- Konum
- BERTUNA
-
- Üyelik Tarihi
- 2 Haz 2020
-
- Mesajlar
- 5,338
-
- MFC Puanı
- 16,230
KEMALİZM NEDİR?
Kemalizm, tıpkı liberalizm ve sosyalizm gibi, bir devrim ideolojisi olarak dogmustur. Ama, liberalizm ve sosyalizmden farklı olarak, geri kalmıs bir ülkedeki devrim kosullarının gereksinimlerini yansıtmaktadır. Bu nedenle de, Kemalizmi iyi degerlendirebilmek için, geri kalmıs ülke devrimlerinin gelismis ülke devrimlerinden farkını anlamak gerekir.
Fransız Devrimi, evrim sürecinde önlerde yer alan bir toplumda rastlanabilen devrimlerin en ünlü örnegini olusturur. Kosullar ve toplumdaki güç dengesi degismis, ama eski kosullara göre olusan ve eski güç dengesini yansıtan toplumsal ve özellikle de siyasal kurumlar degismemekte direnmis, toplumsal - ekonomik gelismeyi zorlastırmaya baslamıstır. Kentsoylular ( burjuvazi ) yeni bir toplumsal sınıf olarak dogmus, güçlenmis, ama güçleri ölçüsünde siyasal rejimde etkili olamamıslardır. Bir anlamda toplumun altyapısı degismis, ama üstyapı bu degisiklige uymamıstır. Burada sözkonusu olan, eski kurumları yeni kosullara, yani üstyapıyı altyapıya uydurmaktır; degisen kosullarla, kosulların yarattıgı gereksinmeleri karsılaması gereken kurumlar arasındaki çeliskileri gidermektir.
Evrim sürecinde geride kalmıs toplumlarda görülen devrimler ise, belirli tarihsel kosullardan yararlanarak, bu toplumların evrimini hızlandırmak, bazı evreleri atlatmak amacını tasır. Birinci grup ülkelerdeki devrimciler, kosulların geregini yerine getirmek ve gereksinimlerin dogurdugu devrimci ideolojiyi izlemekle yetinmek durumundadırlar. Toplumun henüz ulasamadıgı bir asamaya göre kurumlar olusturmak, böylece gelismis ülkelerle aralarındaki açıgı bir ölçüde olsun kapatmak zorundadırlar. Kendilerinden çok önce o asamaya ulasmıs olan toplumların deneyimlerinden ders alabilmek olanagına sahiptirler. Ama o devrimin dogal tasıyıcısı, itici gücü olan toplumsal sınıfın bulunmaması nedeniyle de isleri çok daha zordur. Ancak eski düzenin savunucusu güçlerin - tarihsel nedenlerle - zayıflamıs oldukları bir andan yararlanarak iktidarı ele geçirebilirler. Temel devrimci gücün yoklugunu ya da zayıflıgını ise, ideolojiye büyük agırlık vererek ve o ideoloji etrafında iyi örgütlenmis "bilinçli" bir çekirdek güç olusturarak telafi etmeye çalısırlar.
Toplumlardaki güçler dengesinin degismesine karsın, eski güçler dengesinde agır basan güçlerin çıkarlarına ve dünya görüslerine göre biçimlenmis olan kurumların degismemekte direnmesi, devrimin nesnel ( objektif ) kosullarını olusturur. Varolan bu düzeni elestiren ve yeni bir düzenin ilkelerini içeren ideoloji ise, devrimin öznel ( subjektif ) kosulu sayılabilir. Devrimi, bilinçsiz bir ayaklanmadan, kızgınlık birikimlerinin kırıp - dökmeye dönüsmesinden ayıran ana özellik, sahip olunan "devrimci bilinç", yani "bilinç" ögesidir.
Evrim sonucu dogan devrimlerde, ideoloji evrime kosut olarak dogar, devrimci eylem içinde gelisir. Böyle bir devrimde ideolojinin agırlıgı, nesnel kosulların, çok gerisinde kalır. Oysa geri kalmıs ülkelerde nesnel kosullar yeterinde olusmamıs oldugu için, ideolojinin önemi artar. İdeoloji, devrimi olanaklı kılan ortamdaki, somut kosullardaki eksikligi giderme, boslugu doldurma islevini üstlenir. Burada ideoloji, yine devrimci eylem içinde bazı degisikliklere ugramakla birlikte, devrim öncesinde hazır olarak vardır ve çogunlukla da, ana çizgileriyle gelismis ülkelerden aktarılmıstır. Amaç zaten o ülkelerin düzeyine daha hızlı bir biçimde ulasmak oldugu için, bunu dogal karsılamak gerekir. Devrimci ideoloji, devrimin öncüsü güçlerin toplumsal özelliklerine göre bazı degisimler geçirmekle birlikte, ana dogrultuda aynı kalır.
Her devrim belirli toplumsal güçlere dayanarak gerçeklesir. O güçlerin yeterince gelismedigi ortamlarda ise, devrimci ideolojinin kendisi, yaratıgı bilinç ve kitlesel etkisiyle devrimci bir güç olusturabilir. Bir ayaklanmanın, bir hükümet darbesinin, bir bagımsızlık savasının, tarihi hızlandırmak amacındaki bir devrime dönüsmesinde, devrimci ideolojinin etkisi büyüktür. Ama ideolojinin devrimdeki agırlıgının artması ölçüsünde, o ideolojinin dogmatiklesmesi olasılıgı da artar. Çünkü söz konusu ideoloji, bir anlamda, varolması istenilen, ama henüz varolmayan kosulların ürünüdür.
Mustafa Kemal, tıpkı Lenin gibi, Birinci Dünya Savası'nın ülkesindeki eski düzenin temsilcilerini maddi ve manevi açıdan yıpratmasından yararlanarak, evrimin henüz zorunlu kılmadıgı yeni bir toplumsal - siyasal düzeni yaratacak süreçleri harekete geçirmistir. Lenin, Rusya ordusunun perisan olması sayesinde, küçük ama iyi örgütlü ve bilinçli bir güce dayanarak siyasal iktidarı ele geçirirken; Mustafa Kemal, ülkesini düsman isgalinden kurtarmanın kendisine kazandırdıgı olaganüstü etkiyi kullanarak devrimi gerçeklestirmistir. Lenin'in Rusya'nın kosullarına uydurmaya çalıstıgı marksist ideoloji - yukarıda degindigimiz nedenden dolayı - dogmalasırken; Mustafa Kemal, liberealizm ve sosyalizmden yararlanarak Türkiye'nin kosullarına göre olusturmaya çalıstıgı devrimci ideolojinin dogmalasma olasılıgını önlemeye çalısmıstır. İdeolojik kalıplasmanın hızlı bir degisim süreciyle bagdasmayacagını vurgulayarak, bir anlamda "sürekli devrimcilik" anlayısının öncülügünü yapmıstır. Bazılarının ileri sürdügünün tersine, kemalizmin ideolojisi vardır, ama "ögreti"si ( doktrini ) yoktur.
Kemalizm'in önünde iki asamalı bir amaç vardı: Bagımsızlık ve çagdaslasma. Bu ereklere ulasmak için, ideolojinin çerçevesini olusturan ulusçuluk, cumhuriyetçilik ve laiklik ilkeleri Fransız Devrimi ve dolayısıyla liberalizmden; devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkeleri de sosyalizmden esinlendi.
Kemalizm Nedir? [Kısa Tanımlamalar]
1-Kemalizm bir devrimdir.
2-Kemalizm yenilesme ile gelisen sürekli akla-bilime dayanan bir ideolojidir.
3-Kemalizm; Fasizm,Komünizm,Liberalizm gibi bir doktrin degil prensiplere dayanan bir ideolojidir.
4-Kemalizm toplumun mutlulugunu hedef alan gerçekçi,dinamik,hürriyet ve hukuk düzenini koruyan,özgürlük isteyen medeniyetçi aydınlık bir yoldur.
5-Kemalizm tam bir otoriter ideoloji degildir.Devletin otoritesi kadar yönettigi toplumun da otoritesi,iradesi Kemalizm’in en vazgeçilmez prensiplerindendir.Kemalizm yarı otoriter bir rejimdir.
6-Kemalizm laiklik esasına dayanır.Prensipleri gökten geldigi sanılan kitaplarda ki dogma (kurallarla) alakası yoktur.Kemalizm prensiplerini gökten
veya tanrıdan degil önderinin yasamından ve görüslerinden olusturmustur.
7-Kemalizm; radikal sag-sol gruplarla bir baglantısı olmadıgı gibi Komünizm ve fasizm gibi dikta sistemlere de karsı durur.Kemalizm su anda ulusal sol
konjektürün tek ideolojisidir.
8-Kemalizm;ulusal çıkarların tüm çıkarlardan üstün tutulmasını,milli suuru hedefler.
9-Kemalizm; istiklal-i tam prensibine göre bir devletin siyasi,ekonomi,hukuk,askeri gibi alanlar da her konuda bagımsız olması gerektigini
savunur.
10-Kemalizm,gücünü halktan alır.Hakimiyet-i milliye esasıyla hareket eder.Halkın hakimiyeti ile her türlü zorluga karsı konulabilecegini ve ancak halk
sayesinde kurtulusa ulasılacagını savunur.
11-Kemalizm;deger verdigi halkına sonsuz bir güven duyar.Sonuna kadar da devletin halkı degil halkın devleti yönetmesi gerektigini,halkın yönetim de söz
sahibi olması gerekligini savunur.
12-Kemalizm de hükümetin iki görevi vardır.Birinci görev; Halkın güvenligini saglamak.İkinci görev ise halkın refahını saglamaktır.
13-Kemalizm;yabancı yardımları,tavsiyeleri bunların karsısında yabancılara tarihte verilmis olan kapitülasyonların verilmesine karsı çıkar.Siyasal ve ekonomik bagımsızlık en az vatan bayragının ve topragının
bagımsızlıgı kadar önem tasır.
14-Kemalizm;ulusal çıkarların tehlike de olmadıgı durumlar da savasmayı en büyük insanlık suçu ve vahset sayar.Barısın temsilcisi olarak milletler arası barısa önem veren hümanist bir yapıya sahiptir.
15-Kemalizm;vatan müdafaası yapılması gerektiginde bazı önemli sehirlerin,bölgelerin degil tüm yurdun bütün köylerine kadar savunulması gerektigini ve son yurttas canını vermeden al sancagı teslim edilmesinin ‘vatan hainligi’ olarak nitelendiren son er ölene kadar sancagı bırakmayacak vatanseverler tarafından kurulmustur.Bu ideoloji KEMALİZMDİR.
16-Kemalizm; her alanda oldugu gibi egitimde de yabancı misyoner okullarını reddeder.Milli egitimden yanadır.Egitim de körelmis zihniyetler,ezberci egitim yerine sürekli yenilesen güncel olan ve arastırmacı egitimi tercih eder.Bu misyonerlik faaliyetleri tarikatlar,localar ve liderleri taraflarından açılan okullara yöneliktir...
17-Kemalizm de en kötü durum milletin cahil kalmasıdır.Milleti olusturan hiçbir sahıs cahil kalmamalıdır.Egitimini alıp milletine hizmet
etmelidir.Bu hizmet vatan savasa girdigi zaman askerin ettigi hizmetten daha degerli olur.Çünkü vatanı savasa sokan,milletin cahilligi,geri kalmıslıgı,güçsüz durumda olmasıdır.
18-Kemalizm esaslarından biri ise bayragı bayrak yapan nasıl üzerindeki kansa,milleti millet yapan da konustugu dildir.Devlet resmi dilini milletine kesin olarak ögretmesi gerekir.Millet ilk önce resmi dilini ögrenmeli,bilip konusmalı.Sonra eger istiyorsa ana dillerini veya uluslar arası dilleri de ögrenmelidir.Burada 1. görev devletindir.2. görev ise halkındır..
19-Kölelik,yobazlık asılayan sistemi reddeder.Bu sistemin verdigi manevi terbiye ve ahlak milli suuru yok eder.Kemalizm vatan sevgisi asılayan,milli suuru sürekli canlı tutan zincir altında olmayan özgür ve hür bir sistemdir.
20-Kemalizm; milletin bütünlügünü,rejimi bozan,bozma amacı tasıyan veya tehlikeye sokan seyhler,dervisler,sahte hocalar,kendini din uleması sananlar,masonlar,misyonerlerin tüm faaliyetlerine karsı çıkar.Bu tür kesimlerin önderleri medrese,okul,dershane,fakülteler yaptırarak sirin gözükmeye ve halkın sempatisini kazanmaya ugrasırlar ve halkı kendi yanlarına çekme çabası gösterirler.Fakat bu sahısların kurdukları okullardan,medreselerden,fakültelerden çıkan gençler tamamıyla bu adamların sempatizanı olup,milli suurdan uzaklasmıs,yozlasmıs adeta hocaların kulu haline gelmis bireyler oluyorlar.Rejimin ve rejimi kurup yasatmaya çalısan Ataların ve rejime sahip çıkan mevcut gençlerin düsmanı oluyorlar.Kemalizm bu türlü faaliyetlerin softa zihniyetinin sürekli
karsısında durmustur ve duracaktır.
21-Kemalizm’in milli hissiyatı çok büyük ve hassastır.Bir devlette yasayan tüm insanların aynı ırka mensup olmaları beklenemezdir.Fakat aynı amaca hizmet edip devletin,rejimin bekasını,ilerlemesini isteyen tüm halkımıza ‘TÜRK’ adı verilir.Mustafa Kemal’in bu konuyla ilgili iki sözünü yazayım:
‘Türkiye Cumhuriyet’ini kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir’
‘Aynı ortak geçmise,ahlaka,tarihe,hukuka,yasamaya sahip olan,ortak yada benzer kültürlere sahip,aynı idealleri benimseyip kaderlerini kendi istekleriyle her türlü kosulda Türk Milletine baglamıs olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaslarına Türk adı verilir’
22-Kemalizm'de kadına en az erkek kadar deger verilir.Hatta erkeklerden daha fazla kadınlara saygı gösterilmesi gerekliligini savunur.Türk kadınları bilimin hiçbir nimetinden uzak kalmamalı medenilesmeli,egitim ve kültürel alanda her türlü fırsattan faydalanmalıdır.Türk anaları daha bir çok Mustafa Kemal doguracaktır.Saygıları en yücesi Kemalist Türk bayanların hakkıdır...
23-Kemalizm’e göre bilim ve modernlesme yolunda asla ödün verilemez.Milleti çagdas seviyeye çıkarmak için bilim ve egitim mutlak bir
ihtiyaçtır.
24-Kemalizm’in ilk maddeden devrim oldugunu söylemistim.Türk Devrimidir.Bir millet bütün olarak deri degistirmis softa zihniyeti yerine hedefini çagdas yola dogru çevirmis,padisahın kulu olmak yerine ülkenin herkes gibi esit hakkı olan bir vatandası olmustur.Ama Kemalizm’de devrim bitmez.Devrim yolunda durmak olmaz.Dünya ilerlerken devrimci ruh sayesinde devrimlerle,yenilesme ile bilim ile egitim ile onlara yetismeli hatta onları geçmeliyiz.Onlarla basa çıkmanın yolu budur.Aksi takdirde kendi devrimlerle gelistirmeyen,çagdas düzene ayak uyduramayan bütün devletler ilerleyen dünyanın ve kuduran emperyalizmin altında ezilip yok olur.
25-Kemalist gençlik vatanın bagımsızlıgı ve refahı için sonuna kadar yanlıslara karsı muhalif tavrını koruyacaktır.Sınırlar içerisinde atesli
bir muhalefet olmasına ragmen Kemalist gençlik sınırlarımızın dısından yabancılardan gelen bir tehlikeye karsı sonuna kadar mücadele
edecektir.Sınırlarımız içerisinde birbirimizi sevmesek de farklı görüslere sahip olsak da dısarıya karsı tek yumruk olmak gerekir.Kemalist GençlikTürk Milletine bunun yakıstıgını savunur.
26-Kemalizm sadece siyasal bir ideoloji degil yasamsaldır.Bir ideolojiye gönül veren bir insan ideolojisini hayatına yansıtmalıdır.İdeoloji ile
hayatını ayrı tutmamalıdır.Her hareketinin ideolojik olarak kendi fikirlerine uyması gerekir.İdeolojisine ters düsen bir hareket yaptıgı zaman ‘siyasi ideoloji(görüs) ayrı’ ‘hayat görüsü ayrı’ diyen bir insan ideolojik olarak bir sey bilmiyor demektir.
Evet Kemalizm yasamsaldır.Hayatın her alanındadır.
Kemalizm, tıpkı liberalizm ve sosyalizm gibi, bir devrim ideolojisi olarak dogmustur. Ama, liberalizm ve sosyalizmden farklı olarak, geri kalmıs bir ülkedeki devrim kosullarının gereksinimlerini yansıtmaktadır. Bu nedenle de, Kemalizmi iyi degerlendirebilmek için, geri kalmıs ülke devrimlerinin gelismis ülke devrimlerinden farkını anlamak gerekir.
Fransız Devrimi, evrim sürecinde önlerde yer alan bir toplumda rastlanabilen devrimlerin en ünlü örnegini olusturur. Kosullar ve toplumdaki güç dengesi degismis, ama eski kosullara göre olusan ve eski güç dengesini yansıtan toplumsal ve özellikle de siyasal kurumlar degismemekte direnmis, toplumsal - ekonomik gelismeyi zorlastırmaya baslamıstır. Kentsoylular ( burjuvazi ) yeni bir toplumsal sınıf olarak dogmus, güçlenmis, ama güçleri ölçüsünde siyasal rejimde etkili olamamıslardır. Bir anlamda toplumun altyapısı degismis, ama üstyapı bu degisiklige uymamıstır. Burada sözkonusu olan, eski kurumları yeni kosullara, yani üstyapıyı altyapıya uydurmaktır; degisen kosullarla, kosulların yarattıgı gereksinmeleri karsılaması gereken kurumlar arasındaki çeliskileri gidermektir.
Evrim sürecinde geride kalmıs toplumlarda görülen devrimler ise, belirli tarihsel kosullardan yararlanarak, bu toplumların evrimini hızlandırmak, bazı evreleri atlatmak amacını tasır. Birinci grup ülkelerdeki devrimciler, kosulların geregini yerine getirmek ve gereksinimlerin dogurdugu devrimci ideolojiyi izlemekle yetinmek durumundadırlar. Toplumun henüz ulasamadıgı bir asamaya göre kurumlar olusturmak, böylece gelismis ülkelerle aralarındaki açıgı bir ölçüde olsun kapatmak zorundadırlar. Kendilerinden çok önce o asamaya ulasmıs olan toplumların deneyimlerinden ders alabilmek olanagına sahiptirler. Ama o devrimin dogal tasıyıcısı, itici gücü olan toplumsal sınıfın bulunmaması nedeniyle de isleri çok daha zordur. Ancak eski düzenin savunucusu güçlerin - tarihsel nedenlerle - zayıflamıs oldukları bir andan yararlanarak iktidarı ele geçirebilirler. Temel devrimci gücün yoklugunu ya da zayıflıgını ise, ideolojiye büyük agırlık vererek ve o ideoloji etrafında iyi örgütlenmis "bilinçli" bir çekirdek güç olusturarak telafi etmeye çalısırlar.
Toplumlardaki güçler dengesinin degismesine karsın, eski güçler dengesinde agır basan güçlerin çıkarlarına ve dünya görüslerine göre biçimlenmis olan kurumların degismemekte direnmesi, devrimin nesnel ( objektif ) kosullarını olusturur. Varolan bu düzeni elestiren ve yeni bir düzenin ilkelerini içeren ideoloji ise, devrimin öznel ( subjektif ) kosulu sayılabilir. Devrimi, bilinçsiz bir ayaklanmadan, kızgınlık birikimlerinin kırıp - dökmeye dönüsmesinden ayıran ana özellik, sahip olunan "devrimci bilinç", yani "bilinç" ögesidir.
Evrim sonucu dogan devrimlerde, ideoloji evrime kosut olarak dogar, devrimci eylem içinde gelisir. Böyle bir devrimde ideolojinin agırlıgı, nesnel kosulların, çok gerisinde kalır. Oysa geri kalmıs ülkelerde nesnel kosullar yeterinde olusmamıs oldugu için, ideolojinin önemi artar. İdeoloji, devrimi olanaklı kılan ortamdaki, somut kosullardaki eksikligi giderme, boslugu doldurma islevini üstlenir. Burada ideoloji, yine devrimci eylem içinde bazı degisikliklere ugramakla birlikte, devrim öncesinde hazır olarak vardır ve çogunlukla da, ana çizgileriyle gelismis ülkelerden aktarılmıstır. Amaç zaten o ülkelerin düzeyine daha hızlı bir biçimde ulasmak oldugu için, bunu dogal karsılamak gerekir. Devrimci ideoloji, devrimin öncüsü güçlerin toplumsal özelliklerine göre bazı degisimler geçirmekle birlikte, ana dogrultuda aynı kalır.
Her devrim belirli toplumsal güçlere dayanarak gerçeklesir. O güçlerin yeterince gelismedigi ortamlarda ise, devrimci ideolojinin kendisi, yaratıgı bilinç ve kitlesel etkisiyle devrimci bir güç olusturabilir. Bir ayaklanmanın, bir hükümet darbesinin, bir bagımsızlık savasının, tarihi hızlandırmak amacındaki bir devrime dönüsmesinde, devrimci ideolojinin etkisi büyüktür. Ama ideolojinin devrimdeki agırlıgının artması ölçüsünde, o ideolojinin dogmatiklesmesi olasılıgı da artar. Çünkü söz konusu ideoloji, bir anlamda, varolması istenilen, ama henüz varolmayan kosulların ürünüdür.
Mustafa Kemal, tıpkı Lenin gibi, Birinci Dünya Savası'nın ülkesindeki eski düzenin temsilcilerini maddi ve manevi açıdan yıpratmasından yararlanarak, evrimin henüz zorunlu kılmadıgı yeni bir toplumsal - siyasal düzeni yaratacak süreçleri harekete geçirmistir. Lenin, Rusya ordusunun perisan olması sayesinde, küçük ama iyi örgütlü ve bilinçli bir güce dayanarak siyasal iktidarı ele geçirirken; Mustafa Kemal, ülkesini düsman isgalinden kurtarmanın kendisine kazandırdıgı olaganüstü etkiyi kullanarak devrimi gerçeklestirmistir. Lenin'in Rusya'nın kosullarına uydurmaya çalıstıgı marksist ideoloji - yukarıda degindigimiz nedenden dolayı - dogmalasırken; Mustafa Kemal, liberealizm ve sosyalizmden yararlanarak Türkiye'nin kosullarına göre olusturmaya çalıstıgı devrimci ideolojinin dogmalasma olasılıgını önlemeye çalısmıstır. İdeolojik kalıplasmanın hızlı bir degisim süreciyle bagdasmayacagını vurgulayarak, bir anlamda "sürekli devrimcilik" anlayısının öncülügünü yapmıstır. Bazılarının ileri sürdügünün tersine, kemalizmin ideolojisi vardır, ama "ögreti"si ( doktrini ) yoktur.
Kemalizm'in önünde iki asamalı bir amaç vardı: Bagımsızlık ve çagdaslasma. Bu ereklere ulasmak için, ideolojinin çerçevesini olusturan ulusçuluk, cumhuriyetçilik ve laiklik ilkeleri Fransız Devrimi ve dolayısıyla liberalizmden; devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkeleri de sosyalizmden esinlendi.
Kemalizm Nedir? [Kısa Tanımlamalar]
1-Kemalizm bir devrimdir.
2-Kemalizm yenilesme ile gelisen sürekli akla-bilime dayanan bir ideolojidir.
3-Kemalizm; Fasizm,Komünizm,Liberalizm gibi bir doktrin degil prensiplere dayanan bir ideolojidir.
4-Kemalizm toplumun mutlulugunu hedef alan gerçekçi,dinamik,hürriyet ve hukuk düzenini koruyan,özgürlük isteyen medeniyetçi aydınlık bir yoldur.
5-Kemalizm tam bir otoriter ideoloji degildir.Devletin otoritesi kadar yönettigi toplumun da otoritesi,iradesi Kemalizm’in en vazgeçilmez prensiplerindendir.Kemalizm yarı otoriter bir rejimdir.
6-Kemalizm laiklik esasına dayanır.Prensipleri gökten geldigi sanılan kitaplarda ki dogma (kurallarla) alakası yoktur.Kemalizm prensiplerini gökten
veya tanrıdan degil önderinin yasamından ve görüslerinden olusturmustur.
7-Kemalizm; radikal sag-sol gruplarla bir baglantısı olmadıgı gibi Komünizm ve fasizm gibi dikta sistemlere de karsı durur.Kemalizm su anda ulusal sol
konjektürün tek ideolojisidir.
8-Kemalizm;ulusal çıkarların tüm çıkarlardan üstün tutulmasını,milli suuru hedefler.
9-Kemalizm; istiklal-i tam prensibine göre bir devletin siyasi,ekonomi,hukuk,askeri gibi alanlar da her konuda bagımsız olması gerektigini
savunur.
10-Kemalizm,gücünü halktan alır.Hakimiyet-i milliye esasıyla hareket eder.Halkın hakimiyeti ile her türlü zorluga karsı konulabilecegini ve ancak halk
sayesinde kurtulusa ulasılacagını savunur.
11-Kemalizm;deger verdigi halkına sonsuz bir güven duyar.Sonuna kadar da devletin halkı degil halkın devleti yönetmesi gerektigini,halkın yönetim de söz
sahibi olması gerekligini savunur.
12-Kemalizm de hükümetin iki görevi vardır.Birinci görev; Halkın güvenligini saglamak.İkinci görev ise halkın refahını saglamaktır.
13-Kemalizm;yabancı yardımları,tavsiyeleri bunların karsısında yabancılara tarihte verilmis olan kapitülasyonların verilmesine karsı çıkar.Siyasal ve ekonomik bagımsızlık en az vatan bayragının ve topragının
bagımsızlıgı kadar önem tasır.
14-Kemalizm;ulusal çıkarların tehlike de olmadıgı durumlar da savasmayı en büyük insanlık suçu ve vahset sayar.Barısın temsilcisi olarak milletler arası barısa önem veren hümanist bir yapıya sahiptir.
15-Kemalizm;vatan müdafaası yapılması gerektiginde bazı önemli sehirlerin,bölgelerin degil tüm yurdun bütün köylerine kadar savunulması gerektigini ve son yurttas canını vermeden al sancagı teslim edilmesinin ‘vatan hainligi’ olarak nitelendiren son er ölene kadar sancagı bırakmayacak vatanseverler tarafından kurulmustur.Bu ideoloji KEMALİZMDİR.
16-Kemalizm; her alanda oldugu gibi egitimde de yabancı misyoner okullarını reddeder.Milli egitimden yanadır.Egitim de körelmis zihniyetler,ezberci egitim yerine sürekli yenilesen güncel olan ve arastırmacı egitimi tercih eder.Bu misyonerlik faaliyetleri tarikatlar,localar ve liderleri taraflarından açılan okullara yöneliktir...
17-Kemalizm de en kötü durum milletin cahil kalmasıdır.Milleti olusturan hiçbir sahıs cahil kalmamalıdır.Egitimini alıp milletine hizmet
etmelidir.Bu hizmet vatan savasa girdigi zaman askerin ettigi hizmetten daha degerli olur.Çünkü vatanı savasa sokan,milletin cahilligi,geri kalmıslıgı,güçsüz durumda olmasıdır.
18-Kemalizm esaslarından biri ise bayragı bayrak yapan nasıl üzerindeki kansa,milleti millet yapan da konustugu dildir.Devlet resmi dilini milletine kesin olarak ögretmesi gerekir.Millet ilk önce resmi dilini ögrenmeli,bilip konusmalı.Sonra eger istiyorsa ana dillerini veya uluslar arası dilleri de ögrenmelidir.Burada 1. görev devletindir.2. görev ise halkındır..
19-Kölelik,yobazlık asılayan sistemi reddeder.Bu sistemin verdigi manevi terbiye ve ahlak milli suuru yok eder.Kemalizm vatan sevgisi asılayan,milli suuru sürekli canlı tutan zincir altında olmayan özgür ve hür bir sistemdir.
20-Kemalizm; milletin bütünlügünü,rejimi bozan,bozma amacı tasıyan veya tehlikeye sokan seyhler,dervisler,sahte hocalar,kendini din uleması sananlar,masonlar,misyonerlerin tüm faaliyetlerine karsı çıkar.Bu tür kesimlerin önderleri medrese,okul,dershane,fakülteler yaptırarak sirin gözükmeye ve halkın sempatisini kazanmaya ugrasırlar ve halkı kendi yanlarına çekme çabası gösterirler.Fakat bu sahısların kurdukları okullardan,medreselerden,fakültelerden çıkan gençler tamamıyla bu adamların sempatizanı olup,milli suurdan uzaklasmıs,yozlasmıs adeta hocaların kulu haline gelmis bireyler oluyorlar.Rejimin ve rejimi kurup yasatmaya çalısan Ataların ve rejime sahip çıkan mevcut gençlerin düsmanı oluyorlar.Kemalizm bu türlü faaliyetlerin softa zihniyetinin sürekli
karsısında durmustur ve duracaktır.
21-Kemalizm’in milli hissiyatı çok büyük ve hassastır.Bir devlette yasayan tüm insanların aynı ırka mensup olmaları beklenemezdir.Fakat aynı amaca hizmet edip devletin,rejimin bekasını,ilerlemesini isteyen tüm halkımıza ‘TÜRK’ adı verilir.Mustafa Kemal’in bu konuyla ilgili iki sözünü yazayım:
‘Türkiye Cumhuriyet’ini kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir’
‘Aynı ortak geçmise,ahlaka,tarihe,hukuka,yasamaya sahip olan,ortak yada benzer kültürlere sahip,aynı idealleri benimseyip kaderlerini kendi istekleriyle her türlü kosulda Türk Milletine baglamıs olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaslarına Türk adı verilir’
22-Kemalizm'de kadına en az erkek kadar deger verilir.Hatta erkeklerden daha fazla kadınlara saygı gösterilmesi gerekliligini savunur.Türk kadınları bilimin hiçbir nimetinden uzak kalmamalı medenilesmeli,egitim ve kültürel alanda her türlü fırsattan faydalanmalıdır.Türk anaları daha bir çok Mustafa Kemal doguracaktır.Saygıları en yücesi Kemalist Türk bayanların hakkıdır...
23-Kemalizm’e göre bilim ve modernlesme yolunda asla ödün verilemez.Milleti çagdas seviyeye çıkarmak için bilim ve egitim mutlak bir
ihtiyaçtır.
24-Kemalizm’in ilk maddeden devrim oldugunu söylemistim.Türk Devrimidir.Bir millet bütün olarak deri degistirmis softa zihniyeti yerine hedefini çagdas yola dogru çevirmis,padisahın kulu olmak yerine ülkenin herkes gibi esit hakkı olan bir vatandası olmustur.Ama Kemalizm’de devrim bitmez.Devrim yolunda durmak olmaz.Dünya ilerlerken devrimci ruh sayesinde devrimlerle,yenilesme ile bilim ile egitim ile onlara yetismeli hatta onları geçmeliyiz.Onlarla basa çıkmanın yolu budur.Aksi takdirde kendi devrimlerle gelistirmeyen,çagdas düzene ayak uyduramayan bütün devletler ilerleyen dünyanın ve kuduran emperyalizmin altında ezilip yok olur.
25-Kemalist gençlik vatanın bagımsızlıgı ve refahı için sonuna kadar yanlıslara karsı muhalif tavrını koruyacaktır.Sınırlar içerisinde atesli
bir muhalefet olmasına ragmen Kemalist gençlik sınırlarımızın dısından yabancılardan gelen bir tehlikeye karsı sonuna kadar mücadele
edecektir.Sınırlarımız içerisinde birbirimizi sevmesek de farklı görüslere sahip olsak da dısarıya karsı tek yumruk olmak gerekir.Kemalist GençlikTürk Milletine bunun yakıstıgını savunur.
26-Kemalizm sadece siyasal bir ideoloji degil yasamsaldır.Bir ideolojiye gönül veren bir insan ideolojisini hayatına yansıtmalıdır.İdeoloji ile
hayatını ayrı tutmamalıdır.Her hareketinin ideolojik olarak kendi fikirlerine uyması gerekir.İdeolojisine ters düsen bir hareket yaptıgı zaman ‘siyasi ideoloji(görüs) ayrı’ ‘hayat görüsü ayrı’ diyen bir insan ideolojik olarak bir sey bilmiyor demektir.
Evet Kemalizm yasamsaldır.Hayatın her alanındadır.