Hazar Gölü Üzerine Anlatılan Efsaneler
Gölcük Efsânesi 1
Gölün yerinde, eskiden büyük bir şehir varmış. Şehre, dilenci bir kadın gelmiş. Belki de bu, Cenâb-ı Allah'ın gönderdiği Hızır'mış. Tuz istemiş; sâdece bir evden bu kadına tuz vermişler. Kadın da orada beddua etmiş:
''İnşallah, bu gece sabaha kadar, şu evin dışında evleriniz su keser'.'
Hakikaten de orası sabahleyin su kesmiş. Suyun içinde sadece bir ev kalmış. Dilenciye tuz verdiği için o evi su kesmemiş.
Gölcük Efsânesi 2
Gölün ortasındaki kilisenin papazı, gündüzleri kiliseden çıkar, arâzisini gezermiş. Harman zamanı, harmanını çıkarır; akşamları geç vakitlerde kiliseye geri dönermiş. Papazın çok güzel bir kızı varmış. Bu kız, ıyı köylerdeki bir Türk gencine aşık olmuş. Delikanlı geceleri yüzerek kiliseye gelir, kızla buluşurmuş.
Oğlan, kıza: ''Gece pencereye bir mum bırak; ben, uzaktan ışığı görüp geleyim.'' diye tembih etmiş..
Bu iş, uzun boylu böyle devam ettikten sonra, yöre halkı tarafından duyulmuş. Papaz'a demişler ki: ''Yâhu, senin kızın, bir Türk delikanlısı ile geceleri buluşuyor, aşk yapıyorlar''
Papaz, yine tarlasına gitmiş; gece, biraz geç dönmüş. Gelmiş ki, hakikaten kızı pencereye mum koymuş. Papaz, gidip mumu oradan kaldırmış.
O sıralarda âşığı, kızla buluşmak için sudaymış. Adayı karanlıkta bulamamış. Dolaşmış, dolaşmış; nihâyet, yorgun düşerek suda boğulmuş.
Kız, sabaha yakın bir zamanda oğlanın gelmediğini görünce, hemen yatağından kalkmış ''Seslenirsem belki canlı olarak kurtarabilirim.'' diye düşünmüş. Kiliseden uzaklaşmış. Geri dönerken kaybolmuş. İkisi birden gölde boğulmuşlar.
Bunların dünyada bitmeyen aşk oyunları, suyun altında devam etmekteymiş.
Gölcük Efsânesi 1
Gölün yerinde, eskiden büyük bir şehir varmış. Şehre, dilenci bir kadın gelmiş. Belki de bu, Cenâb-ı Allah'ın gönderdiği Hızır'mış. Tuz istemiş; sâdece bir evden bu kadına tuz vermişler. Kadın da orada beddua etmiş:
''İnşallah, bu gece sabaha kadar, şu evin dışında evleriniz su keser'.'
Hakikaten de orası sabahleyin su kesmiş. Suyun içinde sadece bir ev kalmış. Dilenciye tuz verdiği için o evi su kesmemiş.
Gölcük Efsânesi 2
Gölün ortasındaki kilisenin papazı, gündüzleri kiliseden çıkar, arâzisini gezermiş. Harman zamanı, harmanını çıkarır; akşamları geç vakitlerde kiliseye geri dönermiş. Papazın çok güzel bir kızı varmış. Bu kız, ıyı köylerdeki bir Türk gencine aşık olmuş. Delikanlı geceleri yüzerek kiliseye gelir, kızla buluşurmuş.
Oğlan, kıza: ''Gece pencereye bir mum bırak; ben, uzaktan ışığı görüp geleyim.'' diye tembih etmiş..
Bu iş, uzun boylu böyle devam ettikten sonra, yöre halkı tarafından duyulmuş. Papaz'a demişler ki: ''Yâhu, senin kızın, bir Türk delikanlısı ile geceleri buluşuyor, aşk yapıyorlar''
Papaz, yine tarlasına gitmiş; gece, biraz geç dönmüş. Gelmiş ki, hakikaten kızı pencereye mum koymuş. Papaz, gidip mumu oradan kaldırmış.
O sıralarda âşığı, kızla buluşmak için sudaymış. Adayı karanlıkta bulamamış. Dolaşmış, dolaşmış; nihâyet, yorgun düşerek suda boğulmuş.
Kız, sabaha yakın bir zamanda oğlanın gelmediğini görünce, hemen yatağından kalkmış ''Seslenirsem belki canlı olarak kurtarabilirim.'' diye düşünmüş. Kiliseden uzaklaşmış. Geri dönerken kaybolmuş. İkisi birden gölde boğulmuşlar.
Bunların dünyada bitmeyen aşk oyunları, suyun altında devam etmekteymiş.