- Üyelik Tarihi
- 22 May 2019
- Konular
- 2,801
- Mesajlar
- 9,706
- MFC Puanı
- 60,560
20. Yüzyıla damgası vuran, aşkın ve tutkunun harmanladığı bir, sanat dehası.
Meksikalı Frida, Macar fotoğrafçı bir baba ve Kızılderili bir annenin dört kızından biridir.6 temmuz 1907 de dünya ya gözlerini açmış olsa da, o hep, 7 temmuz 1910 Meksika devrim tarihini, doğum günü olarak benimsedi.Sağlık sorunları, çocuk yaşta başladı. 6 yaşında iken geçirdiği, çocuk felci sonucu, bir bacağı diğerinden kısa ve güçsüz kaldı.Kendisine takılan, tahta bacak Frida! Lakabıyla hep mücadele etti.Genç kızlık çağında, dönemin en iyi eğitimini veren, ulusal hazırlık okulunda okudu.Bu okul onu, sanat, edebiyat ve felsefe ile tanıştırdı.Meksika düşün yaşamının en önemli insanları ile dost oldu. Okulda anarşist bir gruba dahil oldu.Ailesinin yaşadığı ekonomik sıkıntılar, onu bir matbaada, çalışmaya itti. Burada çizim yeteneğini keşfetti.
17 eylül 1925 te, okuldan eve giderken bindiği otobüse, tramvay çarptı. Bu dehşet verici kazada, demir çubuklar Fridanın, kalçasına girerek, tüm hayatının değişmesine neden oldu.Kazadan sonra, 32 kez ameliyat edilmesine rağmen, tüm hayatı korseler ve doktorlar arasında geçti. Omurgası ve sağ bacağında, dinmeyen bir acı ile yaşadı.Annesinin, odasının tavanına astığı ayna ile, Fridanın eşsiz çizimlerii hayat buldu.
Sağlık sorunları nedeni ile, zamanının büyük bir bölümünü, aynasının karşısında geçiren Fridanın, hayatı boyunca yaptığı 143 tablonun, 55 tanesi oto portre oldu.1955 yılında geldiğinde, aşkın yer yüzünde karşılığı o dediği, bu halimle bile onun için yapamayacağım hiçbir şey yok dediği, Diego ile evlendi.
Frida çok seviyordu. Aşk bu ya, sevmek karşılık beklemeden oluyordu. Şimdi bu okuduğunuz yazıda, vay be dedirtecek, iki kişi arasında yaşanmış bir aşk hikayesi bekliyorsanız, beklemeyin. O işler öyle olmuyor.
Frida çok sevdi. Fakat bunun karşılığını, sadakatsizlik ile fazlasıyla aldı. Hem de defalarca aldı. Bir kez yapılan bir hata değildi bu.Sonrasında büyük yıkımlar yaşadı. Çektiği acılarını ve aşkını, tablolarına döktü. Bu tablolar ile tüm dünya da sergiler açtı.1953’de sağ bacağı kesilen Frida, yaşadığı ıstıraplar sonucunda, akciğer embolisi adlı hastalığına yenik düşerek, 13 temmuz 1953’de, hayata veda etti.Ondan geriye aşkın ve sevmenin güzelliğini hatırlatan, sadakat ve aşkın bir arada güzel olduğunu hatırlatan, tabloları ve sözleri kaldı!
Meksikalı Frida, Macar fotoğrafçı bir baba ve Kızılderili bir annenin dört kızından biridir.6 temmuz 1907 de dünya ya gözlerini açmış olsa da, o hep, 7 temmuz 1910 Meksika devrim tarihini, doğum günü olarak benimsedi.Sağlık sorunları, çocuk yaşta başladı. 6 yaşında iken geçirdiği, çocuk felci sonucu, bir bacağı diğerinden kısa ve güçsüz kaldı.Kendisine takılan, tahta bacak Frida! Lakabıyla hep mücadele etti.Genç kızlık çağında, dönemin en iyi eğitimini veren, ulusal hazırlık okulunda okudu.Bu okul onu, sanat, edebiyat ve felsefe ile tanıştırdı.Meksika düşün yaşamının en önemli insanları ile dost oldu. Okulda anarşist bir gruba dahil oldu.Ailesinin yaşadığı ekonomik sıkıntılar, onu bir matbaada, çalışmaya itti. Burada çizim yeteneğini keşfetti.
17 eylül 1925 te, okuldan eve giderken bindiği otobüse, tramvay çarptı. Bu dehşet verici kazada, demir çubuklar Fridanın, kalçasına girerek, tüm hayatının değişmesine neden oldu.Kazadan sonra, 32 kez ameliyat edilmesine rağmen, tüm hayatı korseler ve doktorlar arasında geçti. Omurgası ve sağ bacağında, dinmeyen bir acı ile yaşadı.Annesinin, odasının tavanına astığı ayna ile, Fridanın eşsiz çizimlerii hayat buldu.
Sağlık sorunları nedeni ile, zamanının büyük bir bölümünü, aynasının karşısında geçiren Fridanın, hayatı boyunca yaptığı 143 tablonun, 55 tanesi oto portre oldu.1955 yılında geldiğinde, aşkın yer yüzünde karşılığı o dediği, bu halimle bile onun için yapamayacağım hiçbir şey yok dediği, Diego ile evlendi.
Frida çok seviyordu. Aşk bu ya, sevmek karşılık beklemeden oluyordu. Şimdi bu okuduğunuz yazıda, vay be dedirtecek, iki kişi arasında yaşanmış bir aşk hikayesi bekliyorsanız, beklemeyin. O işler öyle olmuyor.
Frida çok sevdi. Fakat bunun karşılığını, sadakatsizlik ile fazlasıyla aldı. Hem de defalarca aldı. Bir kez yapılan bir hata değildi bu.Sonrasında büyük yıkımlar yaşadı. Çektiği acılarını ve aşkını, tablolarına döktü. Bu tablolar ile tüm dünya da sergiler açtı.1953’de sağ bacağı kesilen Frida, yaşadığı ıstıraplar sonucunda, akciğer embolisi adlı hastalığına yenik düşerek, 13 temmuz 1953’de, hayata veda etti.Ondan geriye aşkın ve sevmenin güzelliğini hatırlatan, sadakat ve aşkın bir arada güzel olduğunu hatırlatan, tabloları ve sözleri kaldı!