İstanbul’da iki çocuk sahibi Ü.A. (45) ve O.A. (42) çifti, üçüncü bir çocuklarının daha olacağını 28 Şubat’ta tesadüfen öğrendi. Çift, rutin hamilelik kontrolleri için iki kez Üsküdar Çamlıca’daki E. Hastanesi’ne gitti. Üçüncü kontrol için 30 Mart’ta hastaneye gidildi. Op. Dr. Asuman S., anne Ü.A.’yı ultrasona aldı. Doktor ultrasonda bebekten kalp atışı alamadığını söyledi. Ancak durumdan emin olmak için Ü.A.’yı, radyoloji doktoruna gönderdi. Dr. Y.A. da bebekten kalp atışı alamadıklarını rapor etti. Artık çocuğun yaşamadığından emin olunduğu için alınması kararlaştırıldı. Çift kürtaj işlemine onay verdi. Üç doktorun imzası ile işleme başlandı. Kürtaj işlemini Op. Dr. Asuman S. yaptı. İşlemden sonra Dr. Asuman S., anne Ü.A.’ya “Her şey yolunda, çocuğu aldık. Patolojiye parça gönderdik. 15 gün sonra sonucunu alırsınız” dedi.
Ödemeyi yapan çift, evlerine gitmek üzere hastaneden ayrıldı. Baba A., eşini eve bıraktıktan sonra, çocuklarını almak üzere kapıdan döndü. Anne Ü.A., eve girdikten kısa süre sonra kötüleşmeye başladı. Kusmaya başlayan Ü.A.’nın kanaması oluştu. Tam bu esnada dehşet verici olay yaşandı. Ü.A. o anları ifadesinde şöyle anlattı: “Kusma esnasında rahmimden bir parça düştü. Baktığımda cenin olduğunu gördüm.”
Şok geçiren Ü.A., hemen eşini aradı ve durumu anlattı. Baba O.A. eve girdiğinde eşinin anlattığı tablo ile karşı karşıya kaldı. O.A. hemen hastaneyi aradı; işlemi yapan doktora ulaşmaya çalıştı. Doktorun asistanı ile görüşen çift, kürtajla alındığı söylenen çocuğun yere düştüğünü bildirdi.
Yere düşen cenin
Telefondaki kişi çifte özetle “Doktor ile görüştüm. Düşen cismin cenin olamayacağını, kan pıhtısı olabileceği söyledi” dedi. Anne Ü.A. bu yanıta tepki gösterdi.
Çift hastane ile sağlıklı bir iletişim kuramayınca O.A. hemen 112 acil servisini aradı. Gelen ekip anne A. ile ilgilendi. Ekip, olayın adli boyutu olduğunu, hemen polise de haber vermelerini söyledi. O.A. polisi aradı, durumu bildirdi. Aramadan 5 dakika sonra olay yeri inceleme ekibi eve geldi. Savcı talimatı ile eve cenaze aracı çağırdı. Gelen araç cenini, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi morguna götürdü.
RAPORDA ‘FETÜS’ YAZDI
Savcı Orhan Elbeyli ile Adli Tıp uzmanı Dr. H.A. hastaneye gitti. Cenin için adli muayene tutanağına şu bilgiler yazıldı: “Fetüs, 5-6 santim boyunda, 50-100 gram ağırlığında. Kolları ve bacakları oluşmuş. Baş boyutuyla gövde boyutu hemen hemen aynı. 10-12 haftalık görünümünde, cinsiyeti belli olmayan fetüs görüldü.”
Savcılık, çocuğun kesin ölüm nedeni için de Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istedi.
SAAT SAAT DEHŞET ANI
- 10.30 Ü.A. eşi O. ile, rutin hamilelik kontrolü için hastaneye gitti.
- 12.08 Ü.A.’nın 13 haftalık bebeğinin canlı olmadığı kesinleşti.
- 15.30 Anne A.’nın kürtaj işlemi yapıldı.
- 17.00 Anne A. taburcu edildi, çift hastaneden ayrıldı.
- 17.30 Ü.A., ölü cenini banyoda düşürdü.
- 19.45 Olay yeri inceleme ekibi eve geldi.
- 20.30 Eve çağrılan cenaze aracına konulan cenin hastane morguna kaldırıldı.
Soruşturma kapsamında işlemi yapan Op. Dr. Asuman S.’nin de ifadesi alındı. “İşlem esnasında herhangi bir hatam ve kusurum yok” diyen Dr. Asuman S., “Hastanın rahminde tek fetüs vardı. İkiz olma durumu radyolojide de çıkmadı. Kürtaj için 3 hekim imzalı rapor düzenlendi. Kürtaj esnasında yaşadığımız herhangi bir sorun olmadı. Kürtaj esnasında aldığım materyaller patolojidedir. Patoloji sonuçlarını ayrıca dosyaya sunacağım. Biz hastaya ısrarla hastaneye gelmesini söyledik ama gelmedi” dedi.
‘CENİN DEĞİL PIHTI’
Özel hastanenin avukatından Ü.A.’ya noter yolu ile verilen yanıtta ise, hastaneye herhangi bir kusur atfedilemeyeceği bildirildi. 1 Haziran tarihli yanıtta özetle şöyle denildi: “Kürtaj işlemleri neticesinde hastanın rahminde kan pıhtısı gelmesi sıklıkla görülen bir durum. Hastanın iddia ettiği gibi düşen parçanın cenin olması söz konusu olamaz.”