26 mart 1859 günü Fransız doktor ve amatör astronom Lescarbault Güneşe Merkürden daha yakın bir gezegen gözlemlediğini açıkladı. Ona Roma Ateş Tanrısı Vulkanın ismini verdi. Gezegenini hareketlerini hesap etti ve bilgiler çağının ünlü astronomu Urbain Le Verriere gönderdi. Le Verrier zaten Merkürün rotası dışına sapmalarını daha önceden fark etmişti. Vulkan ın çekim gücünün buna sebebiyet verdiği fikri ona çok çekici geldi. Le Verrier raporları kontrol etti. Güneşin arkasına yakın siyah küçük bir diski gözlemlemiş diğer astronomların raporları ile karşılaştırdı. Bu bir Güneş lekesi olamazdı, çünkü lekeler daha yavaş hareket etmektedir. Le Verrier böylece doktoru ziyaret etmeye karar verdi.
Le Verrier Lescarbault un kullandığı teleskopu incelediğinde onun çok kalitesiz, cisimleri olduğundan farklı gösterdiğini gördü. Ancak yine de Onun Güneş sisteminde yeni bir gezegen keşfettiğine inanıyordu. Le Verrier ikinci kalite ekipman ile yaptığı hesaplamalar neticesinde Vulkan Gezegeninin Güneşten 21 milyon kilometre uzaklıkta olduğunu ve güneş etrafındaki yörünge dönüşünü yirmi günde tamamladığını tespit etti. Bir çok astronom gezegeni bulamayınca onunu olmadığına inanıldı.
Le Verrier 1860 mart veya nisan aylarında gezegenin güneşin önünden geçerken görülebileceğini söyledi. Ünlü astronom geçişin geceleyin yani güneş görülmez olduğunda gerçekleşeceğini de ilave etti; ancak Dünyanın diğer tarafı gündüz olacaktı ve güneş gözlenebilecekti. 1862 Martında Lummins isimli amatör bir astronom Volkanı gördüğünü açıkladı. Diğerleri ise bunun küçük bir kuyruklu yıldız olduğunu iddia ettiler. Büyük bir komete nazaran küçük bir kuyruklu yıldız zayıf bir gezegen gibi görünebilir. Le Verrier , gezegenin çoğunlukla güneş ışınları içinde kalması sebebiyle görülmediğini söyleyerek tartışmalara bitirdi.
Vulkanın gözlenmesi için en uygun zamanın güneş tutulması anı olduğunu söyledi. Gökyüzü karardığında güneşe yakın gezegenler daha rahat gözlemlenebilmektedir. En yakın tutulma 22 Mart 1877 yılında olacaktır. Böylece bir çok astronom belirtilen günde gözlerini güneşe odakladıysa da hiçbiri saklanmayı bu kadar seven gezegeni göremedi. Böylece Le Verrieri savunanlar yeni bir açıklama getirdiler: Vulkan Güneşin ardına saklanmış olmalıydı. Bir yıl sonra Wyoming ve Coloradodan iki Amerikalı astronom 29 Temmuzda Vulkanı bir güneş tutulmasında gözlemlediklerini duyurdular. Kırmızı renkte ve küçük bir gezegen boyutlarında olduğunu açıkladılar. Bu durum Vulkanın olduğunu savunanların beklediği haberdi. Fakat karşı çıkanlar, eğer Vulkan gerçekten varsa ve Merkürün yörüngesini saptırıyorsa ondan daha büyük olması gerektiğini ve belki de Venüsten bile büyük olacağı gerçeğine dikkat çektiler. Bu büyüklükte ve güneşe bu kadar yakın bir gezegen gökyüzündeki en parlak gezegen olmalıydı.
Dahası 1891 yılında Vulkanı keşfeden Doktor Lescarbault, Leo Takımyıldızında yeni bir yıldız bulduğunu açılamışsa da, daha sonra bunun bir yıldız değil Satürnün bizzat kendisi olduğu açığa çıkmamıştı. Konu Einsteinın meşhur yerçekimi teorisi açıklanana kadar tartışılmaya devam etti. İzafiyet Teorisi olarak bilinen teori ile güneşe Merkürden daha yakın bir gezegenin olamayacağı kanıtlanmıştır.
Alıntı...
....
Herhangi Bir keşif kabul gördüğümüz veya teoremleri yıkıcak düzeyde...İlginç bir konu olduğu kanısındayım. Başka bilgilere ulaşırsam mutlaka paylaşacağım...
Le Verrier Lescarbault un kullandığı teleskopu incelediğinde onun çok kalitesiz, cisimleri olduğundan farklı gösterdiğini gördü. Ancak yine de Onun Güneş sisteminde yeni bir gezegen keşfettiğine inanıyordu. Le Verrier ikinci kalite ekipman ile yaptığı hesaplamalar neticesinde Vulkan Gezegeninin Güneşten 21 milyon kilometre uzaklıkta olduğunu ve güneş etrafındaki yörünge dönüşünü yirmi günde tamamladığını tespit etti. Bir çok astronom gezegeni bulamayınca onunu olmadığına inanıldı.
Le Verrier 1860 mart veya nisan aylarında gezegenin güneşin önünden geçerken görülebileceğini söyledi. Ünlü astronom geçişin geceleyin yani güneş görülmez olduğunda gerçekleşeceğini de ilave etti; ancak Dünyanın diğer tarafı gündüz olacaktı ve güneş gözlenebilecekti. 1862 Martında Lummins isimli amatör bir astronom Volkanı gördüğünü açıkladı. Diğerleri ise bunun küçük bir kuyruklu yıldız olduğunu iddia ettiler. Büyük bir komete nazaran küçük bir kuyruklu yıldız zayıf bir gezegen gibi görünebilir. Le Verrier , gezegenin çoğunlukla güneş ışınları içinde kalması sebebiyle görülmediğini söyleyerek tartışmalara bitirdi.
Vulkanın gözlenmesi için en uygun zamanın güneş tutulması anı olduğunu söyledi. Gökyüzü karardığında güneşe yakın gezegenler daha rahat gözlemlenebilmektedir. En yakın tutulma 22 Mart 1877 yılında olacaktır. Böylece bir çok astronom belirtilen günde gözlerini güneşe odakladıysa da hiçbiri saklanmayı bu kadar seven gezegeni göremedi. Böylece Le Verrieri savunanlar yeni bir açıklama getirdiler: Vulkan Güneşin ardına saklanmış olmalıydı. Bir yıl sonra Wyoming ve Coloradodan iki Amerikalı astronom 29 Temmuzda Vulkanı bir güneş tutulmasında gözlemlediklerini duyurdular. Kırmızı renkte ve küçük bir gezegen boyutlarında olduğunu açıkladılar. Bu durum Vulkanın olduğunu savunanların beklediği haberdi. Fakat karşı çıkanlar, eğer Vulkan gerçekten varsa ve Merkürün yörüngesini saptırıyorsa ondan daha büyük olması gerektiğini ve belki de Venüsten bile büyük olacağı gerçeğine dikkat çektiler. Bu büyüklükte ve güneşe bu kadar yakın bir gezegen gökyüzündeki en parlak gezegen olmalıydı.
Dahası 1891 yılında Vulkanı keşfeden Doktor Lescarbault, Leo Takımyıldızında yeni bir yıldız bulduğunu açılamışsa da, daha sonra bunun bir yıldız değil Satürnün bizzat kendisi olduğu açığa çıkmamıştı. Konu Einsteinın meşhur yerçekimi teorisi açıklanana kadar tartışılmaya devam etti. İzafiyet Teorisi olarak bilinen teori ile güneşe Merkürden daha yakın bir gezegenin olamayacağı kanıtlanmıştır.
Alıntı...
....
Herhangi Bir keşif kabul gördüğümüz veya teoremleri yıkıcak düzeyde...İlginç bir konu olduğu kanısındayım. Başka bilgilere ulaşırsam mutlaka paylaşacağım...