10. Yaşlandıkça Herkes Okuma Gözlüğüne İhtiyaç Duyar
>Şuan 40 yaşının altındaysanız halen mükemmel görüyor olabilirsiniz. Ancak bu maalesef herzaman böyle devam etmeyecek. Dünya nüfusunun %90’ı mükemmel görüşünü genelllikle 43-50 yaş arasındayken kaybetmeye başlıyor. Bunun nedeni de gözünüzün içindeki lenslerin odaklanma kabiliyetini yaş aldıkça kaybetmesi. Yani eninde sonunda yaşlandıkça herkes en azından okuma gözlüğü kullanmak zorunda kalıyor.
9. Gözünüzdeki Lensler En İyi Kameranın Lensinden bile Daha Hızlıdır
Gözbebeğimizin hemen arkasında duran doğal lensler bizim çevreye bakarken göreceklerimizi foculamaya yarıyor. Şöyle bir oturup etrafınıza bakın ve aynı anda kaç farklı objeyi , kaç farklı şekil ve uzaklıktan focuslayabildiğinizi fark edin, hem de kontrol bile etmeniz gerekmeden . Siz görüşünüzü değiştirdikçe, gözümüzdeki lensler otomatik olarak en iyi açıyı bize sunmak için çalışıyorlar. Şimdi bunu bir de kamera lensi ile karşılaştıralım. Bir kamera 2 farklı uzaklığa focus edebilmek için en azından birkaç saniyeye ihtiyaç duyar. Şanslıyız ki bizim gözlerimizin bunu yapabilmesi için zamana ihtiyacı yoktur ve dünyadaki en hızlı lensler de gözlerimizde olandır.
8. 7 Yaşına Geldiğimizde Gözlerimiz Tam Donanımlı Hale Gelmiş Olur
7 yaşına gelmiş bir çocuğun gözleri ile bir yetişkinin gözleri aynı özelliklere sahiptir. Bu yüzden de 7 yaşından önce gözde tespit edilen rahatsızlıklar tedaviye daha olumlu yanıt verir.
7. Gözlerinizi Günde Yaklaşık Olarak 15.000 Kere Kırparsınız
Gözlerimizi günde ortalama 15.000 kez kırpıyoruz. Peki gözlerimizi neden kırğıyoruz? Çünkü bu şekilde gözlerimizi temizlemiş ve göz üzerini nemlendirmiş oluyoruz. Göz kapaklarımız her kapandığında, gözyaşı bezlerimizden salgılanan tuzlu salgı, gözümüzü bir anlamda dezenfekte ediyor. Normal olarak, 4-6 saniyede bir gözlerimizi kırparak, bu olağan temizliği gerçekleştiriyoruz. Ancak gözlerimizde hassasiyete neden olan herhangi bir koşul söz konusuysa, örneğin dumanlı bir ortamdaysak veya gözümüze bir şey kaçmışsa, gözün kendini bir an önce temizleyebilmesi için, daha sık göz kırpabiliyoruz. Göz kırpmamız sayesinde, gözlerimizin kurumasını da önlemiş oluyoruz.
6. Yaşlandıkça Herkesin Kataraktı Olacaktır
Katarakt doğuştan olunabileceği gibi en çok yaşa bağlı olarak çıkan ve ilaç ve gözlükle tedavisi olmayan bir göz hastalığıdır. Kataraktan kurtulmanın yolu ameliyattır.Katarakt hem uzak hem de yakın görüş bozukluğudur. Yaşa bağlı olarak oluşan bu hastalığın asıl nedeni gözün içindeki lensin saydamlığını kaybederek opak bir görünüm alması ve göz merceğinin yoğunlaşmasıdır.
5. Diabet Hastası Olduğunuzu Göz Testiyle Öğrenebilirsiniz
Diabet yani şeker hastası olduğunuzu göz testi yaptırarak öğrenebiliyorsunuz. Şeker hastalığının göz arkasında yarattığı hasarların belirginliği hastanın şeker hastası olduğunu gösterebiliyor. Damarlarda hasara yol açan diyabet hastalığı ilk olarak etkilerini göz ve böbreklerde gösteriyor.
4. Aslında Gözlerimizle Değil Beynimizle Görüyoruz
Gözlerimiz çevremizde olup biten herbilgiyi görür. Sonra bu bilgiler gözlerimizden geçerek sinirler yardımıyla beyine ulaşır. Ve sonuç olarak da gördüğümüzü analiz ederek onu görmemizi ve anlamamızı sağlayan şey beynimizdir. Bu demek değildir ki gözlerimiz görme işleminde önemli bir rol oynamıyor. Tabiki oynuyor ama görme işleminin ne olduğunu bize beynimiz söylüyor.
3. Gözlerimiz görüşümüzde oluşan kör noktalara adapte olabilir
Glokom hastalığı veya felç geçirmek gibi sağlık koşulları nedeniyle görüşümüzde kör noktalar meydana gelebilir. Ancak beynimiz ve gözlerimiz bu kör noktaları görünmez kılarak duruma adapte olmamızı sağlar. Bunu ise sorunlu gözdeki kör noktayı bastırıp iyi gören gözün “boşlukları doldurmasını” sağlayarak yapar. Gözlerimizi böylesine esnek ve dayanıklı kılan da bu adaptasyon yeteneğidir.
2. 0/20 görüş, sahip olabileceğiniz en iyi görüş kalitesi değildir
İnsanlar 20/20 ifadesini duydukları zaman, bunun mümkün olan en iyi görüş kalitesi olduğunu sanarlar. Oysa 20/20 görüş, ortalama bir yetişkinin görmesi gerekeni ifade eder. Bir göz kontrol grafiğini ele alırsak, 20/20 görüş ancak en alttan ikinci sırada yer alacaktır. En altta ise 20/16 görüş değeri vardır. Dolayısıyla birisi size “20/20 görüşüm var” dediğinde etkilenmeniz için hiçbir sebep yoktur.
1. Gözlerimiz Kuruduklarında Sulanır
Bu ifade saçma gibi gözüküyor, ancak gerçek. Gözyaşı; su, sümük ve yağ olmak üzere üç farklı bileşenden oluşur. Eğer bu üç bileşen doğru miktarda değillerse bu, gözlerin kurumasına yol açacaktır. Beyin, bu kurumaya ekstradan su üreterek yanıt verir, dolayısıyla gözler sulanır.
>Şuan 40 yaşının altındaysanız halen mükemmel görüyor olabilirsiniz. Ancak bu maalesef herzaman böyle devam etmeyecek. Dünya nüfusunun %90’ı mükemmel görüşünü genelllikle 43-50 yaş arasındayken kaybetmeye başlıyor. Bunun nedeni de gözünüzün içindeki lenslerin odaklanma kabiliyetini yaş aldıkça kaybetmesi. Yani eninde sonunda yaşlandıkça herkes en azından okuma gözlüğü kullanmak zorunda kalıyor.
9. Gözünüzdeki Lensler En İyi Kameranın Lensinden bile Daha Hızlıdır
Gözbebeğimizin hemen arkasında duran doğal lensler bizim çevreye bakarken göreceklerimizi foculamaya yarıyor. Şöyle bir oturup etrafınıza bakın ve aynı anda kaç farklı objeyi , kaç farklı şekil ve uzaklıktan focuslayabildiğinizi fark edin, hem de kontrol bile etmeniz gerekmeden . Siz görüşünüzü değiştirdikçe, gözümüzdeki lensler otomatik olarak en iyi açıyı bize sunmak için çalışıyorlar. Şimdi bunu bir de kamera lensi ile karşılaştıralım. Bir kamera 2 farklı uzaklığa focus edebilmek için en azından birkaç saniyeye ihtiyaç duyar. Şanslıyız ki bizim gözlerimizin bunu yapabilmesi için zamana ihtiyacı yoktur ve dünyadaki en hızlı lensler de gözlerimizde olandır.
8. 7 Yaşına Geldiğimizde Gözlerimiz Tam Donanımlı Hale Gelmiş Olur
7 yaşına gelmiş bir çocuğun gözleri ile bir yetişkinin gözleri aynı özelliklere sahiptir. Bu yüzden de 7 yaşından önce gözde tespit edilen rahatsızlıklar tedaviye daha olumlu yanıt verir.
7. Gözlerinizi Günde Yaklaşık Olarak 15.000 Kere Kırparsınız
Gözlerimizi günde ortalama 15.000 kez kırpıyoruz. Peki gözlerimizi neden kırğıyoruz? Çünkü bu şekilde gözlerimizi temizlemiş ve göz üzerini nemlendirmiş oluyoruz. Göz kapaklarımız her kapandığında, gözyaşı bezlerimizden salgılanan tuzlu salgı, gözümüzü bir anlamda dezenfekte ediyor. Normal olarak, 4-6 saniyede bir gözlerimizi kırparak, bu olağan temizliği gerçekleştiriyoruz. Ancak gözlerimizde hassasiyete neden olan herhangi bir koşul söz konusuysa, örneğin dumanlı bir ortamdaysak veya gözümüze bir şey kaçmışsa, gözün kendini bir an önce temizleyebilmesi için, daha sık göz kırpabiliyoruz. Göz kırpmamız sayesinde, gözlerimizin kurumasını da önlemiş oluyoruz.
6. Yaşlandıkça Herkesin Kataraktı Olacaktır
Katarakt doğuştan olunabileceği gibi en çok yaşa bağlı olarak çıkan ve ilaç ve gözlükle tedavisi olmayan bir göz hastalığıdır. Kataraktan kurtulmanın yolu ameliyattır.Katarakt hem uzak hem de yakın görüş bozukluğudur. Yaşa bağlı olarak oluşan bu hastalığın asıl nedeni gözün içindeki lensin saydamlığını kaybederek opak bir görünüm alması ve göz merceğinin yoğunlaşmasıdır.
5. Diabet Hastası Olduğunuzu Göz Testiyle Öğrenebilirsiniz
Diabet yani şeker hastası olduğunuzu göz testi yaptırarak öğrenebiliyorsunuz. Şeker hastalığının göz arkasında yarattığı hasarların belirginliği hastanın şeker hastası olduğunu gösterebiliyor. Damarlarda hasara yol açan diyabet hastalığı ilk olarak etkilerini göz ve böbreklerde gösteriyor.
4. Aslında Gözlerimizle Değil Beynimizle Görüyoruz
Gözlerimiz çevremizde olup biten herbilgiyi görür. Sonra bu bilgiler gözlerimizden geçerek sinirler yardımıyla beyine ulaşır. Ve sonuç olarak da gördüğümüzü analiz ederek onu görmemizi ve anlamamızı sağlayan şey beynimizdir. Bu demek değildir ki gözlerimiz görme işleminde önemli bir rol oynamıyor. Tabiki oynuyor ama görme işleminin ne olduğunu bize beynimiz söylüyor.
3. Gözlerimiz görüşümüzde oluşan kör noktalara adapte olabilir
Glokom hastalığı veya felç geçirmek gibi sağlık koşulları nedeniyle görüşümüzde kör noktalar meydana gelebilir. Ancak beynimiz ve gözlerimiz bu kör noktaları görünmez kılarak duruma adapte olmamızı sağlar. Bunu ise sorunlu gözdeki kör noktayı bastırıp iyi gören gözün “boşlukları doldurmasını” sağlayarak yapar. Gözlerimizi böylesine esnek ve dayanıklı kılan da bu adaptasyon yeteneğidir.
2. 0/20 görüş, sahip olabileceğiniz en iyi görüş kalitesi değildir
İnsanlar 20/20 ifadesini duydukları zaman, bunun mümkün olan en iyi görüş kalitesi olduğunu sanarlar. Oysa 20/20 görüş, ortalama bir yetişkinin görmesi gerekeni ifade eder. Bir göz kontrol grafiğini ele alırsak, 20/20 görüş ancak en alttan ikinci sırada yer alacaktır. En altta ise 20/16 görüş değeri vardır. Dolayısıyla birisi size “20/20 görüşüm var” dediğinde etkilenmeniz için hiçbir sebep yoktur.
1. Gözlerimiz Kuruduklarında Sulanır
Bu ifade saçma gibi gözüküyor, ancak gerçek. Gözyaşı; su, sümük ve yağ olmak üzere üç farklı bileşenden oluşur. Eğer bu üç bileşen doğru miktarda değillerse bu, gözlerin kurumasına yol açacaktır. Beyin, bu kurumaya ekstradan su üreterek yanıt verir, dolayısıyla gözler sulanır.