Aklı dışarıda bırakan
hiçbir insan ilişkisi türü yoktur.
Hiçbir ilişki türü de sırf akıl üzerine kurulmuş değildir.
İlişki, dünyanın en zor işidir;
ancak "oluruna" bırakılabilir.
İşte "bu işin oluru“ için 10 emir:
Kabulleneceksin!
İki şeyi kabulleneceksin. Birincisi
"Aramızda iktidar problemi olmasın şekerim"
gibi girişimler tamamen hayalcidir;
kabul edeceksin. İktidar ilişkileriyle
sarmalanmış bir dünyada iktidardan,
güçten büsbütün arınmış bir ilişki mümkün değildir.
Kendi gücünü karşındakinin burnuna sokmayacaksın.
İkincisi, bir insanin bir başkasını hep ayni şiddette sevmesi
mümkün değildir, bunu da kabul edeceksin.
Sevginin azalmasını da çoğalmasını da kalıcı olarak
düşünmeyip soğukkanlı olacaksın. Az sevdiğini
hissettiğinde daha çok sevmeye, çok sevdiğini
hissettiğinde korkup az sevmeye çabalamayacaksın.
Her ikisi de seni lüzumsuz yere yorar.
İzin vereceksin!
Karşındakinin kendisi olmasına izin vereceksin;
en sana uymayan yanlarını bile
budamaya kalkmayacaksın.
Bu çabanın sonucu başarılı olsa da
onu daha az seveceksin, olmasa da,
unutma.
Sen de uyum sağlamak için
kendini eksilten bir çabaya girişmeyeceksin.
Bu hiçbir zaman sandığın kadar iyi olmaz;
her zaman sandığından kötü olur.
Belden aşağı vurmayacaksın!
Hiçbir kavgada,
asla belden aşağı vurmayacaksın.
Onun kişiliğini yıkacak şeyler söylemeyeceksin;
onun zaaflarını kavgada koz olarak kullanmayacaksın.
Sevdiğin insanla "yenmek" için kavga etmeyeceksin.
Bir insan kendisini aşağılayan bir ilişkiye
uzun süre katlanmaz;
katlansa bile sen
böyle bir şeye katlanan birine katlanamazsın.
O yüzden "yenmeye/yenilmeye“ hiç başlama!
İki kişilik evren kuracaksın!
Kanepede uzanıp yaptığınız dedikodularla,
komik küçük sohbetlerle, sadece ikinizin anlayacağı
bir dil ve bu dilin etrafında iki kişilik bir evren
kuracaksın.
Orası ilişkinin ilik kucağıdır, zedeleme.
Oraya ihtimamla tatlı dedikodular ve pamuk şekeri gibi
hallerini taşıyacaksın.
Dünya isleri zaten ağır; sen hafifleteceksin!
Sakın yanılıp da üçüncü kişilerden müteşekkil bir mahkemede
ilişkinizi analiz etmeye kalkma.Bu, o iki kişilik evreni tuz buz eder.
Yeniden inşa etmek imkansıza yakındır.
Onun tarafını tutacaksın!
Ne olursa olsun üçüncü kişilerin yanında
ve üçüncü kişilere karşı onu tutacaksın!
Hiç "objektif" gibi görünmeyebilir bu sana ama zaten ilişki sübjektiftir,unutma!
Yıkılmayacaksın!
En ölümcül haller dışında
hiçbir üzüntünde onun üzerine yıkılmayacaksın.
O senin doktorun, psikoloğun değil, sevgilin.
Kendi derdini mümkünse kendin halledeceksin.
Onu asla "Bana ne kadar katlanabiliyor" ile test etmeyeceksin.
Çünkü sen de bu testten geçemeyebilirsin.
"Nitelikli" emek harcayacaksın!
"Sevgi emektir" cümlesi eksiktir.
"Beni sev, birbirimizi çok sevelim"
cinsinden niteliksiz bir emek sadece yapış yapış bir debelenmedir.
O emeğin içine zeka katacaksın.
İlişkinin ihtiyaçlarını hassas bir görü ile saptamaya gayret edeceksin.
Örneğin onun yalnız kalmaya ihtiyacı varsa tepesine binip
sevgi performansları yapmayacaksın.
Öğreneceksin!
"Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur"
cinsi bir ilişki tıkanmaya mahkumdur;
birlikte yeni şeyler görmeye, öğrenmeye, yeni maceralar yasamaya bakacaksın.
Gebeşlik etmeyeceksin, ilişkinin enerjiye ihtiyacı varsa,kendini akışa
bırakmayacaksın.
Antrenman yapacaksın!
Birbirinize çok yapışıp kaldığınız anlarda
derhal ufak çaplı tek başına yaşama antrenmanları yapacaksın.
Ona da yaptıracaksın!
Bu ilişkiye yeni enerji girişini sağlayacağı gibi seni kaybetme korkusundan
uzak tutar.Sen kim olduğunu unutmamak zorundasın.
Dikkat edeceksin!
En önemli emir:
En önemli şey ilişkiniz değil, sakın öyle zannetme.
En önemli şey, o ve sensin;ayrı ayrı.
İkiniz de birer insansınız;
bu, sınırsız olanak ve ihtimal demek.
Yani esasında gerekiyorsa,
sizi tüketiyorsa ilişkiyi de boş vereceksin!
Onu işte bu kadar seveceksin.
hiçbir insan ilişkisi türü yoktur.
Hiçbir ilişki türü de sırf akıl üzerine kurulmuş değildir.
İlişki, dünyanın en zor işidir;
ancak "oluruna" bırakılabilir.
İşte "bu işin oluru“ için 10 emir:
Kabulleneceksin!
İki şeyi kabulleneceksin. Birincisi
"Aramızda iktidar problemi olmasın şekerim"
gibi girişimler tamamen hayalcidir;
kabul edeceksin. İktidar ilişkileriyle
sarmalanmış bir dünyada iktidardan,
güçten büsbütün arınmış bir ilişki mümkün değildir.
Kendi gücünü karşındakinin burnuna sokmayacaksın.
İkincisi, bir insanin bir başkasını hep ayni şiddette sevmesi
mümkün değildir, bunu da kabul edeceksin.
Sevginin azalmasını da çoğalmasını da kalıcı olarak
düşünmeyip soğukkanlı olacaksın. Az sevdiğini
hissettiğinde daha çok sevmeye, çok sevdiğini
hissettiğinde korkup az sevmeye çabalamayacaksın.
Her ikisi de seni lüzumsuz yere yorar.
İzin vereceksin!
Karşındakinin kendisi olmasına izin vereceksin;
en sana uymayan yanlarını bile
budamaya kalkmayacaksın.
Bu çabanın sonucu başarılı olsa da
onu daha az seveceksin, olmasa da,
unutma.
Sen de uyum sağlamak için
kendini eksilten bir çabaya girişmeyeceksin.
Bu hiçbir zaman sandığın kadar iyi olmaz;
her zaman sandığından kötü olur.
Belden aşağı vurmayacaksın!
Hiçbir kavgada,
asla belden aşağı vurmayacaksın.
Onun kişiliğini yıkacak şeyler söylemeyeceksin;
onun zaaflarını kavgada koz olarak kullanmayacaksın.
Sevdiğin insanla "yenmek" için kavga etmeyeceksin.
Bir insan kendisini aşağılayan bir ilişkiye
uzun süre katlanmaz;
katlansa bile sen
böyle bir şeye katlanan birine katlanamazsın.
O yüzden "yenmeye/yenilmeye“ hiç başlama!
İki kişilik evren kuracaksın!
Kanepede uzanıp yaptığınız dedikodularla,
komik küçük sohbetlerle, sadece ikinizin anlayacağı
bir dil ve bu dilin etrafında iki kişilik bir evren
kuracaksın.
Orası ilişkinin ilik kucağıdır, zedeleme.
Oraya ihtimamla tatlı dedikodular ve pamuk şekeri gibi
hallerini taşıyacaksın.
Dünya isleri zaten ağır; sen hafifleteceksin!
Sakın yanılıp da üçüncü kişilerden müteşekkil bir mahkemede
ilişkinizi analiz etmeye kalkma.Bu, o iki kişilik evreni tuz buz eder.
Yeniden inşa etmek imkansıza yakındır.
Onun tarafını tutacaksın!
Ne olursa olsun üçüncü kişilerin yanında
ve üçüncü kişilere karşı onu tutacaksın!
Hiç "objektif" gibi görünmeyebilir bu sana ama zaten ilişki sübjektiftir,unutma!
Yıkılmayacaksın!
En ölümcül haller dışında
hiçbir üzüntünde onun üzerine yıkılmayacaksın.
O senin doktorun, psikoloğun değil, sevgilin.
Kendi derdini mümkünse kendin halledeceksin.
Onu asla "Bana ne kadar katlanabiliyor" ile test etmeyeceksin.
Çünkü sen de bu testten geçemeyebilirsin.
"Nitelikli" emek harcayacaksın!
"Sevgi emektir" cümlesi eksiktir.
"Beni sev, birbirimizi çok sevelim"
cinsinden niteliksiz bir emek sadece yapış yapış bir debelenmedir.
O emeğin içine zeka katacaksın.
İlişkinin ihtiyaçlarını hassas bir görü ile saptamaya gayret edeceksin.
Örneğin onun yalnız kalmaya ihtiyacı varsa tepesine binip
sevgi performansları yapmayacaksın.
Öğreneceksin!
"Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur"
cinsi bir ilişki tıkanmaya mahkumdur;
birlikte yeni şeyler görmeye, öğrenmeye, yeni maceralar yasamaya bakacaksın.
Gebeşlik etmeyeceksin, ilişkinin enerjiye ihtiyacı varsa,kendini akışa
bırakmayacaksın.
Antrenman yapacaksın!
Birbirinize çok yapışıp kaldığınız anlarda
derhal ufak çaplı tek başına yaşama antrenmanları yapacaksın.
Ona da yaptıracaksın!
Bu ilişkiye yeni enerji girişini sağlayacağı gibi seni kaybetme korkusundan
uzak tutar.Sen kim olduğunu unutmamak zorundasın.
Dikkat edeceksin!
En önemli emir:
En önemli şey ilişkiniz değil, sakın öyle zannetme.
En önemli şey, o ve sensin;ayrı ayrı.
İkiniz de birer insansınız;
bu, sınırsız olanak ve ihtimal demek.
Yani esasında gerekiyorsa,
sizi tüketiyorsa ilişkiyi de boş vereceksin!
Onu işte bu kadar seveceksin.