s3rdar
MFC Üyesi
- Konum
- Bodrum Muğla
-
- Üyelik Tarihi
- 10 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 768
-
- MFC Puanı
- 54
24-26 Ekim 1596 tarihleri arasında Osmanlı ordusunun Avusturya Arşidüklüğü ve Erdel Krallığı kuvvetlerine karşı kazandığı bir zaferdir.
Avusturyanın topraklarından Osmanlı Devletine akınlar yapan Uskoklar1568den beri barış halindeki iki devletin ilişkilerini gergin bir düzeye getirmişti. Buna karşılık Bosna Valisi Telli Hasan Paşanın Avusturyanın elindekiHırvatistan bölgelerine yaptığı akınlar da barışı bozabilecek nitelikteydi. 29 Haziran 1593te Hasan Paşanın Kulpa önlerinde şehit düşmesiyle birlikte ordusunun da imha edilmesi bölgedeki dengeleri alt üst eden bir gelişme oldu. 4 Temmuz 1593te Osmanlı Devleti Avusturyaya savaş açtı ve Koca Sinan Paşa komutasındaki Türk ordusu Avusturya sınırına yürüdü.Muharebeden önceki gelişmeler
Bu ilk seferde, bir süre önce Avusturya tarafından ele geçirilmiş olan veMacaristanın batısındaki Balaton Gölünün kuzeyinde yer alan Varpalota veVeszprém kaleleri geri alındı. Ancak ordu, Székesfehervar (Osmanlı dönemindeİstolni-Belgrad) önlerinde Avusturya ordusu karşısında başarısızlığa uğradı. 1 Ekim 1593te ise Avusturya, Osmanlı Devletine 1533 yılından beri vermekte olduğu haracı kestiğini ilan etti.
1594 yılında Avusturyalıların Estergon ve Hatvan kuşatmaları püskürtüldü, ayrıca Tata, St. Martin ve Györ (Osmanlı döneminde Yanıkkale) kaleleri fethedildi. Ancak 1595 yılında Sultan III. Muradın vefatı ve Osmanlıya bağlıErdel, Eflak ve Boğdan voyvodalıklarının (bugünkü Romanya) isyanıylaAvusturya cephesinin idaresi boşluğa düşüp, ordunun önceliği de Romen voyvodalıklarının isyanı bastırmaya dönüşünce Avusturya cephesinden olumsuz haberler gelmeye başladı. 2 Eylül 1595te Estergon kalesi Avusturyalıların eline geçti.
Bunun üzerine III. Mehmet ordusunun başında sefere çıkmaya karar verdi. BuKanuni Sultan Süleymanın 1566 yılındaki Zigetvar seferinden beri 30 yıl aradan sonra bir Osmanlı padişahının ordusunun başında ilk sefere çıkışıydı. Seferde 1552 yılında kuşatılmasına rağmen alınamayan, 1566da da Zigetvarın fethinde karar kılınması üzerine kuşatılmasından vazgeçilen Eğri (Eger) kalesi vardı. 24 Eylül 1596da başlayan kuşatma 12 Ekimde başarıya ulaştı ve kent Türk topraklarına katıldı.
Muharebenin öncesi
Alman Kralının kardeşi Arşidük Maximilienin komuta ettiği Avusturya ordusu Eğri Kalesini geri almak ve Türk ordusunu vurmak üzere harekete geçti. Bu ordunun sayıca zayıf olduğunu düşünen Sadrazam Damat İbrahim Paşa 22 Ekimde Avusturya ordusuna en yakın durumda bulunan Cafer Paşaya taarruz emri verdi. 10.000 askere sahip Rumeli Beylerbeyi Veli Paşanın emre uymamasıyla elindeki 4.500 askerle rakip ordunun üzerine yürüyen Cafer Paşa büyük kayıplara uğradı ve muharebe meydanından çekildi.
Tarih 24-26 Ekim 1596
Bölge Haçova (Mezőkeresztes), Macaristan,Balkanlar
Sonuç Kesin Osmanlı zaferi
Taraflar
Habsburg Monarşisi Avusturya Arşidüklüğü
Bohemya Prensliği
Coat of arms of Transylvania.svg Erdel Prensliği
Coa Hungary Country History (14th century).svg Macaristan Krallığı
Kazak Hetmanlığı
Lehistan-Litvanya Birliği
İspanya İspanya Krallığı
Papalık Devleti Papalık Devleti Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Kırım Özerk Cumhuriyeti Kırım Hanlığı
Komutanlar
Habsburg Monarşisi Avusturya ArşidüküMaximillian
Coat of arms of Transylvania.svg Erdel Kralı Sigismund Báthory Osmanlı İmparatorluğu III. Mehmet
Osmanlı İmparatorluğu Damat İbrahim Paşa
Güçler
75,000 100,000
Kayıplar
15,000 30,000
Muharebe
Bunun üzerine asıl Osmanlı Ordusu Mezőkeresztes Ovasına (Haçova) yürüyerek 25 Ekim günü burada mevzilendi ve düşmanı beklemeye başladı. Avusturya-Alman ordusunda isyan halinde bulunan Erdel kuvvetlerinin yanı sıra İspanyol, Macar, Leh (Polonyalı),Belçikalı, Hollandalı, Papalık, Hırvat, Çek ve Slovak kuvvetleri de vardı.
İlk günkü çatışmalarda Kırım Hanı Fetih Giray Han ve Ağaoğlu Sinan Paşanın komutasındaki Türk öncü kuvvetleri Avusturya ordusuna 6.000 kişilik ağır bir kayıp verdirdi. Ancak tüm hatlarıyla Türk ordusunun merkezine yüklenen Avusturya ordusu Yeniçerileri de şaşırtan ateş gücü ile büyük kayıplar verdirdi. III. Mehmedin de otağa çekilmesi ve Sadrazam İbrahim Paşanın da padişaha ordunun çekilmesini telkin etmesi ile orduda genel bir bozgun havası esmeye başladı.
Ancak muharebenin yazgısını değiştiren iki ilginç olay oldu. Birincisi geri çekilmek üzere atına binmiş olan III. Mehmetin atının dizginlerinden tutarak gitmesine mani olan hocası Hoca Sadeddin Efendinin gazileriyle ve Kırım atlılarıyla Avusturya ordusunu şaşırtan bir taarruza kalkışması, ikincisi ise Osmanlı ordusunun merkezine kadar gelmiş Avusturya ordusunun askerlerinin yağmaya girişmesi üzerine geri hizmetteki askerlerin ellerine ne geçirdilerse yağmaya dalmış olan düşman askerlere girişmeleri idi.
Türk süvarilerinin seri manevrası sayesinde muharebe sırasındaki ateş menzili avantajını yitiren ve yağmaya girişmiş askerlerini de tekrar disipline sokamayan Avusturya ordusu geri çekilmeye başladı. Kafir kaçtı, Nemçelü sındı! nidalarıyla bozgun havası zafer havasına döndü ve bu defa Türk ordusu tüm hatlarıyla muharebe düzenini kaybetmiş Avusturya ordusuna yüklendi. Maximilien yalnızca 20.000 askerini düzensiz şekilde geri çekilirken bataklığa saplanmaları sonucunda kaybetti. İmparatorluk armalı yaklaşık 100 top Türklerin eline geçti. Saldırı toplarını ve en seçkin piyadelerini kaybeden Arşidük Maximilien karargâhını terk ederek kaçmak zorunda kaldı. Osmanlı Ordusu da çok kayba uğradığından ve düşmana yeterince kayıp verdirdiğini düşündüğünden Maximilieni takip etme girişiminde bulunmadı.
Sonuç
Bu başarı, Avrupa içlerine kadar sokulmuş Osmanlı Devletinin bu topraklardaki son büyük muharebe zaferi oldu. Ancak mevsimin ilerlemiş olması nedeniyle Türk ordusunun ileri harekatını sürdürmemesi Avusturya ordusunun tam olarak örselenememesine neden oldu. Daha sonrasında ise gerek savaşın kötü bir şekilde yönetilmesi, gerekse Romen voyvodalıklarının isyanının yayılması savaşın Osmanlı Devletinin aleyhine dönmesine ve 1606ya kadar uzamasına neden oldu.
1578-90 Osmanlı-İran Savaşının ve 1580den beri İspanyanın Amerika kıtasından Avrupa ekonomisine soktuğu altınların yarattığıenflasyonun yarattığı büyük mali sorunların daha da büyümesi Osmanlı hazinesini iflas noktasına getirdi. Ayrıca tarihinin belki de o zamana kadarki en büyük mali bunalımıyla mücadele eden Anadolu halkı Eğri Sefer-i Hümayunu için asker toplanmasına büyük tepki gösterdi. Celali İsyanları ile Anadolu büyük bir toplumsal çalkantının içine düştü. 1603 yılında Avusturya ile savaş devam ederken İranın da 1590da kaybettiği toprakları geri almak üzere savaş açması Osmanlı Devletinin iyice müşkül duruma soktu.
Bu bağlamda Haçova Zaferi prestiji büyük ancak sonuçları açısından olumsuz etkileri de büyük bir tarihi olay oldu. Öte yandan, Türk ordusunun son onyıllarda kale kuşatmasında ustalaştığı ancak muharebe yeteneğinde gerileme olduğu gözle görüldü, ancak zaferin kazanılmış olması bu gerçeği perdeledi. Ayrıca Avrupa ordularının artan ateş gücü de bu muharebede bir gerçek olarak ortaya çıktı.
Avusturyanın topraklarından Osmanlı Devletine akınlar yapan Uskoklar1568den beri barış halindeki iki devletin ilişkilerini gergin bir düzeye getirmişti. Buna karşılık Bosna Valisi Telli Hasan Paşanın Avusturyanın elindekiHırvatistan bölgelerine yaptığı akınlar da barışı bozabilecek nitelikteydi. 29 Haziran 1593te Hasan Paşanın Kulpa önlerinde şehit düşmesiyle birlikte ordusunun da imha edilmesi bölgedeki dengeleri alt üst eden bir gelişme oldu. 4 Temmuz 1593te Osmanlı Devleti Avusturyaya savaş açtı ve Koca Sinan Paşa komutasındaki Türk ordusu Avusturya sınırına yürüdü.Muharebeden önceki gelişmeler
Bu ilk seferde, bir süre önce Avusturya tarafından ele geçirilmiş olan veMacaristanın batısındaki Balaton Gölünün kuzeyinde yer alan Varpalota veVeszprém kaleleri geri alındı. Ancak ordu, Székesfehervar (Osmanlı dönemindeİstolni-Belgrad) önlerinde Avusturya ordusu karşısında başarısızlığa uğradı. 1 Ekim 1593te ise Avusturya, Osmanlı Devletine 1533 yılından beri vermekte olduğu haracı kestiğini ilan etti.
1594 yılında Avusturyalıların Estergon ve Hatvan kuşatmaları püskürtüldü, ayrıca Tata, St. Martin ve Györ (Osmanlı döneminde Yanıkkale) kaleleri fethedildi. Ancak 1595 yılında Sultan III. Muradın vefatı ve Osmanlıya bağlıErdel, Eflak ve Boğdan voyvodalıklarının (bugünkü Romanya) isyanıylaAvusturya cephesinin idaresi boşluğa düşüp, ordunun önceliği de Romen voyvodalıklarının isyanı bastırmaya dönüşünce Avusturya cephesinden olumsuz haberler gelmeye başladı. 2 Eylül 1595te Estergon kalesi Avusturyalıların eline geçti.
Bunun üzerine III. Mehmet ordusunun başında sefere çıkmaya karar verdi. BuKanuni Sultan Süleymanın 1566 yılındaki Zigetvar seferinden beri 30 yıl aradan sonra bir Osmanlı padişahının ordusunun başında ilk sefere çıkışıydı. Seferde 1552 yılında kuşatılmasına rağmen alınamayan, 1566da da Zigetvarın fethinde karar kılınması üzerine kuşatılmasından vazgeçilen Eğri (Eger) kalesi vardı. 24 Eylül 1596da başlayan kuşatma 12 Ekimde başarıya ulaştı ve kent Türk topraklarına katıldı.
Muharebenin öncesi
Alman Kralının kardeşi Arşidük Maximilienin komuta ettiği Avusturya ordusu Eğri Kalesini geri almak ve Türk ordusunu vurmak üzere harekete geçti. Bu ordunun sayıca zayıf olduğunu düşünen Sadrazam Damat İbrahim Paşa 22 Ekimde Avusturya ordusuna en yakın durumda bulunan Cafer Paşaya taarruz emri verdi. 10.000 askere sahip Rumeli Beylerbeyi Veli Paşanın emre uymamasıyla elindeki 4.500 askerle rakip ordunun üzerine yürüyen Cafer Paşa büyük kayıplara uğradı ve muharebe meydanından çekildi.
Tarih 24-26 Ekim 1596
Bölge Haçova (Mezőkeresztes), Macaristan,Balkanlar
Sonuç Kesin Osmanlı zaferi
Taraflar
Habsburg Monarşisi Avusturya Arşidüklüğü
Bohemya Prensliği
Coat of arms of Transylvania.svg Erdel Prensliği
Coa Hungary Country History (14th century).svg Macaristan Krallığı
Kazak Hetmanlığı
Lehistan-Litvanya Birliği
İspanya İspanya Krallığı
Papalık Devleti Papalık Devleti Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Kırım Özerk Cumhuriyeti Kırım Hanlığı
Komutanlar
Habsburg Monarşisi Avusturya ArşidüküMaximillian
Coat of arms of Transylvania.svg Erdel Kralı Sigismund Báthory Osmanlı İmparatorluğu III. Mehmet
Osmanlı İmparatorluğu Damat İbrahim Paşa
Güçler
75,000 100,000
Kayıplar
15,000 30,000
Muharebe
Bunun üzerine asıl Osmanlı Ordusu Mezőkeresztes Ovasına (Haçova) yürüyerek 25 Ekim günü burada mevzilendi ve düşmanı beklemeye başladı. Avusturya-Alman ordusunda isyan halinde bulunan Erdel kuvvetlerinin yanı sıra İspanyol, Macar, Leh (Polonyalı),Belçikalı, Hollandalı, Papalık, Hırvat, Çek ve Slovak kuvvetleri de vardı.
İlk günkü çatışmalarda Kırım Hanı Fetih Giray Han ve Ağaoğlu Sinan Paşanın komutasındaki Türk öncü kuvvetleri Avusturya ordusuna 6.000 kişilik ağır bir kayıp verdirdi. Ancak tüm hatlarıyla Türk ordusunun merkezine yüklenen Avusturya ordusu Yeniçerileri de şaşırtan ateş gücü ile büyük kayıplar verdirdi. III. Mehmedin de otağa çekilmesi ve Sadrazam İbrahim Paşanın da padişaha ordunun çekilmesini telkin etmesi ile orduda genel bir bozgun havası esmeye başladı.
Ancak muharebenin yazgısını değiştiren iki ilginç olay oldu. Birincisi geri çekilmek üzere atına binmiş olan III. Mehmetin atının dizginlerinden tutarak gitmesine mani olan hocası Hoca Sadeddin Efendinin gazileriyle ve Kırım atlılarıyla Avusturya ordusunu şaşırtan bir taarruza kalkışması, ikincisi ise Osmanlı ordusunun merkezine kadar gelmiş Avusturya ordusunun askerlerinin yağmaya girişmesi üzerine geri hizmetteki askerlerin ellerine ne geçirdilerse yağmaya dalmış olan düşman askerlere girişmeleri idi.
Türk süvarilerinin seri manevrası sayesinde muharebe sırasındaki ateş menzili avantajını yitiren ve yağmaya girişmiş askerlerini de tekrar disipline sokamayan Avusturya ordusu geri çekilmeye başladı. Kafir kaçtı, Nemçelü sındı! nidalarıyla bozgun havası zafer havasına döndü ve bu defa Türk ordusu tüm hatlarıyla muharebe düzenini kaybetmiş Avusturya ordusuna yüklendi. Maximilien yalnızca 20.000 askerini düzensiz şekilde geri çekilirken bataklığa saplanmaları sonucunda kaybetti. İmparatorluk armalı yaklaşık 100 top Türklerin eline geçti. Saldırı toplarını ve en seçkin piyadelerini kaybeden Arşidük Maximilien karargâhını terk ederek kaçmak zorunda kaldı. Osmanlı Ordusu da çok kayba uğradığından ve düşmana yeterince kayıp verdirdiğini düşündüğünden Maximilieni takip etme girişiminde bulunmadı.
Sonuç
Bu başarı, Avrupa içlerine kadar sokulmuş Osmanlı Devletinin bu topraklardaki son büyük muharebe zaferi oldu. Ancak mevsimin ilerlemiş olması nedeniyle Türk ordusunun ileri harekatını sürdürmemesi Avusturya ordusunun tam olarak örselenememesine neden oldu. Daha sonrasında ise gerek savaşın kötü bir şekilde yönetilmesi, gerekse Romen voyvodalıklarının isyanının yayılması savaşın Osmanlı Devletinin aleyhine dönmesine ve 1606ya kadar uzamasına neden oldu.
1578-90 Osmanlı-İran Savaşının ve 1580den beri İspanyanın Amerika kıtasından Avrupa ekonomisine soktuğu altınların yarattığıenflasyonun yarattığı büyük mali sorunların daha da büyümesi Osmanlı hazinesini iflas noktasına getirdi. Ayrıca tarihinin belki de o zamana kadarki en büyük mali bunalımıyla mücadele eden Anadolu halkı Eğri Sefer-i Hümayunu için asker toplanmasına büyük tepki gösterdi. Celali İsyanları ile Anadolu büyük bir toplumsal çalkantının içine düştü. 1603 yılında Avusturya ile savaş devam ederken İranın da 1590da kaybettiği toprakları geri almak üzere savaş açması Osmanlı Devletinin iyice müşkül duruma soktu.
Bu bağlamda Haçova Zaferi prestiji büyük ancak sonuçları açısından olumsuz etkileri de büyük bir tarihi olay oldu. Öte yandan, Türk ordusunun son onyıllarda kale kuşatmasında ustalaştığı ancak muharebe yeteneğinde gerileme olduğu gözle görüldü, ancak zaferin kazanılmış olması bu gerçeği perdeledi. Ayrıca Avrupa ordularının artan ateş gücü de bu muharebede bir gerçek olarak ortaya çıktı.