Kuranin Maide Suresinde Ademin iki oglu ile ilgili bir masaldan söz edilir. Tanri Muhammede: Onlara, Ademin iki oglunun kissasini gerçek olarak anlat
diye seslenir ve hikayenin bazi yönlerini nakleder; söyle der: Hani birer kurban takdim etmislerdi de birisinden kabul edilmis, digerinden ise kabul edilmemisti. Kabul edilmeyen: -Andolsun seni öldürecegim- dedi. Digeri de: -Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder- dedi. -Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatirsan, ben seni öldürmek için sana elimi uzatmam. Ben alemlerin Rabbi olan Allahtan korkarim.
-Ben istiyorum ki sen, hem benim günahimi hem de kendi günahini yüklenip atese atilacaklardan olasin; zalimlerin cezasi iste budur-.
Nihayet nefsi onu, kardesini öldürmeye itti ve onu öldürdü; bu yüzden de kaybedenlerden oldu. .. (K. Maide 27-31)
Kuranda yer alan sekliyle bu masal hakkinda fikir edinmek mümkün degildir. Ademin iki oglu kimdir? Neden kurban takdim etmislerdir? Neden birisininki kabul edilmis de digerininki edilmemistir? Neden bu kardeslerden biri, digerini öldürmüstür? Ve bütün bunlarin Israilogullari ile ilgisi nedir? Hem benim günahimi hem de kendi günahini yüklenip atese atilacaklardan olasin; sözlerindeki günah nedir? Bunlar Kuranda yazili degil. Bundan dolayidir ki Kuran yorumculari, hikayenin Tevratdaki aslina ve Yahudi kaynaklarina basvurarak yukardaki ayetleri anlasilir bir sekle sokmaga çalisirlar. Fakat onlarin anlasilir bir sekle sokmak istedikleri masalin Tevratdaki aslini bilmeden yine de bir fikir edinmek kolay degildir. Bu itibarla önce, Ademin Kain ve Habil adindaki iki oglu ile ilgili olarak Tevratda yer alan masali kisaca özetlemek gerekir:
Tevrata göre Adem ile Havvanin ardi ardina iki ogullari olur. Bunlardan birine Kain digerine de Habil adini verirler. Habil koyun çobani, Kain ise çiftçi olur (Tevrat/Tekvin, Bap 4: 1-3).
Günler geçtikten sonra Kain, topragin semeresinden Tanriya adak sunmak ister. Habil de, sürüsünün ilk doganlarindan ve yaglarindan Tanriya adak sunar. Fakat Tanri Habilin adagini kabul ettigi halde Kaininkini kabul etmez. Kain buna pek öfkelenir ve suratini asar. Tanri kendisine neden dolayi suratini astigini sorar ve sonra ögüt verir: Eger iyi davranirsan o yükseltilmeyecek mi? ve eger iyi davranmazsan, günah kapida pusuya yatmistir, ve onun istedigi sensin der. (Tedvrat/Tekvin, Bap 4: 6-7) .
Ve vaki olur ki Kain, muhtemelen kiskançlik yüzünden, Habili öldürür. Bunun üzerine Tanri, sanki olan bitenlerden haberi yokmus gibi, Kaine sorar: Kardesin Habil nerede?. Kain Bilmiyorum diye yanit verir. Tanri kendisine: Ne yaptin? kardesinin kaninin sesi topraktan bana bagiriyor. Ve simdi sen toprak tarafindan lanet edildin; o toprak ki kardesinin kanini senin elinden almak icin agzini açti; topragi isledigin zaman artik sana kuvvetini vermiyecektir; yeryüzünde kaçak ve serseri olacaksin der (Tevrat/Tekvin, Bap 4: 9-13). Kain Tanriya seslenir: Cezam tasinamayacak derecede büyüktür. Iste bugün, topragin yüzü üzerinden beni kovdun; ve senin yüzünden gizli kalacagim, ve yeryüzünde kaçak ve serseri dolasacagim; ve vaki olacak ki, her kim beni bulursa, beni öldürecektir (Tevrat/Tekvin, Bap 4:14-15)
Bunun üzerine Tanri, Kaini öldürecek olanlardan öç alinacagini ilan eder, ve öldürülmesini önlemek için onun üzerine bir isaret koyar. Daha sonra Kainin ogullari ve torunlari olur. Bu arada Adem, karisi ile yatar ve ondan bir oglu olur: adini Sit koyar. Böylece ölen oglu Habil yerine yeni bir ogul sahibi olmustur. Sitin de ogullari olur. Bu suretle Adem zürriyeti olusmus olur (Tevrat/Tekvin, Bap 4: 16-26; Bap 5: 1 ve d.).
Tevratdaki bu hikayeyi Muhammed, Ademin iki oglunun adlarini zikretmeden ve açikliga kavusturmadan Kurana almis, Maide Suresinin 27 ila 32ci ayetlerine sigdirmistir. Ayrica da Abdullah Ibn-i Mesudun rivayetine dayali bir hadis hükmü ile, yine anlasilmasi güç bir sonuca baglamistir. Kuran yorumcularinin ve Siyer51 yazarlarinin (örnegin Ibn Ishak, Taberi, Beyzavi, Ibnül-Esir, vs gibi ünlülerin) çesitli kaynaklardan yararlanarak açikliga kavusturmak istedikleri hikaye söyle:
Ademin karisi Havva yirmi batinda kirk ikiz çocuk dogurur. Bu ikizlerin biri kiz digeri oglandir. Daha baska bir deyimle Ademin ogullari hep birer kizkardes ile birlikte, ikiz olarak dogmuslardir. Bu oglan kardeslerden birinin adi Kabil, digerinin adi Habildir. Habil, Kabilden iki yas küçüktür. Gerek Kabil ve gerek Habil, her ikisi de birer kiz kardesle birlikte ikiz olarak dogmuslardir. Kabilin birlikte dogdugu kizkardesin adi Aklima, ve Habilin kizkardesinin adi da Labüda dir.
Kabil 22 yasina Habil de 20 yasina bastiklarinda Tanri, her ne hikmetse, onlari birbirlerinin kizkardesleriyle evlendirmek ister ve Ademe, bu ikizlerden herbirisinin kizini digerinin erkegiyle çiftlestirmesini vahyeder. Bu emir geregince Kabil ve Habil, digerinin ikiz kizkardesiyle evleneceklerdir. Yani Kabil, Habilin ikiz kizkardesini, Habil de Kabilin ikiz kizkardesini alacaklardir. Ancak ne var ki Kabilin ikizi olan kiz kardes, yani Aklima, Habilin ikizi olan kizkardesden, yani Labüdadan çok daha güzeldir. Bu nedenle Kabil mizikçilik yapar ve güzel olan kendi ikiz kizkardesiyle evlenmek ister. Fakat Adem bunun dogru bir sey olmadigini, ve çünkü ayni karindan ayni zamanda dogmus ikiz iki kardesin, birbirleriyle evlenmelerinin gayri mesru sayilacagini bildirir. Ancak ne var ki Kabili ikna edemez; edemeyince aklina bir çözüm sekli gelir ki o da su: Kabil ile Habil, Kabilin karin ve kizkardesi olan Aklima hakkinda birer kurban takdim edecekler ve bunlardan hangisinin kurbani kabul edilecek olursa Aklimayi o alacaktir. Bu çözüm sekli üzerinde Kabil ve Habil anlasirlar; bunun üzerine her ikisi de birer kurban takdim ederler. Fakat gökten inen bir ates parçasi Habilin kurbanini yakar. Böylece Tanri, Habilin kurbanini kabul etmis, buna karsilik Kabilin kurbanini kabul etmedigini bildirmistir. Bu durumda Kabilin ikiz kizkardesi olan güzel Aklima, Habilin olacaktir 52. Ancak ne var ki Kabil buna razi olmaz. Öfke ve kiskançliga kapilarak Habile: Andolsun seni öldürecegim der (K. Maide Suresi, ayet: 27). Onun bu tehdidi üzerine Habil: Allah ancak takva sahiplerinden (kurban) kabul eder der. Takva demek Tanridan korkup onun emirlerini yerine getirmek anlamina geldigi icin bu sözleriyle Kabili, Tanriya itaatsizlikle suçlamis olur. Fakat bununla kalmaz bir de sunu ekler: Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile), ben sana, öldürmek için el uzatacak degilim. Ben Alemlerin Rabbi olan Allahtan korkarim. Ben istiyorum ki sen, hem benim günahimi hem de kendi günahini yüklenip atese atilacaklardan olasin; zalimlerin cezasi iste budur (K. Maide Suresi, ayet: 28-29)
Bu sözler Kabili öylesine hiddetlendirir ki, nefsini yenemeyerek bir vurusta kardesi Habili öldürür. Kuranda söyle yazili: Nihayet nefsi onu, kardesini öldürmeye itti ve onu öldürdü; bu yüzden de kaybedenlerden oldu (K. Maide 30)
Islam kaynaklarinin söylemesine göre Habil, güya ilk ölen insandir. Bundan dolayidir ki Kabil, kardesinin ölü cesedini ne yapacagini bilemez; cesedi topraga gömmek fikri de aklina gelmez. Bununla beraber kuslar ve yirtici hayvanlar tarafindan yenmesini istemedigi için cesedi bir torbaya koyar ve bir yil, boyunca sirtindan tasir. Fakat günlerden bir gün yeri eseleyen bir karga görür. Muhammedin söylemesine göre, yeri eseleyen bu kargayi Tanri göndermistir. [Bazi yorumcularin ifadesine göre Kabil, iki karganin birbirleriyle didistiklerine, ve bunlardan birinin digerini öldürdügüne, öldürdükten sonra onu torpaga gömdügüne tanik olmustur] Tanri güya kardesinin cesedini nasil gömecegini Kabile göstermek için bunu yapmistir. Kabil karganin yaptigini görmekle kendi kendine: Yaziklar olsun bana! Su karga kadar da olamadim mi ki, kardesimin cesedini gömeyim der, ve sirtinda tasimakta oldugu cesedi orada bir yere gömer. Bu husus Kuranda söyle yazili: Derken Allah, kardesinin cesedini nasil gömecegini ona (Kabile) göstermek için yeri eseleyen bir karga gönderdi. (Katil kardes) :-Yaziklar olsun bana! Su karga kadar da olamadim mi ki, kardesimin cesedini gömeyim- dedi, ve ettigine yananlardan oldu (K. Maide 31) 53
Kuran yorumcularina göre bu hikaye, insanin nefsine ve özellikle kiskançlik duygularina boyun egmesinin sonuçlarini göstermek bakimindan önemlidir. Ancak ne var ki bunu söylerlerken kisiyi iyi ve kötü yola sürükleyenin ve saptiranin Tanri olduguna dair Kuranda yer alan hükümleri göz ardi ederler. Öte yandan yukardaki hikayede Tanrinin, ayni anadan dogan kardesleri birbirleriyle evlendirmesi için vahy indirmesini de dogal karsilarlar. Bütün bunlar bir yana fakat Kabilin, ille de kendi kizkardesi ile evlenmek istemesi üzerine Ademin, onu ikna yoluna gitmeyip, iki kardesi kurban keserek sonuç elde etmege çalismasinin da pek yerinde bir sey olmadigindan habersiz görünürler.
-Ben istiyorum ki sen, hem benim günahimi hem de kendi günahini yüklenip atese atilacaklardan olasin; zalimlerin cezasi iste budur-.
Nihayet nefsi onu, kardesini öldürmeye itti ve onu öldürdü; bu yüzden de kaybedenlerden oldu. .. (K. Maide 27-31)
Kuranda yer alan sekliyle bu masal hakkinda fikir edinmek mümkün degildir. Ademin iki oglu kimdir? Neden kurban takdim etmislerdir? Neden birisininki kabul edilmis de digerininki edilmemistir? Neden bu kardeslerden biri, digerini öldürmüstür? Ve bütün bunlarin Israilogullari ile ilgisi nedir? Hem benim günahimi hem de kendi günahini yüklenip atese atilacaklardan olasin; sözlerindeki günah nedir? Bunlar Kuranda yazili degil. Bundan dolayidir ki Kuran yorumculari, hikayenin Tevratdaki aslina ve Yahudi kaynaklarina basvurarak yukardaki ayetleri anlasilir bir sekle sokmaga çalisirlar. Fakat onlarin anlasilir bir sekle sokmak istedikleri masalin Tevratdaki aslini bilmeden yine de bir fikir edinmek kolay degildir. Bu itibarla önce, Ademin Kain ve Habil adindaki iki oglu ile ilgili olarak Tevratda yer alan masali kisaca özetlemek gerekir:
Tevrata göre Adem ile Havvanin ardi ardina iki ogullari olur. Bunlardan birine Kain digerine de Habil adini verirler. Habil koyun çobani, Kain ise çiftçi olur (Tevrat/Tekvin, Bap 4: 1-3).
Günler geçtikten sonra Kain, topragin semeresinden Tanriya adak sunmak ister. Habil de, sürüsünün ilk doganlarindan ve yaglarindan Tanriya adak sunar. Fakat Tanri Habilin adagini kabul ettigi halde Kaininkini kabul etmez. Kain buna pek öfkelenir ve suratini asar. Tanri kendisine neden dolayi suratini astigini sorar ve sonra ögüt verir: Eger iyi davranirsan o yükseltilmeyecek mi? ve eger iyi davranmazsan, günah kapida pusuya yatmistir, ve onun istedigi sensin der. (Tedvrat/Tekvin, Bap 4: 6-7) .
Ve vaki olur ki Kain, muhtemelen kiskançlik yüzünden, Habili öldürür. Bunun üzerine Tanri, sanki olan bitenlerden haberi yokmus gibi, Kaine sorar: Kardesin Habil nerede?. Kain Bilmiyorum diye yanit verir. Tanri kendisine: Ne yaptin? kardesinin kaninin sesi topraktan bana bagiriyor. Ve simdi sen toprak tarafindan lanet edildin; o toprak ki kardesinin kanini senin elinden almak icin agzini açti; topragi isledigin zaman artik sana kuvvetini vermiyecektir; yeryüzünde kaçak ve serseri olacaksin der (Tevrat/Tekvin, Bap 4: 9-13). Kain Tanriya seslenir: Cezam tasinamayacak derecede büyüktür. Iste bugün, topragin yüzü üzerinden beni kovdun; ve senin yüzünden gizli kalacagim, ve yeryüzünde kaçak ve serseri dolasacagim; ve vaki olacak ki, her kim beni bulursa, beni öldürecektir (Tevrat/Tekvin, Bap 4:14-15)
Bunun üzerine Tanri, Kaini öldürecek olanlardan öç alinacagini ilan eder, ve öldürülmesini önlemek için onun üzerine bir isaret koyar. Daha sonra Kainin ogullari ve torunlari olur. Bu arada Adem, karisi ile yatar ve ondan bir oglu olur: adini Sit koyar. Böylece ölen oglu Habil yerine yeni bir ogul sahibi olmustur. Sitin de ogullari olur. Bu suretle Adem zürriyeti olusmus olur (Tevrat/Tekvin, Bap 4: 16-26; Bap 5: 1 ve d.).
Tevratdaki bu hikayeyi Muhammed, Ademin iki oglunun adlarini zikretmeden ve açikliga kavusturmadan Kurana almis, Maide Suresinin 27 ila 32ci ayetlerine sigdirmistir. Ayrica da Abdullah Ibn-i Mesudun rivayetine dayali bir hadis hükmü ile, yine anlasilmasi güç bir sonuca baglamistir. Kuran yorumcularinin ve Siyer51 yazarlarinin (örnegin Ibn Ishak, Taberi, Beyzavi, Ibnül-Esir, vs gibi ünlülerin) çesitli kaynaklardan yararlanarak açikliga kavusturmak istedikleri hikaye söyle:
Ademin karisi Havva yirmi batinda kirk ikiz çocuk dogurur. Bu ikizlerin biri kiz digeri oglandir. Daha baska bir deyimle Ademin ogullari hep birer kizkardes ile birlikte, ikiz olarak dogmuslardir. Bu oglan kardeslerden birinin adi Kabil, digerinin adi Habildir. Habil, Kabilden iki yas küçüktür. Gerek Kabil ve gerek Habil, her ikisi de birer kiz kardesle birlikte ikiz olarak dogmuslardir. Kabilin birlikte dogdugu kizkardesin adi Aklima, ve Habilin kizkardesinin adi da Labüda dir.
Kabil 22 yasina Habil de 20 yasina bastiklarinda Tanri, her ne hikmetse, onlari birbirlerinin kizkardesleriyle evlendirmek ister ve Ademe, bu ikizlerden herbirisinin kizini digerinin erkegiyle çiftlestirmesini vahyeder. Bu emir geregince Kabil ve Habil, digerinin ikiz kizkardesiyle evleneceklerdir. Yani Kabil, Habilin ikiz kizkardesini, Habil de Kabilin ikiz kizkardesini alacaklardir. Ancak ne var ki Kabilin ikizi olan kiz kardes, yani Aklima, Habilin ikizi olan kizkardesden, yani Labüdadan çok daha güzeldir. Bu nedenle Kabil mizikçilik yapar ve güzel olan kendi ikiz kizkardesiyle evlenmek ister. Fakat Adem bunun dogru bir sey olmadigini, ve çünkü ayni karindan ayni zamanda dogmus ikiz iki kardesin, birbirleriyle evlenmelerinin gayri mesru sayilacagini bildirir. Ancak ne var ki Kabili ikna edemez; edemeyince aklina bir çözüm sekli gelir ki o da su: Kabil ile Habil, Kabilin karin ve kizkardesi olan Aklima hakkinda birer kurban takdim edecekler ve bunlardan hangisinin kurbani kabul edilecek olursa Aklimayi o alacaktir. Bu çözüm sekli üzerinde Kabil ve Habil anlasirlar; bunun üzerine her ikisi de birer kurban takdim ederler. Fakat gökten inen bir ates parçasi Habilin kurbanini yakar. Böylece Tanri, Habilin kurbanini kabul etmis, buna karsilik Kabilin kurbanini kabul etmedigini bildirmistir. Bu durumda Kabilin ikiz kizkardesi olan güzel Aklima, Habilin olacaktir 52. Ancak ne var ki Kabil buna razi olmaz. Öfke ve kiskançliga kapilarak Habile: Andolsun seni öldürecegim der (K. Maide Suresi, ayet: 27). Onun bu tehdidi üzerine Habil: Allah ancak takva sahiplerinden (kurban) kabul eder der. Takva demek Tanridan korkup onun emirlerini yerine getirmek anlamina geldigi icin bu sözleriyle Kabili, Tanriya itaatsizlikle suçlamis olur. Fakat bununla kalmaz bir de sunu ekler: Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile), ben sana, öldürmek için el uzatacak degilim. Ben Alemlerin Rabbi olan Allahtan korkarim. Ben istiyorum ki sen, hem benim günahimi hem de kendi günahini yüklenip atese atilacaklardan olasin; zalimlerin cezasi iste budur (K. Maide Suresi, ayet: 28-29)
Bu sözler Kabili öylesine hiddetlendirir ki, nefsini yenemeyerek bir vurusta kardesi Habili öldürür. Kuranda söyle yazili: Nihayet nefsi onu, kardesini öldürmeye itti ve onu öldürdü; bu yüzden de kaybedenlerden oldu (K. Maide 30)
Islam kaynaklarinin söylemesine göre Habil, güya ilk ölen insandir. Bundan dolayidir ki Kabil, kardesinin ölü cesedini ne yapacagini bilemez; cesedi topraga gömmek fikri de aklina gelmez. Bununla beraber kuslar ve yirtici hayvanlar tarafindan yenmesini istemedigi için cesedi bir torbaya koyar ve bir yil, boyunca sirtindan tasir. Fakat günlerden bir gün yeri eseleyen bir karga görür. Muhammedin söylemesine göre, yeri eseleyen bu kargayi Tanri göndermistir. [Bazi yorumcularin ifadesine göre Kabil, iki karganin birbirleriyle didistiklerine, ve bunlardan birinin digerini öldürdügüne, öldürdükten sonra onu torpaga gömdügüne tanik olmustur] Tanri güya kardesinin cesedini nasil gömecegini Kabile göstermek için bunu yapmistir. Kabil karganin yaptigini görmekle kendi kendine: Yaziklar olsun bana! Su karga kadar da olamadim mi ki, kardesimin cesedini gömeyim der, ve sirtinda tasimakta oldugu cesedi orada bir yere gömer. Bu husus Kuranda söyle yazili: Derken Allah, kardesinin cesedini nasil gömecegini ona (Kabile) göstermek için yeri eseleyen bir karga gönderdi. (Katil kardes) :-Yaziklar olsun bana! Su karga kadar da olamadim mi ki, kardesimin cesedini gömeyim- dedi, ve ettigine yananlardan oldu (K. Maide 31) 53
Kuran yorumcularina göre bu hikaye, insanin nefsine ve özellikle kiskançlik duygularina boyun egmesinin sonuçlarini göstermek bakimindan önemlidir. Ancak ne var ki bunu söylerlerken kisiyi iyi ve kötü yola sürükleyenin ve saptiranin Tanri olduguna dair Kuranda yer alan hükümleri göz ardi ederler. Öte yandan yukardaki hikayede Tanrinin, ayni anadan dogan kardesleri birbirleriyle evlendirmesi için vahy indirmesini de dogal karsilarlar. Bütün bunlar bir yana fakat Kabilin, ille de kendi kizkardesi ile evlenmek istemesi üzerine Ademin, onu ikna yoluna gitmeyip, iki kardesi kurban keserek sonuç elde etmege çalismasinin da pek yerinde bir sey olmadigindan habersiz görünürler.