Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Felsefecilere Göre Kötülüğün Kaynağı

_MaVi_

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    17 May 2013
  • Mesajlar
    474
  • MFC Puanı
    0
Felsefecilere Göre Kötülüğün Kaynağı - Evren-Dünya- însan üçlüsü, kendi içinde hem kötüyü hem de iyiyi dialektiksei bir serimleme ile ortaya çıkarır.İnsan kötülüğün ya da iyiliğin kaynağı nasıl olur?

Dünya kötüyü ve iyiyi saklayan ve barındıran ikametgah yeri midir?

Her şeyin yücesi, yaratıcısı ve iyisi olan Tanrı nasıl olurda şeytanı da var edebilir?

Ve de onun (şeytanın - kötünün) nasıl evrende özgür güç olarak ortaya çıkmasına izin verir?

İşte bu yazı bunları sorgulayarak, irdeleyerek ve açıklayarak, kötülüğün kaynağını ve olanaklılığını Evren-Dünya-İnsan üçlüsünde nasıl ortaya çıktığını felsefi bir yorumla göstermeye çalışacaktır. Ve bunu yaparken de St. Augustinus'un bu problemde kullandığı felsefi irdelemesi yorumumuza ışık tutacaktır. Çünkü bu problemi, felsefe tarihinden bağımsız olarak ele almak kötülüğün tarihsel gelişimini göz ardı etmek demektir.

Kötülüğün tarihsel yorumu, çağımızdaki kuramları anlamamıza yardım edeceği inancındayım. St. Augustinus'un felsefesinde "kötü veya günah nedir?" ve "kötülüğün oluşmasındaki nedenler nelerdir?" sorusu irdelenecek ve tartışılacaktır. Bu kavramla Augustinus'un nasıl bir insan tanımına ulaştığını -bence bu tanımın sunduğu insan, modem felsefenin bize anlattığı insan tanımının esaslarını da oluşturur- göstermektir.

Bu konuyu açıklayabilmek için hem Augustinus'un bu konudaki görüşlerini incelemek, hem de ondan önceki felsefî düşünceleri, özellikle de Parmenides'in, Platon'un ve Manicheist kuramlara bakmak gereklidir.
Çünkü Augustinus felsefesinde ulaştığı "kötü" ya da "günah" kavramı ile daha önceki" kuramlardaki kötü kavramı arasında bazı benzerlik ve farklılıkların bulunduğunu sanıyorum. Ayrıca Augustinus'un kendi kötü veya günah kavramına ulaşmak için kendisine kadar varolan kuramları bilmesi ve hatta onlann eksik ya da yanlış olduğunu göstermesi gerekmektedir.

Augustinus'un felsefesine geçmeden önce niçin Augustinus'un bu kavram üzerinde durduğunu ve niçin kötülüğün kökenlerini bulmaya çalıştığını açıklamak gerekir. Çünkü o Hıristiyan kötü ve günah kavramına ve Tanrısına inanır. Burada bir sorun ortaya çıkmaktadır. Bu sorunu Epicuros'cu argüman ile şu şekilde formüle etmek olanaklıdır:

"Tanrı kötülükten ve acıdan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gücü mü yok?
Eğer yoksa, O güçsüz, ya da kesinlikle her şeye gücü yeten değildir.
Her şeye gücü yeten fakat istemeyen mi?
Eğer öyle ise , O kötüdür, ya da kesinlikle tüm iyilik değildir.
O, ne gücü yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanrı diye çağırmak saçma olur.
O, hem gücü yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kötülük nereden geliyor?" (İstencin Özgür Seçimi Üzerine. Giriş.)


Kısaca, eğer Tanrı varsa, niçin bu dünyada kötülük ve günah vardır?

İşte bu soru çerçevesinde Augustinus, kötü ya da günah kavramını açıklaması gerekmektedir. Bu yazı bu amaç doğrultusunda irdelenerek, açıklanacaktır.

Augustinus kötülük veya günah problemini İtiraflar adlı eserinde şöyle ifade etmektedir.
"Kuramlarım Senin (Tanrı'nın) bir anlamda sonlu olduğuna inanmama zorlamaktalar; böylece de kötülüğün varlığı Senin karşıtın olabilmektedir. Kötülüğün kaynağını Senden aldığı varsayımının yerine Senin hiçbir kötülük yaratmadığına inanmak bana daha iyi gibi gözükmektedir." (Kitap V, Bölüm 10) '

Kötülük problemini şu şekilde açıklamaya çalışalım:

Eğer kötülük var ise ve Tanrı her türlü varolanın nedeni ise, Hıristiyan inançlarındaki Tanrı düşüncesiyle, Augustinus'un kötülük kuramı arasında çelişkiler ortaya çıkmaktadır; çünkü Augustinus'da Hıristiyan düşüncesinde olduğu gibi Tanrı'nın sonsuz, ebedi, ezeli ve iyi olduğunu kabul etmektedir. Yani Hıristiyan Tanrı'sına inanmaktadır.
Her tür iyilik Tanrı'dandır.
Bütün yaratılanlar iyidir; çünkü Tanrı iyidir.
Tanrı'dan gelen hiçbir kötülük ya da günah yoktur.

Bu durumda, nasıl olur da dünyada kötülük ve günah var olabilir?
Kötülüğün ve günahın nedenleri ve kaynakları nedir?
Bu sorulara Augustinus'un cevap bulması zorunludur. Aksi halde inandığı Hıristiyanlık ilkelerinde çelişkiler ortaya çıkacaktır.
Ayrıca bu soruların cevabı Hıristiyanlığın ve Augustinus'un felsefesinin temelini
oluşturmaktadır.

 
Üst Alt