HAZAR GÖLÜ
Elazığ'a 22 km. Uzaklıkta, Elazığ - Diyarbakır karayolu güzergahında olup, Hazarbaba ve Mastar dağları arasına sıkışmış tektonik bir göldür.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin kendine has plajları olan su sporları ve balık avcılığı yapılan en önemli gölüdür.
Uzunluğu 22 km., genişliği 5-6 km. olan göl, günün her saatinde değişik görünüm kazanarak mavinin ve yeşilin her tonunu gösterir. Suyu berrak, sodasız ve tuzsuzdur.
Çevresinde 25'e yakın kamu kurum ve kuruluşlarına ait eğitim ve dinlenme tesislerinin yanı sıra turizm Bakanlığından belgeli otel, motel lokanta ve günübirlik piknik alanı, ayrıca özel kuruluşlar tarafından işletilen balık evleri bulunmaktadır.
Son zamanlarda çevresinde çok sayıda ikincil konutlar ve yazlıklar ile tatil sitelerinin yapıldığı göl, çevre illerin de faydalandığı tatil merkezi konumundadır.
Yaz ayları boyunca nüfus yoğunluğunun arttığı gölde, 1990 yılında yapılan araştırma neticesinde; içerisinde batık bir kentin olduğu keşfedilmiş, bu da göle ayrı bir gizem kazandırmıştır.
Hazar Gölünün, Kilise Adası civarından başlayan batık kentin Sivrice ilçesine kadar uzandığı tespit edilmiş olup, bilimsel araştırmalarla tarihinin ve orada oluş nedeninin ortaya çıkarılmasını bekleyen, aşım sorunu olmayan göl, yerli ve yabancı turizme her yönüyle hizmet vermektedir.
PLAJLAR VE SAHİL
İlimizde bulunan Hazar Gölünün çevresinde kamu kurum ve kuruluşlarına ait kamp ve dinlenme tesisleri ile muhtelif yerlerinde halka açık kamp yerleri bulunmaktadır. Göl sahillerindeki kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlara ait plajlardan 9 adedine Avrupa Çevre Eğitim Vakfı tarafından verilen Mavi Bayrak alınması için su analizleri yapılmakta ve bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. 1997 Yılında bu plajlardan Tur-Pol Turistik Tesislerinin bulunduğu plaja Mavi Bayrak verilmiş ve Hazar Gölü sözkonusu vakıf tarafından yayınlanan broşürlerde yer alarak tüm dünya ya tanıtımı sağlanmıştır. Kamuoyunun dikkatini kıyı şeritlerine çekerek, insanların kıyılar üzerindeki etkisini, bunların sağlıklı korunması için her bireyin neler yapması gerektiğini araştıran, özendirme yoluyla yüzme amaçlı kullanılan deniz ve göl sularının temizliğini, kıyıların düzenini, plaj hizmetlerinin düzeyinin yüksekliğini sağlamaya yönelik bir çalışma olan Mavi Bayrak Kampanyası ve bu kampanya kapsamına alınan Hazar Gölünde aşağıda belirtilen 9 adet plaj Mavi Bayrak alması halinde, İlimiz dolayısıyla bölgemiz Avrupa Eğitim Vakfı tarafından yayınlanan broşürlerde tüm dünyaya duyurulacak ve daha geniş şeklide tanıtılması sağlanacaktır.
Batık Şehir Hakkında :
Elazığ in 22 km. güneydogusunda, Sivrice-Maden Ilçe sinirlarinda yer alan Hazar Gölü, Dogu-Bati istikametinde uzanan yaklasik 80 km2lik bir yüzölçüme sahiptir. Güneydogu Toroslarin bölgedeki kivrim sekli olan Dogu Bati istikameti Hazar Gölünün olusumunda da etkili olup, göl sulari kivrim sistemine uygun olarak bu yönde uzanmistir. Bu mesafenin yaklasik uzunlugu 20 kmyi bulmaktadir. Göl, güneyden Hazar Dagi ve Bermaz Ovasi, kuzeyden Çelemik (1658m) ve Mastar (2171m) Daglari ile Uluovadan ayrilmakta, doguda 1400 m.lerdeki alçak bir esik Palu-Yarimca Ovalarina geçilmektedir. Batidan ise Kusakçi Daglari (1908m), gölü çevrelemektedir. Hazar Gölünün akari Maden Çayini olusturup bu çay Dicle Nehrinin baslangici olarakta kabul görmektedir. Hazar Gölünün su toplama havzasi 274 m2.yi bulmaktadir. Buna 86 km2.lik derenaj alanina sahip olan ve sonradan göle çevrilmis bulunan, Kavak Çayinin degeri de eklendiginde 350 km2.yi geçmektedir. Hazar Gölü hakkinda 218 numarali Harput Seriye sicilinde yer alan 11 Sevval 1250 (31 Ocak 1834) tarihli Gölcük Köyü sakinlerince yazilmis olan bir dilekçede; köylerinin sularla çevrili oldugu, ziraat yapacak alanlarinin kalmadigi, köy sakinlerinin bir kisminin 1210 (1795) dan beri Hoh Köyüne göç ettikleri kaydedilmektedir. Bu belgeye göre Hazar Gölünde sularin 1795lerde yükselmeye basladigi, 1830larda çevre sakinlerinin rahatsiz edecek boyutlara ulastigi anlasilmaktadir. Nitekim Mayis 1838de MÜHLBACH, gölün yildan yila su seviyesinin yükselmesinden bahseder ve 70-80 ayak (20m) daha yükselmese halinde sularin Dicleye akabilecegini belirtmistir. Yazdigi bir mektupta MOLTKE, Gölcük ile Dicle arasinda hiçbir baglanti bulunmadigini belirtmektedir. Bu yillarda Hazar Gölünün seviyesi 1200 m. Civarinda olmalidir. HOMMARIRE de Hell : 1947 de bu bölgede Manastir bakiyesi olan bir adayi zikreder ve orada vaktiyle bir köyün oldugunu fakat sular altinda kayboldugunu anlatir. Bu tarihte köy terk edildigine göre, gölün seviyesi 1200 m.yi asmis hatta 1240 m.yi bulmus olmalidir. Mamüratül Aziz Salnamesinde (1301) 1884 tarihinde mecrasi bilinmeyen gölün, önceleri bu kadar büyük olmadigi 40-50 seneden beri yükselerek bir köyü tamamen ortadan kaldirdigi belirtilmekte ve gölün tabaninda önceden bir gidegeninin bulunup ta bunun sonradan darlasarak kapanmis olabilecegi düsünülmektedir. Bu ifadeler benzer sekillerde 1302-1305 ve 1307 tarihsi salnamelerde de tekrarlanmaktadir. 19 Agustos 1979da TOZER göl için birkaç seneden beri sularinin kararli bir sekilde yükseldigini, 1-2 yil önce bir çukurdan tasarak Dicleye dogru aktigini ve bir çok zararlara yol açtigini yöre halkindan ögrendigini belirtmektedir. Kendisinin de gölün ayaginin genisleterek bir kanal açma çalismasini gördügünü ve çalismanin 2 yil önce basladiginin ögrendigini belirtmektedir. Göl sularinin Dicleye akabilmesi için 1250 m.yi asmasi gerekmektedir. Çünkü göl ile Çilli Ovasi arasindaki en yüksek nokta 1253 m.dir. WUNSCH 1883 yilinda göl etrafinda yapmis oldugu incelemede; Gölcük köyü önlerindeki adada eski bir kilisenin oldugunu, yasli insanlardan, vaktiyle bu kiliseye ulasildigini ancak göl sularinin yükselmesi sonucunda ulasilmaz hale geldigini belirtir. Ayrica 11 yy. dan itibaren Hazar Gölü üzerinde yer alan Gölcük Köyü (Batikkent) 19. yy baslarina kadar varligini sürdürmüstür. Bu durumu 1518, 1523 ve 1526 tarihli tehrir defterleri, 1608-1619 yillari arasinda seyahat etmis olan Polonyali SIMEON, 1640-1680 yillari arasinda seyahatnamesini hazirlamis olan EVLIYA ÇELEBI, 1737 de bölgeye seyahat etmis olan OTTER, 1804 de cografya isimli bir eser yazmis olan INCICIYAN ve Ekim 1907 de bölgede seyahat etmis olan DUPRE bölgesinin geçmisi ile ilgili notlarinda bilgiler vermektedirler. 19. yy da su seviyesinin yükseldigini ve bu tarihe kadar bu alanin yerlesime açik oldugunu bahsettigimiz kaynaklardan ögreniyoruz.
Hazar Gölü ile ilgili değişik tarihlerde farklı ekip-gruplar tarafından araştırma çalışmaları amacıyla dalislar yapılmiş ve projeler hazırlanmıştır.Tektonik olusumlu gölde Kilise Adasi Hazar Gölündeki Adatepeden sonra ikinci ada konumundadir. Sürek Köyünün kuzey eteklerinde bulunan yer hakkinda çiplak gözle de görülebilen kilise yapisi oldugu tahmin edilen Surp Nisan, Cowk ya da Dzowak ismiyle anilan yapi yaklasik 2 m. Su yüzeyine çikmistir. Hazar Gölü son yillarda su seviyesinin düsmesi ile kalintilarin su üstüne çiktigi ve iyi muhafaza edilmis 12-13 yy.a tarihliyebilecegimiz yapi horasan harci ile örülmüstür. Ada ile kiyi arasinda tam ortada yer alan yapi iki katli olup bunlar ana kaya üzerine insa edilmistir. İki yapi oldugu tespit edilen birbirlerine 15 m. Dogu-bati mesafeli insa edilmistirler. Yaklasik 8 m. Yüksekliginde olan yapıların 7 m.lik kismi halen su altindadir. Yapıların kat merdivenleri, pencere araliklari oldukça saglam olup oda ve merdiven boslugundan olusmaktadir. Bazi yerlerinde depremsel nedenlerle yikilmalar olmustur. Bu iki yapi arasinda muhtemelen sonradan yapilmis ve yaklasik 2,5 m. Genisliginde, 5m. yüksekliginde yine tugla ve horasan harç ile örülü bir düz duvar görülmektedir. Söz konusu duvar kalintisi her iki yapinin tam ortasinda 4 m. genisliginde bir açiklik vermektedir. Alanda yapilan incelemelerde ve dalislarda bu araligin su altindan tavana kadar düzgünce devam ettigi ve her iki yandaki düzgün isçilikli duvarlarin en üstte kemer olusturacak sekilde içbükey plan verdigi görüldügünden bu araligin her iki yapinin (muhtemel kule) ortasinda ana mekan içerisine girilen anitsal kapi olabilecegi düsünülmüstür. Yine su üstünden görülebilen doguda kalan yapinin kuzeydogu kösesinden baslayip adaya dogru devam eden duvar kalintilari tespit edilmistir. Yaklasik 2,5 m. kalinliginda duvar kalinligi bazi yerlerde incelmistir. Adaya 9 m. mesafe kala adaya paralel olarak doguya devam etmekte, adanin güneydogu kösesinde bugünkü kiyiya 8 m. mesafede ve 4 m. derinlikte kiyi ile birlesmektedir. Söz konusu duvar kalintisi yaklasik 180 km. uzunlugundadir. Yine su üstünden görülebilen diger yapinin kuzeye ve kuzeydoguya devam eden ikinci bir duvar kalintisi izine rastlanilmistir. Yaklasik 2,5 metre kalinliginda olan bu duvar kalintisi üzerinde de degisik islevlerde yapilar tespit edilmistir. Bu duvar kalintisi da yaklasik 150 metre boyunca devam etmektedir. Kiyiya yaklasik 25 metre mesafede sonlanan duvar su seviyesinin yükselmesi sonucu islevini yitirmistir.
Elazığ'a 22 km. Uzaklıkta, Elazığ - Diyarbakır karayolu güzergahında olup, Hazarbaba ve Mastar dağları arasına sıkışmış tektonik bir göldür.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin kendine has plajları olan su sporları ve balık avcılığı yapılan en önemli gölüdür.
Uzunluğu 22 km., genişliği 5-6 km. olan göl, günün her saatinde değişik görünüm kazanarak mavinin ve yeşilin her tonunu gösterir. Suyu berrak, sodasız ve tuzsuzdur.
Çevresinde 25'e yakın kamu kurum ve kuruluşlarına ait eğitim ve dinlenme tesislerinin yanı sıra turizm Bakanlığından belgeli otel, motel lokanta ve günübirlik piknik alanı, ayrıca özel kuruluşlar tarafından işletilen balık evleri bulunmaktadır.
Son zamanlarda çevresinde çok sayıda ikincil konutlar ve yazlıklar ile tatil sitelerinin yapıldığı göl, çevre illerin de faydalandığı tatil merkezi konumundadır.
Yaz ayları boyunca nüfus yoğunluğunun arttığı gölde, 1990 yılında yapılan araştırma neticesinde; içerisinde batık bir kentin olduğu keşfedilmiş, bu da göle ayrı bir gizem kazandırmıştır.
Hazar Gölünün, Kilise Adası civarından başlayan batık kentin Sivrice ilçesine kadar uzandığı tespit edilmiş olup, bilimsel araştırmalarla tarihinin ve orada oluş nedeninin ortaya çıkarılmasını bekleyen, aşım sorunu olmayan göl, yerli ve yabancı turizme her yönüyle hizmet vermektedir.
PLAJLAR VE SAHİL
İlimizde bulunan Hazar Gölünün çevresinde kamu kurum ve kuruluşlarına ait kamp ve dinlenme tesisleri ile muhtelif yerlerinde halka açık kamp yerleri bulunmaktadır. Göl sahillerindeki kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlara ait plajlardan 9 adedine Avrupa Çevre Eğitim Vakfı tarafından verilen Mavi Bayrak alınması için su analizleri yapılmakta ve bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. 1997 Yılında bu plajlardan Tur-Pol Turistik Tesislerinin bulunduğu plaja Mavi Bayrak verilmiş ve Hazar Gölü sözkonusu vakıf tarafından yayınlanan broşürlerde yer alarak tüm dünya ya tanıtımı sağlanmıştır. Kamuoyunun dikkatini kıyı şeritlerine çekerek, insanların kıyılar üzerindeki etkisini, bunların sağlıklı korunması için her bireyin neler yapması gerektiğini araştıran, özendirme yoluyla yüzme amaçlı kullanılan deniz ve göl sularının temizliğini, kıyıların düzenini, plaj hizmetlerinin düzeyinin yüksekliğini sağlamaya yönelik bir çalışma olan Mavi Bayrak Kampanyası ve bu kampanya kapsamına alınan Hazar Gölünde aşağıda belirtilen 9 adet plaj Mavi Bayrak alması halinde, İlimiz dolayısıyla bölgemiz Avrupa Eğitim Vakfı tarafından yayınlanan broşürlerde tüm dünyaya duyurulacak ve daha geniş şeklide tanıtılması sağlanacaktır.
Batık Şehir Hakkında :
Elazığ in 22 km. güneydogusunda, Sivrice-Maden Ilçe sinirlarinda yer alan Hazar Gölü, Dogu-Bati istikametinde uzanan yaklasik 80 km2lik bir yüzölçüme sahiptir. Güneydogu Toroslarin bölgedeki kivrim sekli olan Dogu Bati istikameti Hazar Gölünün olusumunda da etkili olup, göl sulari kivrim sistemine uygun olarak bu yönde uzanmistir. Bu mesafenin yaklasik uzunlugu 20 kmyi bulmaktadir. Göl, güneyden Hazar Dagi ve Bermaz Ovasi, kuzeyden Çelemik (1658m) ve Mastar (2171m) Daglari ile Uluovadan ayrilmakta, doguda 1400 m.lerdeki alçak bir esik Palu-Yarimca Ovalarina geçilmektedir. Batidan ise Kusakçi Daglari (1908m), gölü çevrelemektedir. Hazar Gölünün akari Maden Çayini olusturup bu çay Dicle Nehrinin baslangici olarakta kabul görmektedir. Hazar Gölünün su toplama havzasi 274 m2.yi bulmaktadir. Buna 86 km2.lik derenaj alanina sahip olan ve sonradan göle çevrilmis bulunan, Kavak Çayinin degeri de eklendiginde 350 km2.yi geçmektedir. Hazar Gölü hakkinda 218 numarali Harput Seriye sicilinde yer alan 11 Sevval 1250 (31 Ocak 1834) tarihli Gölcük Köyü sakinlerince yazilmis olan bir dilekçede; köylerinin sularla çevrili oldugu, ziraat yapacak alanlarinin kalmadigi, köy sakinlerinin bir kisminin 1210 (1795) dan beri Hoh Köyüne göç ettikleri kaydedilmektedir. Bu belgeye göre Hazar Gölünde sularin 1795lerde yükselmeye basladigi, 1830larda çevre sakinlerinin rahatsiz edecek boyutlara ulastigi anlasilmaktadir. Nitekim Mayis 1838de MÜHLBACH, gölün yildan yila su seviyesinin yükselmesinden bahseder ve 70-80 ayak (20m) daha yükselmese halinde sularin Dicleye akabilecegini belirtmistir. Yazdigi bir mektupta MOLTKE, Gölcük ile Dicle arasinda hiçbir baglanti bulunmadigini belirtmektedir. Bu yillarda Hazar Gölünün seviyesi 1200 m. Civarinda olmalidir. HOMMARIRE de Hell : 1947 de bu bölgede Manastir bakiyesi olan bir adayi zikreder ve orada vaktiyle bir köyün oldugunu fakat sular altinda kayboldugunu anlatir. Bu tarihte köy terk edildigine göre, gölün seviyesi 1200 m.yi asmis hatta 1240 m.yi bulmus olmalidir. Mamüratül Aziz Salnamesinde (1301) 1884 tarihinde mecrasi bilinmeyen gölün, önceleri bu kadar büyük olmadigi 40-50 seneden beri yükselerek bir köyü tamamen ortadan kaldirdigi belirtilmekte ve gölün tabaninda önceden bir gidegeninin bulunup ta bunun sonradan darlasarak kapanmis olabilecegi düsünülmektedir. Bu ifadeler benzer sekillerde 1302-1305 ve 1307 tarihsi salnamelerde de tekrarlanmaktadir. 19 Agustos 1979da TOZER göl için birkaç seneden beri sularinin kararli bir sekilde yükseldigini, 1-2 yil önce bir çukurdan tasarak Dicleye dogru aktigini ve bir çok zararlara yol açtigini yöre halkindan ögrendigini belirtmektedir. Kendisinin de gölün ayaginin genisleterek bir kanal açma çalismasini gördügünü ve çalismanin 2 yil önce basladiginin ögrendigini belirtmektedir. Göl sularinin Dicleye akabilmesi için 1250 m.yi asmasi gerekmektedir. Çünkü göl ile Çilli Ovasi arasindaki en yüksek nokta 1253 m.dir. WUNSCH 1883 yilinda göl etrafinda yapmis oldugu incelemede; Gölcük köyü önlerindeki adada eski bir kilisenin oldugunu, yasli insanlardan, vaktiyle bu kiliseye ulasildigini ancak göl sularinin yükselmesi sonucunda ulasilmaz hale geldigini belirtir. Ayrica 11 yy. dan itibaren Hazar Gölü üzerinde yer alan Gölcük Köyü (Batikkent) 19. yy baslarina kadar varligini sürdürmüstür. Bu durumu 1518, 1523 ve 1526 tarihli tehrir defterleri, 1608-1619 yillari arasinda seyahat etmis olan Polonyali SIMEON, 1640-1680 yillari arasinda seyahatnamesini hazirlamis olan EVLIYA ÇELEBI, 1737 de bölgeye seyahat etmis olan OTTER, 1804 de cografya isimli bir eser yazmis olan INCICIYAN ve Ekim 1907 de bölgede seyahat etmis olan DUPRE bölgesinin geçmisi ile ilgili notlarinda bilgiler vermektedirler. 19. yy da su seviyesinin yükseldigini ve bu tarihe kadar bu alanin yerlesime açik oldugunu bahsettigimiz kaynaklardan ögreniyoruz.
Hazar Gölü ile ilgili değişik tarihlerde farklı ekip-gruplar tarafından araştırma çalışmaları amacıyla dalislar yapılmiş ve projeler hazırlanmıştır.Tektonik olusumlu gölde Kilise Adasi Hazar Gölündeki Adatepeden sonra ikinci ada konumundadir. Sürek Köyünün kuzey eteklerinde bulunan yer hakkinda çiplak gözle de görülebilen kilise yapisi oldugu tahmin edilen Surp Nisan, Cowk ya da Dzowak ismiyle anilan yapi yaklasik 2 m. Su yüzeyine çikmistir. Hazar Gölü son yillarda su seviyesinin düsmesi ile kalintilarin su üstüne çiktigi ve iyi muhafaza edilmis 12-13 yy.a tarihliyebilecegimiz yapi horasan harci ile örülmüstür. Ada ile kiyi arasinda tam ortada yer alan yapi iki katli olup bunlar ana kaya üzerine insa edilmistir. İki yapi oldugu tespit edilen birbirlerine 15 m. Dogu-bati mesafeli insa edilmistirler. Yaklasik 8 m. Yüksekliginde olan yapıların 7 m.lik kismi halen su altindadir. Yapıların kat merdivenleri, pencere araliklari oldukça saglam olup oda ve merdiven boslugundan olusmaktadir. Bazi yerlerinde depremsel nedenlerle yikilmalar olmustur. Bu iki yapi arasinda muhtemelen sonradan yapilmis ve yaklasik 2,5 m. Genisliginde, 5m. yüksekliginde yine tugla ve horasan harç ile örülü bir düz duvar görülmektedir. Söz konusu duvar kalintisi her iki yapinin tam ortasinda 4 m. genisliginde bir açiklik vermektedir. Alanda yapilan incelemelerde ve dalislarda bu araligin su altindan tavana kadar düzgünce devam ettigi ve her iki yandaki düzgün isçilikli duvarlarin en üstte kemer olusturacak sekilde içbükey plan verdigi görüldügünden bu araligin her iki yapinin (muhtemel kule) ortasinda ana mekan içerisine girilen anitsal kapi olabilecegi düsünülmüstür. Yine su üstünden görülebilen doguda kalan yapinin kuzeydogu kösesinden baslayip adaya dogru devam eden duvar kalintilari tespit edilmistir. Yaklasik 2,5 m. kalinliginda duvar kalinligi bazi yerlerde incelmistir. Adaya 9 m. mesafe kala adaya paralel olarak doguya devam etmekte, adanin güneydogu kösesinde bugünkü kiyiya 8 m. mesafede ve 4 m. derinlikte kiyi ile birlesmektedir. Söz konusu duvar kalintisi yaklasik 180 km. uzunlugundadir. Yine su üstünden görülebilen diger yapinin kuzeye ve kuzeydoguya devam eden ikinci bir duvar kalintisi izine rastlanilmistir. Yaklasik 2,5 metre kalinliginda olan bu duvar kalintisi üzerinde de degisik islevlerde yapilar tespit edilmistir. Bu duvar kalintisi da yaklasik 150 metre boyunca devam etmektedir. Kiyiya yaklasik 25 metre mesafede sonlanan duvar su seviyesinin yükselmesi sonucu islevini yitirmistir.