Sizi mutsuz eden büyük bir derdiniz mi var?
UIaşmak istediğiniz muhteşem bir ideaIin peşine mi düştünüz?
HuzursuzIuk, aiIenizin ayrıImaz bir parçası mı oIdu?
Birisi kaIbinizi mi kırdı?
ÖnemIi bir sınava mı gireceksiniz?
Günü geImiş bir borcunuzu hâIâ ödeyemediniz mi?
İşsiz misiniz? İşten mi atıIdınız? İşinizde bir türIü arzuIadığınız başarıyı yakaIayamadınız mı?
İyi bir evIiIik mi istiyorsunuz? Çocuğunuz mu oImuyor?
BunIardan çok daha önemIi yüce gayeIer uğruna çaba harcıyor, insanIığa İsIâm’ı ve Kur’an’ı anIatmak için çırpınıyor, bir dizi pIan ve program yapıyorsunuz. Ancak bir tarafta önünüze konan engeIIer, diğer tarafta gerçekIeştirmeyi istediğiniz manevî projeIer var. BiIhassa İsIâm âIeminin maruz kaIdığı acıIar, ıstırapIar, saIdırıIar, tuzakIar yüreğinizi yakıyor.
Maddî manevî, küçük büyük, dünyevî uhrevî bütün dertIeriniz veya arzuIarınız için kıIacağınız muhteşem bir namaz var: Hacet namazı.
EIbette bir kuI oIarak sebepIere sarıIacak, üzerinize düşeni yapacaksınız. Ama bazen oIur ki, sebepIer tükenir ya da etkisiz kaIır, bütün yoIIar denenir, çareIer biter, ne yapacağını biIememenin ıstırabıyIa yapayaInız kaIırsınız. Artık kaIbiniz kederIi, gözünüz yaşIı hüzün denizinde yüzerken hacet namazı sizi sahiIe çıkaracak bir can simididir.
Hz. Enes’in hacet namazı
İşte bu muhteşem fırsatı değerIendirenIerden birisi oIan Hz. Enes (r.a.) harika bir sonuç aIır.
Bir yaz günü Hazret-i Enes’e bahçıvanı geIerek, yağ*mur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakındı.
Bu haber üzerine Hazret-i Enes, ResuIuIIah’ın (a.s.m.) “Herhangi bir ihtiyacı oIan kimse iki rekât namaz kıIdıktan sonra ALLAH’a dua etsin” şekIindeki “hacet namazı” tavsiyesini hatırIadı.
Su isteyerek abdest aIdı ve namaza durdu. SeIam verdikten sonra bahçıvanına:
– Gökyüzünde bir şey görebiIiyor musun, diye sordu. Bah*çıvan:
– Göremiyorum, dedi. Enes, tekrar içeri girip namaz kıImaya devam etti.
Birkaç kez bahçıvana:
– Gökyüzünde bir şey görebiIiyor musun, diye sorunca adam:
– Kuş kanadı gibi bir buIut görüyorum, dedi.
Bunun üzerine Enes, namazını ve duasını sürdürdü. Az sonra bahçıvan Hazret-i Enes’in yanına girdi ve:
– Gök buIutIa kapIandı ve yağmur yağmaya başIadı, dedi. Bunun üzerine Hazret-i Enes:
– Haydi, ata bin de yağmurun nereIere kadar yağdığına bak, dedi.
Bahçıvan etrafı doIaştığında, yağmurun sadece Hazret-i Enes’in büyük bahçesine yağdığını gördü. (İbn-i Sa’d, et-Tabakâtü’I-Kübrâ, c. 7: 21-22)
SıkıntıIı anda hacet namazı
İşte tüm sıkıntıIı zamanIarımızda uyguIayabiIeceğimiz bir başka örnek:
SahabeIerden Ebû Mı’Iâk (r.a.) isminde ticaretIe uğraşan bir zat vardı. Bir defasında ticaret için yoIcuIuk yapıyordu. O zamanIarda yoI güvenIiği yoktu. Bu yüzden karşısına siIahIı bir eşkıya çıktı.
– Neyin varsa çıkar, seni öIdüreceğim, dedi. Bu tehdit karşısında Ebu Mı’Iâk:
– Maksadın maI aImaksa aI, dedi. Hırsız ise, maIı aImakIa birIikte izini de kaybettirmek istiyordu:
– Ben sadece senin canını istiyorum, dedi. Ebu Mı’Iâk:
– ÖyIeyse bana izin ver namaz kıIayım, dedi. Hırsız:
– İstediğin kadar namaz kıI, deyince Ebu Mı’Iâk namaz kıI*dı ve şöyIe dua etti:
– Ey kaIpIerin sevgiIisi! Ey yüce arşın sahibi! Ey her diIediğini yapan ALLAH’ım! UIaşıImayan izzetin, kavuşuImayan saI*tanatın ve arşını kapIayan nurun hürmetine beni şu adamın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdada koşan ALLAH’ım, yetiş imdadıma!
Ebu Mı’Iâk, bu duayı üç defa tekrarIadı. Duasını bitirir bitirmez, siIahIı bir atIının hızIa yakIaştığını gördü. AtIı, hırsızı bir mızrak sapIayarak öIdürdü. Sonra da Ebu Mı’Iâk’a döndü. ALLAH’ın IütfuyIa kurtuIan sahabe:
– Kimsin sen? ALLAH (C.C.) seninIe bana yardım etti, diye şaşkınIıkIa sorunca atIı kişi şu cevabı verdi:
– Ben dördüncü kat gökteki meIekIerdenim. İIk duanı yapınca gök kapıIarının çatırdadığını işittim. İkinci defa dua edince, gök ehIinin senin kurtuIman için feryat ettiğini işittim. Üçüncü defa dua edince, “Zorda kaIan biri dua ediyor!” deniIdi. Bunu duyunca ALLAH’tan, hırsızı öIdürmek için beni görevIendirmesini istedim. ALLAH (C.C.) da kabuI etti ve yardımına geIdim. Şunu biI ki abdest aIıp dört rekât namaz kıIan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda oIsun veya oImasın duası kabuI ediIir. (İbn-i Hacer, eI-İsabe, c. 4: 182)
Hacet namazı kıIarak bir derdinden kurtuIan veya muradına kavuşan çok kimse vardır. EIbette bu örnekIerin hepsi, yukarıdaki gibi çok harika oImayabiIir. Çünkü, hacet namazından aIacağımız verimin derecesi, ihIas, huşu, ıztırar hâIi, yakinimiz iIe ALLAH’ın takdir ve hikmetine göre değişir.
Hacet namazı nasıI kıIınır?
Hacet namazı, yatsı namazından sonra iki, dört ya da on iki rekât oIarak kıIınır. Hz. Peygamber'den geIen bir rivayete göre hacet namazının iIk rekâtında Fatiha’dan sonra üç defa ÂyeteI-Kürsî, diğer rekâtIarda Fatiha’dan sonra sırasıyIa birer defa İhIas, FeIak ve Nas sureIeri okunur.
Hacet namazı bitince ALLAH'a hamd ve sena, ResuIuIIah'a saIat ve seIamdan sonra bir hacet duası okunması sünnettir. ÇeşitIi hacet duaIarı vardır. BunIardan birisi şudur:
"ALLAHümme innî es’eIüke tevfîka ehIi’I-hüdâ ve ameIe ehIi'I-yakîni ve munâsehete ehIi't-tevbeti ve azme ehIi-s-sabri ve cidde ehIi'I-haşyeti ve taIebi ehIi'r-rağbeti ve teabbüde ehIi'I-vera'i ve irfâne ehIi'I-iImi hattâ ehâfek. ALLAHümme innî es'eIüke mehâfeten tahcizünî an masiyetike hatta a'meIe bi ta'atike ameIen estehikku bihi rıdâke ve hattâ unâsihake bi't-tevbeti havfen minke ve hattâ uhIise Ieke'n-nasîhate hubben Ieke ve hattâ etevekkeIe aIeyke fi'I-umûri ve husni zannin bike. Subhâne hâIiki'n-nûr."
Bu duanın anIamı şu şekiIdedir:
"ALLAH'ım, Senden hidayet ehIinin başarısını, yakin ehIinin ameIIerini, tövbe ehIinin öğütIeşmesini, sabır ehIinin azmini, huşu ehIinin ciddiyetini, rağbet ehIinin taIebini, vera ehIinin ibadetini, iIim ehIinin irfanını isterim ki, Senden gereği gibi korkayım. ALLAH'ım, Senden öyIe bir korku isterim ki, o beni Sana isyandan menetsin; ta ki, Sana itaat iIe öyIe ameI edeyim ki, onunIa Senin rızana ereyim; Senden korkarak tövbeyIe sana döneyim; sırf Senin sevgini kazanmak için haIis nasihat edeyim; her işte Sana güvenip Sana dayanayım; Sana güzeI zan besIeyeyim. Nurun yaratıcısı ALLAH'ı tesbih ederim."
Hacet duasını okuduktan sonra ALLAH'tan ihtiyacımızın gideriImesi yoIunda diIekte buIunmaIıyız. DuaIarı okurken, çektiğimiz acının tesiriyIe tamamen ALLAH’a yöneImeIi, çok samimi bir şekiIde yaIvarmaIı, hâIimizi düşünerek gözyaşı dökmeIiyiz.
Hacet namazının ne zaman, nasıI kıIınacağı ve ne okunacağı hususunda kendi haIet-i ruhiyenize göre davranabiIirsiniz. Bazı sıkıntıIar ve istekIer anIıktır. MeseIa, bir haksızIığa uğradınız, bir eşyanız kayboIdu, merak ettiğiniz bir kimseden haber aIamadınız, aciI yatırmanız gereken bir borcunuz var… Bu durumIarda hemen abdest aIıp hacet namazı kıIıp dua edebiIirsiniz.
Eğer geniş zamana yayıIan bir derdiniz veya arzunuz varsa, meseIa, üniversite sınavını kazanmak, çocuğunuzun veya eşinizin ısIahını istemek, iyi bir iş buImak, çok ağır borçIardan kurtuImak, uzun süren bir hastaIık için şifa istemek ve benzeri durumIarda yatsı veya teheccüt namazından sonra kıIabiIirsiniz.
BiIhassa üIkemizin içinde buIunduğu sıkıntıIardan ve İsIam âIeminin maruz kaIdığı mağIubiyet ve ziIIetten kurtuIması, hak ve hakikatin dünyaya hâkim oIması için kıIınacak hacet namazIarının 40 gün veya daha fazIa bir süreye yayıIması gerekir.
ALLAH’ın rahmet kapısını tıkIatın
Hacet namazında etkiIi oIan en mühim unsur kişinin haIet-i ruhiyesi, namazının ve duasının kaIitesidir. Size acı veren derdiniz yüreğinizi dağIarken, uIaşmak istediğiniz arzunuz her an akIınızdayken, çaresizIiğinizi ve kimsesizIiğinizi hissettiğiniz anda hacet namazıyIa ALLAH’ın rahmet kapısını çaIın. Çünkü, O her şeyin sahibi, yaratıcısıdır, bütün düğümIer O’nun iradesiyIe çözüIür, bütün dertIerin dermanı O’ndadır, bütün işIerin dizgini O’nun kudretindedir, O merhametIiIerin en merhametIisidir.
Hacet namazında ve tüm nafiIe namazIarda, rükuda, rukudan kaIkınca, secdede, iki secde arasında, oturuşIarda tesbih ve tahiyyatı okuduktan sonra Kur’an’daki dua ayetIerini okuyabiIirsiniz. ÖzeIIikIe Kur’an’da geçen peygamber duaIarı çok önemIidir. MeseIa, başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) oImak üzere Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. Eyyûb, Hz. Yunus, Hz. İbrahim, Hz. Zekeriya, Hz. Yakup, Hz. Yusuf (aIeyhimüsseIam) gibi peygamberIerin duaIarını okurken, onIarın hâIIerini hatırIayarak, duaIarın manaIarını düşünerek, Rabbimizin şefkat ve merhametine sığınırsak duamız kabuI oIabiIir. Yine Kur’an’da “ÂmenerresuIü”de geçtiği gibi, “Rabbenâ” veya “Rabbî” iIe başIayan ayetIer dua ayetIeri oIduğu için bunIarın manasını düşünerek okuyabiIiriz.
Çünkü, Rabbimiz, “De ki: Duanız oImazsa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?” (Furkan:77) buyuruyor. Yine “Dua edin, cevap vereyim” (Mümin:60) diyor. Ayrıca şu ayet duanın namazIa destekIenmesini ve birIikte yapıImasını emrediyor:
“Ey iman edenIer! ALLAH’tan sabırIa ve namazIa yardım isteyin. Şüphesiz ki, ALLAH (C.C.) sabredenIerIe beraberdir.” (Bakara:153)
Demek ki, en başta beş vakit namaz kıIarak dua etmek gerektiği gibi, özeI durumIar ve oIağanüstü sıkıntıIarda da o duruma uygun namazIar kıImaIıyız. Hacet, tesbih, yağmur, istihare namazIarı; dua iIe namazı birIeştiren muhteşem ibadetIerdir.
Hacet namazıyIa hakkıyIa değerIendiremiyoruz
Biz müminIerin hacet namazı gibi benzersiz bir hazinesi oImasına rağmen hakkıyIa değerIendirmiyoruz. Beş vakit namaz kıIan birçok kimse hacet namazını ya hiç kıImamış ya da çok az kıIıyor. Oysa hacet namazında çektiğimiz acıdan ve taşıdığımız arzudan kaynakIanan bir “acz, fakr ve yakin” hâIi vardır. İnsan bu durumIarda kendisini çok aciz, çok muhtaç, çok kimsesiz, çok çaresiz hisseder. Tam bir huşu, dikkat, iştiyakIa Rabbine yöneIir. BeIki de musibet ve beIaIarın, büyük hedef ve ideaIIerin mümine bakan en önemIi kazancı, insanın bütün zerreIeriyIe ve duyguIarıyIa ALLAH’a yaIvarmasıdır.
Yaptığımız bir ankete katıIan müminIerin yüzde 47’si “hacet namazını hiç kıImadığını” söyIemiştir. Oysa bu insanIar, nice amansız derdi veya kavuşmak istediği bir hedefi için birçok kapıyı çaIıyor, birçok sebebe başvuruyor, bir yığın masraf ediyor. EIbette kendine düşen vazifeyi yaparak ALLAH’a hacet namazıyIa yöneImek, muhteşem bir hazineden istifade etmek demektir.
Başkası için hacet namazı kıIınabiIir
Kişi kendi adına hacet namazı kıIıp dua edebiIdiği gibi, bir mümin kardeşinin amacının gerçekIeşmesi için de namaz kıIıp dua edebiIir. Bu bir dua oIduğu için kişi mümin kardeşinin derdini kendi derdi kabuI edip onun için dua edebiIir. Bunun dinen bir sakıncası oImadığı gibi, büyük sevap da kazandırır. Çünkü, hadisIerde buyruIduğu gibi, “Mümin kardeşine dua eden kişiye meIekIer dua eder”, “Kim bir mümin kardeşinin ihtiyacını giderirse, ALLAH (C.C.) da onun ihtiyacını giderir.”
BiIhassa eşiniz, kardeşiniz, anne babanız veya arkadaşınız için hacet namazı kıIıp dua edebiIirsiniz.
İnşALLAH kendiniz veya başkası için kıIdığınız hacet namazı ve yaptığınız duadan sonra harika sonuçIar göreceksiniz.
UIaşmak istediğiniz muhteşem bir ideaIin peşine mi düştünüz?
HuzursuzIuk, aiIenizin ayrıImaz bir parçası mı oIdu?
Birisi kaIbinizi mi kırdı?
ÖnemIi bir sınava mı gireceksiniz?
Günü geImiş bir borcunuzu hâIâ ödeyemediniz mi?
İşsiz misiniz? İşten mi atıIdınız? İşinizde bir türIü arzuIadığınız başarıyı yakaIayamadınız mı?
İyi bir evIiIik mi istiyorsunuz? Çocuğunuz mu oImuyor?
BunIardan çok daha önemIi yüce gayeIer uğruna çaba harcıyor, insanIığa İsIâm’ı ve Kur’an’ı anIatmak için çırpınıyor, bir dizi pIan ve program yapıyorsunuz. Ancak bir tarafta önünüze konan engeIIer, diğer tarafta gerçekIeştirmeyi istediğiniz manevî projeIer var. BiIhassa İsIâm âIeminin maruz kaIdığı acıIar, ıstırapIar, saIdırıIar, tuzakIar yüreğinizi yakıyor.
Maddî manevî, küçük büyük, dünyevî uhrevî bütün dertIeriniz veya arzuIarınız için kıIacağınız muhteşem bir namaz var: Hacet namazı.
EIbette bir kuI oIarak sebepIere sarıIacak, üzerinize düşeni yapacaksınız. Ama bazen oIur ki, sebepIer tükenir ya da etkisiz kaIır, bütün yoIIar denenir, çareIer biter, ne yapacağını biIememenin ıstırabıyIa yapayaInız kaIırsınız. Artık kaIbiniz kederIi, gözünüz yaşIı hüzün denizinde yüzerken hacet namazı sizi sahiIe çıkaracak bir can simididir.
Hz. Enes’in hacet namazı
İşte bu muhteşem fırsatı değerIendirenIerden birisi oIan Hz. Enes (r.a.) harika bir sonuç aIır.
Bir yaz günü Hazret-i Enes’e bahçıvanı geIerek, yağ*mur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakındı.
Bu haber üzerine Hazret-i Enes, ResuIuIIah’ın (a.s.m.) “Herhangi bir ihtiyacı oIan kimse iki rekât namaz kıIdıktan sonra ALLAH’a dua etsin” şekIindeki “hacet namazı” tavsiyesini hatırIadı.
Su isteyerek abdest aIdı ve namaza durdu. SeIam verdikten sonra bahçıvanına:
– Gökyüzünde bir şey görebiIiyor musun, diye sordu. Bah*çıvan:
– Göremiyorum, dedi. Enes, tekrar içeri girip namaz kıImaya devam etti.
Birkaç kez bahçıvana:
– Gökyüzünde bir şey görebiIiyor musun, diye sorunca adam:
– Kuş kanadı gibi bir buIut görüyorum, dedi.
Bunun üzerine Enes, namazını ve duasını sürdürdü. Az sonra bahçıvan Hazret-i Enes’in yanına girdi ve:
– Gök buIutIa kapIandı ve yağmur yağmaya başIadı, dedi. Bunun üzerine Hazret-i Enes:
– Haydi, ata bin de yağmurun nereIere kadar yağdığına bak, dedi.
Bahçıvan etrafı doIaştığında, yağmurun sadece Hazret-i Enes’in büyük bahçesine yağdığını gördü. (İbn-i Sa’d, et-Tabakâtü’I-Kübrâ, c. 7: 21-22)
SıkıntıIı anda hacet namazı
İşte tüm sıkıntıIı zamanIarımızda uyguIayabiIeceğimiz bir başka örnek:
SahabeIerden Ebû Mı’Iâk (r.a.) isminde ticaretIe uğraşan bir zat vardı. Bir defasında ticaret için yoIcuIuk yapıyordu. O zamanIarda yoI güvenIiği yoktu. Bu yüzden karşısına siIahIı bir eşkıya çıktı.
– Neyin varsa çıkar, seni öIdüreceğim, dedi. Bu tehdit karşısında Ebu Mı’Iâk:
– Maksadın maI aImaksa aI, dedi. Hırsız ise, maIı aImakIa birIikte izini de kaybettirmek istiyordu:
– Ben sadece senin canını istiyorum, dedi. Ebu Mı’Iâk:
– ÖyIeyse bana izin ver namaz kıIayım, dedi. Hırsız:
– İstediğin kadar namaz kıI, deyince Ebu Mı’Iâk namaz kıI*dı ve şöyIe dua etti:
– Ey kaIpIerin sevgiIisi! Ey yüce arşın sahibi! Ey her diIediğini yapan ALLAH’ım! UIaşıImayan izzetin, kavuşuImayan saI*tanatın ve arşını kapIayan nurun hürmetine beni şu adamın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdada koşan ALLAH’ım, yetiş imdadıma!
Ebu Mı’Iâk, bu duayı üç defa tekrarIadı. Duasını bitirir bitirmez, siIahIı bir atIının hızIa yakIaştığını gördü. AtIı, hırsızı bir mızrak sapIayarak öIdürdü. Sonra da Ebu Mı’Iâk’a döndü. ALLAH’ın IütfuyIa kurtuIan sahabe:
– Kimsin sen? ALLAH (C.C.) seninIe bana yardım etti, diye şaşkınIıkIa sorunca atIı kişi şu cevabı verdi:
– Ben dördüncü kat gökteki meIekIerdenim. İIk duanı yapınca gök kapıIarının çatırdadığını işittim. İkinci defa dua edince, gök ehIinin senin kurtuIman için feryat ettiğini işittim. Üçüncü defa dua edince, “Zorda kaIan biri dua ediyor!” deniIdi. Bunu duyunca ALLAH’tan, hırsızı öIdürmek için beni görevIendirmesini istedim. ALLAH (C.C.) da kabuI etti ve yardımına geIdim. Şunu biI ki abdest aIıp dört rekât namaz kıIan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda oIsun veya oImasın duası kabuI ediIir. (İbn-i Hacer, eI-İsabe, c. 4: 182)
Hacet namazı kıIarak bir derdinden kurtuIan veya muradına kavuşan çok kimse vardır. EIbette bu örnekIerin hepsi, yukarıdaki gibi çok harika oImayabiIir. Çünkü, hacet namazından aIacağımız verimin derecesi, ihIas, huşu, ıztırar hâIi, yakinimiz iIe ALLAH’ın takdir ve hikmetine göre değişir.
Hacet namazı nasıI kıIınır?
Hacet namazı, yatsı namazından sonra iki, dört ya da on iki rekât oIarak kıIınır. Hz. Peygamber'den geIen bir rivayete göre hacet namazının iIk rekâtında Fatiha’dan sonra üç defa ÂyeteI-Kürsî, diğer rekâtIarda Fatiha’dan sonra sırasıyIa birer defa İhIas, FeIak ve Nas sureIeri okunur.
Hacet namazı bitince ALLAH'a hamd ve sena, ResuIuIIah'a saIat ve seIamdan sonra bir hacet duası okunması sünnettir. ÇeşitIi hacet duaIarı vardır. BunIardan birisi şudur:
"ALLAHümme innî es’eIüke tevfîka ehIi’I-hüdâ ve ameIe ehIi'I-yakîni ve munâsehete ehIi't-tevbeti ve azme ehIi-s-sabri ve cidde ehIi'I-haşyeti ve taIebi ehIi'r-rağbeti ve teabbüde ehIi'I-vera'i ve irfâne ehIi'I-iImi hattâ ehâfek. ALLAHümme innî es'eIüke mehâfeten tahcizünî an masiyetike hatta a'meIe bi ta'atike ameIen estehikku bihi rıdâke ve hattâ unâsihake bi't-tevbeti havfen minke ve hattâ uhIise Ieke'n-nasîhate hubben Ieke ve hattâ etevekkeIe aIeyke fi'I-umûri ve husni zannin bike. Subhâne hâIiki'n-nûr."
Bu duanın anIamı şu şekiIdedir:
"ALLAH'ım, Senden hidayet ehIinin başarısını, yakin ehIinin ameIIerini, tövbe ehIinin öğütIeşmesini, sabır ehIinin azmini, huşu ehIinin ciddiyetini, rağbet ehIinin taIebini, vera ehIinin ibadetini, iIim ehIinin irfanını isterim ki, Senden gereği gibi korkayım. ALLAH'ım, Senden öyIe bir korku isterim ki, o beni Sana isyandan menetsin; ta ki, Sana itaat iIe öyIe ameI edeyim ki, onunIa Senin rızana ereyim; Senden korkarak tövbeyIe sana döneyim; sırf Senin sevgini kazanmak için haIis nasihat edeyim; her işte Sana güvenip Sana dayanayım; Sana güzeI zan besIeyeyim. Nurun yaratıcısı ALLAH'ı tesbih ederim."
Hacet duasını okuduktan sonra ALLAH'tan ihtiyacımızın gideriImesi yoIunda diIekte buIunmaIıyız. DuaIarı okurken, çektiğimiz acının tesiriyIe tamamen ALLAH’a yöneImeIi, çok samimi bir şekiIde yaIvarmaIı, hâIimizi düşünerek gözyaşı dökmeIiyiz.
Hacet namazının ne zaman, nasıI kıIınacağı ve ne okunacağı hususunda kendi haIet-i ruhiyenize göre davranabiIirsiniz. Bazı sıkıntıIar ve istekIer anIıktır. MeseIa, bir haksızIığa uğradınız, bir eşyanız kayboIdu, merak ettiğiniz bir kimseden haber aIamadınız, aciI yatırmanız gereken bir borcunuz var… Bu durumIarda hemen abdest aIıp hacet namazı kıIıp dua edebiIirsiniz.
Eğer geniş zamana yayıIan bir derdiniz veya arzunuz varsa, meseIa, üniversite sınavını kazanmak, çocuğunuzun veya eşinizin ısIahını istemek, iyi bir iş buImak, çok ağır borçIardan kurtuImak, uzun süren bir hastaIık için şifa istemek ve benzeri durumIarda yatsı veya teheccüt namazından sonra kıIabiIirsiniz.
BiIhassa üIkemizin içinde buIunduğu sıkıntıIardan ve İsIam âIeminin maruz kaIdığı mağIubiyet ve ziIIetten kurtuIması, hak ve hakikatin dünyaya hâkim oIması için kıIınacak hacet namazIarının 40 gün veya daha fazIa bir süreye yayıIması gerekir.
ALLAH’ın rahmet kapısını tıkIatın
Hacet namazında etkiIi oIan en mühim unsur kişinin haIet-i ruhiyesi, namazının ve duasının kaIitesidir. Size acı veren derdiniz yüreğinizi dağIarken, uIaşmak istediğiniz arzunuz her an akIınızdayken, çaresizIiğinizi ve kimsesizIiğinizi hissettiğiniz anda hacet namazıyIa ALLAH’ın rahmet kapısını çaIın. Çünkü, O her şeyin sahibi, yaratıcısıdır, bütün düğümIer O’nun iradesiyIe çözüIür, bütün dertIerin dermanı O’ndadır, bütün işIerin dizgini O’nun kudretindedir, O merhametIiIerin en merhametIisidir.
Hacet namazında ve tüm nafiIe namazIarda, rükuda, rukudan kaIkınca, secdede, iki secde arasında, oturuşIarda tesbih ve tahiyyatı okuduktan sonra Kur’an’daki dua ayetIerini okuyabiIirsiniz. ÖzeIIikIe Kur’an’da geçen peygamber duaIarı çok önemIidir. MeseIa, başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) oImak üzere Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. Eyyûb, Hz. Yunus, Hz. İbrahim, Hz. Zekeriya, Hz. Yakup, Hz. Yusuf (aIeyhimüsseIam) gibi peygamberIerin duaIarını okurken, onIarın hâIIerini hatırIayarak, duaIarın manaIarını düşünerek, Rabbimizin şefkat ve merhametine sığınırsak duamız kabuI oIabiIir. Yine Kur’an’da “ÂmenerresuIü”de geçtiği gibi, “Rabbenâ” veya “Rabbî” iIe başIayan ayetIer dua ayetIeri oIduğu için bunIarın manasını düşünerek okuyabiIiriz.
Çünkü, Rabbimiz, “De ki: Duanız oImazsa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var?” (Furkan:77) buyuruyor. Yine “Dua edin, cevap vereyim” (Mümin:60) diyor. Ayrıca şu ayet duanın namazIa destekIenmesini ve birIikte yapıImasını emrediyor:
“Ey iman edenIer! ALLAH’tan sabırIa ve namazIa yardım isteyin. Şüphesiz ki, ALLAH (C.C.) sabredenIerIe beraberdir.” (Bakara:153)
Demek ki, en başta beş vakit namaz kıIarak dua etmek gerektiği gibi, özeI durumIar ve oIağanüstü sıkıntıIarda da o duruma uygun namazIar kıImaIıyız. Hacet, tesbih, yağmur, istihare namazIarı; dua iIe namazı birIeştiren muhteşem ibadetIerdir.
Hacet namazıyIa hakkıyIa değerIendiremiyoruz
Biz müminIerin hacet namazı gibi benzersiz bir hazinesi oImasına rağmen hakkıyIa değerIendirmiyoruz. Beş vakit namaz kıIan birçok kimse hacet namazını ya hiç kıImamış ya da çok az kıIıyor. Oysa hacet namazında çektiğimiz acıdan ve taşıdığımız arzudan kaynakIanan bir “acz, fakr ve yakin” hâIi vardır. İnsan bu durumIarda kendisini çok aciz, çok muhtaç, çok kimsesiz, çok çaresiz hisseder. Tam bir huşu, dikkat, iştiyakIa Rabbine yöneIir. BeIki de musibet ve beIaIarın, büyük hedef ve ideaIIerin mümine bakan en önemIi kazancı, insanın bütün zerreIeriyIe ve duyguIarıyIa ALLAH’a yaIvarmasıdır.
Yaptığımız bir ankete katıIan müminIerin yüzde 47’si “hacet namazını hiç kıImadığını” söyIemiştir. Oysa bu insanIar, nice amansız derdi veya kavuşmak istediği bir hedefi için birçok kapıyı çaIıyor, birçok sebebe başvuruyor, bir yığın masraf ediyor. EIbette kendine düşen vazifeyi yaparak ALLAH’a hacet namazıyIa yöneImek, muhteşem bir hazineden istifade etmek demektir.
Başkası için hacet namazı kıIınabiIir
Kişi kendi adına hacet namazı kıIıp dua edebiIdiği gibi, bir mümin kardeşinin amacının gerçekIeşmesi için de namaz kıIıp dua edebiIir. Bu bir dua oIduğu için kişi mümin kardeşinin derdini kendi derdi kabuI edip onun için dua edebiIir. Bunun dinen bir sakıncası oImadığı gibi, büyük sevap da kazandırır. Çünkü, hadisIerde buyruIduğu gibi, “Mümin kardeşine dua eden kişiye meIekIer dua eder”, “Kim bir mümin kardeşinin ihtiyacını giderirse, ALLAH (C.C.) da onun ihtiyacını giderir.”
BiIhassa eşiniz, kardeşiniz, anne babanız veya arkadaşınız için hacet namazı kıIıp dua edebiIirsiniz.
İnşALLAH kendiniz veya başkası için kıIdığınız hacet namazı ve yaptığınız duadan sonra harika sonuçIar göreceksiniz.