- Konum
- Dünya Sürgünü.
-
- Üyelik Tarihi
- 10 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 953
-
- MFC Puanı
- 142
Gönül Çiçeğim...
Yine buğulusun gönül çiçeğim, yine ağlıyorsun!
Gül kokmayan bir yürek gördün mü, salıverirsin damlalarını gönüllere...
Hep ağlıyorsun gönül çiçeğim,
Sevdaysa sevda, hasretse hasret, hüzünse hüzün... ne varsa buğulu bulutlarında, yağmur eder sunarsın bahara.
İyi ki ağlarsın gönül çiçeğim,
Çiçeklerin umut kokar. Baharı bile umutlandırdın ya gönül çiçeğim, gam sana yakışmaz gayrı. Gam bizim işimiz, hüzün bizim işimiz gayrı.
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Sen açmasaydın, sen beyazlığını damla damla düşürmeseydin karakışın hüküm sürdüğü buzdan yüreklere, hangi ağaç meyveyi umut ederek çiçeklerini salardı karakışın bağrına? Hangi çiçek güneşli günleri umut ederek tomurcuğunu terk ederdi? Hangi beyaz kelebek, soğuktan kenetlediği titrek kanatlarını semaya açarak kanatlanırdı?
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Sen damlamasaydın, kardelenler nazlı çiçeklerini açar mıydı beyaz karlara inat? Kim beyazlığın sadece karda değil, çiçeklerde de olabileceğini düşünebilirdi?
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Sen de açmasaydın gönül çiçeğim, kara bulutların arkasındaki mavi gökyüzüne özlemler yeşermezdi dallarda. Belki hüzün savrulurdu sadece ağaçların kuru dallarında tipiyle karışık. Belki yağmur nedir bilinmezdi. Oysa sen hep gülü savurdun gökyüzüne, hep gülü koklattın rüzgarlara. Sen bilirsin ki; "Bir çiçek ölmeden, meyve dirilmez!"
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Adın baharla birlikte anılır oldu gönül çiçeğim. Rüzgarlarla karlara savrulan her yaprağın, karlara baharı hatırlattı. Çiçeklerin sıcak gözyaşlarıydı zira. Gözyaşları yağmuru, yağmur baharı hatırlattı sonra.
İyi ki ağlamışsın gönül çiçeğim,
Şimdi bildim, sürgünlüklerin, hasretliklerin, hüzünlerin neden senin dostun olduğunu. Sen gülü damladın karakışın rüzgarlarına. Gülü saçlarına takıp giden rüzgarlar, gözyaşlarını da taşıdı yedi iklime.
Şimdi anladım; "gül sevginin özü" Hasretlikler, hüzünler, ayrılıklar gülün kokusudur çünkü. Sen gül kokuyorsun çünkü.
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Dedin ya;
"Çiçekler ölmezse meyveler olmaz!"
Tomurcuklar yokolmadan güller açılmaz!"
Ölürsem başucuma bir gül dikilsin,
Ölürsem başucuma bir gülle gelinsin!
Yine buğulusun gönül çiçeğim, yine ağlıyorsun!
Gül kokmayan bir yürek gördün mü, salıverirsin damlalarını gönüllere...
Hep ağlıyorsun gönül çiçeğim,
Sevdaysa sevda, hasretse hasret, hüzünse hüzün... ne varsa buğulu bulutlarında, yağmur eder sunarsın bahara.
İyi ki ağlarsın gönül çiçeğim,
Çiçeklerin umut kokar. Baharı bile umutlandırdın ya gönül çiçeğim, gam sana yakışmaz gayrı. Gam bizim işimiz, hüzün bizim işimiz gayrı.
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Sen açmasaydın, sen beyazlığını damla damla düşürmeseydin karakışın hüküm sürdüğü buzdan yüreklere, hangi ağaç meyveyi umut ederek çiçeklerini salardı karakışın bağrına? Hangi çiçek güneşli günleri umut ederek tomurcuğunu terk ederdi? Hangi beyaz kelebek, soğuktan kenetlediği titrek kanatlarını semaya açarak kanatlanırdı?
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Sen damlamasaydın, kardelenler nazlı çiçeklerini açar mıydı beyaz karlara inat? Kim beyazlığın sadece karda değil, çiçeklerde de olabileceğini düşünebilirdi?
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Sen de açmasaydın gönül çiçeğim, kara bulutların arkasındaki mavi gökyüzüne özlemler yeşermezdi dallarda. Belki hüzün savrulurdu sadece ağaçların kuru dallarında tipiyle karışık. Belki yağmur nedir bilinmezdi. Oysa sen hep gülü savurdun gökyüzüne, hep gülü koklattın rüzgarlara. Sen bilirsin ki; "Bir çiçek ölmeden, meyve dirilmez!"
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Adın baharla birlikte anılır oldu gönül çiçeğim. Rüzgarlarla karlara savrulan her yaprağın, karlara baharı hatırlattı. Çiçeklerin sıcak gözyaşlarıydı zira. Gözyaşları yağmuru, yağmur baharı hatırlattı sonra.
İyi ki ağlamışsın gönül çiçeğim,
Şimdi bildim, sürgünlüklerin, hasretliklerin, hüzünlerin neden senin dostun olduğunu. Sen gülü damladın karakışın rüzgarlarına. Gülü saçlarına takıp giden rüzgarlar, gözyaşlarını da taşıdı yedi iklime.
Şimdi anladım; "gül sevginin özü" Hasretlikler, hüzünler, ayrılıklar gülün kokusudur çünkü. Sen gül kokuyorsun çünkü.
İyi ki ağladın gönül çiçeğim,
Dedin ya;
"Çiçekler ölmezse meyveler olmaz!"
Tomurcuklar yokolmadan güller açılmaz!"
Ölürsem başucuma bir gül dikilsin,
Ölürsem başucuma bir gülle gelinsin!