- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Fra Angelico Kimdir-Fra Angelico Hayatı-Fra Angelico Biyografi
Fra Angelico Kimdir-Fra Angelico Hayatı-Fra Angelico Biyografi
İtalyan sanatının ilk sanat tarihçisi olan Giorgio Vasari, daha sonra Fra Angelico ismiyle anılan Guido veya Guidolini di Pietronun doğumunu 1387 yılı olarak belirler: gerçekten de, sanatçının 1455de öldüğü sırada 66 yaşında olduğunu belirtir. Fakat hiç bir belgenin doğrulayamadığı bu doğum tarihini, çağdaş eleştirmenler tartışma konusu haline getirdiler: buna göre ressam, 1400 civarında, en geç ise l402e doğru Floransaya yakın küçük bir şehir olan Vicchio di Mugelloda doğmuş olmalıydı.
Ressam (dipintore) ile ilgili faaliyetini gösteren ilk belge 1417 tarihini taşır; bu dönemde Angelico hâlâ laik bir kişiliğe sahipti. Aldığı eğitim konusunda hiçbir kesin bilgi bulunmamaktadır. Fakat elimize minyatürle uğraştığına dair birçok ipuçları bulunmaktadır ve sanat tarihçileri onun Floransa okulunun gotik üslubunun son temsilcilerinden biri olan Lorenzo Monaconun öğrencisi ve soyadının da belirttiği gibi keşiş olduğu düşüncesini taşımaktadır. Angeliconun çok sayıdaki sunak arkalığında, özellikle modelleştirme duygusu, kişiler yerleştirilmesi ve gök mavisi Angelico mavisi veya altın kakma fon gibi meneviş söz konusu olduğunda, minyatür sanatının izleri görülür. Tarihi saptanabilen ve kendisine mal edilen bir miesa kitabı (Katoliklerde kilise duaları kitabı), Angeliconun 1430da kitapları tezhip sanatıyla süslemeyi sürdürdüğünü kanıtlar görünmektedir.
1420-1422 yılları arasında, Guido di Pletro, Hıristiyanlığın başlangıçtaki katı kurallarına geri dönüşü savunan Dominiken tarikatın reforme edilmiş kolunun yönetimindeki Fiesoledeki San Domenic Manastırında keşiş oldu. Keşiş Fra Giovanni da Fiesole ismini aldı ve ait olduğu manastırın başrahibi olan ve Kuatroçentodaki dini öğretinin önde gelen kişisi Aziz Antoninusun doğrudan yönetimi altında, hiç şüphesiz son derece güçlü bir dini eğitim aldı.
Eğitimi, büyük bir olasılıkla, sanatsal faaliyetinde ilk gelişmelerin ortaya çıktığı dönem olan 1425-1429 yıllarına kadar devam etti: özellikle, çok sayıda sunak arkalığı resmetti. Fiesoledeki sunak arkalığı (1426) ve üçkanatlı Aziz Petrusun Şehit Edilmesi adlı tablosu (1429), bu tarihte hâlâ Monaconun öğretisine uygun ordo gotico (gotik üslupta yapılmış gündelik tapınmaları gösteren bir çeşit kilise takvimi) örnekler teşkil eder. Bunu izleyen yıllarda üslubundaki gelişim çok belirginleşti ve geçici olarak, Masolino da Panicale veya Gentile da Fabrianonun etkileri görüldü.
1433de keten tüccarları loncası tarafından ısmarlanan Linaiuoli sunak arkalığı özellikle predellays ince resim şeridi (Aziz Petrusun Vaazı, Aziz Markosun Şehit Edilmesi) oluşturan sahnelerde oluşan değişimleri göstermesi açısından özgün bir eserdir. Bu dönem de Fra Angelico, Massacionun hümanist mesajının bilincine varmış görünüyordu: Masaccio, 1425e doğru, Santa Maria del Carmine Kilisesindeki Brancacci Kapellasında, 1420-1440 yıllarında İtalyan resminin kaydettiği büyük gelişmede önemli bir rol oynayan freskler yaptı. Bu dönemde Angelico doğanın verdiği ilhama çok duyarlı olduğunu gösterdi: İtalyan resim sanatında saptanabilen ilk manzara çalışması olan Trasimeno Gölünü (Gortona sunak arkalığı predellası, 1433-1434) gerçekleştiren Angelico olmuştur; Santa Trinita Kilisesi için çizilen Çarmıhtan İndiriliş, berrak ve billur bir ışık içinde, perspektif bir görüntü sunan tepe ve şatoların önünde yer alır. Ancak sanatında, plastik yeniliklere karşı değişik tutumlar görülür: o dönemde bile kalın damaskolar, donuk altın haleleri (Louvre sunak arkalığı olarak adlandırılan Meryemin Taç Giymesi) tekrar ortaya çıktı.
1435den sonra Trecentonun (XIV. yy) başlarındaki arkaik kompozisyonlara atfen gerçekleştirdiği eserlerin çoğaldığı görüldü; resmettiği Yakarış, söz konusu Giottoya geri dönüşü simgeleyen en önemli eserdir ve bu anlayış, özellikle San Marco Manastırının süslemesinde kendini gösterir.
Fiesole, Floransa Ve Roma
1436da, Floransa yöneticisi Cosimo de Medici ve kardeşi Lorenzonun müdahalesi sayesinde, Papa IV. Eugenius Fiesole Dominkenlerine o dönemde harabe halinde olan San Marco Manastırının Floransa binalarını devretti. Mimar ve heykelci olan Michelozzo (daha sonra Medici Sarayını gerçekleştirecektir), binaların restorasyonuyla görevlendirildi; resim süslemelerinin tamamı ise Angelicoya bırakıldı. Birbirine paralel olarak götürülen; bu iki çalışma 1438de başlayıp 1452ye kadar sürdü. Angelico atölyesiyle birlikte, fresk sanatının doruk noktalarından birini teşkil eden eseri bu meditasyona yönelik yerde (kilisenin dışında, özellikle 44 hücre, inziva odası, kütüphane ve papazlar odasından oluşuyordu) gerçekleştirdi. Keşişlerin dini düşünceye dalmalarını kolaylaştırmak için oluşturulan eserlerin dörtte üçüne yakın bölümü, Isa sevgisi sahnelerini temsil eder. Sunak arkalığı resimlerine kıyasla fresklerin özelliğini, süslemenin yokluğu (Dominiken kurallarının getirdiği zorunluluklara uygun olarak) ye yansıttıkları derin mistik ifade oluşturur. İfadedeki bu görkem, bu biçimsel arılık, bazı hücrelerin fresklerin de, özellikle Meryeme Müjde, İsanın Dirilişi, Hakaret Edilen Isa Meryemin Taç Giymesinde görülür. Burada rengin oynadığı rol çok önemlidir.
Angeliconun tamamen özgün olan renk anlayışı, ara renkleri ustaca kullanımına dayanıyordu; ışık-gölgeyi en aza indirgerken düzenli dağılımı renklerin dengesini sağlayan bir ışıklılığı uç noktalara kadar zorladı. Bu freskler, daha geniş bir halk kesimine yönelik bir eser olan San Marco sunak arkalığı (1438) olarak adlandırılan manastır kilisesinin büyük sunak arkalığından tümüyle farklıdır, bu eserde Fra Angelico, ilk kez sacra conversazsoneu (kutsal konuşma), cenneti andıran bir mekânda meleklerin ve azizler Meyemle Çocuk Isa etrafında toplanışını resmetmiştir.
Fra Angelico tüm hayatı boyunca mütevazı ve dindar bir kişi olarak kalmasına rağmen, çok erken bir dönemden başlayarak büyük bir başarıya kavuştu: 1447 tarihli bir belgede kendisinden «en ünlü İtalyan ressamlarından biri» olarak bahsedilmişti.
Güzel Sanatlar Okulunun profesörü Paul Delarocheun okulun amfisini süslemek için gerçekleştirdiği ve geçmişin ustalarına gösterilen bir tür saygı niteliğindeki muazzam kompozisyonda Fra Angeliconun görüntüsüne ortada en ön planda yer vermesi, XIX. yyda Angeliconun öğretisinin hâlâ geçerli olduğunu kanıtlar. Öte yandan, öncelikle Vasariye atfedebileceğimiz mistik sanatçının efsanesi, XIX. yyın sonuna kadar sanat tarihçilerinin eserlerinde aktarıldı. Böylece Michelet, Rönesansla Ortaçağı olduğu gibi Leonardo da Vinciyle Angelicoyu karşılaştırabiliyordu. Şüphesiz bu şöhretin dayanak noktası, sanatçının Papa 2. Jean Paul tarafından 8 ekim 1982 tarihinde kutsal kişi kabul edilmesiydi. Bu, sadeliği ve kullanılan renklerin (beyaz, mavi, altın, kırmızı) gücüyle ortaya çıkan ve her şeyi, dünyevi kaygıları, basit sevinçleri, gündelik davranışları veya mistik esrimeleri, öteki dünyanın ışığında inceleyen Angeliconun eserine verilen değerin ulaştığı en son noktayı oluşturuyordu.
Fra Angelico Kimdir-Fra Angelico Hayatı-Fra Angelico Biyografi
İtalyan sanatının ilk sanat tarihçisi olan Giorgio Vasari, daha sonra Fra Angelico ismiyle anılan Guido veya Guidolini di Pietronun doğumunu 1387 yılı olarak belirler: gerçekten de, sanatçının 1455de öldüğü sırada 66 yaşında olduğunu belirtir. Fakat hiç bir belgenin doğrulayamadığı bu doğum tarihini, çağdaş eleştirmenler tartışma konusu haline getirdiler: buna göre ressam, 1400 civarında, en geç ise l402e doğru Floransaya yakın küçük bir şehir olan Vicchio di Mugelloda doğmuş olmalıydı.
Ressam (dipintore) ile ilgili faaliyetini gösteren ilk belge 1417 tarihini taşır; bu dönemde Angelico hâlâ laik bir kişiliğe sahipti. Aldığı eğitim konusunda hiçbir kesin bilgi bulunmamaktadır. Fakat elimize minyatürle uğraştığına dair birçok ipuçları bulunmaktadır ve sanat tarihçileri onun Floransa okulunun gotik üslubunun son temsilcilerinden biri olan Lorenzo Monaconun öğrencisi ve soyadının da belirttiği gibi keşiş olduğu düşüncesini taşımaktadır. Angeliconun çok sayıdaki sunak arkalığında, özellikle modelleştirme duygusu, kişiler yerleştirilmesi ve gök mavisi Angelico mavisi veya altın kakma fon gibi meneviş söz konusu olduğunda, minyatür sanatının izleri görülür. Tarihi saptanabilen ve kendisine mal edilen bir miesa kitabı (Katoliklerde kilise duaları kitabı), Angeliconun 1430da kitapları tezhip sanatıyla süslemeyi sürdürdüğünü kanıtlar görünmektedir.
1420-1422 yılları arasında, Guido di Pletro, Hıristiyanlığın başlangıçtaki katı kurallarına geri dönüşü savunan Dominiken tarikatın reforme edilmiş kolunun yönetimindeki Fiesoledeki San Domenic Manastırında keşiş oldu. Keşiş Fra Giovanni da Fiesole ismini aldı ve ait olduğu manastırın başrahibi olan ve Kuatroçentodaki dini öğretinin önde gelen kişisi Aziz Antoninusun doğrudan yönetimi altında, hiç şüphesiz son derece güçlü bir dini eğitim aldı.
Eğitimi, büyük bir olasılıkla, sanatsal faaliyetinde ilk gelişmelerin ortaya çıktığı dönem olan 1425-1429 yıllarına kadar devam etti: özellikle, çok sayıda sunak arkalığı resmetti. Fiesoledeki sunak arkalığı (1426) ve üçkanatlı Aziz Petrusun Şehit Edilmesi adlı tablosu (1429), bu tarihte hâlâ Monaconun öğretisine uygun ordo gotico (gotik üslupta yapılmış gündelik tapınmaları gösteren bir çeşit kilise takvimi) örnekler teşkil eder. Bunu izleyen yıllarda üslubundaki gelişim çok belirginleşti ve geçici olarak, Masolino da Panicale veya Gentile da Fabrianonun etkileri görüldü.
1433de keten tüccarları loncası tarafından ısmarlanan Linaiuoli sunak arkalığı özellikle predellays ince resim şeridi (Aziz Petrusun Vaazı, Aziz Markosun Şehit Edilmesi) oluşturan sahnelerde oluşan değişimleri göstermesi açısından özgün bir eserdir. Bu dönem de Fra Angelico, Massacionun hümanist mesajının bilincine varmış görünüyordu: Masaccio, 1425e doğru, Santa Maria del Carmine Kilisesindeki Brancacci Kapellasında, 1420-1440 yıllarında İtalyan resminin kaydettiği büyük gelişmede önemli bir rol oynayan freskler yaptı. Bu dönemde Angelico doğanın verdiği ilhama çok duyarlı olduğunu gösterdi: İtalyan resim sanatında saptanabilen ilk manzara çalışması olan Trasimeno Gölünü (Gortona sunak arkalığı predellası, 1433-1434) gerçekleştiren Angelico olmuştur; Santa Trinita Kilisesi için çizilen Çarmıhtan İndiriliş, berrak ve billur bir ışık içinde, perspektif bir görüntü sunan tepe ve şatoların önünde yer alır. Ancak sanatında, plastik yeniliklere karşı değişik tutumlar görülür: o dönemde bile kalın damaskolar, donuk altın haleleri (Louvre sunak arkalığı olarak adlandırılan Meryemin Taç Giymesi) tekrar ortaya çıktı.
1435den sonra Trecentonun (XIV. yy) başlarındaki arkaik kompozisyonlara atfen gerçekleştirdiği eserlerin çoğaldığı görüldü; resmettiği Yakarış, söz konusu Giottoya geri dönüşü simgeleyen en önemli eserdir ve bu anlayış, özellikle San Marco Manastırının süslemesinde kendini gösterir.
Fiesole, Floransa Ve Roma
1436da, Floransa yöneticisi Cosimo de Medici ve kardeşi Lorenzonun müdahalesi sayesinde, Papa IV. Eugenius Fiesole Dominkenlerine o dönemde harabe halinde olan San Marco Manastırının Floransa binalarını devretti. Mimar ve heykelci olan Michelozzo (daha sonra Medici Sarayını gerçekleştirecektir), binaların restorasyonuyla görevlendirildi; resim süslemelerinin tamamı ise Angelicoya bırakıldı. Birbirine paralel olarak götürülen; bu iki çalışma 1438de başlayıp 1452ye kadar sürdü. Angelico atölyesiyle birlikte, fresk sanatının doruk noktalarından birini teşkil eden eseri bu meditasyona yönelik yerde (kilisenin dışında, özellikle 44 hücre, inziva odası, kütüphane ve papazlar odasından oluşuyordu) gerçekleştirdi. Keşişlerin dini düşünceye dalmalarını kolaylaştırmak için oluşturulan eserlerin dörtte üçüne yakın bölümü, Isa sevgisi sahnelerini temsil eder. Sunak arkalığı resimlerine kıyasla fresklerin özelliğini, süslemenin yokluğu (Dominiken kurallarının getirdiği zorunluluklara uygun olarak) ye yansıttıkları derin mistik ifade oluşturur. İfadedeki bu görkem, bu biçimsel arılık, bazı hücrelerin fresklerin de, özellikle Meryeme Müjde, İsanın Dirilişi, Hakaret Edilen Isa Meryemin Taç Giymesinde görülür. Burada rengin oynadığı rol çok önemlidir.
Angeliconun tamamen özgün olan renk anlayışı, ara renkleri ustaca kullanımına dayanıyordu; ışık-gölgeyi en aza indirgerken düzenli dağılımı renklerin dengesini sağlayan bir ışıklılığı uç noktalara kadar zorladı. Bu freskler, daha geniş bir halk kesimine yönelik bir eser olan San Marco sunak arkalığı (1438) olarak adlandırılan manastır kilisesinin büyük sunak arkalığından tümüyle farklıdır, bu eserde Fra Angelico, ilk kez sacra conversazsoneu (kutsal konuşma), cenneti andıran bir mekânda meleklerin ve azizler Meyemle Çocuk Isa etrafında toplanışını resmetmiştir.
Fra Angelico tüm hayatı boyunca mütevazı ve dindar bir kişi olarak kalmasına rağmen, çok erken bir dönemden başlayarak büyük bir başarıya kavuştu: 1447 tarihli bir belgede kendisinden «en ünlü İtalyan ressamlarından biri» olarak bahsedilmişti.
Güzel Sanatlar Okulunun profesörü Paul Delarocheun okulun amfisini süslemek için gerçekleştirdiği ve geçmişin ustalarına gösterilen bir tür saygı niteliğindeki muazzam kompozisyonda Fra Angeliconun görüntüsüne ortada en ön planda yer vermesi, XIX. yyda Angeliconun öğretisinin hâlâ geçerli olduğunu kanıtlar. Öte yandan, öncelikle Vasariye atfedebileceğimiz mistik sanatçının efsanesi, XIX. yyın sonuna kadar sanat tarihçilerinin eserlerinde aktarıldı. Böylece Michelet, Rönesansla Ortaçağı olduğu gibi Leonardo da Vinciyle Angelicoyu karşılaştırabiliyordu. Şüphesiz bu şöhretin dayanak noktası, sanatçının Papa 2. Jean Paul tarafından 8 ekim 1982 tarihinde kutsal kişi kabul edilmesiydi. Bu, sadeliği ve kullanılan renklerin (beyaz, mavi, altın, kırmızı) gücüyle ortaya çıkan ve her şeyi, dünyevi kaygıları, basit sevinçleri, gündelik davranışları veya mistik esrimeleri, öteki dünyanın ışığında inceleyen Angeliconun eserine verilen değerin ulaştığı en son noktayı oluşturuyordu.