-
- Üyelik Tarihi
- 29 Eyl 2008
-
- Mesajlar
- 5,212
-
- MFC Puanı
- 12,698
Henri Bergson
1859-1941 yılları arasında yaşamış olan çağdaş düşünür.
Temel İlkeler: Temel eserleri arasında Essais sur les Donnees immediates de la Conscience (Bilincin Dolayımsız Verileri Üzerine Denemeler)
Matiere et Memoire (Madde ve Bellek)
Les Deux Sources de la Morale et de la Religion (Ahlak ve Dinin İki Kaynağı) ve L'Evolution creatrice (Yaratıcı Evrim) gibi kitaplar bulunan Bergson
Almanya'da doğup gelişmiş olan idealist yaşama felsefesinin Fransa'daki temsilcisi olarak tanınır. Aynı zamanda
süreç felsefesi adı verilen Felsefe türünün de en önemli temsilcilerinden olan Bergson
pozitivizmin ya da oldukça dar bir çerçeve içinde kalan bilimsel yorumların iddialarına şiddetle karşi çikarken
insani ve tinsel değerlerin önemini vurgulamıştır. O
işte bu çerçeve içinde
20. Yüzyılda gelişen akla karşi başkaldırının önemli öncülerinden biri olmak durumundadır.
Başka bir deyişle
ondokuzuncu yüzyılda ortaya çıkan maddecilik dirimselcilik karşıtlığından yoğun bir biçimde etkilenen Bergson
bilimin bulgularını özü itibariyle bilimsel olmayan bir gerçeklik anlayışına ulaşmak için kullanmıştır. Metafiziği
dinamizm ve sürekliliğin önemini vurguladığı
aklın gerçekliğin yapısını bilmeye yetili olmadığını dile getirdiği için
Bergson Romantik gelenek içinde yer alır. Başka bir deyişle
diskürsif düşüncenin ve dolayısıyla
tüm determinizmi ve mekanizmiyle bilimin kapsamı ve açıklama alanının oldukça dar olduğuna dikkat çekmis ve yaşam fenomeni
bilinç ve özgürlügün sadece ve sadece dolayımsız sezgi ile anlaşilabileceğini öne sürdüğü için
Bergson aynı zamanda yaşam felsefesinin 20. Yüzyıldaki en önemli temsilcisi sayılabilir.
Metafiziği: Gerçekliğin sezgi yoluyla bilinebileceğini savunduğu için ondokuzuncu yüzyıl Alman düşünürü Schopenhauer'a çok yaklaşan Bergson
bununla birlikte
bir ilerleme öğretisi olarak evrim teorisini çok ciddiye alıp metafiziğine temel yaptığı için
onun kötümserliğini paylaşmaz.
İlk araştırmalarını zihin ve beden arasındaki ilişki konusuna ayıran filozof
zamanının bu konudaki gözde ögretisi olan psiko-fizyolojik paralelizme
yani her psikolojik olguya onu belirleyen fizyolojik bir olgunun karşitlık geldiğini dile getiren ögretiye şiddetle karşı çıkmıştır. Bergson
bu bağlamda belleğin
ve dolayısıyla zihin ya da ruhun bedenden bağımsız olduğunu ve amaçlarını gerçekleştirebilmek için bedeni kullandığını öne sürmüştür.
Yaşam düşüncesini incelerken
evrimin gerçekliğini kabul eden
onu kesin olarak belgelenmiş ya da kanıtlanmış bir teori diye gören Bergson
evrimin mekanist bir tarzda gelişmeyip yaratıcı olduğunu iddia etmiştir. O
bu gelişme sürecinde
biri içgüdü
diğeri de zeka yoluyla gelişen iki çizgi bulunduğunu söylemiş ve bunlardan her ikisinin de
evrenin her yerinde iş başinda olan yaşam atılımının eseri olduğunu savunmuştur.
Bilgi Görüşleri: Bilgi görüşünde
rasyonel düşünceye güvenmeyen
kuru bir akılcılık ve bilimciliğe karşi çikip
bunun yerine sezgiyi temel alan Bergson
bilincin her zaman bir şeyin bilinci olduğunu
bizim doğrudan ve aracısız olarak yalnızca kendi tecrübemizi bilebileceğimizi ve dolayısıyla en iyi ve en yetkin bir biçimde kendi bilinç akışımızı ve süreyi idrak edeceğimizi belirtmiştir. Bu ise
kavramsallaştırılabilen bir bilgi değildir; yani
bu
akıl ve analiz yoluyla değil de
ancak yaşanarak
ve sezgi yoluyla bilinebilir.
Başka bir deyişle
Bergson felsefesinde öncelikle
kavramsal bilgiye şiddetli bir eleştiri yöneltmiştir. Kavramların sürekli ve dinamik bir gerçekliği
onu statik hale getirmek ve bölmek suretiyle çarpittigini öne süren Bergson
'biricik' olan gerçeklikle ilgili hakikatlerin kavramsal yolla söze dökülemez
ifade edilemez olduğunu söylerken
bir yandan da bizi gerçekliğin özüne götürecek bilgi türü olarak sezgiden söz etmiştir. Bilimi reddetmeyen
fakat bilimsel bilginin en önemli bilgi türü olarak görülmesine karşi çikan Bergson'a göre
gerçekliğe nüfuz eden
nesnelerle doğrudan ve aracısız bir temas kuran başka bir bilgi türü daha vardır. Bu bilgi dile getirilemez
söze dökülemez. Bu bilgiye
en azından bilimsel bilgi kadar önem ve değer verilmesi gerektiğini öne süren Bergson
analiz adını verdiği bilimsel
rasyonel bilginin karşisına
sözcüklerle dile getirilemez olan sezgiyi geçirmiştir.
Bergson'a göre
sezgi bize
gerçekliğin şemasını değil de
bizzat kendisini bilme olanağı verir. Şu halde
Bergson bir şeyi bilmenin iki yolunu birbirinden ayırır. Bu yollardan birincisi bizi bilinecek nesnenin çevresinde hareket ettirir
oysa ikincisi nesneye nüfuz etmemizi sağlar. Birincisinden elde edilen bilgi
nesneyi gözlemlediğimiz bakış açısına bağlıdır; dolayısıyla
bu bilgi göreli bir bilgidir. Buna karşin
ikincisinde nesneyle doğrudan bir temas içinde olur ve herhangi bir bakış açısının sınırlamalarından kurtuluruz. Burada nesneyi gerçekte olduğu şekliyle kavrarız. Bunlardan birincisi analiz
ikincisi sezgidir.
Sezginin bize gösterdiği gerçeklik nedir? Bergson bu konuda aradığı ipucunu kişinin kendi doğasına ilişkin sezgide bulur. Ona göre
kendi içimize dönüp baktığımızda tecrübe ettiğimiz şey
değişen haller veya özellikleri değişen şeyler değil de
değişmenin bizzat kendisi
süre ve yaşamdır. Sezgi yoluyla bilinen benden hareket eden Bergson
burada kalmayıp daha sonra dünyanın aynı süreden meydana geldiğini iddia etmiştir. Başka bir deyişle
gerçekliğin bilimin varsaydığı gibi
madde olmadığını göstermeye çalisan
doğanın
bilimin söylediği gibi
yalnızca mekan içindeki maddi cisimlerden oluşmadığını savunan Bergson
insanların mekanla düşünmeye çalistiklari için
maddeciliğe eğilimli olduklarını iddia etmiştir. Oysa
zaman mekandan daha temel olup
bütün gerçekliğin özü zamandır
süredir.
Anlamamız gereken şeyin
zamanın bir birikim
bir büyüyüp gelişme
bir süre olduğunu belirten Bergson
bir adım daha ileri giderek
sürenin yalnızca akıp giden bir şey olmakla kalmayıp
yaratıcı olduğunu savunur. Başka bir deyişle
süre görünüşün gerisindeki gerçeklik
bilimlerin araştırdığı gözle görülür empirik dönüşümlerin gerisindeki esas nedendir. Buna göre
türlerin evrim geçirdiği hipotezini doğrulanabilen deneysel bir hipotez olarak benimseyen Bergson
buradan bütün bu evrimsel gelişmenin gerisindeki esas gücün
temel nedenin süre olduğu metafiziksel tezine geçmiştir.
Bergson'a göre
gerçekten varolan şey madde
cansız varlık değildir; gerçeklik süredir ve bunu yalnızca sezgi kavrayabilir. Zaman bir birikimdir. Gelecek hiçbir zaman geçmişin aynı olamaz
zira her adımda yeni bir birikim ortaya çikar. O bilinçli bir varlık için var olmanın değişmek olduğunu kabul eder
zira değişmek demek olgunlaşmak demektir; olgunlaşmak ise
sonsuzca kendi kendini yaratmak demektir. Bu
yalnızca bilinçli insan varlığı için değil
fakat bütün gerçeklik için böyledir. Bergson gelişmeyi
ancak süre olarak anladığımız takdirde açıklığa kavuşabileceğimizi savunur.
Ona göre
insan işte bu yaşamda maddeyi yener
mekanın sınırlarının üstüne çikar ve içinde salt süreyi yaşar. İnsan kendisini bütün benliğiyle bir işe verdiği zaman da aynı şeyi duyar. Geçmiş
sürekli olarak bugüne ve geleceğe doğru akar. İşte
bu biricik gerçeklik olarak süredir. Bergson'a göre
süreyi yaşayabilmemizin koşulu bellektir. Bellek zaman aralıklarını yener
geçmiş
şimdi olarak yaşanır. Süreyi bütünlüğü içinde yakalayıveren ise sezgidir.
Yani
Anaksimenes'e göre
hava seyrekleştiği zaman
ateş
sıkıştığı zaman da
rüzgar
bulut
su ve toprak haline gelebilir. Bu çerçeve içinde
o
havanın seyrekleştiği zaman
daha sıcak hale geldiğini ve böylelikle de ateş olma yoluna girdiğini
buna karşin sıkıştığı zaman
daha soğuk olup katılaşma yoluna girdiğini düşünmüştür. Anaksimenes'teki seyrekleşme ve sıkışma kavramları
birlikten çokluga geçiş sürecini açıklamaya yaradıktan başka
her tür niteliği niceliğe indirgeme girişimini temsil eder.
1859-1941 yılları arasında yaşamış olan çağdaş düşünür.
Temel İlkeler: Temel eserleri arasında Essais sur les Donnees immediates de la Conscience (Bilincin Dolayımsız Verileri Üzerine Denemeler)
Başka bir deyişle
Metafiziği: Gerçekliğin sezgi yoluyla bilinebileceğini savunduğu için ondokuzuncu yüzyıl Alman düşünürü Schopenhauer'a çok yaklaşan Bergson
İlk araştırmalarını zihin ve beden arasındaki ilişki konusuna ayıran filozof
Yaşam düşüncesini incelerken
Bilgi Görüşleri: Bilgi görüşünde
Başka bir deyişle
Bergson'a göre
Sezginin bize gösterdiği gerçeklik nedir? Bergson bu konuda aradığı ipucunu kişinin kendi doğasına ilişkin sezgide bulur. Ona göre
Anlamamız gereken şeyin
Bergson'a göre
Ona göre
Yani