Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Fesatlık ve Kıskançlık

DeStina

Her Nasip Vaktine Esirdir
MFC Üyesi
Konum
İzmir
  • Üyelik Tarihi
    9 Haz 2015
  • Mesajlar
    12,474
  • MFC Puanı
    1,810
Fesatlık ve Kıskançlık


d4b3bfb7-0bc3-4837-a035-c3845dbfc2ef.jpg



Fesatlık ve kıskançlık tüm herkese zarar verir. Hem fesat ve kıskanç kişinin kendisine hem de fesatlandığı ve kıskandığı karşı tarafa. Fesat ve kıskanç insanın zamanla ruhu çirkinleşir. Yaptığı hiçbir şey ona haz vermez. Sürekli bir arayış içerisindedir. Çevresinde olan güzel şeyler onu rahatsız eder. Başarılı kişileri kaldıramaz. Sürekli eleştirir ve kendiside eleştiriye kapalıdır. Eleştirilmese bile söylenen her söz kendi üzerine alır ve kavga eder. Karşında ki insanın üzülmesi, kırılması yada acı çekmesi o kişiyi mutlu üzmez. Tam tersi bundan büyük bir mutluluk duyar. Karşında acı çeken, mutsuz insanlar daha da üzmek için elinden geleni yapar. Ruhları çirkinleşen bu kişilerin, yüzleri de çirkinleşir. Bakışlarından, sözlerinden, hal ve tavırlarından kendisini ele verir.

Oysa, bazen fesatlık ve kıskançlık güzel şeylerin kapısını da açabilir. Başarıyı kıskanan bir insan, karşısında ki kişiden daha başarılı olmak için çabalar. Ve her iki taraf birden, ortaya daha güzel şeylerin çıkmasında yarışa girer. Ve başarılı olurlar. Bu kıskançlık yerini beğenmeye bırakır. Kendisinin ve karşısında ki kişinin başarılarını gören kişi daha başarılı işler yapmak için karşısında ki kişi ile ortak çalışmaya başlar. Karşılıklı fikir alış verişlerinde bulunurlar. Ama ne yazık ki çoğunluk bunun tam tersini göstermekte. Fesatlığın iyi yanı ise, arkanızdan iş çevirenlerin, kuyunuzu kazanların çabuk farkına varmanıza sebep olur. Gözleri iyi açmaya ve temkinli olmaya yarar. Fakat bu hiçbir zaman böyle olmaz.

Kıskançlık ve fesatlık nasıl ruhu karartırsa; hoş görü ve anlayış ruhu aydınlatır. İnsanları ve onların davranışlarını, hatalarını hoş görü ile karşılamak her iki tarafa da kazanç sağlar. Sağlam ve güzel iletişimin kaynağı olur.




Büyüklerimden hep şunu öğrendim: asla kimseye kin duymayacaksın. Her şeyi bilmeyeceksin. Başkalarında hata aramak yerine önce kendinde hata arayacaksın. Her insanın hataları olabileceğini bileceksin. Büyüklenmeyecek kimseyi küçük görmeyeceksin. Bir başarı gördüğünde tebrik etmeyi, saygı duymayı bileceksin. Dürüst ve içten övgüyü esirgemeyeceksin. Eleştirmeyecek, kınamayacak ve şikayet etmeyeceksin. Emir vermeyecek rica edeceksin. Kimsenin fesatlığını, kötülüğünü istemeyeceksin çünkü kim için kötü bir şey düşünürsen mutlaka senin başına gelir. Başkalarına sürmek istediğin çamura bulanırsın.









Peki ben bunların hepsini yapıyor muyum? Elbetteki hayır! Yapamıyorum. Ama elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum. Çünkü, bende insanım. Tüm çabam kıskanç ve fesat insanlardan olmamak.

Allah hepimizi kıskanç ve fesat olmaktan, kıskanç ve fesat insanlardan korusun.



Kıskanmak yerine, örnek almayı deneseniz belki içten içe büyüyen fesatlığınız da son bulur.
 

DeStina

Her Nasip Vaktine Esirdir
MFC Üyesi
Konum
İzmir
  • Üyelik Tarihi
    9 Haz 2015
  • Mesajlar
    12,474
  • MFC Puanı
    1,810
Babam hep der, eğer düşmanlarını delirtmek istiyorsan çok çalışacaksın.
Kısacası bu tür insanlar sayesinde daha hırslı, daha başarılı oldum. : )))
 

DeStina

Her Nasip Vaktine Esirdir
MFC Üyesi
Konum
İzmir
  • Üyelik Tarihi
    9 Haz 2015
  • Mesajlar
    12,474
  • MFC Puanı
    1,810
Sizi engellemek isteyenlerden, tuzak kuranlardan, dedikoduculardan, uzak durun, bırakın onları kendi hallerine, muhatap olmayın.

Ve yolunuza devam edin.

Fitne dünyayı bozar, Çünkü, “Fitne, katilden daha kötüdür”.

İş kurarken, evlenirken, bir şey alırken, kısaca gönülden, şevkle yapacağınız her şeye, her kafadan, bin bir ses çıkar.
Sizin mutluluğunuza veya mutsuzluğunuza ortak ve sebep olanlar vardır.

Ya gönlünüzün, şevkinizin kırılmasına, ya da büyük bir coşkuyla yola devam etmenize sebep olurlar.Ancak, ağır, yıpratıcı, üzücü olmasına rağmen, hiç yılmadan, kötü ve maksatlı konuşan kimseyi dinlemeden yola devam etmek, elinden geldiğince mutlu olmak, başarılı olmak için mücadele etmek şarttır..Müspet olanlar sizin mutluluğunuzu isteyenler, menfi olanlarsa sizin kötülüğünüzü isteyenler ve bu halinizle beslenenlerdir. Onların bu dünyada işleri, eşleri, çevreleri, her şeyleri kötüye programlanmıştır. Amaçları korkutmak, sindirmek, heyecanınızı yok etmek, performansınızı düşürmektir. Aslında bu dünya iyililer, kötülerin mücadelesidir.

Onlardan, iyi, güzel ve faydalının haricinde,olan her şey beklenir. Her şeyiniz de gözleri ve pis emelleri vardır. Bu tiplere vereceğiniz en büyük acı, sizin daha mutlu, daha başarılı ve daha huzurlu olmanız, onları kale almamanız, yokmuş gibi davranmanızdır.

Halbuki; Dost olmak, arkadaş olmak, aile olmak demek;

TEBRİK ETMEK, TEŞVİK ETMEK, BİR VE BERABER OLMAK DEMEKTİR.

Kim ki, laf getirip, götürüyorsa, sizin plan ve programlarınızı, huzurunuzu, sinirinizi bozuyorsa, bilin ki onlar sizin düşmanlarınız, sizin şeytanınızdır. Allah’ın yaptığını bozmaya çalışanlardır. Sizin dostunuz, sizin aleyhinizde konuşulmasına fırsat vermeyenlerdir. Şayet laf taşıyacak kadar aleyhte konuşturuyorsa zaten bu konuşmalardan memnun oluyor demektir ki, sizin dostunuz olamazlar.Daha mevzu açılırken, “ben duymak istemiyorum” deyip, oradan ayrılmaları gerekmez mi?Hem sizin dostunuz olacak, hem de sizin aleyhinizde konuşulması halinde dinleyecek, çanak tutacak, yani kötüye vesile olacak...

Olmaz……

Ne biçim dost, ne biçim arkadaş, ne biçim aile? .
“akrabanın akrabaya yaptığını akrep yapmaz”, “kardeş kardeşin kör olduğunu istermiş de bakacağım diye istemezmiş”, “bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” deyimleri boşuna söylenmemiştir.Sizin “etinizi çiğnettirmeyenler” sizden olanlardır.

Allah; İş kurana ve evlenene yardımı, düzeni, bereketi, huzuru vaat etmiş, öyle takdir etmiştir. Allah’ın takdirine karşı gelmek günahtır. Çoğu insan bu günahı işlemekte, tövbe ve istiğfar da etmemektedir.İnsanın, kalbini ve dolayısı ile davranışlarını güzelliklerle doldurması, iyilik düşünüp, iyilik yapması gerekir. Yoksa kalbi fena, fitne-fücür, şeytanın esiri, insan görünümündeki şeytan olarak yaşarlar. Allah kullarının, geçimlerini temin etmeleri, iş sahibi olmaları ve yuva kurmaları ve çoğalmalarını diler. Bunun için de “birbirinize yardım edin, hayır dileyin” buyurur. Zira iyilik Allahtan, kötülük insanın kendisindendir. Bu nedenlerle insanlar kapıyı kapatıp evlerinde cenneti yaşamalıdırlar. Yoksa sizin üzülmenizi, sizin mutsuz olmanızı isteyenlere fırsat vermiş, onların, iyi gününüze üzülmelerine, kötü günlerinize de sevinmelerine neden olursunuz.

İş kurana, evlenene yardımcı olmak, Allah’ın emridir.
Onların, maddi ve manevi ellerinden tutulur, iyi ve güzel günlerin onları beklediği söylenir ve temenni edilir. Mutluluğun devamı için gayret sarf edilir. Zor günlerinde daima yanında olunur. Onların mesut, bahtiyar olmaları için de dua edilir.Yapıcı olmak, yıkıcı olmamak gerekir.“Şeytanların oyununa gelmemek” prensibi ve inancı, akıldan çıkarılmamalıdır..Sizler mesut bahtiyar olun, işiniz gücünüz yerinde olsun, çalışkan olun, Allah size yardım eder.Dostlarınız sevinir, dost görünenler de hasetlerinden çatlarlar.Onlara aldırmadan yola devam gerekir.
 

DeStina

Her Nasip Vaktine Esirdir
MFC Üyesi
Konum
İzmir
  • Üyelik Tarihi
    9 Haz 2015
  • Mesajlar
    12,474
  • MFC Puanı
    1,810
Büyüklerimden hep şunu öğrendim: asla kimseye kin duymayacaksın. Her şeyi bilmeyeceksin. Başkalarında hata aramak yerine önce kendinde hata arayacaksın. Her insanın hataları olabileceğini bileceksin. Büyüklenmeyecek kimseyi küçük görmeyeceksin. Bir başarı gördüğünde tebrik etmeyi, saygı duymayı bileceksin. Dürüst ve içten övgüyü esirgemeyeceksin. Eleştirmeyecek, kınamayacak ve şikayet etmeyeceksin. Emir vermeyecek rica edeceksin. Kimsenin fesatlığını, kötülüğünü istemeyeceksin çünkü kim için kötü bir şey düşünürsen mutlaka senin başına gelir. Başkalarına sürmek istediğin çamura bulanırsın.
 

Yusuf

Deniz sevenlerden
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    3 Nis 2015
  • Mesajlar
    4,042
  • MFC Puanı
    245
Allah kıskanç ve fesat insanlardan korusun bizleri...Yazının bu bölümünü çok iyi okuyup dersler çıkarmak gerekiyor...

Paylaşım için çok teşekkürler@Destina
 

DeStina

Her Nasip Vaktine Esirdir
MFC Üyesi
Konum
İzmir
  • Üyelik Tarihi
    9 Haz 2015
  • Mesajlar
    12,474
  • MFC Puanı
    1,810
Aşırı Kıskançlık, Hastalık Belirtisidir..

İnsanda bir miktar kıskançlık olması doğal. Aşırısı ise paranoyik bozukluğa yol açıyor.

Bolu İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Psikiyatristi Dr. Haluk Gülmez, ihanete uğrama, aldatılma korkusuyla yaşayan kıskanç eşlerin, mutsuz bir hayat yaşadıkları gibi, birlikte yaşadıkları kişilere de dünyayı zehir ettiklerini, bu kişilerin cinayete ve intihara yatkın olduklarını söyledi. İnsanda bir miktar kıskançlık olmasının son derece doğal olduğunu belirten Dr. Gülmez, ''Aşırı olmayan kıskançlıklar gayet doğaldır.'' diye belirtiyor.

Ancak tamamen mantık dışı aşırı kıskanmalar da, insanlar da paranoyik bozukluk oluşumuna yol açıyor.

Tedavisi zor Hastalık boyutuna gelmiş kıskançlık hastalığının tedavisinin son derece zor olduğunun söyleyen Dr. Gülmez, "Sürekli olarak ihanete uğrama, aldatılma korkusuyla yaşayan kıskanç eşler, mutsuz bir hayat yaşadıkları gibi, birlikte yaşadıkları kişilere de dünyayı zehir ederler. Kendine göre kanıtlar bulan, sürekli olarak kendi kendine sorular sorup eşini takip altına alan kıskanç kişiler, intihara ya da cinayete bile teşebbüs edebilirler" diye konuştu.

Hekime karşı bile kuşkulu Hastalık durumuna gelmiş kıskançlık durumlarının kişilik ve paranoyak bozukluklara yol açtığını açıklayan Dr. Gülmez, aşırı kıskançlık hastalığının uzun süre psikiyatrik tedavi gerektiren zor bir hastalık olduğunu söyledi.

Dr. Gülmez, "Hekime karşı bile kuşkucu davranış sergileyen bu kişiler, kıskandıkları kişi veya kişilere karşı kırıcı, yıkıcı ve saldırgan olurlar. Eşleri ve çocuklarıyla olan iletişimleri kopan, işinde de üretken olmayan bu kişiler psikiyatrik destek almadıkları sürece son derece mutsuz ve huzursuz bir yaşam sürdürürler." diye belirtti.

Medical Park Fatih Hastanesi’nden Uzman Psikolog Sinem Demir ise; kıskançlığın baş edilmesi en zor duygulardan biri olduğunu söyledi. Kıskançlığın; imrenme ve gıpta etmeyle başlayıp, haset duymaya kadar gidebildiğine dikkat çeken Demir, ‘kıskançlığın esiri’ olmamanız için şu önerilerde bulundu:

* İmrenmek, kendini bir diğeriyle kıyaslamak ve onun yerinde olmak istemektir. Birinin mutluluğuna imreniyorsanız, ‘keşke ben de öyle mutlu olsam’ dersiniz, ama o kişi için kötü hisler beslemezsiniz.

* Kıskançlıkta ise ‘ah keşke’ demenin bir adım ötesine geçer, o kişiyle gerçekten bir sorununuz olmasa bile, varmış gibi davranırsınız. İyi ihtimalle onu görmezden gelirsiniz, kötü ihtimalle o kişiyle ufak tefek hayali sorunlar çıkarırsınız.
 
Üst Alt