İnananların sıkça yaptığı hatalardan biri de gıybettir. İnsanların arkasından, bir ayıbını söyleyerek veya onu kötüle-mek, küçümsemek için konuşmak, gıybettir. Bir kimsenin, bedeninde, nesebinde, ahlâkında, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, hatta elbisesinde, evinde, eşyasında veya sâhip olduğu şeylerde bulunan bir kusurun veya kusur sayılmasa bile küçümsemek maksadı ile kişinin arkasından söylendiği zaman, karşı taraf bunları işitince üzülürse, gıybettir.
Üstü kapalı olarak söylemek (îma etmek), işaret etmek, hareket ile bildirmek veya yazı ile bildirmek de, söylemekle aynı olup, gıybet olur. “Falanca kimse çok iyidir, ibâdette şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu” demek de, gıybet olur. Kişinin yüzüne söylendiğinde hoşlanmayacağı şey gıybettir.
Yüce Allah (c.c.) Kur’ân’ı kerimde Hucûrat sûresi 12. âyette:
” Birbirinizin kusurunu araştırmayın, arkasından çekiştirmeyin, gıybet etmeyin. Kim ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Bu tiksindiricidir. O halde Allah’tan korkun.” Buyurmaktadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki:
“Mirâca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan kimseler gördüm. ‘Bunlar kim‘ dedim. Cebrâil (a.s.) ‘Gıybet ederek insanların etini yiyen, şahsiyetlerini zedeleyen kimselerdir‘ dedi.“ [Ebu Dâvud]
“Falancanın boyu kısadır” diyen birisine, Peygamber efendimiz (s.a.v):
“Bu sözün denize atılsa, denizi kokutur.” buyurdu. [Tirmizi]
“Birisini gıybet etmek, ölmüş insanın etini yemek gibidir.”
Gıybet, insanın sevaplarının azalmasına, başkasının günahlarının kendine yüklenmesine sebep olur. Bunları her zaman düşünmek, gıybet etmeye mâni olur.
Gıybet sebebiyle, sevaplarının gideceğini, hatta gıybet ettiği kimsenin günahlarını da yükleneceğini bilmelidir!
Hadisi şeriflerde buyruluyor ki:
“Kıyâmette, sevap defteri açılan bir kimse, ‘Dünyada iken, şu ibâdetleri yapmıştım, burada yazılı değil‘ der. ‘Onlar, silinip gıybet ettiklerinin defterlerine yazıldı‘ denir.”
“Kıyâmette bir kimse, sevap defterinde, yapmadığı ibâdetleri görür. ‘Bunlar seni gıybet edenlerin sevaplarıdır‘ denir.”
“Gıybetten sakının; çünkü gıybet zinâdan daha şiddetlidir. Kişi zinâ edip tövbe eder de, [bir daha yapmazsa], Allah-u Teâlâ onun tövbesini kabul eder. Gıybet edilen, gıybet edeni affetmedikçe, af olunmaz.” [Taberani]
“Gıybet edeni dinleyen de günahta ortaktır.”
“Gıybet zinâdan otuz altı defa daha şiddetlidir.“
Gıybet etmenin Cehennem’e gitmeye sebep olabileceğini bilen, gıybet etmez. Gıybet etmek, gıybet edilene zarar vermez. Lâkin gıybet eden kendini felâkete sürükler. Üstelik o kişinin günahlarını alıp, yerine kendi sevaplarını verir.
Başkalarını memnun etmek, güldürmek veya latife etmek için gıybet etmek yanlıştır. Zira, günahı aynıdır. Mesela, “Falanca çok geçimsizdir. Ben geçim ehliyim” veya “Falanca çok cimridir. Ben cömertim.” yahut “Malı çok ama yemesini bilmez, cimrinin biridir.” veya “Müdür oldu diye kendini bir şey zannediyor.” Demek gıybettir. Böyle söylemekle, gıybet edilenin ne malı azalır, ne de makâmı elden gider. Buna rağmen kıskançlık ateşi, söyleyeni yakıp kavurur. Üstelik, gıybetle günah işlediği için, sevaplarını sevmediği kimseye vermeye mahkum olur.
Herhangi bir yerde iken, bir kimse hakkında gıybet edildi-ğini görünce, gıybet edilen kimse için yardımcı olunmalı ve gıybet edenleri de, men etmeye çalışılmalı veya oradan hemen uzaklaşılmalıdır. Zira Allah dostları,“Bir kimsenin yanında din kardeşi gıybet edilir de, yardıma muktedirken ona yardım etmezse, Allah-u Teâlâ o kimseyi dünya ve âhirette rezil eder.”Buyurmaktadır.
Başkalarını gıybet edip kusur araştıran kimse, kendi kusurlarını göremez. Halbuki, kendi kusurları ile meşgul olanlar, başkalarının kusurlarını göremez.
Üstü kapalı olarak söylemek (îma etmek), işaret etmek, hareket ile bildirmek veya yazı ile bildirmek de, söylemekle aynı olup, gıybet olur. “Falanca kimse çok iyidir, ibâdette şu kusuru olmasa, daha iyi olurdu” demek de, gıybet olur. Kişinin yüzüne söylendiğinde hoşlanmayacağı şey gıybettir.
Yüce Allah (c.c.) Kur’ân’ı kerimde Hucûrat sûresi 12. âyette:
” Birbirinizin kusurunu araştırmayın, arkasından çekiştirmeyin, gıybet etmeyin. Kim ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Bu tiksindiricidir. O halde Allah’tan korkun.” Buyurmaktadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki:
“Mirâca çıkarıldığımda, bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan kimseler gördüm. ‘Bunlar kim‘ dedim. Cebrâil (a.s.) ‘Gıybet ederek insanların etini yiyen, şahsiyetlerini zedeleyen kimselerdir‘ dedi.“ [Ebu Dâvud]
“Falancanın boyu kısadır” diyen birisine, Peygamber efendimiz (s.a.v):
“Bu sözün denize atılsa, denizi kokutur.” buyurdu. [Tirmizi]
“Birisini gıybet etmek, ölmüş insanın etini yemek gibidir.”
Gıybet, insanın sevaplarının azalmasına, başkasının günahlarının kendine yüklenmesine sebep olur. Bunları her zaman düşünmek, gıybet etmeye mâni olur.
Gıybet sebebiyle, sevaplarının gideceğini, hatta gıybet ettiği kimsenin günahlarını da yükleneceğini bilmelidir!
Hadisi şeriflerde buyruluyor ki:
“Kıyâmette, sevap defteri açılan bir kimse, ‘Dünyada iken, şu ibâdetleri yapmıştım, burada yazılı değil‘ der. ‘Onlar, silinip gıybet ettiklerinin defterlerine yazıldı‘ denir.”
“Kıyâmette bir kimse, sevap defterinde, yapmadığı ibâdetleri görür. ‘Bunlar seni gıybet edenlerin sevaplarıdır‘ denir.”
“Gıybetten sakının; çünkü gıybet zinâdan daha şiddetlidir. Kişi zinâ edip tövbe eder de, [bir daha yapmazsa], Allah-u Teâlâ onun tövbesini kabul eder. Gıybet edilen, gıybet edeni affetmedikçe, af olunmaz.” [Taberani]
“Gıybet edeni dinleyen de günahta ortaktır.”
“Gıybet zinâdan otuz altı defa daha şiddetlidir.“
Gıybet etmenin Cehennem’e gitmeye sebep olabileceğini bilen, gıybet etmez. Gıybet etmek, gıybet edilene zarar vermez. Lâkin gıybet eden kendini felâkete sürükler. Üstelik o kişinin günahlarını alıp, yerine kendi sevaplarını verir.
Başkalarını memnun etmek, güldürmek veya latife etmek için gıybet etmek yanlıştır. Zira, günahı aynıdır. Mesela, “Falanca çok geçimsizdir. Ben geçim ehliyim” veya “Falanca çok cimridir. Ben cömertim.” yahut “Malı çok ama yemesini bilmez, cimrinin biridir.” veya “Müdür oldu diye kendini bir şey zannediyor.” Demek gıybettir. Böyle söylemekle, gıybet edilenin ne malı azalır, ne de makâmı elden gider. Buna rağmen kıskançlık ateşi, söyleyeni yakıp kavurur. Üstelik, gıybetle günah işlediği için, sevaplarını sevmediği kimseye vermeye mahkum olur.
Herhangi bir yerde iken, bir kimse hakkında gıybet edildi-ğini görünce, gıybet edilen kimse için yardımcı olunmalı ve gıybet edenleri de, men etmeye çalışılmalı veya oradan hemen uzaklaşılmalıdır. Zira Allah dostları,“Bir kimsenin yanında din kardeşi gıybet edilir de, yardıma muktedirken ona yardım etmezse, Allah-u Teâlâ o kimseyi dünya ve âhirette rezil eder.”Buyurmaktadır.
Başkalarını gıybet edip kusur araştıran kimse, kendi kusurlarını göremez. Halbuki, kendi kusurları ile meşgul olanlar, başkalarının kusurlarını göremez.