Kayan kısımlardan her biri , geriye doğru çarpılır . Bunu sonucunda , kayan kütlelerin ilksel eğimleri değişir ve bunların yüzeyleri kopma yarasının bulunduğu tarafa doğru yeni bir eğim kazanır . Yamaçların alt kısımlarının akarsular , dalgalar gibi etkenler tarafından fazla oyulması göçme şeklindeki heyelanların başlıca sebebidir . Falezlerin ve yamaçların gerilemesi , menderes halkalarının büyümesi sırasında alttan oyma sürecine bağlı olarak sık sık göçmeler oluşur . Göçmüş kütleler veya bloklar büyük oldukları durumda , bunlar arasında küçük göller veya yamaçlarda taraçalara benzer sahanlıklar oluşur . Küçük ve Büyük Çekmece göllerinin kenarlarında ve bu iki göl arasındaki deniz kıyısı boyunca bu tür göçmelerin tipik örnekleri yaygındır .
3 . Toprak Kaymaları : Bunlar heyelanın , bazı bakımdan çamur akıntılarına benzeyen bir türüdür . Fakat çok yavaş oluşmaları , belli bir yatağa bağlı olmamaları ve içerdikleri suyun çok daha az olması gibi farklarla çamur akıntılarından ayrılırlar . Geriye doğru eğimlenme göstermediklerinden dolayı da , yukarıda açıklanan göçmelerden farklı oldukları görülür . Toprak kaymaları , su ile doygun hale gelen ve bu şekilde bütünü ile kayganlaşan yüzeysel depoların , döküntü örtüsünün veya toprakların yer aldığı yamaçlarda oluşur . Bu şekilde bir kopma yarası ve kıvamlı bir hamur gibi yer değiştiren bir heyelan kütlesi meydana gelir . Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere , toprak kaymaları asıl heyelandan daha yüzeyseldir; aslında toprak tabakasını ve onun altındaki döküntü örtüsünü ilgilendirir . Bu kütle hareketinin en yaygın olduğu sahalar , litoloji bakımından da uygun olmak koşulu ile nemli iklim bölgeleridir .
Türkiye'de heyelan olayı en fazla Karadeniz Bölgesinde Doğu Karadeniz Bölümünde görülür . Sebepleri: Yağışın ve eğimin fazla olmasıdır . Ayrıca toprağın killi olmasıdır . En fazla görüldüğü dönem ilkbahardır . Sebebi kar erimeleri ile toprağın suya doygun hale gelmesidir . dır .