Gizemli Uğultu (The Hum)
"The Hum"; gizemli ve kaynağı bulunamayan, dünya genelinde belli bölgelerde popülasyonun %2'si ila 'u tarafında duyulan seslere verilen addır.[1] Kalıcı ve düşük frekanslı uğultu olan "Hum", dünyanın çeşitli yerlerinde özellikle küçük yerleşim birimlerinde "vızıltı" şeklinde sürekli olarak duyulmaktadır. Bu gürültülü ses gizemli uğultu, vızıldama, guruldama, sesli kabus gibi kelimelerle tanımlanırken İngilizcede "Hum" (The Hum), Türkçede ise "Uğultu" olarak bilinmektedir.[2] Duyulduğu bölgeler başta olmak üzere dünya genelinde yüzlerce hikayeye de kaynak olan "hum"ların gerçek nedeni henüz öğrenilebilmiş değildir. [3] Bu uğultu dünyanın en esrarengiz olaylarından olup milyonlarca insanın yaşamını etkileyen hatta intihara sürükleyen bir olay olarak hala bilinmezliğini korumaktadır.
Hum, vızıldama olarak 1950'lerin sonunda İngiltere'de duyulmuş ve 2.000 insanın şikayetiyle ve 1995 yılında hazırlanan bir raporla onaylanmıştır. 1980'lerde İskoçya'daki Largs kasabasında kıyıdaki insanları rahatsız eden bir ses olduğu söylenmiştir. 1992 yılında Amerika'nın New Mexico bölgesinde baş gösteren Hum Fenomeni, bir piyano uğultusu gibi başlamış ve 66 hertz olduğu tespit edilmiştir. New Mexico şehirlerinden olan Taos'un batısında "Taos Hum" adının verildiği bu fenomenden hastalanan herkesin bakımını "New Mexico Üniversitesi" üstlenmiştir. 1999 yılında ise Amerika'daki İndinia Kokomo'da 100 kişi fiziksel şikayetlerde (eklem ağrısı, bulantı, ishal, yorgunluk) bulunmuş ve 2003 yılında kasaba boşaltılmıştır. Kokomo en fazla zarar gören yerler arasındayken, belediye uğultuyu araştırmaya koyulmuştur. Kesin bir sonuç bulamayıp kimyasal duyarlılık, jeo-manyetik olaylarla Hum'u bağdaştırmıştır ama kasabaya geri dönen insanlar uğultuyu hala duyduğunu söylemiştir. 2008'de Kanada'daki Alberta eyaletinin Calgary kentinde 40 hertz olarak titreşim şeklinde bir uğultu duyulduğu söylenmiş ve toplumun %20'si etkilenmiştir. 2012 yılında İrlanda Kerry'de, Washington Seattle'da, Yeni Zelanda Wellington'da uğultu şikayetleri olmuştur [2]
Genellikle izole ve küçük yerleşim birimlerinde geceleri duyulmaya başlayan ve önüne geçilemeyen bu uğultu, dünyanın birçok köşesinde binlerce insanın sinirlerini iflas etme noktasına getirmektedir. İngilterenin Bristol kenti; ABDnin New Mexico eyaletindeki Taos ve İskoçyanın Largs kasabası, Hum eziyeti çeken yerleşim birimlerinden sadece birkaçıdır.
Bilim insanlarının yıllardır süren araştırmalarına rağmen, gizemli uğultunun neden sadece belli bölgelerde, popülasyonun belli bir kısmını etkilediği hala sırrını korumaktadır. İlk olarak 1950li yıllarda ihbarları gelmeyen başlayan gizemli uğultu, ilerleyen yıllarda daha fazla bölgede düşük frekanslı, bir zonklama ve gümbürdeme tarzı bir gürültü olarak daha fazla yerleşim biriminde duyulmaya başlanmıştır.
Hum hakkındaki genel görüşler ise uğultunun genelde kapalı alanlarda duyulduğu ve geceleri gündüzlerden çok daha fazla hissedildiği yönündedir. Ayrıca, şehirlerdeki gürültüyü içermeyen kırsal bölgelerde yaygındır.
İngilterenin Surrey kentinde yaşayan akustik mühendisi Geoff Leventhallın 2003 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Hum bulunan bölgelerdeki nüfusun sadece %2si uğultuyu duymaktadır. Bu gürültüye maruz kalanlar ise genelde 55-70 yaş arası insanlar olmaktadır.
Hum mağduru insanlar, gürültüyü rölantide çalışan bir dizel motoru gibi tanımlıyor. İngilterenin Leeds kentinde uğuldamaya maruz kalan Katie Jacqures, BBCye, Bu bir nevi işkence... Bazen gerçekten çığlık atmak istiyorsunuz. yorumunda bulunuyor. Jacques, Geceleri çok daha kötüleşiyor... Uyumak zorlaşıyor çünkü arka planda sürekli bu sesi duyuyorsunuz. Sürekli dönüp duruyor ve kafanızı daha fazla bu sese takıyorsunuz. diyor.
Duyma sorunu bulunmayan mağdurlardan birçoğu, şikayetleri dikkate alınmadığı zaman daha da sinirleniyor. Mağdurlar, baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik, burun kanaması ve uyku bozukluğu gibi rahatsızlıklar çekiyor. BBCye göre, İngilterede bugüne kadar en az 1 kişi Hum yüzünden intihar etti.
LiveScience sitesinin haberine göre, gizemli uğultuların ilk belirdiği yerlerden biri İngilterenin Bristol kenti. Kıyı şeridindeki kentte 1970lerde bildirilen şikayetlerin sorumlusu olarak araç trafiği ve 24 saat çalışan fabrikalar gösterildi.
ABDnin uğultusuyla meşhur olan yeri ise Taos kasabasıdır. İlk olarak 1991 yılında yerel halk düşük frekanslı, gümbürtü benzeri bir sesten şikayetçi olmuş. New Mexico eyaletinde yer alan Los Alamos Ulusal Laboratuarından araştırmacıların yanı sıra, yerel uzmanların yaptığı inceleme bir sonuç getirmemiş.[4]
Taos Hum (İng. Hum: uğultu) olarak adlandırılan bu fenomen, bundan 10 yıl önce Amerika'nın Taos civarlarında duyuldu. Hükümetin bu seslerin kaynağını araştırmaları sonuçsuz kaldı. Halüsinasyon ya da Tinnitus gibi duyum hastalıkları araştırmalara göre sebep değildi. Bu ses belirli bir bölgede başladığında herkes ayni anda duymaya başlıyor ve ayni anda kayboluyor. Bu sesler havadan yayılan gürültüler değil çünkü kulak pamuğu kullanmak da ise yaramıyor. Kulakları derin ses tonlarına hassas olanlar bu sesi duyması daha olanaklı. Herrenberg´den (Stuttgart) bir çift kamuya açıklama yapıncaya kadar bu fenomen Almanya´da duyulmamıştı. Sonrasında ise yerel gazetelerin ve televizyonların favori baslığı oldu. Çift bu sesten o kadar rahatsız oldu ki taşınmayı bile düşünmeye başladı.
Bu sesi duyan sadece o çift değildi, bölgede oturanlar bu konuyu konuşmaya başlamıştı bile. Gazeteye ilan verdiler bildiri kâğıtları dağıttılar, acaba bu sesleri onlardan başka duyan var mıydı? Haber basında yayılınca konuya el atan uzmanların yaptıkları araştırmalar sonuçsuz kaldı. Bir grup özel araştırmacıya göre ise bu olayın sebebi elektromanyetik dalgaların çok düşük frekansta yayılması sebep olabilir, insan beyni bunu bir uğultu olarak algılayabilir. Yaklaşık iki saat süren bu uğultu başladığında yapılan ölçümlerde 1 ila 20 Hertz arasında titreyen bir sinyal belirlenmiş. Garip olan ise bu aralıkta televizyon, radyo, telsiz vs. yayını olmaması. Bu özel araştırma gurubu herrenbergli ciftin evinde yaptıkları araştırmaya devam etmeyi düşünüyorlar.[5]
Araştırmacıların bugün uğultuların kaynağını belirmeye çalıştığı diğer yerleşim birimleri arasında Ontorio eyaletinin Windsor ve Avustralyanın Sydney kenti sınırlarında yer alan Bondi bölgesi bulunuyor. Telegraph gazetesine konuşan Avustralyalılar, çaresizlikten ya fanlarını ya da müzik setlerini açık tutmaktan başka bir çözüm üretemediklerini belirtiyor.
Saskatchewan Üniversitesinden fizik profesörü Jean-Pierre St. Maurice, bu seslerin aurolardan ve radyasyon kuşaklarından emilen elektromanyetik sesler olduğunu söylüyor.
Oklahoma Üniversitesinden yerbilimci David Deming de "The Hum"( Uğultular) olarak adlandırılan fenomenle ilgili görüşlerini bildirdi. Deming, "Bilimsel Araştırma Dergisi"nde seslerin kaynağının, telefon yayınları ve ABD deniz filosu tarafından denizaltılarla iletişim kurmak için kullanılan hava araçları olabileceğini söyledi.
NASA'nın bildirdiğine göre, Dünya'nın "doğal radyo emisyonları" var: "Eğer insanların kulakları yerine radyo antenleri olsaydı, gezegenden gelen bu tuhaf seslerin dikkat çekici senfonisini duyabilirdi. Bilim adamları gezegenden çıkan bu sesleri 'ıslık çalan', 'spherics'(yıldırım gibi atmosferik olayların neden olduğu elektromanyetik sinyaller) ve 'tweeks'(atmosferde çakan şimşeklerin iyonosferden geri yansıtılmasıyla ortaya çıkan, kuş cıvıltısı ya da çınlamaya benzer bir ses) olarak adlandırıyor. Sesler, dikkat çekici bir bilimkurgu filminin arka plan seslerine benzese de bir filme ait değil. Biz farkında olmasak da her zaman etrafımızı kuşatan Dünya'nın doğal radyo emisyonları var."
Dallas'taki Southern Methodist Üniversitesinden sismolojist Brian W. Stump'un bildirdiğine göre, depremler de işitme eşiğimizin altında sesler üretebilir.[1]
Hakkında birçok komplo teorisi üretilen ve bazıları tarafından gizli bir psikolojik silah olduğu iddia edilen Hum, inanması güç teorilerin doğmasına bile yol açmış durumda. Ancak araştırmacılar, gizemli olayın gerçek olduğunu ve uzaylıların Dünyaya yolladığı ve sadece bazı insanlar tarafından algılanan sinyaller olmadığı konusunda emin.
Kokomo Humda yapılan araştırmaların ardından, bilim insanları ana sorumluların sanayi bölgelerindeki ısıtıcı üniteleri, elektrik akım hatları, iletişim cihazları veya yüksek basınçlı gaz hatları gibi sanayi bölgeleriyle bağlantılı kaynaklar olduğunu düşünüyor.
Bir diğer teori, uğultunun sadece bazı insanlar tarafından algılanan, düşük frekanslı elektromanyetik radyasyondan kaynaklandığı üzerine. Hatta, bazı insanlardan çok daha yüksek frekansları duyan insanların uğultuya maruz kaldığı vakalar da mevcut.
Ortaya sürülen diğer teoriler ise okyanus dalgaları ve tektonik plakaların oluşturduğu sismik faaliyetlerden, askeri deney ve denizaltıların iletişimlerine kadar uzanıyor. Ancak hiçbiri kesin bir bulgu sunabilmiş değildir.
İngiliz araştırmacı Leventhall, gizemli olayın yakın zamanda çözülebileceğinden şüpheli. Leventhall, Bu 40 yıldır süren bir gizem. Daha uzun bir süre de böyle kalacağa benziyor. diyor.[4]
Kaynaklar
[1] http://www.yaklasansaat.com/haberdosya/2012_haberleri/nisan_2012/gokyuzunden_gelen_gizemli_sesler_tartisiliyor.asp
[2] http://birgunbiryerde.blogspot.com.tr/2013/07/durmayan-ugultu-hum.html
[3] http://haberkibris.com/kanadadaki-gizemli-seslerin-sirri-cozuldu--2014-05-25.html
[4] http://www.ntvmsnbc.com/id/25457850/
[5] http://sadecekendincos.blogspot.com.tr/2012/08/acklanamayan-olaylar-3.html
"The Hum"; gizemli ve kaynağı bulunamayan, dünya genelinde belli bölgelerde popülasyonun %2'si ila 'u tarafında duyulan seslere verilen addır.[1] Kalıcı ve düşük frekanslı uğultu olan "Hum", dünyanın çeşitli yerlerinde özellikle küçük yerleşim birimlerinde "vızıltı" şeklinde sürekli olarak duyulmaktadır. Bu gürültülü ses gizemli uğultu, vızıldama, guruldama, sesli kabus gibi kelimelerle tanımlanırken İngilizcede "Hum" (The Hum), Türkçede ise "Uğultu" olarak bilinmektedir.[2] Duyulduğu bölgeler başta olmak üzere dünya genelinde yüzlerce hikayeye de kaynak olan "hum"ların gerçek nedeni henüz öğrenilebilmiş değildir. [3] Bu uğultu dünyanın en esrarengiz olaylarından olup milyonlarca insanın yaşamını etkileyen hatta intihara sürükleyen bir olay olarak hala bilinmezliğini korumaktadır.
Hum, vızıldama olarak 1950'lerin sonunda İngiltere'de duyulmuş ve 2.000 insanın şikayetiyle ve 1995 yılında hazırlanan bir raporla onaylanmıştır. 1980'lerde İskoçya'daki Largs kasabasında kıyıdaki insanları rahatsız eden bir ses olduğu söylenmiştir. 1992 yılında Amerika'nın New Mexico bölgesinde baş gösteren Hum Fenomeni, bir piyano uğultusu gibi başlamış ve 66 hertz olduğu tespit edilmiştir. New Mexico şehirlerinden olan Taos'un batısında "Taos Hum" adının verildiği bu fenomenden hastalanan herkesin bakımını "New Mexico Üniversitesi" üstlenmiştir. 1999 yılında ise Amerika'daki İndinia Kokomo'da 100 kişi fiziksel şikayetlerde (eklem ağrısı, bulantı, ishal, yorgunluk) bulunmuş ve 2003 yılında kasaba boşaltılmıştır. Kokomo en fazla zarar gören yerler arasındayken, belediye uğultuyu araştırmaya koyulmuştur. Kesin bir sonuç bulamayıp kimyasal duyarlılık, jeo-manyetik olaylarla Hum'u bağdaştırmıştır ama kasabaya geri dönen insanlar uğultuyu hala duyduğunu söylemiştir. 2008'de Kanada'daki Alberta eyaletinin Calgary kentinde 40 hertz olarak titreşim şeklinde bir uğultu duyulduğu söylenmiş ve toplumun %20'si etkilenmiştir. 2012 yılında İrlanda Kerry'de, Washington Seattle'da, Yeni Zelanda Wellington'da uğultu şikayetleri olmuştur [2]
Genellikle izole ve küçük yerleşim birimlerinde geceleri duyulmaya başlayan ve önüne geçilemeyen bu uğultu, dünyanın birçok köşesinde binlerce insanın sinirlerini iflas etme noktasına getirmektedir. İngilterenin Bristol kenti; ABDnin New Mexico eyaletindeki Taos ve İskoçyanın Largs kasabası, Hum eziyeti çeken yerleşim birimlerinden sadece birkaçıdır.
Bilim insanlarının yıllardır süren araştırmalarına rağmen, gizemli uğultunun neden sadece belli bölgelerde, popülasyonun belli bir kısmını etkilediği hala sırrını korumaktadır. İlk olarak 1950li yıllarda ihbarları gelmeyen başlayan gizemli uğultu, ilerleyen yıllarda daha fazla bölgede düşük frekanslı, bir zonklama ve gümbürdeme tarzı bir gürültü olarak daha fazla yerleşim biriminde duyulmaya başlanmıştır.
Hum hakkındaki genel görüşler ise uğultunun genelde kapalı alanlarda duyulduğu ve geceleri gündüzlerden çok daha fazla hissedildiği yönündedir. Ayrıca, şehirlerdeki gürültüyü içermeyen kırsal bölgelerde yaygındır.
İngilterenin Surrey kentinde yaşayan akustik mühendisi Geoff Leventhallın 2003 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Hum bulunan bölgelerdeki nüfusun sadece %2si uğultuyu duymaktadır. Bu gürültüye maruz kalanlar ise genelde 55-70 yaş arası insanlar olmaktadır.
Hum mağduru insanlar, gürültüyü rölantide çalışan bir dizel motoru gibi tanımlıyor. İngilterenin Leeds kentinde uğuldamaya maruz kalan Katie Jacqures, BBCye, Bu bir nevi işkence... Bazen gerçekten çığlık atmak istiyorsunuz. yorumunda bulunuyor. Jacques, Geceleri çok daha kötüleşiyor... Uyumak zorlaşıyor çünkü arka planda sürekli bu sesi duyuyorsunuz. Sürekli dönüp duruyor ve kafanızı daha fazla bu sese takıyorsunuz. diyor.
Duyma sorunu bulunmayan mağdurlardan birçoğu, şikayetleri dikkate alınmadığı zaman daha da sinirleniyor. Mağdurlar, baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik, burun kanaması ve uyku bozukluğu gibi rahatsızlıklar çekiyor. BBCye göre, İngilterede bugüne kadar en az 1 kişi Hum yüzünden intihar etti.
LiveScience sitesinin haberine göre, gizemli uğultuların ilk belirdiği yerlerden biri İngilterenin Bristol kenti. Kıyı şeridindeki kentte 1970lerde bildirilen şikayetlerin sorumlusu olarak araç trafiği ve 24 saat çalışan fabrikalar gösterildi.
ABDnin uğultusuyla meşhur olan yeri ise Taos kasabasıdır. İlk olarak 1991 yılında yerel halk düşük frekanslı, gümbürtü benzeri bir sesten şikayetçi olmuş. New Mexico eyaletinde yer alan Los Alamos Ulusal Laboratuarından araştırmacıların yanı sıra, yerel uzmanların yaptığı inceleme bir sonuç getirmemiş.[4]
Taos Hum (İng. Hum: uğultu) olarak adlandırılan bu fenomen, bundan 10 yıl önce Amerika'nın Taos civarlarında duyuldu. Hükümetin bu seslerin kaynağını araştırmaları sonuçsuz kaldı. Halüsinasyon ya da Tinnitus gibi duyum hastalıkları araştırmalara göre sebep değildi. Bu ses belirli bir bölgede başladığında herkes ayni anda duymaya başlıyor ve ayni anda kayboluyor. Bu sesler havadan yayılan gürültüler değil çünkü kulak pamuğu kullanmak da ise yaramıyor. Kulakları derin ses tonlarına hassas olanlar bu sesi duyması daha olanaklı. Herrenberg´den (Stuttgart) bir çift kamuya açıklama yapıncaya kadar bu fenomen Almanya´da duyulmamıştı. Sonrasında ise yerel gazetelerin ve televizyonların favori baslığı oldu. Çift bu sesten o kadar rahatsız oldu ki taşınmayı bile düşünmeye başladı.
Bu sesi duyan sadece o çift değildi, bölgede oturanlar bu konuyu konuşmaya başlamıştı bile. Gazeteye ilan verdiler bildiri kâğıtları dağıttılar, acaba bu sesleri onlardan başka duyan var mıydı? Haber basında yayılınca konuya el atan uzmanların yaptıkları araştırmalar sonuçsuz kaldı. Bir grup özel araştırmacıya göre ise bu olayın sebebi elektromanyetik dalgaların çok düşük frekansta yayılması sebep olabilir, insan beyni bunu bir uğultu olarak algılayabilir. Yaklaşık iki saat süren bu uğultu başladığında yapılan ölçümlerde 1 ila 20 Hertz arasında titreyen bir sinyal belirlenmiş. Garip olan ise bu aralıkta televizyon, radyo, telsiz vs. yayını olmaması. Bu özel araştırma gurubu herrenbergli ciftin evinde yaptıkları araştırmaya devam etmeyi düşünüyorlar.[5]
Araştırmacıların bugün uğultuların kaynağını belirmeye çalıştığı diğer yerleşim birimleri arasında Ontorio eyaletinin Windsor ve Avustralyanın Sydney kenti sınırlarında yer alan Bondi bölgesi bulunuyor. Telegraph gazetesine konuşan Avustralyalılar, çaresizlikten ya fanlarını ya da müzik setlerini açık tutmaktan başka bir çözüm üretemediklerini belirtiyor.
Bu çaresizliğin en büyük kurbanı ise ABDnin Indiana kentinde bulunan Kokomo kasabası. Bir zamanlar 47.000 kişinin yaşadığı kasaba, Hum nedeniyle 2003 yılında boşaltıldı. Adı Kokomo Huma çıkan kasabada yapılan araştırmalar, iki sanayi bölgesinin düşük frekanslı uğultuların kaynağı olabileceğini gösterdi. Ancak yerleşimciler geri döndükten sonra bazı kasaba sakinleri uğultu şikayetlerine devam etti.[4] Saskatchewan Üniversitesinden fizik profesörü Jean-Pierre St. Maurice, bu seslerin aurolardan ve radyasyon kuşaklarından emilen elektromanyetik sesler olduğunu söylüyor.
Oklahoma Üniversitesinden yerbilimci David Deming de "The Hum"( Uğultular) olarak adlandırılan fenomenle ilgili görüşlerini bildirdi. Deming, "Bilimsel Araştırma Dergisi"nde seslerin kaynağının, telefon yayınları ve ABD deniz filosu tarafından denizaltılarla iletişim kurmak için kullanılan hava araçları olabileceğini söyledi.
NASA'nın bildirdiğine göre, Dünya'nın "doğal radyo emisyonları" var: "Eğer insanların kulakları yerine radyo antenleri olsaydı, gezegenden gelen bu tuhaf seslerin dikkat çekici senfonisini duyabilirdi. Bilim adamları gezegenden çıkan bu sesleri 'ıslık çalan', 'spherics'(yıldırım gibi atmosferik olayların neden olduğu elektromanyetik sinyaller) ve 'tweeks'(atmosferde çakan şimşeklerin iyonosferden geri yansıtılmasıyla ortaya çıkan, kuş cıvıltısı ya da çınlamaya benzer bir ses) olarak adlandırıyor. Sesler, dikkat çekici bir bilimkurgu filminin arka plan seslerine benzese de bir filme ait değil. Biz farkında olmasak da her zaman etrafımızı kuşatan Dünya'nın doğal radyo emisyonları var."
Dallas'taki Southern Methodist Üniversitesinden sismolojist Brian W. Stump'un bildirdiğine göre, depremler de işitme eşiğimizin altında sesler üretebilir.[1]
Hakkında birçok komplo teorisi üretilen ve bazıları tarafından gizli bir psikolojik silah olduğu iddia edilen Hum, inanması güç teorilerin doğmasına bile yol açmış durumda. Ancak araştırmacılar, gizemli olayın gerçek olduğunu ve uzaylıların Dünyaya yolladığı ve sadece bazı insanlar tarafından algılanan sinyaller olmadığı konusunda emin.
Kokomo Humda yapılan araştırmaların ardından, bilim insanları ana sorumluların sanayi bölgelerindeki ısıtıcı üniteleri, elektrik akım hatları, iletişim cihazları veya yüksek basınçlı gaz hatları gibi sanayi bölgeleriyle bağlantılı kaynaklar olduğunu düşünüyor.
Bir diğer teori, uğultunun sadece bazı insanlar tarafından algılanan, düşük frekanslı elektromanyetik radyasyondan kaynaklandığı üzerine. Hatta, bazı insanlardan çok daha yüksek frekansları duyan insanların uğultuya maruz kaldığı vakalar da mevcut.
Ortaya sürülen diğer teoriler ise okyanus dalgaları ve tektonik plakaların oluşturduğu sismik faaliyetlerden, askeri deney ve denizaltıların iletişimlerine kadar uzanıyor. Ancak hiçbiri kesin bir bulgu sunabilmiş değildir.
İngiliz araştırmacı Leventhall, gizemli olayın yakın zamanda çözülebileceğinden şüpheli. Leventhall, Bu 40 yıldır süren bir gizem. Daha uzun bir süre de böyle kalacağa benziyor. diyor.[4]
Kaynaklar
[1] http://www.yaklasansaat.com/haberdosya/2012_haberleri/nisan_2012/gokyuzunden_gelen_gizemli_sesler_tartisiliyor.asp
[2] http://birgunbiryerde.blogspot.com.tr/2013/07/durmayan-ugultu-hum.html
[3] http://haberkibris.com/kanadadaki-gizemli-seslerin-sirri-cozuldu--2014-05-25.html
[4] http://www.ntvmsnbc.com/id/25457850/
[5] http://sadecekendincos.blogspot.com.tr/2012/08/acklanamayan-olaylar-3.html