Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Henri Cartier-Bresson

Bekir

MFC Üyesi
Konum
iStanbul
  • Üyelik Tarihi
    7 Tem 2011
  • Mesajlar
    989
  • MFC Puanı
    39
Zamanımızın en büyük fotografçılarından sayılan Henri Cartier-Bresson utangaç olarak başladığı fotografçılığı son derece rafine olmuş ve kendi benliğine giydirdiği bir disiplin haline getirmiştir. Keskin bakışı ve o "an" ı keşfetme deki üstün görme yeteneği onu mesleğinde çok yukarılara taşımış ve çağdaş fotomuhabirliğinin zirvesine yerleştirmiştir. Eserleri dünyanın bir çok yerinde ki sanat müzelerinin duvarlarını süslemektedir. Fotograf ile ilgili yazıları: "The Decisive Moment" (Kararlı An) ve içindeki fotograflar Louvre müzesine giren ilk fotograf çalışmaları olmuştur. Aynı zamanda Kurucusu ve ilk başkanı olduğu Magnum şirketi dünya fotograf pazarını yönlendirmiş ve bir önder rolü oynamıştır.

Henri Cartier Bresson 1908 de Fransa nın Chanteloupe kasabasında orta halli bir aile de dünyaya geldi. Çocukluğunda edindiği Box Brownie marka fotograf makinası ile fotograf çekmeye başladı bu arada resim sanatına da ilgi duyuyordu. Paris te bir stüdyo da iki yıl resim kursu aldı. Bu kurs ilerde kompozisyon ve görüntü çerçeveleme konusun da kendisine çok yardımcı oldu.




1931 yılında 22 yaşında bir genç olarak Batı Afrika da bir yıl yaşadı Burada ateşli bir sıtma hastalığına yakalandı ve tedavi için Fransaya geri döndü. Marsilyada geçen günleri sırasında fotografçılık ile çok daha yakından ilgilenmeye başladı ve ilk Leica sını burda aldı ve bir daha elinden bırakmadı. 35 mm lik film üzerine neler yansıtabileceğini görmeye başladığında hayalgücünün alevi onu aldı ***ürdü. O günleri şöyle anlatır sanatçı: "Sokaklarda saatlerce dolaşırdımyaşayan canlı zamanı tuzağa düşürüp kesin sonuca ***üren an'ı dondurmak için..."

Tüm kariyeri boyunca hep 35mm ye sadık kalmış ve "gözümün devamı" diye tanımladığı Leica sını utangaç olarak taşımış olduğuna her yazısında değinir ama bir o kadar da süratli çekimler yapmıştır.

İkinci Dünya Savaşı çıktığında Fransız ordusunda görev yapmış ve Almanlar tarafında tutsak alınmıştır. İki adet başarısız kaçma deneyimlerinden sonra üçüncüsün de kaçabilmiş ve savaş sonuna kadar direnişçilerle birlikte yeraltında çalışmıştır.

Foto muhabiri olarak kaldığı yerden devam etmiş ve 1947 Magnum Fotografı kurmuştur. Önemli ajanslar ve dergilere fotograf sağlayan bir kurum olarak çalışmış ve tüm dünyayı gezme şansı elde etmiştir. En önemli kitaplarını 50 ve 60 larda çıkartmış ve meslek yaşamından en önemli yeri tutan "The Decisive Moment" ı 1952 yılında çıkarmış ve ardından da 400 basıkılık retrospektif sergi 1960 da Amerika turuna çıkmıştır.Foto Muhabiri olarak çalıştığı uzun yıllarda gördüğü şey ile özdeşleşmek istemiş ve olayı bir tek çarpıcı kare ile anlatmaya amaçlamıştır. Genel bakış felsefesi haberciliği çok iyi bilmesi fotografın sosyal etkileşimdeki rolünü çok iyi kavraması onun eserlerini eşsiz kılmıştır. Kitapların da yer alan eserlerine genel de bir kaç alt yazı ve not eklemekten hoşnut olan sanatçı "saniyenin bir diliminde bir olayı ve nesneleri organize olmuş formlar halinde görmek o olaya gerçek anlamını yüklemektedir" demektedir. Bazı eleştirmenler Bressonun sadece bir "bas-çek" fotografçısı olduğundan bahsederler. Oysa zamanlamadaki hüner ışığın gölgelerin kullanımı insan duygularını ve karakterlerin kullanımındaki üstün beceri sadece bas-çek ile elde edilmiş kareler olamazlar.

Bir kitabında "Fotografta en küçük olarak gördüğünüz şey bir anda en önemli konu ve en büyük nesne haline gelebilir" demektedir. Her fotografında insan detayları çok önemli yer tutar ve gerçekçilik ten hiç vazgeçmemiştir. Ama bir yanıyla da bizlere romantik kompozisyonlar sunmaya ve bizi hep şaşırtmaya yönelmiştir.

Tüm fotografları normal her amatörün kullandığı tipte 35mm 50 mm lense sahip manual makineler ile çekilmiş çok nadir olarak ta doğa çekimlerinde zoom lensler kullanmıştır.

Çok sayıda baskı ve kitap yayımlamış olan Henri Cartier-Bresson bu hazine değerindeki eserlerine her bakışımızda gerçeğin ve güzelliklerin tahmin etmediğimiz yerlerde var olduğunu bizlere göstermektedir...

BRESSON HAKKINDA BİRKAÇ NOT...

*****Henri Cartier Bresson 35 mm. fotoğraf makinasını kullanan ilk fotoğrafçılardan biri idi. Kendisini"Sokak fotoğrafçısı" olarak tanımlardı.

*****Bresson "hazırlıksız fotoğraf" ustasıdır. Hayatın sıradan olaylarını samimi ve etkileyici birbiçimde göstermeyi başarması O'na "Usta" payesini kazandırmıştır.

*****Tipik bir Cartier-Bresson fotoğrafı gerçek bir durumu değişik bir tatla sıklıkla anlık kesitler vererek gösterir. Fotoğraflarında sıkışık bir kompozisyon sıcacık bir yaşam sevinci ve ikilemler vardır.

*****Bresson tek çeşit objektifle çalışır ve her zaman siyah-beyaz film kullanır. Hiçbir zaman baskı aşamasıile ilgilenmez. Her fotoğrafı hiç kesilmeden "tam kare" basılır. Geometri ve zamanlama ile ilgili müthiş bir içgüdüye sahiptir.

*****Konuları insanların yer aldıpı ve gerçek hayatta olan olaylardır. Cartier-Bresson mimiklereilişkilere fotoğrafı meydana getiren öğelerin dizilişine ve kısacık anlarla gelişen olaylara dikkat eder.

FOTOĞRAF ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ....

"Fotoğraf doğuşundan bu yana özünden hiçbir şey kaybetmemiştir değişen salt teknik verilerdir. Benim çalışmalarımda teknik hiçbir zaman birincil sorun olmamıştır..."

"Fotoğraf uygulaması kolay gibi gözüken bir uğraş görünümündeyse de; gerçekte çok yönlü içinde belirsizlikleri barındıran bir olgudur. İçinde bulunduğu çevre şartları ekonomik baskılar özellikle insanın üretememe sıkıntısı bu alanın uygulayıcılarını kaçınılmaz olarak fotoğraf makineleri ile bu gerçekleri kaydetmeye itmektedir..."

"Düzmece" veya sahne fotoğrafçılığı beni hiç ilgilendirmiyor. Eğer bir yorum yapacaksam psikolojik ve sosyolojik olgulara yöneltmek isterim. Birçokları evvelden planlanmış konuları bulmak için yola koyulurlar. Benim yaklaşımımda kamera bir not defteri "an"ı saptamada bir sezgi aracıdır. "An"ı yakaladaki ustalık bence viörden görülen görüntüleri çok kısa bir zamanda görsel bi biçimde düzenleyebilme ve anlık kararlar alabilme yeteneğidir. Bu eylem; akıl disiplinini duyarlılığı yerleşik bir geometri anlayışını herşeyden önce bir konsantrasyonu gerektirir. Kişi bu yöntemle çok sade bir anlatım biçimine ulaşabilir. Fotoğraf çeken kişiler kendilerine ve konularına karşı çok saygılı olmalıdırlar..."

"Fotoğraf çekmek kişinin nefesini tuttuğu bütün benliği ve yetenekleriyle kendini bir noktaya yoğunlaştırdığı gerçekle yüz yüze geldiği andır; görüntünün oluştuğu bu an fotoğrafı çekene fiziksel ve entelektüel bir haz verir..."

"Saniyenin bölümleri arasında gerçekleşen fotoğraf çekme eylemi içinde formlar görsel bir biçimde düzenlenirken iyi bir anlatım da aranır. Kişi kafasını gözünü ve kalbini tek bir düzleme getirmek durumundadır..."

"Benim anladığım kadarı ile fotoğraf çekmek bir anlayış biçimidir. Diğer görsel anlatım biçimlerinden ayrı düşünülemez. Kişi kendini bu yol ile özgürlüğe açar doğmatik ve sınırlı düşünceye kapar. Fotoğraf bir hayat tarzıdır..."

Alıntı
 
Üst Alt