Ömer bin Salih et-Tarsusi anlatıyor; Ahmed bin Hanbele yanaşıp sordum: ALLAH seni rahmetiyle kuşatsın ey Ebu Abdullah, kalpler nasıl yumuşar, söyler misin?
Ahmed bin Hanbel, bu sorum üzerine arkadaşlarına baktı, gözlerini kıstı, bir an hiç hareket etmeden durdu. Sonra başını kaldırarak şu cevabı verdi:
Oğulcağızım! Ancak helal yemekle
Başka bir şey demedi. Ben oradan ayrılıp Ebu Nasr Bişr bin Harisin yanına vardım. Ona da sordum:
Ey Ebu Nasr! Kalpler neyle yumuşar? Ebu Nasr:
Kalpler ancak ALLAHı anarak, Onu hatırlayarak huzur bulur dedi.
Ben:
Oysa az önce Ahmed bin Hanbelin yanından geliyordum dedim. Daha lafımı bitirmeden Ebu Nasrın gözlerimin içine bakarak şöyle dediğini hatırlıyorum:
Söyle bakalım ne dedi Ebu Abdullah?
Onun bu sorusuna cevap verdim, yarım kalan cümlemi tamamlayarak, Ebu Abdullahın helal yemek cevabını verdiğini naklettim. Bunun üzerine Ebu Nasr:
Tamam işte! O, meselenin esasını söylemiş sana! dedi. (Edisyon, ALLAH Dostları, 7, 198)
Ahmed bin Hanbel, bu sorum üzerine arkadaşlarına baktı, gözlerini kıstı, bir an hiç hareket etmeden durdu. Sonra başını kaldırarak şu cevabı verdi:
Oğulcağızım! Ancak helal yemekle
Başka bir şey demedi. Ben oradan ayrılıp Ebu Nasr Bişr bin Harisin yanına vardım. Ona da sordum:
Ey Ebu Nasr! Kalpler neyle yumuşar? Ebu Nasr:
Kalpler ancak ALLAHı anarak, Onu hatırlayarak huzur bulur dedi.
Ben:
Oysa az önce Ahmed bin Hanbelin yanından geliyordum dedim. Daha lafımı bitirmeden Ebu Nasrın gözlerimin içine bakarak şöyle dediğini hatırlıyorum:
Söyle bakalım ne dedi Ebu Abdullah?
Onun bu sorusuna cevap verdim, yarım kalan cümlemi tamamlayarak, Ebu Abdullahın helal yemek cevabını verdiğini naklettim. Bunun üzerine Ebu Nasr:
Tamam işte! O, meselenin esasını söylemiş sana! dedi. (Edisyon, ALLAH Dostları, 7, 198)