İnternetin, modern hayat, teknolojide yaşanan gelişmeler, en önemlisi de iletişim ve paylaşım aracı olarak kullanım oranı her geçen gün artıyor. Sadece bilgisayarlarımızda değil, taşınabilir ve giyilebilir cihazlarımızda da internet hep bizimle. Durum böyle olunca insanların gerçek hayatta karşılaştığı her şey sanal alemde de yaşanabilir hale geldi. İnsanın en temel özelliklerinden, bilhassa içinde bulunduğu toplumda kabul görmesini sağlayan ahlâk kavramının internet aleminde de bulunması son derece önem arz ediyor.
Ahlâk sözlükte davranış biçimi, huy olarak tanımlanıyor. Dinimiz ahlâk meselesine oldukça önem veriyor. Peygamber Efendimiz (S.A.v) Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. (Muvatta, Hüsnül-Hulk, 8; Ahmed b. Hanbel, 2/381) buyurmuştur. Bize düşen onun yolunda ilerlemek ve bizden sonrakilere de bu ahlâkı miras bırakmak olacaktır. Zira yine Efendimiz (S.A.v) Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez. (Tirmizî, Birr, 33) demiştir.
İnternet aleminde dolaşırken, kendimizi tamamıyla özgür ve rahat düşünebiliriz. Ancak hepimiz insanız ve fıtratımızda yer alan bir ahlak var. Peki, bu ahlakı sanal alemde nasıl yaşayabiliriz ve yaşatabiliriz? Şimdi bu sorumuza cevap arayalım.
Sanal dünyada gezinen kişi gerçek manada karşısındakileri görmediği ve duymadığı için rahat bir tavır sergileyebilir. Yüzü kızarmadan ahlaksızlığını dışa vurabilir. Tanınma kaygısı taşımaz. Normal hayatta yediğine, içtiğine dikkat eden, adab-ı muaşerete mümkün olduğunca uyan kişiler sanal dünyada hakaret etme, küçük düşürücü ve saygısız tavırlar sergileme konusunda kaygı taşımayabilirler. Ancak kişi normal hayatta nasılsa internet aleminde de öyle olması gerektiği bilincine ulaşmalıdır.
Normal hayatta ahlaksız insanları sevmeyip onlarla mümkün olduğunca muhatap olmazken, internet aleminde de benzer tepkiler verme hakkımızın olduğunu hatta kötü davranışlarımız yüzünden dışlanma, istenmeme, olumsuz tepkilere maruz kalma ihtimalimizin yüksek olduğunu da unutmamalıyız. Yalancı çoban misali kimsenin inanmadığı, sevmediği, güvenmediği kişiler olmayı hiç kimse istemez.
Yukarıda belirttiğimiz gibi kimseyle gerçek anlamda görüşmememiz, kendimizi mükemmel şekilde gizleme imkanı bulmamız bizim için mükemmel bir maske olabilir. Tamamen saklanabilir, bambaşka biri gibi davranabilir, istediğimizi söyleyebiliriz. Evet, sanal alemde bizim gözlerimize kimse bakmaz, sadece yazdığımız harfleri görürler. O harflerin oluşturduğu kelimeleri, cümleleri ve anlamları. Bu nedenle klavyemizden çıkan her söze dikkat etmeliyiz. Bu dünyada olmasa da yargılanacağımız bir öbür dünya olduğunu unutmamalıyız.
İnsanlar kendilerini nasıl davranılmasını istiyorlarsa çevresindekilere de öyle davranmalıdırlar. Ahlak çerçevesinden ayrılmadan, gerçek fikirlerini yansıtan, gerektiğinde savunan profiller çizmeliyiz.
Sanal alem aslında gerçek dünyadan çok daha fazla imkanla dolu olabilir. Gerçek hayattakinden daha fazla kişiyi tanıyabilir, gerçektekinden daha fazla kişiyle temas edebilir, onların da ahlaklı ve dürüst davranmaları halinde deneyimlerinden yararlanabilir, ihtiyaç halinde dostluklarını ve desteklerini bulabiliriz. Bir sorunumuz olduğunda ilk elden uzman kişilere ulaşma fırsatı bulup problemlerimizi hızla çözebiliriz. Bu tamamıyla bizim kendimizi yansıtış biçimimize bağlıdır elbette. Kalp kırmayan, üslubunu bozmayan, yalan söylemeyen kişiler güven sağlar. Bu durumda sanal ya da gerçek arasında bir fark kalmaz.
Günümüzde özellikle bilgisayar korsancılığı oldukça yaygınlaştı. Birtakım sosyal mühendislik yöntemleriyle ya da zararlı yazılımlarla e-posta adreslerimize, bilgisayarlarımıza, telefonlarımıza sızıp istem dışı paylaşımlarda bulunabiliyorlar. Üstelik keyfi yapılan böylesi durumlar, kurban kişiyi zor durumda bırakıp gereksiz paylaşım yaptığı kişileri, hoş olmayan yazılar ya da videolar gönderdiği kişilerin kendisinden uzaklaşmasına ve gereksiz tartışmalara sebep olabiliyor. Bu gibi durumlardan korunmak için kendi güvenliğimizi sağlamanın yanı sıra kaynağın gerçekten gönderen olup olmadığını da analiz etmemiz gerekiyor.
Özetleyecek olursak, internette ahlaklı kalabilmek için;
- Kendimize toplumda biçtiğimiz değeri internete de taşımalı, ikinci bir kimlik oluşturmak yerine neysek o olmalıyız.
- Tatlı dil ve güler yüzün her kapıyı açan anahtar olduğunu unutmadan karşımızdakilere nezaketli davranmalıyız.
- Tanımadığımız kişilerle ikili tartışmalara girmemeli, var olan tartışmaları uzatmamalıyız. Çünkü karşımızdaki kim ve bunu nasıl bir ruh haliyle yazıyor görmeden asla yorumlayamayız.
- Yanlış anlaşılmalardan korunmak için, sade ve anlaşılır bir dil kullanmalıyız. Çünkü karşımızdakinin bizi gerçekten anlayıp anlamadığını gösteren beden dilini sadece yazılarına bakarak yordayamayız.
- TAMAMEN BÜYÜK HARFLE YAZMAnın internette bağırmak ve hakaret olduğunu kendimize hatırlatmalı, imla ve anlatım kurallarına uygun yazmalıyız.
- Başkalarının haklarına ve kişiliğine saldırmamalıyız.
- Keyfi olarak ya da husumetle kimsenin özel adresine saldırı düzenlememeli, onun düşeceği durumu da göz önüne alarak sorunları farklı yollarla çözmeliyiz.
- Bilinçli internet kullanıcıları olarak bizlere düşen, internet alemine, sosyal medyaya yeni girenlere deneyimlerimizi aktarmak, onlara yapmaları ve yapmamaları gerekenleri anlatmak olacaktır.
Kısaca, kendimize nasıl davranılmasını istiyorsak öyle davranmalıyız.
"Allahdan korkan kimseler, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever."
Âl-i İmrân sûresi (3), 134