- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Fırtınaya Karşı Roman Özeti
FIRTINAYA KARŞI ROMANININ ÖZETİ (KİTABININ ÖZETİ, KİTAP ÖZETLERİ)
Yazarı: Gaye HİÇYILMAZ
1. Romanın Konusu:
Ekonomik nedenlerden ve büyük kent özleminin başlattığı göçün getirdiği sıkıntıları, kentte düşülen açmazları ve uyumsuzlukları anlatmıştır.
2. Romanın Özeti:
Mehmet, Ankaraya taşınacaklarının acı haberini güzel bir bahar günü alır. Acı haber olması onun oradaki yaşam koşulları hakkında azda olsa bilgi sahibi olmasıdır. Bu karara Mehmet dışında herkes bu olay için sevinmekte ve hazırlıklarını yapmaya başlamaktadırlar. Babası başkente yerleşeceği için mutludur. Oradaki iş imkanlarının çok ve parasının fazla olduğunu aklından geçirmektedir. Fakat babasının tasarladığı gibi değildir ve bunu kendiside bilmektedir.
Mehmet bu kararın değişmesi içinde elinden geleni yapmak ister fakat onu dinlemeyeceklerinide biliyordur. Oralara gitmemiş bir çocuğun oralar hakkında kötü yargılara sahip olması arkadaşı Hayrinin mektupları sayesinde fikir edinir. Hayri onun ilkokul arkadaşıdır.
Hayri sarışın, zeki ve yaramaz bir çocuktur. Hayrinin çok zeki bir çocuk olduğuna inanan köy öğretmeni onun buralarda harap olacağına başkentte daha iyi okullarda okuması gerektiğini anne ve babasına söyler. Ailesi ise fakir olmalarına rağmen çocuklarının ileriki hayatı için Ankaraya giderler. Yanlarında Korsan adlı köpeğini götüremeyeceği için en candan arkadaşı olan Mehmete teslim eder ve bir gün onu almaya geleceğini söyler. Hayri Mehmete Ankarayı her zaman mektubunda anlatır ve mutsuz olduğunu ona her defasında yazar. Bunları anne ve babasına anlatmak istemiştir fakat onu dinlemeyeceğini bildiği için vazgeçer.
Her yerin yemyeşil ve mis kokulu olduğu bir bahar gününde köyden her tarafın bina ve dumanla kaplı olduğu büyük şehire hareket ederler. Orada onları Yusuf Amcaları karşılar ve onun evinin üstündeki penceresiz sıvasız derme çatlma bir evde otururlar. Yusuf Amcaları Şen Tepenin zenginlerinden olmasından dolayı saygı gösterilen birisidir. Kendisinin bir terzi atölyesi vardır ve babası orada hammal olarak çalışır. Yusuf Amcalarının oğlu Hakan ile birlikte oraları tanımak ve birazda görmek için dolaşırlar. Mahallenin çocuklarına hemen ısınır. Bu arada hemen kaynaşmalarının bir nedenide çocukların Korsana yaklaşmak istemelerindendir.
Aralarından bir kişi Mehmetin dikkatini çeker. Bu kişi mahallenin en fakir kişisidir. Muhlisin de kendine ait bir atı olması onları birbirine daha çok yakınlaştırır. Muhlis eski eşya alım satımı yaparak geçimini sağlamaktadır. Muhlisin atını abisi Ramazan askere gitmeden önce kömürcüden almıştır. At cılız ve çelimsizdir. Fakat iyi beslenmesi sonucunda güçlü bir at olacağına inanmaktadırlar. Muhlis ve Mehmet, Yıldıza zengin semtlerdeki evlerin bahçesinden ot yolarak iyi bir besin kaynağı bulurlar. Yıldız birkaç hafta sonra kendini toparlamaya başlar. Bu arada yaşlı bir hanım olan Zekiye Hanımla tanışırlar. Aralarında iyi bir dostluk kurulur.
Mehmet, KorsanI Hayriye vermek için oturdukları yere gider. Hayri anne ve babasını kaybettikten sonra sokaklarda yaşadığını söylerler. Mehmet Hayriyi götürmek ister fakat kabul etmez. Korsana da ilgi göstermez. Korsan Mehmetle geri dönmeyerek Hayrinin yanında kalır. Günler geçtikçe bitkin ve perişan düşen Hayri ve Korsan Mehmetin evine giderler. Mehmet fakir bir ailenin çocuğu olduğu için onları kendi yanlarına alamazlar. Onları Zekiye Hanımın yanına yerleştirir. O günden sonra Hayri kendini toparlayarak eski haline döner. Mehmet bir minibüsçünün yanında muavin olarak işe başlar. İşinin karşılığı olarak iyi ücret almaktadır.
Muhlisin abisi Ramazan bir gün askerden gelerek sürpriz yapar. Ramazan uzun boylu yakışıklı birisidir. Bu izin süresinde Mehmetin ablası Hatice ile yakınlaşmaya başlarlar. Aralarındaki bağı dahada kuvvetlendirmek amacıyla piknik düzenlerler. Piknik bitimi dönüşte belediye görevlileri Korsanı vururlar. Herkes şaşkına döner. Bu işin ucu yaramaz ve huysuz bir çocuk olan Hakana dayanır.
Mehmet içindeki kin ve öfkeyi Hakanı döverek üzerinden atmaya çalışır. Fakat Mehmet için önemli olan bunu yakın dostu Hayriye nasıl anlatacağıdır. Günler sonra Mehmetle Muhlis Yıldıza binerek Zekiye Hanımın ziyaretine giderler. Hayriye olayı baştan itibaren anlatırlar. Hayhri olay karşısında üzülmez. Buda Hatyrinin olgun ve olaylara geniş bir yelpazeden baktığının bir göstergesidir. Mehmet Hayrinin tepkisine karşı bir yandan Korsan için (bilgi yelpazesi. net) üzülürken, Hayri için sevinir. Yağmur nedeniyle yollar çamurlu ve kaygan olduğu için eve dönerken araba devrilir. Elektrik tellerinin yerde sarkık olmasıyla Muhlis ve Yıldız orada hayatını kaybeder. Mehmet üzüntüsünü gidermek için hayalindeki planları gerçekleştirmeye başlar. Mehmet iyi güzelce bir tay alarak köyünün yolunu tutar.
3. Romanın Ana Fikri
İnsanların artık kalıplaşmış bilgi dağarcığından çıkıp olaylara geniş bir yelpazeden bakması gerekir. Toplumumuzda insanların yaşları ile değilde fikir ve davranışlarıyla değerlendirmemiz gerektiğini anlatmaktadır.
4. Kitaptaki Olayların Ve Kişilerin Değerlendirilmesi
Hayri, parlak, sarı saçlı yakışıklı bir çocuktur. Aynı zamanda çok ta zeki bir kişiliğe sahiptir.
Mehmet, 12-13 yaşlarında bir çocuktur. Kısa boylu, sevimli ve her işin üstesinden gelmesini bilen birisidir.
Ramazan, yakışıklı, uzun boylu, esmer bir delikanlıdır. Aynı zamanda çok azimli, tuttuğunu koparan, her işin üstesinden gelen bir yapısı vardır.
Zekiye Hanım, yaşlı ve sevecen birisidir. İnsanlardan yardımını esirgemeyen, yumuşak kalpli, zengin bir ev hanımıdır.
Muhlis, fakir bir aile çocuğudur. Zeki ve ileri görüşlüdür. Aynı zamanda resme karşı çok büyük bir ilgisi vardır.
5. Roman Hakkındaki Kişisel Görüşler
Bence bu kitap gayet akıcı bir dille yazılmıştır. Bu yüzden kitabın sıkıcı olma özelliği yoktur. Ben şahsen bu kitabı zevkle okudum ve hiç sıkılmadım. Olaylar gayet inandırıcı nitelikteki olaylardır. Gerçek hayattada böyle durumlara rastlama olasılığı gayet yüksek. Bu kitap sade bir dille yazıldığı için anlaşılır ve herkes tarafından okunabilecek bir kitaptır.
Yazarı: Gaye HİÇYILMAZ
1. Romanın Konusu:
Ekonomik nedenlerden ve büyük kent özleminin başlattığı göçün getirdiği sıkıntıları, kentte düşülen açmazları ve uyumsuzlukları anlatmıştır.
2. Romanın Özeti:
Mehmet, Ankaraya taşınacaklarının acı haberini güzel bir bahar günü alır. Acı haber olması onun oradaki yaşam koşulları hakkında azda olsa bilgi sahibi olmasıdır. Bu karara Mehmet dışında herkes bu olay için sevinmekte ve hazırlıklarını yapmaya başlamaktadırlar. Babası başkente yerleşeceği için mutludur. Oradaki iş imkanlarının çok ve parasının fazla olduğunu aklından geçirmektedir. Fakat babasının tasarladığı gibi değildir ve bunu kendiside bilmektedir.
Mehmet bu kararın değişmesi içinde elinden geleni yapmak ister fakat onu dinlemeyeceklerinide biliyordur. Oralara gitmemiş bir çocuğun oralar hakkında kötü yargılara sahip olması arkadaşı Hayrinin mektupları sayesinde fikir edinir. Hayri onun ilkokul arkadaşıdır.
Hayri sarışın, zeki ve yaramaz bir çocuktur. Hayrinin çok zeki bir çocuk olduğuna inanan köy öğretmeni onun buralarda harap olacağına başkentte daha iyi okullarda okuması gerektiğini anne ve babasına söyler. Ailesi ise fakir olmalarına rağmen çocuklarının ileriki hayatı için Ankaraya giderler. Yanlarında Korsan adlı köpeğini götüremeyeceği için en candan arkadaşı olan Mehmete teslim eder ve bir gün onu almaya geleceğini söyler. Hayri Mehmete Ankarayı her zaman mektubunda anlatır ve mutsuz olduğunu ona her defasında yazar. Bunları anne ve babasına anlatmak istemiştir fakat onu dinlemeyeceğini bildiği için vazgeçer.
Her yerin yemyeşil ve mis kokulu olduğu bir bahar gününde köyden her tarafın bina ve dumanla kaplı olduğu büyük şehire hareket ederler. Orada onları Yusuf Amcaları karşılar ve onun evinin üstündeki penceresiz sıvasız derme çatlma bir evde otururlar. Yusuf Amcaları Şen Tepenin zenginlerinden olmasından dolayı saygı gösterilen birisidir. Kendisinin bir terzi atölyesi vardır ve babası orada hammal olarak çalışır. Yusuf Amcalarının oğlu Hakan ile birlikte oraları tanımak ve birazda görmek için dolaşırlar. Mahallenin çocuklarına hemen ısınır. Bu arada hemen kaynaşmalarının bir nedenide çocukların Korsana yaklaşmak istemelerindendir.
Aralarından bir kişi Mehmetin dikkatini çeker. Bu kişi mahallenin en fakir kişisidir. Muhlisin de kendine ait bir atı olması onları birbirine daha çok yakınlaştırır. Muhlis eski eşya alım satımı yaparak geçimini sağlamaktadır. Muhlisin atını abisi Ramazan askere gitmeden önce kömürcüden almıştır. At cılız ve çelimsizdir. Fakat iyi beslenmesi sonucunda güçlü bir at olacağına inanmaktadırlar. Muhlis ve Mehmet, Yıldıza zengin semtlerdeki evlerin bahçesinden ot yolarak iyi bir besin kaynağı bulurlar. Yıldız birkaç hafta sonra kendini toparlamaya başlar. Bu arada yaşlı bir hanım olan Zekiye Hanımla tanışırlar. Aralarında iyi bir dostluk kurulur.
Mehmet, KorsanI Hayriye vermek için oturdukları yere gider. Hayri anne ve babasını kaybettikten sonra sokaklarda yaşadığını söylerler. Mehmet Hayriyi götürmek ister fakat kabul etmez. Korsana da ilgi göstermez. Korsan Mehmetle geri dönmeyerek Hayrinin yanında kalır. Günler geçtikçe bitkin ve perişan düşen Hayri ve Korsan Mehmetin evine giderler. Mehmet fakir bir ailenin çocuğu olduğu için onları kendi yanlarına alamazlar. Onları Zekiye Hanımın yanına yerleştirir. O günden sonra Hayri kendini toparlayarak eski haline döner. Mehmet bir minibüsçünün yanında muavin olarak işe başlar. İşinin karşılığı olarak iyi ücret almaktadır.
Muhlisin abisi Ramazan bir gün askerden gelerek sürpriz yapar. Ramazan uzun boylu yakışıklı birisidir. Bu izin süresinde Mehmetin ablası Hatice ile yakınlaşmaya başlarlar. Aralarındaki bağı dahada kuvvetlendirmek amacıyla piknik düzenlerler. Piknik bitimi dönüşte belediye görevlileri Korsanı vururlar. Herkes şaşkına döner. Bu işin ucu yaramaz ve huysuz bir çocuk olan Hakana dayanır.
Mehmet içindeki kin ve öfkeyi Hakanı döverek üzerinden atmaya çalışır. Fakat Mehmet için önemli olan bunu yakın dostu Hayriye nasıl anlatacağıdır. Günler sonra Mehmetle Muhlis Yıldıza binerek Zekiye Hanımın ziyaretine giderler. Hayriye olayı baştan itibaren anlatırlar. Hayhri olay karşısında üzülmez. Buda Hatyrinin olgun ve olaylara geniş bir yelpazeden baktığının bir göstergesidir. Mehmet Hayrinin tepkisine karşı bir yandan Korsan için (bilgi yelpazesi. net) üzülürken, Hayri için sevinir. Yağmur nedeniyle yollar çamurlu ve kaygan olduğu için eve dönerken araba devrilir. Elektrik tellerinin yerde sarkık olmasıyla Muhlis ve Yıldız orada hayatını kaybeder. Mehmet üzüntüsünü gidermek için hayalindeki planları gerçekleştirmeye başlar. Mehmet iyi güzelce bir tay alarak köyünün yolunu tutar.
3. Romanın Ana Fikri
İnsanların artık kalıplaşmış bilgi dağarcığından çıkıp olaylara geniş bir yelpazeden bakması gerekir. Toplumumuzda insanların yaşları ile değilde fikir ve davranışlarıyla değerlendirmemiz gerektiğini anlatmaktadır.
4. Kitaptaki Olayların Ve Kişilerin Değerlendirilmesi
Hayri, parlak, sarı saçlı yakışıklı bir çocuktur. Aynı zamanda çok ta zeki bir kişiliğe sahiptir.
Mehmet, 12-13 yaşlarında bir çocuktur. Kısa boylu, sevimli ve her işin üstesinden gelmesini bilen birisidir.
Ramazan, yakışıklı, uzun boylu, esmer bir delikanlıdır. Aynı zamanda çok azimli, tuttuğunu koparan, her işin üstesinden gelen bir yapısı vardır.
Zekiye Hanım, yaşlı ve sevecen birisidir. İnsanlardan yardımını esirgemeyen, yumuşak kalpli, zengin bir ev hanımıdır.
Muhlis, fakir bir aile çocuğudur. Zeki ve ileri görüşlüdür. Aynı zamanda resme karşı çok büyük bir ilgisi vardır.
5. Roman Hakkındaki Kişisel Görüşler
Bence bu kitap gayet akıcı bir dille yazılmıştır. Bu yüzden kitabın sıkıcı olma özelliği yoktur. Ben şahsen bu kitabı zevkle okudum ve hiç sıkılmadım. Olaylar gayet inandırıcı nitelikteki olaylardır. Gerçek hayattada böyle durumlara rastlama olasılığı gayet yüksek. Bu kitap sade bir dille yazıldığı için anlaşılır ve herkes tarafından okunabilecek bir kitaptır.