Hamo Dayı Fırat Nehri yakınlarında yaşamaktadır. Seneler önce geçen bu rivayetin söylediğine göre kendisinin oğlu Urfada askerlik yapmaktadır ve bir gün atına binerek onu ziyaret etmek için yola düşer. Fırat Nehri o vakitlerde ilkel bir sal yardımıyla aşılmaktadır. Atıyla bu sala biner fakat atı üzerindeyken huysuzluk çıkarır ve böylece devrilirler. Adamcağız Fırat nehrinin şiddetli sularında boğulur.
Ailesi onu aramaya başlar ve en sonunda bulduklarında olayı anlarlar. Ailesi ağıtlar yakmaya başlar. Ağıt, insanların acılarını dile getirmek için kullandığı sözlerden oluşur. İşte Fırat Türküsünün hikayesinin de bu ağıtlardan geldiği söylenir.
Bir anonim olan Fırat Türküsünün sözleri şu şekildedir:
Şu Fıratın suyu akar serindir.
Yarimi götürdü kanlı zalimdir.
Daha gün görmemiş taze gelindir.
Söyletmeyin beni yaram derindir.
Kömürhan Köprüsü Harputa bakar.
Körolası Fırat ocakları yıkar.
Ahbaplarım gelmiş ağıtlar yakar.
Söyletmeyin beni yaram derindir.