• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Gazi İçin Yazılmış Bir Kaç Şiir Demeti

TRWE_2012

Süper Moderatör
Üyelik Tarihi
2 Haz 2020
Konular
3,091
Mesajlar
5,890
MFC Puanı
20,830
ON KASIM MEKTUPLARI
- 1 -


ATATÜRK'E

Yine harmanımız rüzgâr bekliyor;
Es yine es yine, samanı savur.



Çak yine, çak yine, Masmavi Şimşek!
Bu kutsal çorağın özlemi yağmur.



İn yine, in yine, Sarı Yıldırım!
Ayrıklı tarlayı aydınlat, kavur.



Bugün de gecede sayıklayan var,
Bugün de yobazca adımız gâvur
Dal şu yüce dağlar gibi tekneye
Sevgi ekmeğini mayala, yuğur.



Doğ yine, doğ yine yurdun üstüne
Sensiz yüreklerin ateşi soğur..


- 2 -

SEVGİLİYE

Üç şeyin üstüne can-baş koymuşum:
Anayurt, Atatürk ve sen, sevdiğim!



Kavak yeli esmez benim başımda
Atatürk rüzgârı esen, sevdiğim!



Diz çök Anıtkabrin mermerlerine
Herkesi kıskanıp küsen sevdiğim



Mustafa Kemal'in neferiyim ben;
Haklısın kölesi desen, sevdiğim!



Belki çıkacağız yine savaşa
Ki kalasın sen sağ-esen , sevdiğim!



Öp beni alnımdan, uğurla, bekle
Erliğimden şüpheliysen, sevdiğim!


- 3 -

ATATÜRKÇÜLERE

Öyle sırtüstü yatıp dinlenecek gün değil;
Daha yapacağımız çok şeyler var, çocuklar!



Ne kadar erken yağdı, gördünüz ya, yeniden
Nice güvendiğimiz dağlara kar, çocuklar!



İlerden, ta uzaktan el ediyor durmadan
Batılı arkadaşlar; vaktimiz dar, çocuklar!



Toplandık mı başbaşa, verdik mi el ele biz
Su çekilir, dağ çöker, bora susar, çocuklar!



Hele kuru kütükler ayıklansın bir kere
Tadından çatlayacak dallarda nar, çocuklar!



Sizi bir bir tanıyıp alnınızdan öpmeye
Mustafa Kemal yolda, hey bahtiyar çocuklar!


- 4 -

YENİ MİLLETVEKİLLERİNE

Haklısınız, bir büyük millete vekilsiniz;
Göğsünüz, kıvanç dolu, gerildikçe gerilir.



Bilin ki Atatürk'ün kurduğu Ankara'ya
Atatürk'ün yolundan yürünerek girilir.



Anıtkabre gidip de yürekten baş eğmeyen
Günü gelir çarpılır, düşer, yere serilir.



Bir avuç yobaz için, bir sürü cahil için
Devrimi çiğneyecek ayak varsa, kırılır.



Bir de bakarsınız ki her meydanda bir kere
Her genç Türkte bir kere bir Atatürk dirilir.



Bir an unutmayın ki Atatürk ülkesinde
Ahiretten önce de Yüce Divan kurulur...​

Şair : ~ Behçet Kemal ÇAĞLAR ~


AĞIT
Yok gayri bizlere uyku dünek vay,
Kime bel bağlayak, kime dönek vay,
Vay amansız ecel, alçak kader vay,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Ağla gözüm ağla, yaşlar dil olsun,
Kurumuş dereler baştan sel olsun,
Çiçek kara açsın, çayır kül olsun,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



En büyük, en güzel, en yiğit kayıp,
Dereler denizler çağlar ağlayıp,
Rabbim de gözyaşı dökmezse ayıp,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Her gittiği yerde o şan verirdi,
Aslan bakışını görse erirdi,
Kaşları yeleden nişan verirdi,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Bakışları şimşek gibi çakardı,
Yarını görürdü, düne bakardı,
Kürsüye çıktı mı, arşa çıkardı,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Her belâyı önler, arda atardı,
Dermandı her dalda, hemen yeterdi,
Babamızdı, elimizden tutardı,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Kaybını yıldızlar bile bileler,
Kırıla kanatlar, sola yeleler,
Kurt kuş duyup cenazene geleler,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Millet Atan gitti, başın sağ olsun,
Ölümü devr açsın, yeni çağ olsun,
Dağlar birer birer yanar dağ olsun,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Gitti, her ocağın söndü alevi,
Yeryüzü dediğin bir ölü evi,
Cihan türbe olsa almaz o devi,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Dönmüş denizler gözyaşı taşına,
Dünya ortak çıkmış Türk'ün yasına,
Her evden bir ölü çıkmışcasına,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Gökler ağıtlardan titriyor kat kat,
Düştü üstümüze gerilen kanat,
Onsuz dünya yarım, insanlık sakat,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



O hep dolu tuttu, boş atmadıydı,
Söz verince yaptı, aldatmadıydı,
On beş yıl tek burun kanatmadıydı,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Bizdendi sevinci, bizdendi derdi,
Biz uyurduk, o bizleri beklerdi,
Uyudu, nöbeti bizlere verdi,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Kuru yapraklara benzedik bu güz,
Her göz kan içinde, sapsarı her yüz,
Milyonlarız bir babadan öksüzüz,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Gök düşsün toprağa, toza belensin,
Mezarına gece yıldız elensin,
Şehitler doğrulsun, nöbet dolansın,



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı.



Dünya hem kahr olur, hem onu gömer,
Yıldızlar kandildir, semalar kemer,
Sus, boğulayazdın, sus Aşık Ömer,
Şair : ~ Behçet Kemal ÇAĞLAR ~


NÖBETÇİ MİLLET

Yaradan hey Yaradan !
Dört yıl değil bin yıl geçse aradan
Sensin ateş diye kanımızdaki
Sesin ışık diye önümüzdeki !
Ey yanımızdaki
Beş on mermere, bir avuç toprağa sığan
Sınırsız mavi umman hey !
Yeni kıyılar bulur, yeni yarlar kazardın
Sen her köpürüp taşmanda;
Her konuşmanda
Milletin alın yazısını yeniden yazardın..



Bakışların inanmayanı ezerdi
Sağ kolun bir tırpana benzerdi:
Başlardı yurt tarlasında düşüncenin hasadı.
Cümlelerin ya örsten kalkardı
Ya çıkardı kından.
Başak saçların sarkardı harman alnından:
Halk, biçilmiş ekin gibi, düşerdi dizlerine.
Milyonlar katılırdı sözlerine
Mıknatısa koşan zerreler gibi.
Köhne kanaatler, köhne küreler gibi
Sözünde çarpışıp düşerdi.
Tam sustuğun gün kıyamet oldu
Tam konuştuğun anlarsa mahşerdi:
Rab, gökte "dinleyin" derdi meleklerine;
Yıldızlar girerdi yeni mahreklerine;
Nehirler kavuşurdu yeni denizlerine:
Halk biçilmiş ekin gibi düşerdi dizlerine.
Şimdi nöbetçi olmak için Anıtkabrine
Tamamlayabilmek için tavafını
Sarmış yalın kılıçlar gibi etrafını
Tutuyor nöbet..



Bu millet:
Bu, vaktiyle ayaklarını ummanlar yalayan,
Bu, üç kıtayı atının nallarıyla damgalayan,
Bu, Timur'u, Atilla'yı, Oğuz'u
Bu, Yıldırım'ı, Fatih'i, Yavuz'u
Bu, seni yetiştiren ulu millet.
Vakar ve haysiyetle dimdik
Uyanık, tetik
Anıtkabrinde tutuyor nöbet.
Dünya dönüp dolaşıp
Boğazlaşıp dalaşıp
Ergeç ve ancak
Milli misaklarda karar kılacak.



Ey en büyük usta!
Düşünen olmadı bu hususta
Senden evvel ve senden ileri.
İlk müjdeyi, ilk haberi
Senden almıştı cihan
Ta o zamandan
Anlayamadığına yansın.
Sen, dünyanın dönüp dolaşıp geleceği
Uğrunda milyonların seve seve öleceği
En büyük maksat için
Dünyaya ilk karşı koyansın.
Nasıl içimizdeysen bütün varınla
İşte öylece dünya davalarındasın!
O ışık saçların, o alev sözlerinle
O gök gözlerinle sen.



Ey ıssız geceler içinden
Bize eşsiz sabahı getiren!
Ey asırlardır dul bayrağın eşi,
Ey geceyarılarımızın güneşi,
Ey ışık saçlar,
Ey yele kaşlar,
Ey çekilmiş hançer bakışlar,
Ey fikri döven şakaklar,
Ey kalem parmaklar,
Ey ay-yıldızlı el,
Ey en güzel,
Ey en büyük,
Ey Atatürk!
Getir dudaklarını bir bir alnımıza koy,
Dağlansın ateşinle bu soy.
Oy Atatürk oy!



İrkilmez Ata çocuğu irkilmez:
Zaptedilmez, Atam, zaptedilmez
Biz varken senin hisarının burçları:
Bakışlarımız kılıç uçları,
Bekliyoruz devrimini biz.
Çökmeyeceğiz diz..



İsterse hayat zehrolsun,
İsterse refah kahrolsun,
İsterse kurşun düşsün yanımıza, belimize,
İsterse geçinmek için, bir dilim
Kuru ekmek geçmesin elimize.
Halel gelmez bizim ateşimize;
Dünya düşse peşimize,
Yer sarsılsa yerinden,
Ne senden geçeriz, ne senin eserinden ...



Türklük yüreğini dağlasın gayrı,
Cihan da bizimle ağlasın gayrı...
Şair : ~ Behçet Kemal ÇAĞLAR ~
 
Üst