• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Hayatı Iskalamayın

Üyelik Tarihi
11 Mar 2015
Konular
1,897
Mesajlar
3,366
MFC Puanı
15,160
Hayatı Iskalamayın


Dart oynarken elinizdeki okları bir bir hedefe atarsınız. Oka siz yön verirsiniz. Gideceği mesafeyi ölçer hangi kuvvetle oku atacağınıza siz karar verirsiniz. Sonuçta ya hedefi vurur ya da ıskalarsınız. Hedefi vurmak sizi mutlu eder kazanırsınız ya ıskalamak. O zaman pek önemsemez ve okları alır yeniden tahtaya fırlatırsınız. Peki hayat böyle mi? Hayatı ıskalarsanız ne yapacaksınız? Elinizde kaç tane ok var? Ne kadar ıskalama şansınız var? Unutmayın hayatın silgisi yoktur. Hayatın size karşı bir torpili de yok.

Bizim kültürümüzde iki günü aynı geçen bir insan için “zarar” ettiği söylenir. Yani dün ile bu gün arasında hiçbir fark yok iseiki günümüz birbirinin aynısı ise biz zarardayız. Bu neden söylenmiş olabilir? Sanırım kendimize her gün ama her gün küçük küçük artılar katmamız gerekiyor...

İhtiyacımız olan her şey mükemmel zamanlama ile mükemmel bir sıralama ile bize geliyor. Biz Hayat dolu sağlıklı ve başarılı olmaya inandığımız sürece dünyamızda ki her şey iyi gidecektir.

Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ediyordum. Bana ne kadar şanssız olduğundan bahsetti. Hatta biraz daha abartıp “denize ayağımı atsam deniz kuruyacak” gibi bir karamsar kelime kullandı. Çok şaşırdım. Bir insanı böyle bir düşüncenin içine ne itebilir? Arkadaşımın bu fikri kafasından atması için onunla konuşmaya başladım. Bilinçaltımız telkine açıktır. Çünkü bilinçaltı sizin daha önceden kabul ettiğiniz düşünce kalıplarınıuygun zaman geldiğinde pişirip tekrar önünüze koyar. Bu kısır döngüden kurtulmak için bastırdığımız ve karanlıklara itmeye çalıştığımız duyguları gün yüzüne çıkartıp tamamen yok etmemiz gerekiyor.

Arkadaşıma her gün aşağıdaki cümleleri tekrar etmesini söyledim. Hatta bunları buzdolabının üzerine yapıştırmasını da istedim. Bu cümleler onun kişisel yasaları olacak:

• Hayatım sevinç ve mutlulukla dolu.
• Her şeye rağmen buradayım ve olduğum yerde çok mutluyum
• Seviyorum ve bir çok dostum tarafından seviliyorum.
• Elimi attığım her yerde başarılı oluyorum.
• Hayattan korkmuyorum onu ıskalamaktan korkuyorum.
• Ben güçlüyüm ve benim dünyamda her şey iyidir.
• Her gün sevginin başka bir yolunu keşfediyorum.
• Akıllıyım yetenekliyim ve yeteneklerimi arttırıyorum.
• Her zaman güvendeyim.

• Ben hayatla uyum içindeyim.

Sonuç olarak; arkadaşım yukarıdaki düşünce kalıplarını hayatına soktu. Şu an geçmişteki düşünce kalıplarını bunlar ile değiştirmeye çalışıyor. Artık eskisi kadar karamsar değil...

Toprak ile uğraşanlar bilirler. Toprağa emek vermezseniz verim alamazsınız.

Katı verimsiz ve çorak bir toprak parçasını ele alıp zengin ve verimli bir toprağa dönüştürebilirsiniz. İşe zararlı otları sökerek başlayabilirsiniz taşları ve kaya parçalarını temizleyin. Toprağı güzelce çapalayıp havalandırın ve doğanın kusursuz hediyesi olan tohumları toprağın kalbine saçın. Düzenli olarak sulayınyakında hasatı toplayabilirsiniz.

Zihinde böyledir. Yıkıcı düşünceler ve kalıplarla dolu bir zihinhiçbir şekilde verimli olamaz. Düşüncelerinizi hayatınıza zenginlik katacak şekilde değiştirin zararlı otları yani kötü düşünceleri kökünden söküp atın. Olumsuz korku ve nefret getiren her şeyi kendinizden uzaklaştırın. Sonunda zihninizi ve ruhunuzu iyileştirebilirsiniz. Ne ekerseniz onu biçersiniz...

Mülk suresi ikinci ayette: “O hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O mutlak güç sahibidir çok bağışlayandır”

buyrulmaktadır. Burada dikkatinizi çeken bir şey var mı? Neden önce ölümü sonra hayatı yaratan denmektedir. Oysaki insanlar önce doğar sonra ölür. Biraz araştırdım ve şu açıklamalara ulaştım:

Bir başak önce sararır oysa sararmak ölmek kurumak demektir. Sonra başağı keserler kesmek öldürmektir. Tanelerini ayırırlar ve un elde etmek için ezerler. Ezmek de öldürmektir. Sonra undan ekmek yapıp ateşte pişirirler. Yakmak öldürmektir. Masamıza gelen ekmeği ısırıp çiğneriz buda öldürmektir. Özetle insanın yaşaması için bir başak tanesi defalarca ölüyor. Et yememiz için tavuk veya balık yememiz için bu hayvanların ya da bitkilerin ölmesi gerekiyor. İnsan ırkının yaşaması için bu dünyadaki her şey onun emrine verilmiştir. Bizim haricimizdeki canlıların ölümü bizim hayatımız devam ettirmemiz sebep oluyor. Kısacası bu koca kainat bizim emrimize verilmiştir. Onarın ölümü bizim için hayattır...

İnsan böyle değerli bir varlık. Her birimiz bir amaç için yaratılan üstün varlıklarız. Hepimizin hayatının bir anlamı var yaşadığımız hayatlar kutsaldır. Bu yüzden hayatı ıskalamayın...

Biz sevginin merkeziyiz yaradılışımızın temelinde sevgi var. Sevgi ile görüp sevgi ile yaşıyoruz. Her insan bana ait parçanın bir aynası. Hiçbir bebek kız veya erkek olsun fark etmez; dünyaya cinayet işlemek için gelmiyor. Kargaşa çıkarmak içinde gelmiyor. Nefret tohumları ekmek içinde gelmiyor. Peki insanları bu hale getiren şey ne?



 
Üst